gecenin bir yarısında, sokak lambalarının yanmadığı, zifiri karanlık bir sokakta elleriniz ceplerinizde korkusuz yürüdünüz mü hiç? içinizde huzursuz bir deniz varken ve siz hiç yüzme bilmezken bu denli sıcak gülümseyebildiniz mi? mevsim en kara kış da iken ve siz çırılçıplakken bu denli sıcak hissettiniz mi? uçurumun kenarında elleriniz iki yanda bırakıverdiniz mi kendinizi bu denli güvenerek..?
ve kelimelerin hiç yetersiz olduğu o noktaya geldiniz mi?
karanlık gecenin ışığı, uçsuz bucaksız denizlerde ki sıcacık el, üşüdüğün her an sıcak bir tebessüm, ve gözünü kapadığında duyduğun güvenin adıdır dost...
kelimelerin kifayesiz kaldığı yerde anlayışına sığındığım insan hoş geldin....
fox sahne adıyla diyara adım atan yeni vampir arkadaşımız içten bir hoşgeldini hak etmişti kanımca...*
atatürk'ün bir köpeğinin ismi, ki kendisi içi doldurulmuş vaziyette anıtkabir'deki atatürk ve kurtuluş savaşı müzesinde, atatürk'ün masmavi parlak gözlü bir balmumu heykelinin yanında yerde durmaktadır camekanın içinde. av köpeğidir ve kısa tüylüdür yanılmıyorsam, bulundukları oda loştu. iki defa atatük'ün elini ısırmışlığı varmış. atatürk, köpeğinin doldurulmuş halini görünce, köpeğini sevdiğini ve onu bu halde görmek istemediğini söyleyerek ordan kaldırmalarını istemiş. kendisiyle ilgili anılar az bilinen yönleriyle atatürk* diye bir kitapta bulunmaktadır.
Atatürk'ün en sevdiği köpeğinin adı.
doldurulmasının ardından Atatürk'ün bir hafta kendine gelemediği söylenir.
ki haklıdır da.
nasıl bir beyinsizliktir canlı hayvanı öldürüp doldurmak?
anlamak çok zor.
edit: köpeğin canlıyken öldürülüp doldurulması durumu pek doğru olmayabilir. çeşitli kitaplarda başka türlü yazılar mevcut.
fakat atatürk'ün çok üzüldüğü gerçektir.*
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
