la havle ve la kuvvete

  1. sinirlenilen anlarda, yüce rab' dan sabır dilerken sarf edilebilen cümledir.
    kökeni arapçadır tabiki.

    düzenleme: evet daha uzun ve tam anlamı içerenleri de vardır, fakat ana dilimiz arapça olmadığından ve söylenmesi zor olduğundan ağzımıza oturan bu biçimdir.*
    (vincent 26.04.2007 00:00 ~ 26.04.2007 00:26)
  2. tam hali, "la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" şeklindedir.
    (alelade 26.04.2007 00:11)
  3. "güç ve kuvvet yalnız allah'a mahsustur" anlamındadır. öfkeyi yenmek de allah'ın yardımıyla olduğundan söylenir.
    (bkz: la havle çekmek)
    (hashacip 26.04.2007 03:06 ~ 26.04.2007 17:01)
  4. kelime anlamları olarak bakıldığında, "lâ ilâhe illâllah"a benzer bir yapısı olan, güzel söz. şöyle ki:

    "lâ havle" - "ve lâ kuvvete" - "illâ billâhi'l - 'aliyyi'l-azîm" şeklinde üç parçası vardır bu cümlenin. "" eki olumsuzluk, bulunmama anlamları katmak üzere;

    "havl" arapça'dan bize geçmiş kelime olarak üç anlama geliyor; "etraf, çevre" - "güç, kuvvet, kudret" - "can korkusu". bu anlamların son ikisi bu cümleyi ilgilendiriyor. hattâ bir bakıma hepsi.. dolayısıyla cümlenin ilk parçasının anlamı, "güç-kuvvet-kudret, can korkusu, çevre yoktur" anlamında.

    "kuvvet" bildiğimiz kuvvet. tâkat, güç, vs.. cümlenin ikinci parçasının da anlamı bu durumda, "kuvvet, kudret, güç yoktur" oluyor.

    cümlenin üçüncü parçasına gelince... "illâ" kelimesi, aynı bizim kullandığımız gibi "illâ ki, mutlakâ, her zaman ve her zaman" gibi mutlak anlamlara gelir. "billâh", "allah hakkı için yemin ederim ki / allah şâhidim olsun ki" anlamında bir yemin sözü. bu da cepte dursun. sonra, "aliyy" ve "azîm" isimleri var allah'ın.. bakalım şimdi onlara..

    "aliyy" allah'ın "en yüce olan, kemâl* sıfatlarında en üstün olan, yüce" anlamına gelen ismidir. "azîm" ise, "kayıtsız ve sınırsız büyüklük sâhibi, ulu" anlamındaki ismidir. şimdi cümlede parçaları yerine koyalım.

    "can korkusu, güç-kuvvet-kudret, etraf-çevre* yoktur" - "illâ ve mutlak olarak" - "yemîn ederim ki / yemin olsun ki" - "o aliyy ve azîm *dir"

    biliyorum, yazı biraz karmaşık oldu, okumak zor olacak, ama bu cümleyi anlayabilmek için de işte bu karma karışık yazıyı anlayabilmek için gereken sâkin kafadan lâzım..

    yâni der ki bu cümle bizlere, "dünyâya âit olan, yaratılmışlara âit olan hiçbir kuvvet ve kudret yoktur, yaratılmışların tutundukları yaratılmışlar aslâ kuvvet ve kudret, büyüklük sâhibi değildirler; gerçek ulu, gerçek kudret sâhibi olan, yalnızca allah'tır."

    peki bu ne demek? şu demek benim âciz fikrimce:

    biz insanlar, yâni yaratılmışlar, gücü kuvveti öncelikli olarak ya kendimizden biliriz, ya da çevremizde bulmak isteriz. ne kadar îmân etsek de, allah'a olması gereken güvenimiz ve sevgimiz aklımıza gelmez.. halbuki allah, biz kullarına gönderdiği kolaylıklara, böyle sağlam telkinler barındıran sözleri de eklemiştir. bu sözü, anlamını bilmeden söylemek insana bir şeyler katmaz ama, anlamını bilip, dahası o anlama tam olarak inanarak söylemek, insanı gerçekten kuvvetlendirir ve îmânını da güçlendirir..

    koskoca allah! ne eksiği ne gediği var ki kulunun kendisine tapınması ona bir şeyler katacak? kendi yarattığı şey ona tapınınca ne olacak, kdretinden yüceliğinden bir şey mi eksik de, o eksiklik ortaya çıkacak.. hayır!!! bir bildiği var demek ki..
    (benlicenan 26.04.2007 00:00)
  5. (bkz: Lâ havle çekmek)
    (hashacip 09.05.2011 20:56)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.