bela

  1. sıkıntı, musibet vb. manalara gelmektedir. ayrıca, 'evet' manası da vardır*, bu manasıyla elest bezminde verilen cevaptır. "ben sizin rabb'iniz değil miyim?*" sorusuna cevap olarak ruhlar "evet, rabb'imizsin.*" demişlerdir.*

    maruz kalan insan için bir imtihandır. bu durumdaki bir insanın yapması lazım gelen ilk şey nefsini sorgulayıp kendinde hata aramasıdır, çünkü başa gelen her fena* şeyde insanın evvela kendisine bakması gerekmektedir. bir belaya maruz kalan insan asla ve kat'a, "neden başıma bunlar geldi?" dememeli ve belayı sabırla karşılamalıdır. * güzel bir hakikati ifade eden bir beyitte geçtiği gibi,

    kul bela görmez, hakk yazmadıkça
    hakk bela yazmaz, kul azmadıkça.

    belanın, işlenen günahlara bir keffaret olma yönü, bir de bunun yanında insanın allah katındaki derecesini yükseltme yönü vardır. burada şöyle bir hususa dikkat etmek lazımdır: kendi başımıza bir bela geldiğinde bunun günahlarımızdan ve hatalarımızdan kaynaklandığını düşünebiliriz* fakat başka bir kardeşimizin başına bir bela geldiğinde bu şekilde düşünmemiz çok büyük bir yanlıştır, 'su-i zan'dır*. o durumda yapmamız gereken, belanın büyüğünün allah'ın sevgili kullarının başına geldiğini düşünmek ve kardeşimize dua etmektir. şeytan sağdan yaklaşarak, kendimiz için de böyle düşündürtmeye* çalışacaktır bizi, dikkat etmezsek bu sinsi tuzak yüzünden mahvolabiliriz. insan, kendini bu açıdan önemli görmeye başladığı anda uhrevi yönden zararlı bir yola girmiş olur; tevazudan uzaklaşmış ve kibir yamaçlarına yelken açmış bir hale bürünür. kibir ise, iyi insanların değil kötü insanların vasfıdır; şeytan da kibir yüzünden imtihanı kaybetmemiş miydi zaten?!

    insan, belayı vazifesini yapmaya gelmiş bir "vazifeli" olarak kabul ederse daha rahat edecektir. belayı önemsememek ve bilerek belaya bulaşmak demek değildir bu; tevekkülü hatırlamak demektir. bilmelidir ki, "bela işini bitirince deva kapının önündedir." sabır ve şükürle karşılanırsa bela bir ibadet olabilir, hem de içine riya giremeyecek bir ibadet.. böyle bakılırsa, bela güzel bile gelebilir insana.

    hülasa olarak şöyle diyebiliriz: başımıza herhangi bir bela gelirse bunun sebeplerini ilk başta kendimizle aramalıyız. günahlarımızı/hatalarımızı düzeltmeye çalışmalı, bunu yaparken sabretmeli ve ne olursa olsun şükretmeyi de unutmamalıyız.*
    (herseyemaydanoz 21.05.2007 12:23 ~ 21.05.2007 12:24)
  2. arûz vezniyle yazılmış, hem de günümüz türkçesiyle yazılmış bir şiirin içinde geçer bu kelime.. dörtlüğün anlamını pekiştirir. çok da severim hani..

    "devâ gelmez, belâ gitmez; tesellî "âh!"a kalmıştır
    kulun hükmünden el çektim, karar allâh'a kalmıştır
    hayâlinden de hoşnûdum o yârin, kendisinden de
    bu yüzden bence farketmez, ha gitmiştir, ha kalmıştır"***

    vezin: mefâîlün/mefâîlün/mefâîlün/mefâîlün
    (benlicenan 21.05.2007 13:20 ~ 21.05.2007 13:29)
  3. kalu "dediler" bela "elbette" olarak tefsir edilen ayet-i kerime nin söylendiği elest bezm'inde "başlangıç beldesinde verilen söz üzre, evet kelimesinin en kavisi "kuvvetlisi" olarak da tanımlanılan insanoğlunun hakkını verme üzere ağızlardan ilk çıkan sözüdür.
    (mantis 21.05.2007 13:38)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.