surelerin arapça okunması

  1. Bütün müslümanların dil farklılığına rağmen birlikte ibadet etmesini sağlayan en önemli faktör.
    Namazda surelerin arapça okunması dolayısıyla dünya müslümanları olarak namazları birlikte kılabiliyoruz. Müthiş bir şey.
    Dün akşam Şehzadebaşı camiine hatimle teravih kılmaya gittik. Turist Arap müslüman kardeşlerimizden önemli bir katılım vardı ve birbirimizle ayrıca konuşmadan hemhal olmuştuk. Bunu tüm dünya milletleri ile birlikte Kabe'de de yaşamıştık. Her millet kendi diliyle okusaydı acaba o müthiş cemaati nasıl oluştururduk? Herkes kendi tercih ettiği mealden okumaya çalışsa nasıl bir sonuç olurdu? Sadece Türkiye'de 50'nin üzerinde ayrı meal var. Küçük bir camide bile bir cemaat oluşturmak mümkün olmazdı. Ortada ne din kalırdı, ne Kuran ne de cemaat. Nasıl olsa herkes kendine göre bir tercüme ve meal oluşturabiliyor.
    Namazda surelerin arapça okunması müslümanlık oranının yüksek olmasına sebep olmaktadır. Müslümanların Kuranı öğrenmek için arapça öğrenmesi ve bu arada meal ve tefsirlerden de daha iyi anlamaya çalışması daha da yükselmesine sebep olmaktadır. Tarihte böyle olmuştu. Ne var ki emperyalistler Kuranın anlaşılmasını ve müslümanların birliğini engellemek için Arapçayı her ülkede gittikçe farklılaştırmışlardır. Türkiye'de de harf devrimi ve medreselerin kapatılması ile Kuranın Anlaşılmasının önüne önemli bir engel konulmuştur. Buna rağmen Kuranı anlamak ve topluma tanıtmak için çalışmalar artmıştır son zamanda.
    Kuranın Anlamıyla Buluşmak Platformunun Namazda Kuranın Anlamıyla Buluşmak Başlıklı projesini bir an önce tamamlaması önemlidir bu noktada. www.kuranimiz.net
    Kuran tartışılmak için değil, anlaşılmak için öğrenilir. Tartışmak için öğrenenlerin Kurandan faydalanması zordur. Kuran iyiniyetlileri, önyargısız Hak aşıklarını, kendisine yükleyeceği yükümlülükten kaçınmayıp doğruya ulaşmak isteyenleri doğru yola ulaştıran mucize bir kitaptır.
    Kuranı öğrenmek isteyenler için bir çok dilde yeterince meal ve tefsir bulunmaktadır. Müslüman olan batılıların önce Arapça'yı öğrenmeye çalışması takdire değerdir bu anlamda. Seven sevdiğinin dilini öğrenebilmektedir. Tıpkı günümüz gençlerinin batı müziklerini anlamak için o dillerde çalışıp ilerleyebilmeleri gibi.
    Kuran indiği gün itibariyle kayıt altına alındığı için üzerinde sahihlik tartışması yoktur. Hadisler ise Kuran ile karışmasın ve Kuranın sıhhatine zarar gelmesin diye bir kaç asır sonra derlendiğinden sahih, hasen, zayıf, mevzu (uyduruk) gibi derecelendirmeye tabi tutulmuştur.
    (#307898) gelincik|13.08.2011 17:16|