son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
şimdi baktım günlerdir tanım girilmemiş.
gecikmiş bir başsağlığı ile, tebriklerimi iletiyorum kendisine. işi düştükçe kendisini arayan bu kardeşini unutmasın duasını esirgemesin inşallah. Allah'a emanet olsun inşallah.
belkide, başka bir isim seçerek "aaa, aynı mantyyser gibi yazıyor o mu yoksa" gibi sözlere gerek bırakmadan "merhaba ben geldim, ben mantyyser işte" demek için bu ismi de seçmiş olabilir. aslında "mantyyyser" seçsesede olurdu bu. neymiş demek ki, yazarlığa devam etmek için tamamlamam gereken "ara" ya daha da varmış. verdiği kişisel bilgilerin sağlama yakın olması, biri hariç, ve herkese adsadasd diye lafı kısa kesmesi belki diye düşündürdü, olabilir belki bu öz hakiki mantyyser olabilir karar veremedim daha.
gürültüye dayanamadığı için değil ama başka umutları olduğu için inşallah dönecektir, yakında.** *
nasıl bir şey bu mutluluk? ne olduğunda var ya da ne olmadığında yok? bu da gayret göstererek elde edeceğimiz şeylerden biri mi? ne yapmalıyız? sokağa mı çıkmalıyız? eksik olan şeyi, bulmak için yürümeli ve bir çiçekci önünde sadece bir tane kalmış o çiçeğe aynı anda uzanırken onunla mı çarpışmalıyız? yada daha klişe olsun hadi, o eksik şeyle çarpışıp kitaplarını düşürüp toplamasına mı yardım etmeliyiz? ya da biz ışıkta beklerken o arkadan çarptıktan sonra, o anda çok sinirlenip kırıcı sözler mi söylemeliyiz, sonra üzülerek bir çiçek gönderip kalbini kazanmaya mı çalışmalıyız? böylece bir başlangıç olur hani. belki o dur eksik olan şey. belkide eksik olduğunun farkında değilizdir? yani o anki halimizle o yokken mutlu sanıyoruzdur da kendimizi, asıl o var olunca (artık o neyse işte) mutlu olmaya başlarız. karar verilebilir mi mutlu olmak için? artık ben de mutlu olacağım denilebilir mi? bunu dedik diyelim, sonra mutlu olunabilir mi gerçekten? o'nunla ilgili hayaller kurulabilir mi? o var olunca onunla yapacağımız şeylerin hayalini kurabilirmiyiz? peki bu hayalleri yaşayabilirmiyiz gerçekten? mutlu olmak için neyimiz eksikte, onu tamamlayamıyoruz? vaya mutlu olduğumuzda neden sadece bir süreç var? neden sonunda veda ediyor? aylarca, yıllarca beklediğiniz şey, o lisede adını bile hatırlamadığım, masallardaki yalancı çobana tıpatıp benzeyen velet gibi, yalanı ortaya çıkıncaya kadar herkesi bir şeye umutla bağlayabiliyor. ve aynı o velet gibi yalanı ortaya çıkınca pis pis sırıtıp "nasılda kandırdım sizi ama" diyebiliyor. nasıl? yahu nasıl oluyorda aynı şeyi her daim başarabiliyor? nasıl oluyorda her seferinde kapıyı aralayıp ufak bir gülümseyişle bizi daha önce de kandırdığını unutturup, gönlümüzü alıp kendine inandırabiliyor? neden sadece 2 gün sürüyorda sonradan bize veda ediyor? sen nesin mutluluk? o 10.900.000 başlıktan hangisi bunun cevabını veriyor? veda zamanı gelince işte; "ben gidiyorum"* diyor. ve gidiyor? peki ne zaman geri geleceksin mutluluk?***
(bkz: elisabeth II)
film hakkında, dedikodu olarak bile pek bilgi yok. heyecan ile beklemekteyiz. belki filmden sonra diziye de devam edebilirler diye bir umut da yok diyemem kendi adıma. bekleyip göreceğiz.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |