alp er tunga sagusu

  1. destanin asıl metni olmayıp dizeler divan-i lugat'it turk'de yazılmış olandır.bu sagunun daha uzun olduğu düşünülmektedir.

    sagunun eski türkçe metni şu şekildedir:

    alp er tunga öldi mü
    isız ajun kaldı mu
    ödlek öçin aldı mu
    emdi yürek yırtılur.

    ödlek yarağ közetti
    oğrun tuzağ uzattı
    begler begin azıttı
    kaçsa kah kurtulur?

    begler atın urgurup
    kadgu anı turgurup
    mengzi yüzi sargarup
    korkum angar türtülür.

    uluşıp eren börleyü
    yırtıp yaka urlayu
    sıkrıp üni yırlayu
    sığtap közi örtülür.

    könglüm için ötedi
    yitmiş yaşıg kartadı
    kiçmiş ödig irtedi
    tün kün kiçip irtelür.
    (afrasyab 11.07.2006 00:26)
  2. günümüz türkiye türkçe'sinde ise şu şekildedir:

    alp er tunga öldü mü?
    kötü dünya kaldı mı?
    felek öcünü aldı mı?
    şimdi yürek yırtılır.

    feleğin silahı hazır
    gizli tuzak kurdurur
    beyler beyini vurdurur
    kaçsa nasıl kurtulur?

    beyler atlarını yorup
    kaygıdan çaresiz durup
    beti benzi sararıp
    sarı safrana döndüler.

    erler kurt gibi hıçkırdı
    yaka bağır yırtıp durdu
    acı ağıtlar çığırdı
    yaş akar gözler kurur.

    gönlüm içinden yandı
    yetmiş yaş yaşlandı
    geçmiş zamanı andı
    geçen günler nerdedir.


    olay kabaca şu şekilde özetlenebilir aslında:
    iran padişahı "minuçehr"in ölümünü haber alan turan padişahı peşeng, iran aleyhine savaş açmak için türk ulularını topladı: "iranlılar'ın bize yaptıklarını biliyorsunuz. türkün öçalma zamanı gelmiştir" dedi. oğlu "alp er tonga"nın içinde öçduygularıyla kaynadı. babasına: "ben arslanlarla çarpışabilecek kişiyim. iran'dan öçalmalıyım" dedi. boyu servi gibi, göğsü ve kolları arslan gibi idi. fil kadar güçlü idi. dili yırtıcı kılıçgibi idi.

    savaş hazırlıkları yapılırken türk padişahının öteki oğlu "alp arız" saraya gelip babasına: "baba! sen türkler'in en büyüğüsün. minuçer öldü ama iran ordusunun büyük kahramanları var. isyan etmeyelim. edersek ülkemiz yıkılıp gider" dedi. peşeng, oğluna şöyle cevap verdi: "alp er tonga avda arslan, savaşta savaş filidir. bahadır bir timsahtır. atalarının öcünü almalıdır. sen onunla birlik ol. ovalarda otlar yeşerince ordunuzu "amul"a yürütün. iran'ı atlarınıza çiğnetin. suları kana boyayın."

    baharda türk ordusu alp er tonga'nın buyruğunda iran üzerine yürüdü. dehistan'a geldi. iki ordu karşılaştı. türk kahramanlarından barman iranlılar'a doğru ilerleyip er diledi. iran kumandanı ordusuna baktı. gençlerden kimse kıyışamadı. yalnız kumandanın kardeşi kubâd atıldı. fakat yaşlıydı. kardeşi ona dedi ki: "barman genç, arslan yürekli bir atlıdır. boyu güneşe kadar uzanmıştır. sen yaşlısın. kan, ak saçlarını kızartırsa yiğitlerimiz ürker". fakat kubâd dinlemedi: "insan av, ölüm onun avcısıdır" diyerek savaşa çıktı. barman ona: "başını bana veriyorsun. biraz daha bekleseydin daha iyiydi. çünkü zaten senin hayatına kasdetmiştir" dedi. kubâd: "ben zâten dünyadan payımı almış bulunuyorum" diye karşılık vererek atını saldırdı. sabahtan akşama kadar uğraştılar. sonunda barman kargı ile kubâd'ı devirerek zaferle alp er tonga'nın yanına döndü. bunu görünce iran ordusu ilerledi. iki ordu birbirine girdi. cihanın görmediği bir savaş oldu. alp er tonga üstün geldi. iranlılar dikiş tutturamayıp dağıldılar. iran padişahı iki oğlunu memlekete göndererek kadınları zâve dağına yollattı.

    türk ve iran orduları iki gün dinlendikten sonra üçüncü gün alp er tonga yeniden saldırdı. iran büyükleri ölü ve yaralı olarak savaş alanını doldurdular. geceleyin iranlılar bozuldu. bunu görünce iran padişahı ve başkumandanı dehistan kalesine sığındılar. alp er tonga kaleyi kuşattı. iran padişahı kaleyi bırakıp giderken ardına düşen alp er tonga onu tutsak etti.

    iran'a tâbi kâbil ülkesinin pâdişahı olan kahraman zâl iranlıların yardımına geldi. büyük savaşlar yaparak türk ordularını bozdu. bundan öfkelenen alp er tonga, tutsak bulunan iran pâdişahını kılıçla öldürdü. öteki tutsakları da öldürecekti. fakat kardeşi alp arız onu vazgeçirdi. tutsakları 'sarı'ya göndererek hapsettirdi. kendisi de dehistan'da 'rey'e gelerek iran tacını giydi. iran ülkesinde padişah oldu. fakat sarı'daki tutsakların kaçmasına sebep olduğu için kardeşi alp arız'ı öldürdü.

    iran tahtına zev geçtiği zaman iki ordu yine karşı karşıya gelip beş ay vuruştular. ortalıkta kıtlık oldu. sonunda insanlık bitmesin diye barış yaptılar. iran'ın şimal ülkeleri turan'ın oldu.

    fakat zev ölünce alp er tonga yine iran'a saldırdı. kardeşi alp arız'ı öldürdüğü için babası kendisine dargındı. fakat yeni iran padişahı da ölüp iran tahtı yine boş kalınca turan padişahı peşeng, oğlu alp er tonga'ya yine haber yolladı. ceyhun'u geçerek iran tahtına oturmasını bildirdi. iranlılar türk ordusunun geleceğini duyunca korkup zâl'e başvurdular zâl artık kocadığını söyleyerek oğlu rüstem'i yolladı. iki ordunun öncüleri arasındaki çarpışmada rüstem türkler'i yenerek keykubâd'ı iran tahtına çıkardı. asıl orduların çarpışmasında ise rüstem, alp er tonga ile karşı karşıya geldi. alp er tunga'yı yenecekken türk bahadırları onu kurtardılar. rüstem bir hamlede 1160 türk kahramanı öldürdüğü için türkler yenildiler. ceyhun'u geçtiler. alp er tonga babasının yanına döndü. babasını barışa kandırdılar. barış yaptılar.

    iran tahtına keykâvus geçtikten sonra araplar isyân ettiler. fakat galip gelen keykâvus bir ziyafette sarhoş edilerek bağlandı. bu haber iran'ı karmakarışık etti. alp er tonga büyük bir orduyla araplar'ın üzerine atılarak onları yendi. türk ordusu iran'a yayılarak herkesi tutsak etmeye başladı. iranlılar yine zâl'den yardım istediler. zâl, araplarda tutsak olan keykâvus'u kurtarıp onların ordularını da kendi ordusuna kattıktan sonra türkler'e yöneldi. kanlı bir savaşta turanlıların yarısı öldü. alp er tonga yenilerek kaçtı.

    bir gün iran'ın yedi ünlü pehlivanı rüstem'e turan'a giderek alp er tonga'nın avlağında avlanmayı teklif ettiler. sirahs civarındaki bu avlağa gidip yedi gün kaldılar. alp er tonga bunu duyunca ordusuyla geldi. teke tek dövüşlerde türk pehlivanları iranlılar'dan üstün geldilerse de işe rüstem karışınca yedi pehlivan ile birlikte türk ordusunu dağıttı. hatta az kalsın alp er tonga da tutsak oluyordu.

    keykâvus iran'da eğlenceler, aşk oyunları ile uğraşırken alp er tonga türk atlılarıyla ilerledi. bu haber keykâvus'a geldi. oğlu siyâvuş ile rüstem'i türkler'e karşı yolladı. türk öncülerini yenerek belh kalesini aldılar. bu sırada kötü bir rüya görüp bunu tabir ettiren alp er tonga, beğlerin fikrini de alarak iranlılar'la barış yaptı. onlara rehineler verdi. buhara, semerkand ve çaçşehirlerini bırakıp "gang" şehrine çekildi. fakat bu barışı istemeyen keykavus, rüstem'e ve siyâvuş'a kızıp kötü muamele ettiğinden rüstem kendi ülkesine çekildi. siyâvuş da alp er tonga'ya sığındı. türkler'in payıtahtı olan gang şehrine kadar büyük saygı görerek geldi. kendini çok sevdirdi. hatta türk kahramanlarından 'piran'ın kızı ile ve biraz sonra da alp er tonga'nın büyük kızı olan güzel 'ferengis' ile evlendi. piran'ın kızından bir oğlu oldu. adını keyhusrev koydular.

    bir müddet sonra, siyâvuş'u çekemeyenler alp er tonga'ya aleyhinde sözler söylenerek aralarını açtılar. siyâvuş öldürüldü. bunun üzerine rüstem yine ortaya çıktı. ilk çarpışmada alp er tonga'nın oğlu 'sarka'yı öldürdüler. alp er tonga bunun öcünü almak için bizzat yürüdü. fakat savaşı iranlılar kazanarak onu çin denizine kadar kaçırdılar. rüstem turanlıları nerde bulduysa öldürüp altı yıl turan'da kaldıktan sonra çekilip yurduna geldi.

    alp er tonga turan'ın yakıldığını, türkler'in öldürüldüğünü görünce kan ağladı. öçalmaya and içti. ordu toplayarak iran'a girdi. ekinleri yaktı. iran'a hakim oldu. kıtlık çıkararak iranlılar yedi yıl açlıktan kırıldılar. bunun önüne geçip iran'ı kurtarmak için keyhusrev'e tahtı bıraktı. keyhusrev, alp er tonga'dan öçalmak için ordusunu hazırladı. fakat bu ordu daha alp er tonga ile karşılaşmadan bozuldu. keyhusrev yine ordu yolladı. türkler'den bazur adında birisi büyü yaparak dağlara kar yağdırdı. iranlılar'ın elleri tutmaz oldu. böylelikle iran ordusunu doğradılar. iranlılar yine rüstem'i yolladılar. harikulade savaşlardan sonra rüstem türk ordusunu bozup türk ordusunda bulunan çin hakanını da tutsak etti.

    alp er tonga bu haberi alınca pek üzüldü. uluları toplayıp danıştı. bunlar: "ne yapalım! çin, saklap orduları bozulduysa, turan ordusuna bir şey olmadı. anamız bizi ölmek için doğurdu" dediler. alp er tonga hazırlığa başladı. oğlu 'şide' onun maneviyatını yükseltti. bu savaşa turan ordusu tarafından, çin dağlarında oturan "püladvend" adında bir çinli de ordusuyla iştirak etti. iran pehlivanlarını yendiyse de sonunda rüstem'e yenildi. bunun üzerine turan ve iran orduları çarpıştı. iranlılar kazandı. alp er tonga kaçtı. bundan sonra keyhusrev dünyanın üçte ikisine hakim oldu. bir gün sarayında şarap içerken turan, sınırından iranlılar gelip turanlılar'ın kendilerine zarar verdiğini söylediler. keyhusrev bu işi halletmek için iran kahramanlarından 'bijen' i gönderdi. bijen sınırda ve turan tarafındaki bir ormanda, yanındaki güzel kızlarla eğlenen 'menije'yi gördü. menije, alp er tonga'nın kızıydı. birbirlerini sevdiler. menije onu turan'a, sarayına götürdü. alp er tunga bunu duyunca çok öfkelendi. bijen'i kuyuya hapsetti. kızını da kovdu. iran padişahı gençkumandanının gelmediğini görünce yine rüstem'i yolladı. rüstem tüccar kılığında türk pâyitahtına kadar gitti. bijen'i kurtardığı gibi alp er tonga'nın da sarayını basarak onu kaçırdı, menije'yi iran'a gönderdi. alp er tonga ise yeniden ordu yığarak yürüdü. iran ordusunun arkasında 'bisütun' dağı vardı. yine rüstem'in sayesinde iranlılar bu savaşı kazandılar. alp er tonga, karluk'a kadar kaçtı. beğlerine dedi ki: "ben dünyaya buyruğumu geçiriyordum. minuçehr zamanında bile iran turan'a denk olamamıştı. minuçehr zamanında bile iran turan'a denk olamamıştı. fakat bugün iranlılar hayatımı sarayımda bile tehdit ediyorlar. iyi bir öçalmayı düşünüyorum. bin kere bin bir türk ve çin ordusuyla yürüyelim" toplanmaya başladılar. fakat bizzat alp er tonga'nın iştirak etmediği ilk savaşı iranlılar kazandılar. iran padişahı asıl alp er tonga'yı yok etmek istiyordu. yeniden her yandan ordular toplayarak ilerledi. alp er tonga bin kere bin ordusunun üçte ikisini toplamıştı. 'beykend' şehrinde oturuyordu. karargâhında pars derisinden çadırlar vardı. kendisi altınlı ve mücevherli bir taht üzerinde idi. karargâhın önünde birçok kahramanların bayrakları dikili idi. ileriye gönderdiği ordunun bozulduğunu duyunca başı döndü. öçalmadan dönmemeye and içti. oğlu 'kara han' a ordusunun yarısını vererek buhâra'ya gönderdi. oğullarından şide (ki asıl adı peşeng idi), cehen, afrâsiyab, girdegir ve oğlu ilâ'nın oğlu güheylâ bu orduda idiler. çigil, taraz, oğuz, karluk ve türkmenler çerisini teşkil ediyordu. iki ordu karşılaşınca ilk önce iran padişahı keyhusrev'le alp er tonga'nın oğlu şide teke tek dövüştüler. şide öldü. alp er tonga duyunca saçlarını yoldu. ertesi gün iki ordu akşama kadar savaşıp ayrıldılar. daha ertesi gün yine çarpışıldı. alp er tonga kükremiş gibi saldırıyordu. iran'ın büyük pehlivanlarından birkaçını öldürdü. keyhusrev'le alp er tonga karşı karşıya geldiler. fakat turan pehlivanları onun iran padişahıyla dövüşmesini istemeyerek atının dizgininden tutup geri götürdüler. o gece alp er tonga ordusunu alıp ceyhun'un ötesine geçti. kara han'ın ordusuyla birleşip buhara'ya geldi. biraz dinlendiler. sonra pâyıtahtı olan gang'a geldi. bu şehir cennet gibiydi. toprağı mis, tuğlaları altındı. her yerden ordular çağırdı. bu sırada casusları keyhusrev ceyhun'u geçti diye bildirdiler. keyhusrev ilk önce suğd'a geldi. bir ay kalıp itaate aldı. yine ilerledi. türkler iranlılar'a su vermiyorlar, ordunun arkasında yalnız kalmış iranlı bulurlarsa öldürüyorlardı. keyhusrev de önüne çıkan saray, kale, erkek, kadın en bulursa yok ediyordu. iki ordu 'gülzâriyun' ırmağı kıyısında karşılaştılar. birbirine girdiler. alp er tonga'nın ordusundan keyhusrev'e korku gelmişti. ordunun arkasına çekilip tanrıya yalvardı. derhal fırtına kopup tozları turan ordusuna doğru atmaya başladı. türkler bozuldular. fakat alp er tonga kaçmak isteyenleri öldürerek ordusunu durdurdu. dönüp iyen savaştılar. gece çökünce iki ordu ayrıldı. alp er tonga ertesi günü yine çarpışacaktı. fakat kendisine gelen haberci oğlu kara han'ın ordusundan yalnız kara han'ın sağ kaldığını bildirdi. bunun üzerine ağırlıklarını bile toplamadan hızla ordusu ile çöle atıldı. rüstem'i vurmak istiyordu. keyhusrev bunu rüstem'e bildirdiği gibi kendisi de onun ardına düştü. alp er tonga, gang'a gelip rüstem'e baskın yapmak istediyse de onun tetikte olduğunu görerek vazgeçti. şehre girdi. bu kalabalık şehrin kalesi o kadar yüksekti ki üstünden kartal bile uçamazdı. içinde yiyecek boldu. herköşesinde kaynaklar, havuzlar vardı. havuzlar bir ok atımı boyunda ve eninde idi. güzel bahçeleri, saraylarıyla bir cennetti. alp er tonga ordusuyla gang'a kapandı. çin padişahına da mektup yazıp yardım diledi. keyhusrev de ordusuyla gelerek rüstem'le birleşti. kalenin çevresine hendekler kazdırdı. odunlar yığıp katranla ateş verdiler. duvarlar yıkıldı. şehire hücumla girdiler. herkesi öldürdüler. alp er tonga sarayının altındaki gizli yoldan 200 beği ile kaçarak kurtuldu. çin padişahının yanına gitti. çin hakanı büyük bir ordu hazırlamıştı. bunu duyan türkler her taraftan alp er tonga'nın yanına gidiyorlardı. keyhusrev gang'a, bir kumandan bırakıp alp er tonga'nın üzerine yürüdü. karşılaştılar. alp er tonga ona bir mektup yazarak insanlardan uzak ve kendisinin beğeneceği bir yerde teketek dövüşmeği teklif etti. keyhusrev kabul etmedi. o gün iki ordu akşama kadar çarpıştı. gece olunca keyhusrev ordusunun önüne hendekler kazdırdı. bir kısım kuvvetlerini türk ordusunun gerisine gönderdi. türkler gece baskını yapıp hendeğe düştüler. arkalarındaki kuvvetler de pusudan çıktı. türk ordusunu yendiler. alp er tonga kalan çerisiyle çöle çekildi. keyhusrev gang'a döndü. çin padişahı da keyhusrev'den korkarak ona elçi gönderdi.

    keyhusrev, alp er tonga'yı bir daha yanına almamak şartı ile onunla barıştı. alp er tonga bunu işitince perişan bir halde çöle çekildi. zere denizine geldi. bu, ucu bucağı olmayan bir denizdi. orada bir gemici vardı: "ey padişah! bu derin denizi geçemezsin. 78 yaşındayım. bunu, bir geminin geçtiğini görmedim" dedi. alp er tonga, "tutsak olmaktansa ölmek yeğdir" diye cevap verdi. bir gemi yüzdürttü. binip yelken açtılar. 'gangıdız' şehrine vardılar. alp er tonga orada "geçmişi düşünmeyelim. talih yine buna döner" diyerek yatıp uyudu. keyhusrev, alp er tonga'nın suyu geçtiğini haber aldı. hazırlıklar yaparak birtakım ülkeleri aldıktan sonra zere denizinin kıyısına geldi. yedi ayda denizi geçtiler. gangidiz'i aldı. bulduklarını kestilerse de alp er tonga gizlice kaçtı. keyhusrev buradan turan'ın payıtahtı oldu. gang'a geldi. alp er tonga'yı soruşturdu. kimse bilmiyordu. halbuki bu sıralarda o yiyeceksiz, içeceksiz dolaşıyordu. kayalık bir dağın tepesindeki bir mağarayı kendine ev yapmıştı. bu mağarada insanlardan uzak yaşayan 'hum' adında biri vardı. bir gün mağarada bir ses işitti. alp er tonga kendi kendine tâliine yanıyordu. bu sözlerin türkçe olmasından yabancının kim olduğunu anlayan hum ona hücum ederek tutsak etti. fakat o yine kaçarak suya atıldı. keyhusrev bu işi duydu. sufakat o yine kaçarak suya atıldı. keyhusrev bu işi duydu. hile ile alp er tonga'yı sudan çıkararak öldürdüler.


    kültür bakanlığı web sitesi
    (afrasyab 11.07.2006 00:28)
  3. (bkz: afrasyab)
    (afrasyab 11.07.2006 00:36)
  4. günümüz lise edebiyat kitaplarında eski türkçe metniyle yer almakta olan sagudur. tamam kabul, dilimize sahip çıkmalıyız değerlerimizi bilmeliyiz ama öğrencilerin anlamını bilmedikleri bir metne bön bön bakıp hocanın sorularını "hadi belki tutar" anlayışıyla rastgele cevaplamaları derslerin ne derece verimli geçtiğinin güzel bir kanıtıdır bence. hani türkçenin korunması, kullanımının yaygınlaşması vs. sadece uluslararası şarkı yarışmaları gündem maddesi olduğunda çemkirilecek konular değil sanırım.
    (therion 02.01.2007 15:24)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.