Yıl 1881’dir. 34 yaşındaki Jesse James *, hem soygun planlamakta, hem de onu yakalayarak ödül kazanmak isteyen düşmanlarına savaş açmaktadır. Fakat kimin dost kimin düşman olduğunun belirsizliği onu şaşırtacaktır.
Ron Hansen’ın romanından uyarlama olan “Jesse James Suikasti”, Amerika’nın en ünlü kanun kaçağının ve onun katilinin özel hayatlarını irdeleyen ve bu cinayet öncesi neler yaşanmış olabileceğini sorgulayan, western görünümlü, dramatik altyapılı bir film.
Filmin uzun adı 'The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford', filmin sonu hakkında spoiler veriyor bu yüzden 'The Assassination of Jesse James' adı kullanılıyor.
imdb puanına göre filme giden bünyeleri şaşırtacak derecede basit bir filmdir. bakın basit dedim, kötü demedim! brad pitt ve casey affleck bile filmi imdb puanındaki seviyeye taşıyamaz bence.
bir kere brad pitt bu rol için kesinlikle uygun bir aktör değil. iyi bir aktör olduğunu düşünüyorum, hatta bazı filmlerinde (mesela fight club, snatch, troy) efsaneleştiğini de düşünüyorum. ama böylesi bir rol kesinlikle ona uygun değil. fazla temiz yüzlü ve fazla iyi huylu kaçmış jesse james gibi bir karakter için.
casey affleck ise rolü için seçilebilecek en mükemmel oyuncu sanırım. müthiş bir iş çıkarmış. bir korkağı oynayacaksan böyle oynamalısın. budur.
ama gelin görün ki insan daha epik bir anlatım bekliyor filmden. yani karakterlerin hayatı hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorsunuz. daha güzel müzikler istiyorusunuz. gaza gelmek istiyorsunuz. ve daha fazla atmosfere girmek istiyorsunuz. ama film bir yerden sonra kopuyor. sadece sonunu bekliyorsunuz. nasıl olacak da nasıl tongaya gelecek diye. ve o an film sizin için bitiyor sayılır. gerisinde çok da bir şey yok. etkilemiyor sizi film. sadece bir hikaye dinliyosunuz birilerinin ağzından. ve o hikaye, sonu hiç etkileyici olmayan bir hikaye.
filmin adı, sonunda ne olacağını baştan açıkladığı için seyircinin izlerken ki haleti ruhiyesi doğal olarak başka filmlere nazaran farklı olacaktır. çok başarılı bir malzemenin kişisel tercihler sonunda popülist değil kelimenin de tam anlamıyla şiirsel bir şekilde anlatıldığını görürsünüz. -aynı hikaye daha önce de filme alınmıştı sanırım- ancak bu hikayeyi hollywood'un herhangi bir yönetmenine verseniz eminim ki brad pitt'in üzerine daha fazla oynar ve ciddi bir gişe başarısı elde ederdi. ancak yönetmen andrew dominik'in az önce bahsedilen üslup farkı casey affleck üzerine oynamayı gerektirdiği için, casey brad' den daha iyi role bürünmüş izlenimi edinir seyirci. halbuki ortada başarıyla kotarılmış ruhsuz(?) bir katil vardır ve brad pitt'in izleyicinin zihnindeki binlerce "baby face" görüntüsünü silmeyi kolayca başarır. -casey çok başarılıdır ona lafım yok- i
yukarıdaki tanımda gaza gelmek olarak bahsedilen şey hollywood'un en büyük silahıdır zaten. ya da zaafı mı demeliyim bilmiyorum. burada anahtar kelime katarsis'tir. (bkz: katarsis) giriş, gelişme sonrasında atmosfer, müzik, kahramanlık görüntüleri vb. desteğiyle seyirci ruhsal boşalma diyebileceğimiz süreci yaşiar. ekran karşısında olmasını beklediği şeyler gerçekleştiğinde orgazm'a ulaşır. bu sırada ekranda en gazından bir müzik çalmakta kahramanlarımız gözyaşları içinde öpüşmekte ya da savaş alanına son bir göz atılmaktadır. klasik popülist üsluplu filmlere daha çok ilgi gösterilmesinin sebeplerinden biri budur. kişi sinemaya gider, boşalır ve döner. bilet yanmaz.
son olarak brad pitt'in ustalığı ve role bürünme kabiliyetiyle ilgili en azından bir fikir vermesi için;
amerikalılar için özel bir film, daha çok amerikalılar ya da amerika yakın tarihi efsanelerini bilen kişilerin sevebileceği bir film. ne bir ekşın, ne bir macera var filmde. zaten doğrusu da buydu. bakın filmin asıl ismine: "The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford".
Neymiş, film efsane hırsız, zamanında kimsenin yakalayamayacağı düşünülen, yaşarken çizgi romanları çizilen, amerikan başkanı kadar ünlü olan bir efsanenin, Jesse James'in "ölümünden birkaç gün öncesini" beyaz perdeye döküyor. Yani amaç onun efsane tren ya da banka soygunlarını anlatmak, onun nasıl bir efsane olduğunu, yaşamını anlatmak değil. Hatta filmin ismine bakacak olursanız, film adamın cinayetini ve arkadaşı geçinen korkak robert ford'un acıklı hikayesini anlatıyor.
Bence film çok uzun olmuş, zaten her anında bir kasvet var. Ne zaman bu korkak tavuk bizimkine patlayacak diye bekliyorsunuz, ya da "acaba Jesse ters bir hareket yapar mı?" diye düşünüyorsunuz.
Bence hoş olmuş bu film, bir cinayet filmini ancak bu kadar güzel aktarabilirlerdi. Brad Pitt'e zaten diyecek bir söz yok, git gide daha da iyi oynuyor adam, fakat hala adamcağızın bir Oscar'ı yok, hakediyor bence. Hele ki bu film ile Casey Affleck bile Oscar'a aday olmuşken. Gerçi Brad Pitt'in bu sene * baş rol kategorisinde çok iyi rakipleri vardı.
Oyunculara devam edecek olursak, oyunculardan Casey Affleck'i Casey ve Casey'nin iğrenç ses tonu diye incelemek en doğrusu. Bir korkağı hele hele bizim halk kahramanlarımız kadar ünlü bir korkağı canlandırmak zor. Mimikleri, oyunculuğu mükemmel, ah bir de o itici ses tonu olmasa.
Bir filmden beklentileriniz, heyecan macera falansa gitmeyin derim, ama oyunculuk, yakın amerikan tarihi, ihanet, korku, drama konularında ilgili iseniz izlenesi bir film.
çok yoğun bir film bi kere.boğazınızda kalıyor.sanki jesse jamesi değil de fordun durumunu anlatıyor.iki ana karakterli film çekmek zordur bence ve bu başarılmış.
ayrıca bir bölümünde robetla konuşurken şunlar dökülüyor james in ağzından:
hayır ben doğru davranışlarda bulunmadım.görünüşe göre sarhoşken kendimi zor tanıyabiliyorum.vücüdumun dışında seyahatlere çıkıyorum ve kırmızı ellerime,kızgın suratıma bakıp bu kadar hata yapmış bu adama şaşırıyorum.kendim için bile bir sorun haline gelmeye başladım.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
