gelincik

  1. ayna nın çok beğendiğim şarkısıdır. şarap gibi gün geçtikçe değer kazanan şarkılarından biridir.

    varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
    bende seni öyle sevdim özüm gibi yalansız
    İş ararken kahvelerde inanan gözlerin vardı
    o dalgalı saçlarında gül kokan umut vardı
    yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
    aş pişmeyen ocaklarda aç doyuran umut vardı

    söyle birbirimizi nasıl sevdik
    saçları sırma gelincik
    gözleri sürme gelincik
    suçumuz neydi bizim

    sevdik birbirimizi deli sevdik
    saçları sırma gelincik
    gözleri sürme gelincik
    suçumuz neydi bizim

    varoşların sevdaları gerçek olur çıkarsız
    bende seni öyle sevdim özüm gibi yalansız
    gözlerinde bir ümitti yanıyordu yürek gibi
    yoksulluğun pençesinde arıyordu gözlerini
    yağmur çamur varoşlarda sımsıcak yürekler vardı
    aş pişmeyen ocaklarda aç doyuran umut vardı
    söyle birbirimizi nasıl sevdik
    saçları sırma gelincik
    gözleri sürme gelincik
    suçumuz neydi bizim

    sevdik birbirimizi deli sevdik
    saçları sırma gelincik
    gözleri sürme gelincik
    suçumuz neydi bizim

    Şiir

    sen yüreğimin çayırlarında
    her mevsim umudu müjdeledin bana
    sen benim ellerinden tutabildiğim
    yanağını okşaya bildiğim
    sarılıp ağlayabildiğim
    dostum, sırdaşım, biricik sevdam
    ayrılık unutanlara mahsus
    ben seni unutamadımki
    ben senden ayrılamadımki
    yıllar neleri götürdü özümden
    neleri unuttu yüreğim
    selemi kapıldan yoksa İstanbul yamacında
    söyle suçumuz neydi bizim.

    (gehenna187 11.04.2007 08:20)
  2. dilimizde aynı isimle hem bitki, hem de hayvan adı olarak bulunan kelime.
    (mitamit 20.07.2007 17:23)
  3. 25-35 cm boyunda, kısa kuyruklu, uzun ince gövdeli, sansargillerden bir yırtıcı memeli. kuyruğu kısa ve küt, kulakları yuvarlaktır. sırtı kızılımsı ve sincabi, karnı beyazdır. küçük boyuna bakmadan kendinden çok büyük hayvanlara bile saldıran iflah olmaz bir psikopattır. kümeslere girer yiyebileceğinden çok daha fazla piliçboğar, hepsini öldürür gider. otoyollarda, köy yollarında arabayla giderken yolun ortasında iki ayak üstüne kalkıp size bakan ve sonra yok olan hayvan budur işte.


    (argus wishingwell 01.08.2007 11:40 ~ 23.10.2007 11:38)
  4. paper rhoeas bilim adlı tek yıllık bitki. çiçeklerinin genel rengi kırmızı olup yine de turuncuya kaçan gelincikler de vardır. çiçeği çok narin olup doğada serbest yetişir. özellikle trakya ayçiçeği ve buğday tarlalarının vazgeçilmezlerindendir. rhoeadine adı verilen bir yatıştırıcı asit içerir. ayrıca yapraklarından gelincik şerbeti yapılır*. her zaman çingeneler ile özdeşleştirilir ve özgürlüğü simgeler. çocukken tarlalarda dolaşır, gelincik yaprağı yerdik, hey gidi günler.


    (argus wishingwell 01.08.2007 11:40 ~ 23.10.2007 11:31)
  5. bitki terminolojisinde paper rhoeas diye adlandırılan bir yaz çiçeğidir. genelde kırlarda,demiryolu kenarlarında ve dağlık bölgelerde rastlanır. alışılagelmiş kırmızı rengi haricinde beyaz,pembe,sarı,turuncu ve mavi renkli gelincik çiçeklerine rastlamak da mümkündür. hatta 4 ve 6 taç yaprağa sahip de türleri vardır. arılar gelinciği polen kaynağı olarak kullanırlar. ayrıca gelinciğin sembolize edildiği üç durum vardır. ilki uykudur. afyonun özütünde olmasından dolayıdır. ikincisi de ölümdür. genel olarak kan kırmızı yapraklarından kaynaklanır. mezar taşlarında rastlanan gelincik figürü sonsuz uyku anlamına gelmektedir. ve üçüncü anlamı grek- roman mitolojilerinde geçen ölümden sonra diriliştir. bununla birlikte gelincik çayı , sakinleştirici etkiye sahiptir. kenzo flowers adlı parfümün de sembolü olarak gelincik çiçeği kullanılmaktadır.


    (spinninaround 17.12.2007 19:49 ~ 04.06.2008 13:37)
  6. kırmızı ve siyah oluşu ateşi çağrıştıran çiçek. bir de ateşli çingene filminde en güzel dönemindeki türkan şoray'ın karakterinin adı gelincik diye midir nedir, gelincik diyince böyle siyah saçlı kıpkırmızı dudaklı kara gözlü kırmızı elbiseli bir kadın canlanıyor gözümde. o yüzden beyaz gelincik dizisindeki kızcağız, bu kıpkızıl gelinciğin solgun bir yansımasını oluşturmuştu sadece, zaten beyaz gelincik de öyle solgun olur.

    her neyse, gelincik isim olarak böyle arzu'dur, alev'dir, ahu'dur, afitap'dır, öyle bir ismi çağrıştırıyor bana.
    (queen tinorfithiel 27.04.2009 00:01)
  7. Çiçek olanı bende güzellik, narinlik, ruh temizliği, özgürlük, masumiyet ve mağduriyeti çağrıştırır.

    Hayvan olanı da vahşi diyarda çok iş görür.
    Rivayetlere göre, zaman zaman şehirde de görülebilen, girintisiz çıkıntısız düz duvarlardan kolayca tırmanan, çatılardan atlayan kedi fare arası, çevik, meraklı, sevimli, boncuk boncuk, sıcacık bakan gözlere sahip parkur hayvanı.
    konuşun eğer yaklaşabiliyorsanız, sizi dinleyecektir ve kaçmayacaktır bu sırada siz de onu inceleme fırsatı bulursunuz.
    mesaj vermek istediğinde en az bir insan kadar anlaşılırdır gelincik.
    ileri derecede ehilleştirilebilir, bir kere ehilleştirildi mi sahibine çok alışır, ölene kadar bırakmazmış.
    Bunun yanında, yavrusunu öldürenin kümesine dalıp tek bir ısırık dahi almadan 50 kadar tavuğu boğup bıraktığını anlatmıştılar. Onu izleyin.
    (gelincik 01.07.2009 09:57 ~ 01.07.2009 16:06)
  8. Gelincik Masalı'nın konusu olmuştur kendisi. Ne işin var bu diyarda gelincik.

    http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp?siir_id=926741

    GELİNCİK MASALı
    Uzak zamanların,mevsimsiz baharlarında
    Gelip açtın GELİNCİK o büyük ihtişamınla.
    Farklıydın,aykırıydın,yabandın buralara...
    Nazlı nazlı salınırken bedenin rüzgarda,dudaklarında,
    Bir sevda türküsü mırıldanırdın yarım yamalak.
    Duyulmazdı sesin, güzelmiydi değilmiydi bilmiyorum.
    Esir aldığın günden beri yüreklerimizi,
    sağırdı kulaklarımız duyamıyordum! ...

    Bizim kırık kalplerin atıldığı,ihanetlerin su gibi satıldığı,
    Yalanların cirit attığı,insanlığın yittiği,
    Adamlığın bittiği,kadınlığın yetmediği çöplükte
    Ne işin vardı,neden geldin, verdin burada filizcik? ..

    -Nerden bileceksin,sen, hiç çöplük görmemişsin ki GELİNCİK.

    Yoksa! ...
    Kan kırmızısı çiçeğinle canmı vermeye gelmiştin?
    Can çekişen ruhların,meleği olmakmıydı niyetin?
    Kadınca kokunla örtmüştün, bütün kokuşmuşlukları da,
    Gelincik kokuyordu her yer,anason gibi etkili,
    Bizde geçmeyen bir sarhoşluk haliydi....
    Biz seni hep yanlış anladık GELİNCİK!
    Amber_i misk kokunu anason sandık, dedim ya günâhkardık!

    -Nerden bilelim buradaki kadınlar böyle kokmuyor ki GELİNCİK.

    Sen özgür,sen yalnız,sen zamansız ve bir o kadar da
    Amansız,kör edecek kadar ışıl ışıldın! ...
    Süreyya yıldızımıydın yoksa samanyolumuydun? bilemedik.
    Gözlerimizi kör etmiştin göremiyorduk ki GELİNCİK.
    Işığınla fırladı mezarlarından kokuşmuş cesetler bir bir...
    Çürümüş bedenlerin vücutları halâ kir...
    Günahkâr kadınların mosmordu öpülmekten her yeri...
    Gökten kurtçuklar yağıyor,yer gök kaynıyordu ve halâ,
    Çamur, irin doluyordu lânetli bedenlere şırınga,şırınga...
    Sen toprağa tutunmaya çalışırken,kurtçuklar köklerini yiyor,
    Ama sen bunları bilmiyordun....

    -Nerden bilecektin, sen kurtçuk hiç görmemişsin ki GELİNCİK...

    Tırtılların,kırk ayakların kırkıda sarmıştı tüm bedenini acımasız,
    Fırsatçı akbabalar yarışırcasına alalaceleyle,
    Bir pervane gibi dönüyorlardı ışığının efsununda,sarhoş bedenleriyle...
    Zavallı GELİNCİK bî_haber halâ gülümsemekte...
    Sahi! ....
    Neden gelmiştin bu çöplüğe GELİNCİK?
    Kim atıvermişti tohumlarını havaya?
    Hangi rüzgar savurmuştu acımasızca buraya?
    Ah...GELİNCİK ah...
    Ruhun kirlenecek, hadi git,git! ...

    -Ama nerden bileceksin sen hiç kirlenmemişsin ki GELİNCİK...

    Bi_çare habersiz dağıtırken tebessümlerini sağa sola,
    Art niyetli kargalar bindiler dallarına,
    Alından al,balından bal çalıp sürdüler morarmış dudaklarına,
    Masum maskeler takıp eğildiler bir bir önünde...
    Tavaf edercesine döndüler etrafında el etek öperek...
    Öyle asil,öyle cömert ve öyle zengindi ki yüreğin
    Dağıttın dağarcığındakileri,verdin güzelikleri de tek tek,
    Sütle yıkanıp, ak kaşıktan daha ak sandılar günahkâr bedenlerini..

    -Nerden bilecekler hiç sütle yıkanmamışlar ki GELİNCİK! ....

    Sen! .. Yalçın kayalıkların özgür çiçeği,
    Pamuk yataklarda doğmuş,atlas yorganlarda büyümüş,
    Güneş yakmamış,soğuk üşütmemişti seni,
    Ondandı nazların,niyazların,kış zemherisi ayazların.
    Güzelliğinle yosma kadınların tek rakibi,
    Ağzından şehvet salyaları akan,
    Erkeklerin hayâliydin sen GELİNCİK!
    Ah! ....kırmızı gelinlikler giymiş nazlı GELİNCİK
    Ölüm fermanları veriliyordu, yosmaların kokuşmuş ağızlarında
    Ve.....sen GELİNCİK gülümsüyordun halâ! ...
    Ciğeri beş para etmez insancıklara,
    Adam sanıyordun ya ben ona yanıyorum.
    Ama nerden bileceksin?

    -Suret'i olmayanları hiç tanımamıştın ki GELİNCİK!

    Riyâsızdın,duru bir su gibi,her gönüle akıyordu suların,
    A_bû hayat gibi, sanki zemzem di kuyuların.
    Uzaktın buralara,yabandın, yasaksızdın.
    Dağıttın alını,hemde balını,dili bala alışık olmayan ağızlara...
    Bak! ...Şimdi şehvet salyaları akıyor artık mor dudaklardan,
    Yosma kadınların memelerinden kan damlıyor.
    Savaşlar yapılıyor,kanlar akıyor oluk oluk uğruna,
    Yosmalar,kahpece ormanı ateşe verince her gece,
    Ortalık cehenneme dönüyor kan kokuyordu, ağır ve ılık.
    Sen hala bilmiyor ve hala gülümsüyordun GELİNCİK...

    Bir gün sustun....nazlı nazlı salınmadın,rüzgara karşı direndin,
    Sonra! ....
    Eğildin toprağı dinledin! ... Sarsıldı tüm bedenin,
    Çıkmıştı yüzdeki maskeler ve gerçekleri öğrendin,
    Telaşlı korkularla hemen gitmek istedin...
    Ama...
    Sarmıştı bedenini kırk ayaklı tırtıllar,
    Hem.... Emanetteydi yüreğin! ...
    Mor menekşe gibi boyun eğip,na_çar bekledin.
    Girdap dalgalarına karşı ince bedeninle,
    Savrulurken bir oraya bir buraya,döküldü kan rengi çiceklerin,
    Tek tek girdabında kayboldu çöplüğün.
    Ve şimdi....
    Zafer kahkaları duyuluyordu yosmaların sesinden,
    Kılıçlar çekiliyordu yine en yenisinden...
    Yalnızdın sen GELİNCİK savunmasızdın,bir söğüt dalı gibi tek.
    Nereye baksan diz boyu pislik,nereye baksan çöp.
    İblisti bu insancıklar,
    Bu nasıl bir körlüktü,nasıl körkütük göremediğin?
    Uyan GELİNCİK uyan,düş değil bunlar gerçek!

    -Nerden bilecekti GELİNCİK görmemişti ki insancıktan ibliscik.

    Uyandı...............etrafına boş boş baktı.
    Çicekleri dökülmüştü, utandı ve çıplaktı,
    En mahrem yerlerini elleriyle kapattı,
    Hüznünü taktı yüzüne,ölmek artık mübahtı
    Çaresiz eğdi başını GELİNCİK idam sehpasına,
    İki damla gözyaşını sevdiğine bıraktı! ....

    Hande Haghgoui

    --- alıntı ---
    (gelincik 01.07.2009 10:10 ~ 01.07.2009 16:07)
  9. Açılmamış yeşil tomurcuğu böyle itici, tüylü gibidir. Açılmasına yardımcı olunca kıpkırmızı yaprakları ortaya çıkar, çok şaşırtır. Çoğu yerde toprakta kendiliğinden yetişebiliyor ülkemizde gördüğüm kadarı ile.

    En güzel, en alıp götürenlerini Balışıh tren istasyonuna giderken rayların etrafında görmüştüm.

    Lale-i Numan.

    Çok küçükken, hayran olup böyle bir demet kadar toplamıştım bağ yolunda. Sonra ellerim terledi bir kenara koyup "akşam dönüşte alırım ben bunları" demiştim, annem babamlar çok gülmüştü. Sebebini anladım tabi dönüşte.

    (nleyla 21.12.2009 11:10 ~ 21.12.2009 12:04)
  10. bazılarının rengi siyaha çalar.



    (zeyuna 08.05.2010 10:21 ~ 13.05.2010 09:45)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.