- szia!**
kırmızı-beyaz-yeşil bayrağıyla hatırladığım avrupa ülkesi. adı "magyar köztársaság" diye geçmekle beraber pullarının üzerinde "magyarország" yazar. evet bende dolu macar pulu var, çoğunlukla üzerlerinde koltuk mudur taht mıdır o tür resimler var model model. avrupa birliğine üye bir ülkedir. para birimi forintti, bilmiyorum euro'ya geçtiler mi geçmediler mi.
ingilizcede hungary olarak geçen ülkenin adının oraya göç eden hunlardan geldiği düşünülmekle beraber on-ok(on-ogour) kolundan da gelebileceği söylenmektedir. osmanlı devleti'nin zamanlarında adını "avusturya-macaristan imparatorluğu" şeklinde duyduğumuz macaristan birinci dünya savaşı zamanında çeşitli ülkelerce paylaşılmak istenmiştir.
neyse öyle ya da böyle bugünlere gelen macaristan**'ın başkenti budapeşte'dir. ülke yedi bölgeye ayrılmıştır. macaristan'ın coğrafi özelliklerinin en önemlisi hiç kuşkusuz ortasından geçen tuna nehridir. yazın 42'c ye kadar çıkabilen ama kışın da -29'c lere düşebilen hava sıcaklığına sahiptir.
önemli sanatçılarından biri franz lizst'tir, kendisi bestekardır. yazar denildiğinde ise aklıma ferenc molnar geliyor, pal sokağı çocukları romanı için.
macaristan'da birkaç çoban köpeği ırkı vardır ülkeye özgü. devletin bir zamanlarki simgelerinden biri olan mersin balığı türü ise soyu tükenen hayvanlar kategorisindedir artık.
kişisel görüşlerimi belirtmem gerekirse, beyaz tenli kahverengi saçlı insanların çoğunlukta olduğuna inandığım, geleneksel dansçılarının kabarık etekler, beyaz gömlekler giydikleri, kol kola girerek hoplayıp zıplayarak ve son derece keyifli şarkılar söyleyerek dans ettikleri bir ülkedir. konuşulan dil olan macarca kulağa ilginç gelmektedir. bir mektup arkadaşım vardı zamanında. şimdi ne yapıyor acaba merak ettim. mektup arkadaşımla ilgili daha fazla bilgi için ( #80266 )numaralı tanıma bakabilirsiniz.
sık rastladığımız bir yanlış anlaşılma hungary kelimesi üzerineydi.
x*: aa hello! where are you from?
l: hungary
x: ne? hungry mi? aç yani? onu sormamıştım ki ben
qt: ya tamam macaristan işte hadi iyi günler
l: *soran bakışlarla bakınmaktdır*
qt: *gülümser*
- burnumuzun dibindeki soydaş ülkedir. evet, onlar da yadsımaz aynı soydan geldiğimizi. o yüzden biz biraz macar, onlar biraz türk sayılır. tarihte hiç sorun yaşamadığımız nadir ülkelerden biridir ki, yıllarca toprakları osmanlı hakimiyetinde kaldığı halde kin gütmezler, tarihi tarihçilere bırakırlar. başları çingene nüfuslarıyla feci derttedir ki bu çingeneler, yer yer bağımsızlık ve toprak isteyecek kadar işin mokunu çıkarabilmektedir. macaristan'ın son günlerdeki en büyük kıyağı ise meclislerindeki muhalefet partisi "daha iyi macaristan hareketi" jobbik'in gündeme getirdiği karar tasarısıdır. jobbik, ermeniler'in dağlık karabağ'da azerilere soykırım uyguladığı gerçeğinin kabul edilmesi için bir karar tasarısı hazırlamıştır. ermenistan da feci bozulmuştur bu işe. "bak ilişkilerimiz bozulur haa" demeye getirmektedir, sanki macaristan'la can ciğer kuzu sarmasıymış gibi. takipte olun bakalım ne çıkacak. bu tasarı önümüzdeki hafta macar parlamentosunda oylanacak çünkü... ne diyeyim... éljen magyarország! *
- iktidar partisi fidesz'in, seçimlerde 18 yaş altı çocukları olan annelere ek oy hakkı tanımayı planladığı ülke. bir an düşünüp "lan ne alaka??" diyor insan ama gerekçe sağlam. fidesz diyor ki, macaristan nüfusunun yüzde 20'si çocuk. ve mevcut sistem gelecek nesilleri karar sürecinde temsil etmiyor... fidesz'in milletvekillerinden ve partinin önde gelen isimlerinden jozef szajer, bu adımı tuhaf bulanlara da sağlam kanıt göstermiş: "50'li yıllarda siyahlara, 100 yıl önce de kadınlara oy hakkı tanımak tuhaftı!"
çingene nüfusuyla başı dertte olanlar da itiraz ediyor duruma: sen manyak mısın, çingene ne isterse o olur... gibilerden. sonuçta her anneye bir de tek bir çocuğu için oy kullanma hakkı tanınması gündeme geliyor.
aslında hepiniz ileride ana-baba olunca anlayacaksınız, ayrı mesele, ama gerçekten önemli bir durum bu. iki sebeple: insanların genel geçer politikaları değil geleceği, yani aslında çocuklarının yaşayacağı ülkeyi hayal etmesini sağlıyor. o günleri düşünerek oy kullanmaları gerektiğine dair ciddi bir bilinç ortamı yaratıyor. doğal olarak bana yarayan yasanın çocuğuma pek de yaramayacağı gerçeği gündeme geliyor. ve sanıyorum daha önemlisi, (bak işte ak parti bunu kullanmazsa enayidir) asıl böyle kadınların (mesela) en az üç çocuk yapması sağlanabilecektir. sen ver her çocuk için anneye ek oy hakkı, bak bakalım nüfus nasıl patlıyor! tahminim macaristan da bunu zaten çingene nüfusla baş edebilmek için gündeme getirmişti. tek çocukla sınırlamışlar, olmamış, eşitlik sağlanmış. *
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
