genel istatistikler
toplam38
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +5
toplam -0

ayak sesleri

    "bir misafirin habercisi midir bu agır agır yaklasan ayak sesleri"...diye şairini hatırlayamadıgım cok güzel bir dize vardır yalnızlıkta duyulan ayak seslerinin insanlarda yarattıgı etkiye örnektir bu tip dizeler...
    (09.05.2007 21:42)

2000 lerde çocuk olmak

    toplumları eskiden anaerkil, ataerkil diye sınıflandırırdık. günümüzdeki durumu ben evlaterkillik olarak nitelendiriyorum ve bunu en hararetli sekilde yasayanların ise 2000lerin cocukları-genclerinin olduklarını düşünüyorum...
    (09.05.2007 21:33)

ılımlı islam

    islamda gelenek ve gelecek yoktur.islam kaynak olarak sadece kuranı kabul eder, kuran ise kendinden öncekini reddeder (kutsal kitap babında ki zaten onlarla ilgili yeterli bilgi de kuranda mevcuttur) kendinden sonra gelecek olanı da reddeder (son peygamber son kitap) ve bunun insanlar için tek basına yeterli bir kaynak oldugunu vurgular. islam zaten ılımlıdır ki her din kendi basına cok masum bir kavramdır. islam evrenseldir ve bütün zamanları kapsar. kuralları bellidir, bu nedenle toplumdan toplumabir değişim sözkonusu olamayacagı gibi, yıllar gectikce de yeni cağa ayak uydurma gibi bir sey sözkonusu olamaz. bu nedenle islamiyetin özünü tam benimseyememiş insanlar tarafından, sanki islam bu vaadettiklerini karsılamıyormus gibi, dünyada kötü bir imaja sahip olan islamı daha ılımlı göstermek için yapılan bu tip calısmalar gereksizdir, sacmadır, islama aykırıdır. islamın yeni boyutu diye halka kakalamaya kalkısmak edepsizliktir...
    (09.05.2007 21:27)

handikap

    (bkz: handicap), fiziksel ya da zihinsel yetersizlik, sakatlık anlamına gelirken ayrıca dej avantaj manasında da kullanılır.
    (09.05.2007 20:58)

rotary

    cok kaliteli bir uluslar arası öğrenci değişim programı
    (09.05.2007 20:22)

sınıf yoklaması

    genelde numaraları soylerek alır öğretmenler yoklamayı. bu da numarasını henüz ezberleyememiş olan öğrenciler için zor anlar yaratır. örneğin
    a: 56
    b: ses yok
    a: 56
    b: ses yok
    a: oğlum ahmet gelmedi mi bugün okula?
    b: burdayım hocam bişey mi vardı
    (05.05.2007 19:51)

cadılı masallar

    genelde cocuklar cadılı masallardan korkarlar, ablalar da sinir etmek için cadılarla ilgili korkunc hikayeler anlatırlar anneler ise cocuklarını avutmak için, annemin yaptıgı gibi, şatosu avusturyada olan bir adet alexandra mutluluk perisi yaratırlar ve bütün cadıların kötü olmadıgına ikna edip korkuları gidermeye calısırlar.
    (05.05.2007 19:49)

laiklik ve şeriat

    laiklik, dini devlet işlerinden ayrı tutarak onu garantiye alan bir sistemdir. bu nedenle islami kesime daha fazla hitap etmesi gerekir. fakat nedense laikliğin amacı bilincsiz halka bir türlü iletilemez bu yüzden halk laiklikle birlikte dinlerinin elden gideceğini sanıp korkar ve bu nedenle de türkiye yıllardır laiklik tartısmalarından pacasını kurtaramaz. din ve devlet işleri birbirinin tamamlayıcısı olmadıgı için şeriata dayalı bir yönetim biçimi günümüz sartlarında düşünülemez. din, her zaman insanları birbirine bağlayan ve birlikte hareket etmelerini sağlayan en önemli kavramlardan biri olmustur tarih boyunca, fakat dine dayalı bir yönetim biçiminde, din ister istemez cıkarlar dogrultusunda kullanılacagından insanlar dinlerini istedikleri boyutta yasayamayacaklardır. fakat su da bir gercektir ki hz. muhammed, dönemindeki sartlar gereği hem dini hem de siyasi lider vasıflarını üstlenmiştir. çünkü halkı bir araya toplayan o oldugu gibi tanrılar gelen vahiyleri de halkına ileten kendisidir. ilerleyen yıllarda da halifelikle birlikte hem dini hem de siyasi liderliği üstlenme olayı devam etmiştir. fakat özellikle osmanlı döneminde, yani halifeliğin son dönemlerinde, bu sisteme daha fazla sırtımızı dayayamayacagımız anlasılmıs, 1. dünya savasında da cihad cağrısının ise yaramadıgı görülmüş, fransız ihtilaliyle değişen dünyaya, mesrutiyetler ve ıslahatlarlarla ayak uydurmaya calısılmıs ve bugünkü cumhuriyetin ve laikliğin temelleri bi bakıma atılmıstır.
    (05.05.2007 19:44)

çile

    sezen aksunun bahane adlı son albümünde yer alan güzel bir sarkı. sözleri sezen aksuya müziği arto tuncboyacı'ya aittir.
    sözleri

    sorarım soru sırra ermem
    ararım döne döne duramam
    yürürüm diken diken kanamam
    yola düşünce

    bilemem başı sorunu nerede
    akarım nehir gibi yine de
    yaşamak inadına ve illede
    cana uyunca

    Çilee naninanina çileee naninanina (2x)

    göremem bazı boşa bakarım
    bir dua bir türkü bir can yakarım
    beşerim şaşar hata yaparım
    kötü huyumca

    tutamam yeri toz tanesiyim
    bir garip dünya biçaresiyim
    bir kulun deli divanesiyim
    aşka gelince

    Çilee naninanina çileee naninanina (2x)

    [vokal:]
    ne rahat bir soluk aldım, ne huzur buldum
    yine de sevdim bu acı dünyayı, gitmedim durdum
    [sezen:]
    ah eey, ah eeey, ah eey

    Çilee naninanina çileee naninanina (2x)

    (05.05.2007 19:33)

kafisap

    coffeeshop un türkçe okunusudur. aci'da genç basarı klübü öğrencilerinin hayali olarak acacakları kafeye kendilerince, bu tip yabancı isimli "coffeeshop"lara tepki olarak uydurdugu bir isimdir. ayrıca sözlükte de vampirliği oldukca ciddiye alıp hevesle yazan kafisap adında çiçeği burnunda bir yazarımız vardır....
    (28.04.2007 00:35)

vladimir

    gözlemlediğim kadarıyla baslık acmaktan cok hoslanan ve tanımlarında kuru bilgi vermekten daha cok düşüncelerini dile getirmekle mesgul olan bir vampir arkadasımız....fakat takdir ettiğim yönü girdiği tanımlarda gercekten eğleniyor olması. sözlükte baya bir tanınan ve tartısma odağı olmus bir isim. henüz benim tanımlarım onun - lerinden nasibini alamadı kendimi şanslı hissetmeliyim galiba:)
    (27.04.2007 22:44)

koy enstituleri

    zamanında çokça komünist yetiştirmiş eğitim kurumlarıdır fakat verdiği eğitimle gercekten fark yaratır. köy enstitülerinde ve onun devamı olan öğretmen okullarında, sabah etüdleri, yemekhane-yatakhane nöbetleri gibi görevlerle öğrencilerin sorumluluk bilinci geliştirilirken akademik eğitimin yanında tarım ve hayvancılıkla ilgili pratikte cok iyi bir eğitim de verilir. mezunları, bugün belki fen liselerinden bile daha ağır olan bir çalışma sisteminde eğitim veren ve 1000de 1 oranında öğrenci kabul eden bu okulların müdürlerinin ise bir ünversitenin rektörü kadar tanındıgı ve hürmet edildiğini söylerler ki böyle bir eğitim sisteminde ancak bugün lisenin ardından 4 yıl daha okunan üniversite ile elde edilebilen öğretmenlik vasfı orta okul ve lise toplam 6 yıl olmak üzere alınan br eğitim sitemiyle öğrencilere aktarılabilmiştir. düşünüldüğünde bugün cok ağır gelen bu eğitim sistemi aslında öğrencilerin, yarıs atı gibi, sırf akademik bilgileri inekleyip öğrenmesinden ziyade, hayatın geri kalanı için gerekli olacak vasifıları da edinmesi acısından cok yararlı bir sistemdir. 18 yasında mezun olup yurdun 4 bir yanındaki köy cocuklarına eğitim vermek için giden bu genc ama donanımlı öğretmenler öğrencilere eğitim ve öğretim vermekten ziyade köyün nüfus kütüklerinden bütçelerine kadar herseyiyle ilgilenirlerdi fakat öğretmenin görevi bununla da bitmezdi, ayrıca okul bahcesindeki köpekleri, cocukları ısırmasınlar diye kovalama görevi de onlarındı...:)buradan mezun olan genclerin coğu aldıkları bu eğitimle yetinmez ve yeni bir üniversite okuyarak kendilerini geliştirme yoluna giderlerdi ki bugün köy enstitüsü mezunu olan birçok doktor-avukat vs. bunu ispatlar niteliktedir. zaten öğretmenler de bu öğrenmeye müsait cocukların bununla yetinmeyeceğini ve kendilerini daha da geliştireceklerini bilirler ve öğrencilerine yardım etmekten hiç gocunmazlardı. oyle vefalı hocaları vardır ki yıllar sonra bile değer verdikleri öğrencilerini gördükleri yerde hatırlar ve eski günleri yad ederler, hatta dönemin diğer öğrencilerinin mezun olduktan sonra ne yaptıkları gibi bilgileri de bu hocalardan almak mümkündür....
    (27.04.2007 22:29)

çekçek

    genellikle yazlık yerlerde traktörün arkasına bir römork takılır içine koltuklar yerleştirilir. üzerine de sevimli bir gölgelik takıldı mı al sana çekçek. fakat bu çekçekle dik yokusları cıkması cok zor olur ve gergin anlar yasanır. bu sırada arkalardan bir yerden "çekçek çekçek mi bakalım" diye bir şeyler duymanız mümkündür. çoğu yere yabancıdır bu alet o yüzden de kullanılırken cok zevkli dialoglar yakalanabilir mesela yaslı bir teyzeden "bindik bir alamete gidiyoz kıyamete" gibi bir yorum duymanız tabidir:)
    (27.04.2007 21:46)

arkayı beslemek

    dolmuslarda normalde 4 kişi alabilme kapasitesi olan arka koltukların "daha cok yolcuya hizmet varmek adına:p" 5lenmesi sözkonusudur. tabi polis arabası görüldüğü zaman ayakta yolculuk etmekte olan insanların çökmeleri gerektiği durumunu göz önüne alınırsa beşlenen grubun içinde olmak da bir ayrıcalıktır... aynı durum çekçek denen alette de sözkonusudur ki seferihisar'da bir tatil sitesi olan banksis'deki çetin abi çekçek'e insanları doldururken arkayı beşleyelim gencler diye uyarma gereği duyar hep. bazen arkayı altılamak da sözkonusu olur ki oyle samimi samimi gidilir evlere...
    (27.04.2007 21:25)

nigar

sayfa: 1-2-3

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.