her dinleyişte, dinleyeni ilk dinlediği yere götüren nefis bir şey bu. bazen bir lokma yeriz bir şeyden; tadı öyle damağımızda kalır ki, kafamızda yücelttikçe yüceltiriz bu tadı. oysa o an "an"dır sadece; belki de çok açızdır ondan tatlı gelmiştir; o yüzdendir.. sonra, başka bir gün, başka bir yerde aynı şeyden yediğimizde aynı tadı alamayız; hayal kırıklığına uğrarız, "ama, ama" larımız tadını -meğerse- sevmediğimiz şeyle karışır.
işte bu şarkı bu anlattığımın tam tersi. her dinleyişte aynı yerde, aynı tatta; aynı hissiyatta. nasıl bir ahdetmektir o; nasıl bir "aynı dili konuşmamız ve sözlerini anlaman gerekmiyor acıma iştirak etmek için" tınısı taşıyan sestir?
"naci en alamooooo,
naci en alamooooooooo.."