- mel gibsonı ın * yönetmenliğini, dean semler * görüntü yönetmenliğini yaptığı film. yine su gibi akıp giden bir kurgu, yine insana dair olguların en salt ve en güzel haliyle buluşturur gibson. maya dönemine bugünün penceresinden bakarken, "lan bu dünya neden bu hale geldi" sorusuna karşılık olarak "insanoğlu"nu çok güzel göstermiş. görmek duymak yaşamak istemediğimiz, ama yaşadığımız ne varsa herşeyin sorumlusunun insanoğlu olduğu gerçeğini kol gibi önümüze koyar.
- 300 spartalı'nın arkasından ertesi gün "mel gibson yapmışsa vardır bir bildiği" düşüncesiyle gidip. tarihi film nasıl olurmuş bir kez daha anladığım. "helal olsun bu filme 10 kaat" dediğim. ve içinden güzel dersler çıkarttığım film.
av sonrası gece şenlik yapılır yaşlı bir yerli hikaye anlatmaktadır, "hayvanlar insanoğlu nun etrafını sarıp neden mutsuz olduğunu sordular. insan hepiniz benden güçlü ve üstünsünüz ben sizin yanınızda çaresizim. kartal üzülme biz sana özelliklerimizden verelim ben sana gözümün uzakları görmesini verdim, panter ise bende kas gücümü verdim der. diğer hayvanlarda kendi üstünlüklerinden verirler. insan mutlulukla teşekkür eder. yalnız baykuş memnun olmamıştır. hayvanlar neden mutsuzsun diye sorunca, baykuş- insanda bir delik vardırki asla dolmak bilmez ne kadar dolsa yine ister- der" ve yaşlı yerli iki parmağıyla gözlerini gösterir.
- türkçe kısaltma için mel gibsonun son filmi yerine mel gib*son filmi şeklinde bir tanım yapılabilir.
- anlatımına, öyküsüne, oyuncularına, yönetmenine tek laf edemeyeceğim filmdir. her açıdan on üzerinden on tam puanı haketmiştir. spoiler gibi olacak ama film onca anlamsız vahşeti bize izlettikten sonra, misyonerlerin gelişiyle izleyiciye alttan alta derih bir oh çektirmektedir adeta. bu da sanırım bağnazlık derecesinde dindar bir katolik olan gibson'un misyonerliğidir...
- ilk kurgusundaki vahşet dolu görüntüler, bizzat yönetmeni tarafından elimine edilip filmden çıkartılmış olan film yine de kanın hayli gövdeyi götürdüğü görüntüye sahip. ama az diyalog ile güzel sinema yapılabileceğinin ispatı gibi sanki.
- mel gibson'un yönetmenlik rüştünü (kendince bir tür geliştirdi hatta) ispatladığı film. gerilim ve şiddet dozu yüksek. kader vurgusu filmin başını-sonunu belirginleştiriyor. bir kahraman üzerinden bir tarihi yansıtma tekniği genel olarak başvurduğu bir şey. vasatın üstünde film izlemek isteyenler, pornografik şiddete hayır demeyenler, sahneler arası geçişlerde bile azalmayan gerilimi izlemek isteyenler kaçırmasın.
- Film gösterime girdiği sırada yahudilerle ilgili olarak kurduğu cümleler, yahudi para babalarının hoşuna gitmediği için ayağı bir güzel kaydırılmıştır adamın bu masterpiece tabir ettiğimiz başeserini çektikten sonra. Yazıklar olsun.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.