deccal

    Tarihte Dünya üzerinde yaşanan tüm fitne,fesat ve kaos olaylarını solda sıfır bırakacak olayları başlatacaktır.

    deccal ilk olarak peygamberlik iddasıyla ortaya çıkacak, sonrasında ise rab olduğunu idda edecektir. kendisine iman etmeyenleri sahte cehennemine atacaktır. birçok insan yaşanılan kıtlıklarda yiyecek bulabilmek veya rant sağlamak için deccalin peşinden gidecektir. hadislerde deccalin etkisinin 30 gün süreceği bilgisi vardır. ancak gün kavramı bu dönemde değişikliğe uğrayacaktır. (1 günü 1 yıl, 1 günü 1 ay, 1 günü 1 hafta sürecek, diğer günleri ise hızlıca geçecektir) deccalin bu süre zarfında sahip olacağı güçler hızla yer değiştirme, yanında panayır şeklinde cennet ve cehennem görünümünde iki dağ taşıması, yaşanılan günü durdurma gücü, kuraklık ve açlık yaşayan Dünya'nın ve Müslümanların aksine, sayısız içecek ve yiyeceğe sahip olmasıdır.

    deccalin iki kaşının ortasında okunabilecek şekilde kafir yazısı bulunmakta ve bir gözü ise beyaz/kör olmaktadır.

    deccal döneminde şeytanların sayısı ve aktiviteleri doruk noktasına ulaşacaktır. Şeytanlar insanların vefat etmiş akrabaları görünümüne girerek, ahiretten geldiklerini belirtecekler ve insanları deccale iman etmesi için kandırmaya çalışacaklar. ancak Dünyada rabbini göremeyeceğini ve hesaba çekilmeden cennete veya cehenneme giremeyeceğini bilen insanlar bu duruma kanmayacaktır.

    deccal etkin olduğu dönemde dünyada iki yer dışında (Mekke ve Medine) ayak basmadık yer bırakmayacaktır. geldiği yerlerde insanları kendisine iman etmeye çağıracak ve cevabına göre yanında gezdirdiği cennet veya cehenneme atacaktır. Ancak cennet görünümlü yer gerçekte cehennem iken, cehennem görünümlü yer ise cennet olacaktır. hadislerde böyle bir durumda müslümanların Allah'a güvenerek ateşe atlamaları ve Hz. İbrahim gibi onların da korunacağı rivayet edilmiştir.

    hadislerde deccalin herhangi bir şehre gelmeden önce iki peygamber(biri Hz.İlyas olabilir emin değilim) tarafından şehir halkının uyarılacağı ve kısa bir süre sonrasında deccalin oraya geleceği rivayet edilmektedir. verilen tavsiye deccal ile öncelikle karşılaşılmamaya çalışılması (şehir merkezlerinden uzak durulması), karşılaşılırsa kehf suresinin ilk 10 ayetinin okunması ve imanını koruyarak deccalin cehennem olarak gösterdiği yere girilmesidir.

    deccal döneminin sonlarına doğru önce Mekke'ye sonrasında ise Medine'ye girmeye çalışacak ancak bu şehirleri korumakla yükümlü melekler onu bu şehirlere sokmayacaktır. rivayete göre deccal Medine kuşatmasında Hz. Hızır'ı önce ikiye ayıracak ve sonrasında yine diriltecek ancak Hz. Hızır ona iman etmeyecektir. bunun üzerine deccal askerlerine Hz. Hızır'ı öldürmelerini emredecek ancak Allah'ın mucizesi ile Hz. Hızır'ın vücudu tunç olacak ve onu öldürmeyi başaramayacaklar. bunun üzerine Hz. Hızır, deccalin temsili cehennemine atılacaktır. Ancak bu durum deccalin kendi grubundaki inanılırlığını azaltacaktır.

    sonrasında ise deccal o dönemdeki Müslümanlığın ve Hz.Mehdi'nin merkezi Kudüs'ü kuşatma altına alacak. Durum Müslümanlar için oldukça zorlu geçecektir. kuşatma devam ederken Hz.İsa Müslüman ümmetinden olarak Şam şehrine semadan inecek ve bir gün sonra sabah namazında Kudüs'e varacaktır. Hz. İsa, Hz. Mehdi'nin kıldırdığı sabah namazını kılarak peygamber olarak değil Müslüman ümmeti olarak geldiğini gösterecektir.

    o zamana kadar açlık,susuzluk içinde perişan olan Müslümanlar, Hz. İsa'nın gelişiyle tekrar güç bulurlar. deccale ve yanındaki yandaşlarına hücuma geçerler. bozguna uğrayan deccal ve yandaşları etrafta saklanırlar ancak taşlar,kayalar, bitkiler dile gelir arkamda kafir saklanıyor diye Müslümanları uyarırlar. deccal Hz. İsa'yı gördüğünde tuzun suda eridiği gibi erimeye başlar ve çark edip namaz vakti geldi namaza duruyorum der. ancak Hz. İsa yanındaki mızrak ile deccalin işini bitirecektir.
    (22.12.2013 22:01)

şebeş savaşı




    (Battle of Karánsebes) 1787 - 1791 Avusturya - Osmanlı Savaşı sırasında yaşanan muharebedir.

    17 Eylül 1788 tarihinde Osmanlılar üzerine 100.000 asker(Alman, İtalyan, Slav, Romen) ile sefere çıkan Kutsal Roma Cermen İmparatoru Joseph II komutasındaki Avusturya ordusunun, günümüzde Romanya toprakları içinde kalan Karánsebes bölgesinde Osmanlı saldırısına uğradığını düşünerek kendi kuvvetleri arasında meydana gelen çatışmadır.

    Joseph II komutasındaki Avusturya ordusu, Osmanlıların kontrolündeki Eflak bölgesine doğru ilerlemiş ve 17 Eylül 1788 akşamında Karánsebes bölgesine varmıştır. Avusturya öncü süvari birliği Timişora Nehrinin ötesine geçerek Osmanlı kuvvetlerinin olup olmadığını gözler ve Osmanlı kuvvetlerini bulamaz. Burada çingeneler ile karşılaşan Avusturya süvarileri onlardan içki alır ve eğlenceye dalarlar. Nehrin ötesine diğer Avusturya birliklerinin geçişi gece devam eder ve onlar da süvarilere katılmak ve içkiye ortak olmak isterler. Bu anda iki grup arasında arbede yaşanmaya başlar ve bazı askerler tüfeklerine sarılarak ateş etmeye başlar. Bu da daha büyük bir kavgayı başlatır.

    Diğer yandan silah sesini duyan ancak olayla ilgili bilgisi olamayan Avusturya askerleri bunun bir Osmanlı saldırısı olacağını düşünürler ve etrafta "Türkler saldırıyor" şeklinde nidalar atılır. Avusturya ordusunun birçok farklı milletten oluşması da kargaşayı arttırır. Alman subayların Almanca "Halt" , "Durun" sözleri Slavlar ve Romenler tarafından "Allah Allah" şeklinde anlaşılınca Avusturya ordusunu içinde Osmanlı saldırısına uğranıldığına emin olunarak her hareketli gölgeye ateş açılır. Merkez ordugaha ise ani Osmanlı süvari hücumuna uğranıldığı bilgisi verilerek topçu ateşi emri verilir. Avusturya ordusu hayali Osmanlı kuvvetleriyle gücü tükenene kadar savaşır, Joseph II savaş meydanından kaçarken atından düşüp yaralanır ve diğer Avusturya birlikleri ise hayali düşmanından dağınık bir biçimde geri kaçarak çekilir.

    İki gün kadar sonra bölgeye gelen Osmanlı Ordusu terkedilmiş Avusturya kampını silahlarını ve ağırlıklarını ele geçirir. En az 10.000 kadar ölü ve yaralı Avusturya askeriyle karşılaşır.

    Şebeş Savaşı, Avrupalılar tarafından gücünü kaybettiği düşünülen Türklerden psikoloiik açıdan hala ne kadar çok korkulmakta olduğunu göstermesi açısından önemlidir.
    (28.12.2011 23:48)

hisarcık savaşı

    Hisarcık Savaşı (Battle of Grocka)

    21 - 22 Temmuz 1739 tarihinde Belgrad'ın doğusunda Osmanlı İmparatorluğu ile Avusturya arasında meydana gelmiş ve Osmanlıların kesin zaferi ile sonuçlanan savaştır. 1683-1699 yıllarındaki ve 1716-1718 yıllarında Avusturya'ya mağlup olan Osmanlılar bu zafer ile Belgrad ve Batı Eflak bölgesini tekrar topraklarına katmıştır.

    Uzun bir süre boyunca Osmanlılara saldırmak için fırsat kollayan Avusturya, Rusya ile Osmanlıların savaşın başlamasıyla Osmanlılara savaş açtı. Avusturya birlikleri Osmanlılara karşı önceden kazandıkları savaşların getirdiği güvenle 12 Temmuz 1737 yılında üç koldan(Bosna, Eflak,Sırbistan) Osmanlılara saldırdı. Bosna ve Eflak'da başarı sağlayamayan Avusturya birlikleri Sırbistan'a saldıran ana orduya katılmıştır. Sırplardan asker ve erzak olarak destek bulan Avusturya ordusu 1 Ağustos 1737 'de Niş şehrini ele geçirdi. İlerleyen Avusturya ordusu Vidin'i kuşattıysa da buradaki donanımlı Osmanlı birliği karşısında tutunamayarak geri çekildi.

    Bu olaydan sonra Humbaracı Ahmet Paşa tarafından yetiştirilmiş Sürat Topçularının da devreye girmesiyle kaybedilen şehirler geri alınmaya başlandı. 20 Ekim 1737'de Niş geri alındı ve Avusturya ordusu yıpratılarak geri çekilmeye zorlandı.

    Barış müzakerelerinin yavaş gitmesi üzerine İvazzade Hacı Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu 1718 yılında Avusturya'ya kaybedilen Belgrad üzerine yürüdü. Bunun üzerine Avusturya ordusu Mareşal Kont Wallis komutasında karşı yürüyüşe geçti. 21 Temmuz 1739 Hisarcık - Grocka da karşılaşan iki ordudan Avusturya kuvvetleri 60.000 veya üstü asker ile modern ateşli silahlar ve toplarla donatılmıştı. Osmanlıların ise 90.000 veya 100.000 civarında askere sahipti.

    Avusturya ordusu Osmanlı kuvvetleri arasında boşluklar açmak ve hatlarını yarabilmek üzere büyük bir saldırı başlattı ancak Osmanlılar bu saldırıyı püskürttü. Geri çekilen Avusturya askerleri Osmanlı askerleri ve ateşli silahları karşısında önemli kayıplar verdi.

    Bu durum üzerine ertesi gün Avusturya ordusu geri çekilmek üzere harekete geçti. Bu durumu sezen Osmanlı kuvvetlerinin hücumu karşısında Avusturya ordusu dağıldı. Mareşal Kont Wallis ordunun bir bölümüyle Tuna nehrinin karşı kıyısına kaçmayı başardı. Ancak bu mağlubiyetin Viyana'daki yansıması ağır oldu ve Mareşal Kont Wallis ağır ihmalinden ötürü rütbeleri sökülerek hapse atıldı. Osmanlı kuvvetleri ise ilerleyerek kısa süren bir kuşatma sonrası Belgrad'ı ele geçirdi.

    Bu zafer Osmanlıların Avrupa karşısında hala gücünün olduğu ispatlaması açısından önemli olmuştur.






    (11.09.2011 19:57)

bu bir takım oyunu ııı ııhhh

    Hidayet Türkoğlu'nun maç sonu yorumları sonrası yaptığı bir önerme. Ancak tersini doğrulayan bir çok önerme mevcut.

    Fransa - Tony Parker
    İspanya - Pau Gasol
    Almanya - Dirk Nowitzki
    Makedonya - Bo Mccalebb

    Bazen de bireysel yetenekler gerekiyormuş demekki.
    (11.09.2011 18:59)

ibrahim kutluay

    Basketbol milli takımının Eurobasket 2011'e veda etmesinin kesinleşmesiyle birlikte turnuva başından şimdiye kadar içine attıklarını büyük bir hiddetle su yüzüne çıkaran ve lafları bir bir giydiren eski milli basketbolcudur. Yaptığı yorumlarda da %99 haklıdır.

    Bazı öne çıkan yorumları;

    Bir takım %50 nin altında serbest atış yüzdesi ve %18 lik üçlük yüzdesiyle oynarsa zaten kazanması imkansız.

    Pota altında hücum ribaundlarını toplayan Ömer Aşık gibi biri var, hala hepsinin eli titriyor. Şut atmaktan korkuyorlar.

    Diğer takımlarda sadece bir tane NBA oyuncusu var, adamlar takımı tek başına taşıyor. Bizimkiler ortada yok. Bi de şut kaçırdılar mı güle güle geri dönüyorlar (burada hidayet ile ersan'a gönderme var)

    Son top kullanılırken, sorumluluğunu alması gereken herkes arkalara kaçmış, nasıl iş bu (burada ise hidayet'e gönderme var)


    Ayrıca;
    (bkz: Bu bir takım oyunu ııı ııhhh)
    (11.09.2011 18:55)

329 nci kisa donem

    327 nci kisa donemin bileti ve torunu olacak tertip grubu. bu dönemde asker olacak arkadaşlara şimdiden hayırlı olsun diyorum. korkulacak çekinecek hiçbirşey yok. çok güzel bir ortamda, iyi arkadaşlar, komutanlar vs. eşliğinde askerliğinizi yapacaksınız. kısacası herşey güzel olacak. *
    (01.08.2009 12:48)

327 nci kısa dönem

    şahsımı mebs. okl. ve eğt. mrk. k.lığı mamak-ankara ya yollayan dönemdir.
    (10.04.2009 17:41)

cezayirli gazi hasan paşa




    tekirdağlı bir tüccarin yaninda yetişmiş bir esir iken cesareti ile dikkatleri çekmis ve efendisi tarafından azad edilmistir. O, eskiden beri söhretini duydugu cezayir kaptanlarinin yanina gitmeyi çok istiyordu. bu amaçla cezayir 'e gitmeye karar verdi. ancak bindiği gemi yolda, yabancı bir korsan gemisinin saldirisina uğrayınca dinlendiği yatağanini siyirip rampa eden korsan gemisine atladi. ancak çatişma biraz devam ettikten sonra gemiler ayrilir. hasan pasa korsan gemisinde tek basina kaldigini görünce hiç istifini bozmadan savaşmaya devam eder. sonunda korsanlarin bir kismini öldürür, diğerlerini ambara kapatmayi başarir. böylece gemi kendisine kalır. o sırada bir cezayir gemisi görüp peşine takılır ve cezayir’e kadar gider. cezayır dayısı onun macerasını öğrenince iltifatlarda bulunup zaptettiği gemi kendisinde kalmak üzere onu hizmetine alır. ancak her geçen gün ünü yayılıp da onu kiskanan rakipleri artinca, cezayir dayısı ile ters düser ve istanbul’a gelmek zorunda kalır.

    istanbul’da kalyon kaptani olarak göreve baslayip kısa zamanda yükseldi. osmanlı-rus savaşında üstün başarıları görüldü ve nihayet kendisine sırayla beylerbeylik, kapudanelik, kaptan-i deryalik, seraskerlik ve vezirlik görevleri verildi. çeşme deniz savaşında osmanlı donanmasınının yakılmasından sonra rus donanması, aleksis orlof, spiridof ve elfinston filoları ile ege denizine hakim olmuşlardı. amaçları ise çanakkale boğazını ele geçirmekti. aleksis orlof, başkomutan durumundaydı. 12 temmuz 1770 günü elfinston, çanakkale boğazına hücum etti. ancak istihkamlar tahkim edildiğinden ve top atışları başarılı olduğundan ruslar geri çekilmek zorunda kaldılar. bunu üzerine ruslar bölgeye hakim olan limni adasını ele geçirmek için limni kalesini muhasara ve bombardımana başladılar (20 temmuz 1770). çanakkale boğazı muhafızı ali paşa'ya muhasara haberi iletilerek acele imdat istendiği halde bir ay süreyle hiçbir yardım gönderilmemiş, ancak cezayirli hasan paşa izmir'den çanakkale'ye gelerek yardım etmiştir.

    çanakkalede bir süre yardım beklese de gerekli yardımın gelmediğini gören hasan paşa, 23 parça kayık-firkate ve 1070 kalyoncu neferi ile gece karanlığından istifade ederek 5-6 ekim arası çanakkaleden denize açıldı. rüzgar fırtınaya çevirip, firkate kaptanları daha ileri gitmelerinin tehlikeli olacağını rapor ettiklerinde bunlara önem vermedi. böyle havalarda rus kalyonlarının karakol görevi yapmayacağını tahmin etmişti. limni adasının kuzeyinden geçerek yüzbaş limanı'na girdi. askeri kıyıya çıkararak kayık ve gemilere çanakkale'ye dönmelerini emretti. askerlerine bu teknelerin asker getirmek üzere gönderildiğini söyledi. ayrıca geriye dönüş olanağını ortadan kaldırmıştı. kazanmaktan başka çıkış yolları kalmamıştı. cebri yürüyüşle limni kalesi'ne doğru yaklaştı. yolda kuşatma altında olan türklerin kaleyi teslim teklifini kabul ettiklerini, kaleye beyaz çarşaf çekildiğini, ancak rusların henüz kaleye girmediğini öğrendi. yerli rumlara altın vererek gidip ruslara 12.000 düzenli osmanlı askerinin geldiğini haber vermelerini istedi. başlangıçta ruslar bu habere inanmadılarsa da gece yapılan sürpriz baskın üzerine paniğe kapılarak büyük kuvvetlerin karşısında olduklarını sandılar ve bozularak gemilerine kaçtılar. kaçamayanlar ya esir ya da telef oldular. hasan paşa kaledeki beyaz çarşafı indirip yerine kendi sancağını çektirdi. denize dökülen rusların limni'de başarı şansları kalmadığının anlaşılması üzerine donanmaları da çekilmek zorunda kaldı. kale hemen onarıldı ve tahkim edildi. ruslar bir süre sonra kaleye gelen yardımın gerçek gücünü öğrenince limni kalesi'nin önüne tekrar geldiler ve karaya asker çıkarmaya kalkıştılar. ancak morali düzelmiş olan türkler karşısında bir kez daha başarısızlığa uğrayarak, geri çekildiler.

    padişah bu zafer üzerine hasan paşa'ya altın bir çelenk ve murassa kılıç göndermiştir. bundan böyle bütün belgelerde hasan paşa gazi ünvanı ile anılmıştır.

    1788 'de rus amirali aleksis orlof 'u yilan adasi savasinda mağlup etti. 1789'da azledilerek tuna cephesine memur edilen hasan paşa, özi seraskeri olur. ismail kalesini büyük bir başarı ile savunarak rusları yener. 3 aralık 1789'da sultan iii. selim, cezayirli hasan paşa'yı takdir ederek sadrazamlığa getirir. 77 yaşında olan hasan paşa bu önemli görevde üç ay kalır. kış mevsiminde orduyu düzenlemekle uğraşırken hastalanarak 1790 yılı martında, 29'u 30'a bağlayan gece humma-i muhrika'dan dolayı vefat etmiş ve şumnu'daki bektaşi tekkesine gömülmüştür.

    uzun bir süredir yok sayilan ve iyiden iyiye zayiflamis olan osmanli donanmasi, onun sayesinde yeni bir güce ve eski söhretine kavuşmuştur.

    cezayirli hasan paşa osmanlı devlet adamlari arasinda ender görülen bir sahsiyettir. yiğitliği, enerjisi ve zekasi ile ün almistir. düşüncesi ne ise, padişah dahil, herkese açıkça söyler, kimseden çekinmez, kimseye de eğilip bükülmezdi.

    hasan paşanın küçük bir yavru iken alip besledigi bir aslanı vardi ve paşa nereye gitse arslan da sadakatla onun yanından ayrılmazdı. bu durum onun heybetini daha da arttırmıştır.


    (26.03.2009 13:26)

kılıç ali paşa




    osmanlı amirali ve kaptan-ı deryası. 1571 yılında inebahtı savaşında, haçlı donanmasının osmanlı donanmasının önemli bir bölümünü yakmasına rağmen emrindeki filosuyla birçok haçlı gemisini batırıp kendi gemilerini çevreleyen düşmandan kurtararak istanbul 'a dönmüştür. bu başarısı üzerine adı uluç ali den, kılıç ali ye değiştirilmiş ve kaptan-ı deryalık görevine getirilmiştir. sonraki yıllarda denize indirilen yeni osmanlı donanmasıyla, haçlılara önemli kayıplar verdirerek akdenizi tekrar türk gölü haline getirmiştir.

    kılıç ali paşa aslen italyandır(eski adı giovanni dionigi). 11 yaşında iken la castella şehrine baskın yapan barbaros hayrettin paşa tarafından esir alınmıştır. meşhur türk denizcileri barbaros ve turgut reis’in yanında yetişen kılıç ali paşa, izmir valiliğinden, cezayir beylerbeyliğine kadar birçok görevde bulunmuş ve özellikle inebahtıdaki başarısı ile karşı saf da olsa doğduğu la castella halkının gözünde onu gerçek bir kahraman olmuştur. bugün dahi la castella şehri kılıç ali paşa’yı kendi kahramanları gibi görmektedir.
    http://www.flickr.com/photos/31156820@N06/2935087538/

    la castella şehrindeki bir rivayete göre ise kılıç ali, italya kıyılarına denizden yapılan bir saldırıdan sonra annesini ziyarete gider. ancak annesi, oğlu dinini değiştirdiği için gözlerini yere eğer ve onunla konuşmaz.
    o çağın fransız yazarı pierre de bourdeilles göre ise kılıç ali aslında dinini değiştirmemiş ve hristyan olarak kalmıştır.
    (26.03.2009 12:48)

günün sözü

metrobüs

    78 ve 78t olan tabela numarası 34 ve 34t olarak değiştirilmiş olan yüzyılın ulaşım aracı.
    (02.01.2009 09:08)

yılan adası savaşı

    12 ağustos 1788 tarihinde tuna nehri ağzındaki yılan adası(zmeiniy adası) açıklarında osmanlı ve rus donanmaları arasında yaşanan deniz savaşıdır.

    osmanlı ordusunun özi kalesi önünde bozguna uğraması üzerine, rus donanması azak denizinden karadeniz’e açılıp yılanadası’nda demirlemiş olan osmanlı donanmasına karşı harekete geçti. bunu haber alan cezayirli gazi hasan paşa, aceleyle donanmasının demirlerini alıp denize açıldı ve rus donanmasına karşı bir plan hazırladı. her bir sancak gemisine 8 kalyon vererek birbirlerinden ayrılmamalarını tenbihledi. ancak düşman filosuyla karşı karşıya gelindiğinde osmanlı donanmasının büyük kısmı gerilerde kalmıştı. hemen batarya ateşine başlayan osmanlı gemileri düşmana pek çok kayıp verdi. özellikle hasan paşa, bizzat bir rus kalyonuna rampa olup gemiyi ele geçirdi. düşmanın birkaç firkateyni de topçu ateşiyle battı. rus donanması henüz geride kalan osmanlı donanması tamamı gelmeden bozguna uğrayıp kaçmaya başladı. rus gemileri sivastopol’a kadar takip edildiyse de rus donanmasından geride kalan gemiler kaçmayı başardı.

    daha sonradan hüdavendigar adı verilip osmanlı donanmasında önemli görevler üstlenen rus kalyonu da bu savaş sırasında ele geçirilmiştir.

    bu şavaş sonucunda osmanlıların karadenizdeki tam egemenliği 50 yıl kadar daha sürmüş, ruslar uzun bir süre karadeniz 'e açılmayı göze alamamıştır.


    (26.12.2008 13:08)

günün sözü

    "bir sana bir de sabah uykusuna hasretim." (anonim)
    (26.12.2008 08:47)

sahte 50 cent

    Haftalar öncesinden duyurulan Airport Disco’daki 50 Cent konseri, cuma akşamı tam bir fiyaskoyla sonuçlandı. Saat 02.00’ye kadar 50 Cent’in menajerini ikna etmeye çalışan organizatörler sonunda pes edince çareyi “çakma 50 Cent” yaratmakta buldular. Gece saat 03.00’te kırmızı kapşonlu kim olduğu bilinmeyen birini, “Ve 50 Cent geldi” anonslarıyla sahneye çıkardılar.

    http://www.hurriyet.com.tr/magazin/anasayfa/10611563.asp?gid=229
    (22.12.2008 15:03)

50 cent

sayfa: 1-2-3...-5

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.