levanten

    - aaa, oyle deme. o bir levanten.
    + o levanten de biz çanak anten miyiz be!
    (03.10.2006 13:43)

ahmet telli

    soluk soluga adli siirinin ll. bolumundeki "büyük aşklar yolculuklarla başlar/ ve serüvenciler düşer bu yollara ancak / onlar ki dünyanın son umudu / soyları tükenen birer çılgındırlar / ne bir adresleri vardı onların yeryüzünde / ne de aşktan başka bir sığınakları / ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında / ölümle alay ederler sanki / nerde beklenirse ordaydılar / bir kez bile gecikmediler ömür boyu" dizeleriyle yollara dusuren bilge. anadolu koylerinden gecen trenin, karanlik kompartmaninda ip kadar ışık altında dinlenecek veya okunacak tek şair. yola yollanmanin ve geride birakmanin ve dusunmeyip aşık olmanin sırlarını paylaşan usta. yaşamak ve yazmak, okumak ve kalpte paylaşmak onunla güzel.
    (03.10.2006 13:29)

apartman çocukları

    ailesinin apartmandaki dairesinden çıkıp müstakil evlerden oluşan mahalleye yeni gelmiş çocuğun, akranları tarafından takıma alınmama sebebi. eğer çocuğun cancanlı bi topu varsa durum değişebilir, 'apartman çocuğu' bi anda cazibe merkezi olabilir. hava binbeşyüzdür. top patlayınca söner.
    (02.10.2006 07:07)

emin alıcı

    tezgahtan ne alacağını, o malın nerede kaça satıldığını çok iyi bilen müşteri.
    (01.10.2006 12:00)

tahta at

    şanslı doğanlarınki boyalı, cilali, olduğu yerde sallanan, dizginleri bile olur ve çocuk büyünce tavan arasına veya bir kardeşe giderken; onlar kadar şanslı doğamayanlarınki ise 5-6 tahtanın çivilenmesi, çul-çaputla sarmalanması, bi süre sonra da sobada yanmasıyla sonlanan hikayeye sahip olan oyuncak. ikincisi daha unutulmazdır.
    (01.10.2006 07:22)

gol sevinci

    futbolcunun attığı golden sonra arkadaşlarıyla yaptığı sevinç gösterisidir. kah timsah yürüyüşü olur, kah üstüste atlamak şeklinde çullanmak... ama en güzeli, gecenin bir yarısı sarhoş arkadaşlardan birinin düşüp, diğerlerinin "gooooolll" diye çığırıp üzerine çullanmasıdır. ertesi sabah baş, kol, bel, omuz vs. ağrıları kaçınılmazdır.
    (01.10.2006 07:15)

antin kuntin

    boş muhabbetle zaman doldurma. içerikten uzak kelime kalabalığı.
    (30.09.2006 12:53)

piyasa yapmak

    tekirdag'da var bi tane cadde. sahilde. adı halk arasında piyasa caddesi olmuş bile. kızlar kolkola gezip çapkın bakışlarla süzüyor yol kenarında öbek öbek oturmuş gençleri. gençler bi yeşil ışık bekliyo pati çektirip peşine düşmek için.
    (30.09.2006 11:49)

denizli horozu

    uzun uzun öttükten sonra kıç üstü oturdukları rivayet olunan horoz türü. (not: görmedim, diyenlerin yalancısıyım.)
    (30.09.2006 10:19)

diş teli

    güneşte ışıldayarak sizi dişlerinizi fırçalama zahmetinden kurtaran şey.
    (29.09.2006 19:18)

aşk acısı

    ağaçların renklerini en dokunaklı dökündüğü andır. ağzınızın tadı kaçmıştır. alkol de uçup gitmiştir ki başınızı ağrıtsın. kimsenin gülümsemesi çare olmaz açmaya, gülüşünün kenarına vurulmuş kilitleri açmaya...
    (29.09.2006 18:50)

zamana bırakmak

    biten yetmişlik rakı şişesini yatırıp, uzun ve geniş haznesinin tepesindeki damlaların usul usul akıp bi tek daha çıkarmasını izlemek kadar keyifli bir eylem.
    (29.09.2006 18:41)

çorba parası

    "at bi sakal" deyişin eş anlamlısı.
    (28.09.2006 15:46)

mezarlık

    kavak ağaçlarının yaprakları arasından ıslık çalan rüzgardır aslında tüylerimizi ürperten. oradaki huzur, dinginlik hiçbir yerde yoktur. sessiz sedasız bir mekan.
    (28.09.2006 15:08)

üstü kalsın

    taksiden inerken, gazete-sigara alırken, kapıcıya aidat öderken bahşiş bırakma sözcüğü. bir de ah bu şiirin gözü kör olsun. hep mi ölüm, hep mi gidiş, hep mi veda gelir akla?
    (28.09.2006 15:04)

sayfa: 1-2-3

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.