tuhafiye

  1. tuhaf objeler satan işletmelerin ortak adı.
    (gazi 15.07.2008 13:10)
  2. çorap, mendil, eldiven, kurdele, dantel, düğme çeşitleri, iplik çeşitleri, biçki- dikişe yarayan aletler; makas, yüksük gibi malzemenin satıldığı mekan.
    (raptiye rap 11.09.2008 12:59 ~ 25.10.2008 19:50)
  3. şimdilerde el işi örgülerin de satılmaya başlandığı incik cincik satılan dükkanların genel adı. *
    (betusens 11.09.2008 19:47)
  4. tuhafiye; benim için ramazandır. ramazan evet. ramazan abi ya da amca değil, ramazan tuhafiye. gariptir onca sene ne büyüklerim ne mahalledekiler bir kere ikaz ettiler bu konuda, deme öyle ayıp filan diye, ne de başka bir isim duydum etraftan. ya ramazan derlerdi ya da ramazan tuhafiye. bursa, ortapazar caddesinde, şirinler ana okulunun köşesinde kalan ramazan tuhafiye çocukluğum boyunca annemin oyaladığı örtüler için ip aldırdığı, rengi doğru dürüst tutturamadığım için üç beş kere yeniden yollandığım, bana dünyanın bir ucu gibi gelen bir mesafedeydi. ramazan tuhafiye daima tezgahın arkasındaydı. çok zayıf, uzun boylu, samsun içen ramazan ordan hiç kıpırdamazdı bana kalırsa. miyazakinin bir çizgi filminde oturduğu yerden kolu her yere uzanan bir adam var, ramazan da bu adam gibi biriydi aslında. dükkan epey küçük bir yer sayılırdı, bir tuhafiyenin küçük olması kaosun büyük olması aynı zamanda. dükkanın girişinde sağda kapı duvara yaslanırdı ve her gün üşenmeden onca tokayı oraya dizerdi ramazan tuhafiye. ilkokul yıllarında saçıma taktığım çiçekli böcekli, üzerinde meyvelerin olduğu tokalar, ya da üstündeki şeyin büyüklüğü ölçüsünde fiyatı artan lastikler, ya da hep biraz kocakarı işi gibi gelen leopar desenli saçma sapan taçlar o kapının üzerinde dururdu. en sevdiğim taraf bir adım ötesi, sol taraf, yani acayip kavanozların içinde çeşitli boncukların bulunduğu kısımdı. aslında ramazan tuhafiyenin benden nefret ettiğini biliyordum, çünkü sürekli bana az miktarlarda boncuk tartıyordu. maymun iştahlı olduğumdan hepsinden az az almak istiyordum. kırmızı yaprak gibi olanlardan, yeşil parıldayanlardan, boru kesim bileklik yapmanın daha kolay olduğu mavilerden. sevdiğim renkle boncuğun modeli uyuşmadığında iki saat düşünürdüm tuhafiyenin önünde, gören de boncuk fabrikasının temelini atacağım sanır! aldığım onca boncuğu bahçede bir örtüye döker, kendime bileklik yapmak için iplere dizerdim. çoğu zaman daha işin başındayken sıkılıp bırakırdım, bazen de gaza gelir metrelerce dizer, bileğime en az on kere dolanan rengarenk bir bilezik yapardım kendime. sonra arkadaşlarım özenirlerdi, aynısından onlara da yapacağıma dair söz verir, sonra üşenir kolumdakini verirdim. boncuklardan uzak en fazla bir hafta geçirdikten sonra elime geçen ilk parayla yine ramazan tuhafiyenin önünde biterdim. beni görünce ağzında sigarası, yine mi sen ? der gibi bakardı. boncuklara olan bu özel ilgimin yanı sıra ramazan tuhafiyenin içindeki her şey benim için ilgi çekici ve karıştırılması gerekli olan şeylerdi. ağzı açık kutularda duran boy boy düğmeler, boncukların yanında duran top yumuşak şekerler, sonra rengarenk solucan şeklinde olanlar. solucan şeklindeki yumuşak şekerlerin yarısını ağzıma sokar yarısını dışarda bırakır solucan yediğimi söylerek küçük kardeşimi korkuturdum. mesela 'kopça' denen şeyi gördüğümde epey şaşırdığımı hatırlıyorum. o sistem beni hayrete düşürmüştü nedense, ama güvenilmez de gelmişti. kopçalar daima hemen açılıverecek, insanı rezil edecek şeyler gibi geldi daima. kopçadan uzak durulmalıydı çocuk aklımla. aynı şekilde 'gizli fermuar' mesela çok gizemliydi. büyük bir buluş olduğunu seziyor, ama sistemini, nesinin gizli olduğunu çözemiyordum. gayet açıktan bir fermuardı bana kalırsa. açıp kapıyor ve normal fermuarla farkını bir türlü anlamıyordum. bir gün ablam bir yere dikti bu gizli fermuarı ve anladım ki gerçekten gizliymiş. hakikaten hiç yokmuş gibi durduğunu görünce epey uğraşmıştım bir kaç kere açıp kapayınca ortaya çıkacak mı diye. sonra sıkılıp bıraktım gizli fermuarla uğraşmayı. sonra yumaklar vardı, sonbahar zamanı gündemime giren. dantel ipi vardı sonra, 'ören bayan' annemin senelerce ördüğü. bazen işin en kritik yerinde ipi biter ve 'koş kızım ramazan tuhafiyeden al da gel' diye yollardı beni. yollarken de hayıflanırdı biraz ip almaya çarşıya inemediğine, çünkü ramazan tuhafiye çarşıya göre pahallıydı. sonra şiş mevzuundan dolayı epey gidip gelirdim yumak mevsimi açılınca. 'ben sana 7 numara al demedim mi? olmaz bununla! git değiştir!' derdi annem. giderken hem sevinir, hem yorulurdum. gittiğimde yine sağa sola bakarken kaç numara olduğu çıkıverirdi aklımdan. işte o zaman ramazan tuhafiye bir profesyonel gibi sorardı: ne örecek annen bu şişle? bu hayati soruya doğru cevabı verebilirsem, doğru şişi alıp yollanırdım eve. o hiç kımıldamadığını sandığım taburesinde zayıf gövdesinin tam ardında en az iki yüz elli tane dikiş ipi vardı kendi özel kutularında duran, 'gun' marka. yeşil bir zemin üzerinde yazıyordu bu gun ve bir tüfek resmi vardı. ne salaklar derdim, iple tüfeğin ne alakası var ki? senelerce bu benim deyimim ile 'ipçi' leri aşağıladım. bir de beni hiç ilgilendirmeyen bazı çeyizlikler satardı, dantel takımlar, masa örtüleri, püsküllü acayip örtüler vs... tuhafiye denilince aklıma sadece ramazan tuhafiye geliyor işte bu şeylerden. son gittiğimde önünden geçerken ikindi vakitleri baktım kepenkleri kapalı. eve vardığımda sordum anneme , ramazan tuhafiyeye ne oldu anne dedim. ne olacak battı herhalde içkiden, kapattı dükkanı dedi. içki içtiğini bilmezdim , meğer ne çok dertliymiş ramazan tuhafiye...
    (mistaneek 11.09.2008 20:32)
  5. ismi gibi satılanlar da tuhaf. TUHARiye hakikaten. ip, mip, don lastiği alacakların mekanı.
    (tulkas 11.09.2008 21:09)
  6. (bkz: tuhafiyeci)
    (hazeyame 11.09.2008 23:40)
  7. (Arapça'da 'tuhfe'den "armağan" dan türeme) Çorap, mendil, eldiven gibi giyim ile kurdele, dantel gibi giysi süsüne yarar şeyler ve onların satıldığı yer.
    (raptiye rap 03.05.2013 15:34)
  8. arapça "tuhaf"kelimesinden türeyerek dilimize de giriş yapmış kelime.
    "tuhaf"ın anlamı mı? antika demekmiş.
    (diyojenist 23.03.2014 00:49)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.