dolu

  1. aslında buna hava sıcaklığındaki ani düşüşün, yağmur damlalarına attığı kazık demek de mümkün... yani bir düşünsenize, su buharı olarak bir anda yükseliyorsunuz. yağmur olup yağmaya hazırlanıyorsunuz, başlıyorsunuz damla damla düşmeye ve o da ne? yeryüzüne varmak için katettiğiniz o katmanlardan birinde hava accayip soğuk ve sizin o damlalarınız bir anda donup taş gibi yeryüzüne düşmeye başlıyor. eğer ahmak ıslatan yağacak idiyseniz, böyle pirinç veya ne bileyim mercimek iriliğinde düşüyorsunuz. yok sağanak halinde yağacak idiyseniz, iriliğiniz orta boy patatesi bile bulabiliyor. çatıları kırıp, insanları yaralayabiliyorsunuz.

    buyrun, avuç dolusu dolu!

    (hazeyame 09.10.2008 17:43)
  2. - havada su buğusunun birden yoğunlaşıp katılaşmasından oluşan, türlü irilikte, yuvarlak veya düzensiz biçimli buz parçaları durumunda yere hızla düşen bir yağış türü.
    - içi boş olmayan, dolmuş, meşbu, pür, boş karşıtı.
    - tornacılıkta delik açılmamış (gereç).*
    - sayıca çok, bol miktarda olan.
    - boş yeri kalmayıp her yeri tutulmuş, kaplamış olan.
    - ayıracak boş vakti olmayan, meşgul.
    - duygu yüklü.
    (raptiye rap 02.01.2010 19:17)
  3. Facebook okeyin olmazsa olmazı. Arada stres atmak için takılalım diyoruz, masaya girer girmez dolu yazılıyor. Neymiş kız gelsinmiş. Hey Allah'ım!
    (bloodberg 02.01.2010 19:48)
  4. (bkz: dolu dolu)
    (betusens 02.01.2010 20:12)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.