sarmak

  1. çevresini dolayacak şekilde etrafını kaplamak, dolaştırıp çevresini sarmalamak. sarmaşık ve sarılmak sözcüklerinin eylem köküdür kendisi.

    sarmak ve doldurmak eylemlerinin zihinde azıcık karıştığını, yaprak sarması ve biber dolması kavramlarından görebiliriz. bunları gözümüzde canlandırdığımızda, yani yapım aşamalarını düşündüümüzüde karışmalarının imkansız olduğunu görürüz tabi. aklınızda bulunsun.

    sarmak, kaplamak, çevrelemek, kuşatmak, kucaklamak, bunların hepsi aidiyet duygusunu anımsatır insana. saran büyük geniş ve güçlü, sarılınan zayıf ve korunmaya muhtaç diye düşünüleblir, ama istsnalar yok değildir, mesela koca çınara sarılan sarmaşık elbette ondan güçsüzdür veya file tırmanan karınca misali ama niceliği fazla olursa onu alt edebilir. sarmak sözcüğü gayet anaç bir sözcüktür, "yavrusunu kucaklayan anne" imgesini getirir gözlerin önüne, veya başka bir versiyon olarak "yavrusuna yaprak sarması saran anne" imajı... of...

    sarılalım sıkı sıkı.

    değiil

    beni al kucağına elini belime sar
    beni almadığın an üşürüm sabaha kadar
    beni al kucağına elini belime sar
    beni almadığın an ölürüm beni al
    (queen tinorfithiel 01.03.2008 16:47)
  2. (bkz: sarma)
    (olurooleseylerbazen 13.06.2012 12:22)
  3. bir bahane üretip karşısındakine çatmak.
    (bkz: saracak yer aramak)
    (avare 13.06.2012 20:11)
  4. (bkz: parmak)
    (vladimir 13.06.2012 22:54)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.