akın'nın sanırım ilk albümünün* hem ismi hemde çıkış şarkısıydı. gençlik yıllarımızdan hoş bir ezgidir. oynak, zevkli bir şarkı. sözleride anlamlıymış bu arada şimdi farkediyoruz.
bakın üstünden yıllar geçti, adam unutuldu, şarkı unutulmadı. ilk duyulduğunda içinize işler ya bazı şeyler, bilirsiniz devam edecek, zihninizin bir köşesinde hep sizi bekleyecek. rebeka da böyle bir şey. bu zamana kadar birbirinin aynı ritmleri, sesleri, duyguları, tarzları, vesair populer müziği asla kendine ait olamamış bir toplumun şarkılarının bütün tekdüze özelliklerini duymaya alışmış insanlar için farklı bir şarkıydı. bu kadar kalıcı yapan neydi. şarkının sözlerinin çok derin manalar taşıyan bir cevher olduğu söylenemez. rebeka ismi mi? sanmam. sözkonusu kişi ne etken ne edilgendir. şarkının bir ögesi sadece. meyhanesi mi? dertlerin devası mı? belki hepsinin karışımı. ama hayatın her alanında duymaya alıştığımız öğeleri taşımadan insanı türlü türlü halleriyle kendisine anlatan bir ayna gibi anımsarım bu şarkıyı. öyle eşsizdir. beş ya da altı yılda bir bir radyoda çalar, anılar tazelenir, buğu kaplar aynı anda gülen gözleri. bunun dışında hep bekleyiştedir. duyguları tetiklemek için pusuda bekler. hatırlanır. hatırlatır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.