georg wilhelm friedrich hegel

    büyük kafaydı, ilginç tarafı kendini son filozof olarak nitelendirmesi. baktığımızda da ondan sonra gelenler ya hegelci olmuşlar ya da anti-hegelci. "eskiden ne yazdığımı bir ben bir de Allah bilirdik; sonra ben aradan çekildim" demiş bir de. ilginç bir adam. kendisiyle eve çıkmak isterdim. gelgelelim, dedemin babası daha dedemin dedesinin aklında yokken o profesörlük yapıyordu.
    (20.04.2011 12:27)

kaybettiklerim içinde en çok aklımı özlüyorum

    hatırladıkça gülümsememi sağlayan bir mark twain sözü.
    (16.03.2011 22:32)

akrep burcu kadını

    şüphesiz imtihan sebebidir
    (06.02.2011 22:53)

sana ne yaptılar

    attila ilhan'ın böyle bir sevmek kitabından bir şiiri:


    O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
    Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
    Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
    Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
    Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
    Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

    Saçların uzundu, omuzlarına akardı
    Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
    Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
    Gülerdin, içimize aylar doğardı
    Görünmez dağların arkasından
    Eski gülümsemeni beyhude aradım
    O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.

    Bir çay içer misin, yoksa kahve mi
    Kibritim yok, demek cigaraya başladın
    Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var
    Böyle bir kız değildin sen eskiden
    Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar?
    Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
    O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
    Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
    (31.01.2011 01:26)

hunger

    IRA (Irish Republican Army) mensubu bir direnişçinin ulusunun bağımsızlığı için ne tür bedeller ödeyebileceğini minimalist bir dille anlatmaya çalışan ingiltere-irlanda ortak yapımı belgeselvari film.




    hakkında okunabilecek güzel bir yazı için;

    http://kedilervekitaplar.blogspot.com/2010/05/hunger-were-from-belfast-mighty-mighty.html
    (29.01.2011 04:19)

sex sleep eat drink dream

    king crimson'un nefsi emmare'yi özet geçen keyifli şarkısı

    sex sleep eat drink dream
    primal tribal apple egg vegetable eel
    i have a new canoe but it does not have a wheel

    private velvet animal oldsmobile mind
    i'm sitting in the fireplace burning up my time

    private velvet animal empty t.v.
    they're fishing in the kitchen
    but they haven't caught up to me

    primal tribal chemical digital night
    i've got to get dressed to go out of my mind

    sex sleep eat drink dream



    (29.01.2011 04:05)

ateş i suzan ı firkat yaktı cism ü canımı

    bestecisi hacı faik bey olan hicaz eser, münir nurettin'den dinleyince daha bir keyifli olur.

    ateş-i suzan-ı firkat yaktı cism ü canımı
    bir harap abade döndürdü dil-i viranımı
    neyle teskin eyleyim bu dide-i giryanımı
    çünkü aldırdım elimden sevgili cananımı
    ağla çeşmim ağla durma gitti elden nazlı yar
    çağla ey eşk-i terim çağla misal-i cuybar



    (27.01.2011 14:32)

mektep medrese imtihanı soru bankası

    (bkz: #234736) mevzu bahis karikatür budur inşallah;



    (27.01.2011 14:28)

günün sözü

    "hiçbir zaman okulumun eğitimimi engellemesine izin vermedim"

    mark twain.
    (26.01.2011 22:58)

jose mourinho

    hırslı adam, 48 yaşında. kendisiyle ilgili bilgi edinmek istiyorsanız şu fotoğrafa bakın kafii.




    bu duruşu mourinho'ya; 6 Lig şampiyonluğu, 3 Kupa şampiyonluğu, 3 Süper Kupa, 2 Lig kupası, 1 UEFA Kupası, 2 UEFA Şampiyonlar Ligi Kupası getirdi, böyle iki ayaklı bir başarı makinesi, futbol feylesofu.

    (26.01.2011 18:34)

kaldırımlar 2

    çile'deki haliyle şudur;

    Başını bir gayeye satmış kahraman gibi,
    Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
    Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
    Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

    Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
    Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
    Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
    Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

    İkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
    Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
    Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
    Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

    Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
    Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
    Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur,
    Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...
    (26.01.2011 02:29)

ismet özel

    İsmet Özel'den dayak yemek istiyorum, öyle böyle değil. Sıradan bir dayak olmaz onunki, ömür boyu bu dayağın yıkıntısının izlerini üzerimde taşırım.

    Eski bir kır kahvesinde yıllanmış bir çınar ağacının altındaki masaya oturalım, iki çay söyleyelim demli. Dakikalarca sessiz duralım öyle, birbirimizi uzak, başka alemlere dalmış, yıllardır kafamızı meşgul eden bir görüntünün hatırasıyla avunurken bırakalım, yan masada kağıt oynayan köy gençlerinin bağırışları kulaklarımızı doldursun, ve sonra nefes almadan hızlı hızlı anlattıklarıma ara verdiğimde, dikkatini bana yöneltsin şair, bir şey diyecekmiş gibi hafifçe yüzüme bakıp sonra tekrar gözlerini devirsin, gömlek cebindeki sigara paketini çıkartıp bir dal yakacakken birden paketi yüzümü fırlatsın. Şaşkın durayım, buna müteakip hışımla ayağa kalkarak önündeki masayı kaldırdığı gibi üzerime yuvarlasın. Ben de gururla karışık gizli bir korkuyla beklerken eğilip yere düşen kitapları almaya çalışayım, tam o esnada tam karnıma sert bir tekme savursun, ne olduğunu anlamadan kendimi kahvenin öbür köşesinde bulayım, önünde yıkılı duran sandalyeyi de tekmelesin ardımdan. Yavaşça üzerime yürüsün tekrar, böğrümden kavradığı gibi kaldırıp suratıma şedit bir osmanlı tokadı aşketsin ve başka köşeye yollanayım. Ayağa kalkmaya çalışayım ama beceremeyim, çaresizlikle cenin pozisyonunda korunmaya çabalarken yerde de tekmelenmeye devam edeyim, sonra sessiz sessiz ağlayayım, burnumdan akan sümükler, ağzımdan gelen kana karışsın. Şöyle ters bir bakış atıp arkasına bakmadan yürüyerek gitsin şair, giderken de bir dal sigara yaksın. Etrafta olan biteni izleyen köylüler, bana doğru yaklaşıp 'tuuu, Allah seni kör etmeye' deyip ilenerek yüzüme tükürsünler, genç kızlar tülbentleriyle ağızlarını kapatıp fısıldaşarak beni çekiştirsin, gülüşsünler. Sendeleyerek ayağa kalkayım, bir kez düşeyim, tekrar kalkayım sonra yürüye yürüye acıya acıya köyün çıkışına varayım.

    İleriden etrafı tozutarak bir araba gelsin hızlıca, tam yanımda dursun, şoför koltuğunda ismet özel olsun, kapıyı açsın arabaya atlayayım. Sonra kahkaha atarak şehre girelim, şehrin lambaları yansın bir bir, hafif yağmur yağıyor olsun. :)
    (25.01.2011 23:18)

vampircik

    kesinlikle hakettiği yerde değil. vampircikteki seviyeyi, pekçok sözlükte bulmak hayal artık, nitelik niceliğe yenildi hepsinde. Yine de insan istiyor ki, vampircik daha popüler bir noktada olsun, ben dört yıl önce üye olduğumda, böyle bir umut besliyordum, ama başladığı noktada kaldı ne yazık ki. belki böylesi daha hayırlıdır, kim bilebilir.
    (05.12.2010 00:58)

hoover

    bu marka bende "once" filmiyle anlamını bulmuştu, filmdeki esaslı kızımız marketa ırglova'nın, hoover tamirciliği de yapan sokak müzisyeni Glen Hansard'a, elektrik süpürgesini (hoover) arkasında bir süs köpeği taşıyor edasıyla öyle bir getirişi vardı ki, her izleyeni kendisine hayran bırakacak türdendi.

    (bkz: once)
    (04.12.2010 19:46)

muhabbet bağına girdim

    içki masalarında meze haline getirilmiş bu şarkının hikayesi bambaşka bir şeydir oysa: Bir gece Sadettin Kaynak'a rüyasında Peygamber efendimiz (sas) zuhur eder, o da kutlu rüyanın tesiriyle bu besteyi yapar. Bu sebeple bu şarkıyı düzgün bir icra ile yine bu aşkla dinlemek gerekir.
    (26.05.2009 22:36)

sayfa: 1-2-3...-7

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.