öksürük

    geçmiş gün şiddetle öksürüyorum. normalde ilaca ve doktora fobim olsa da öksürük şurubu içeyim dedim. dedem de bizde. neyse, ben şurubun kaşığıyla bi yudum aldım. dedem, ''o ne dedi?'', ben ''öksürük şurubu'' deyince hemen ''ver bi de ben içeyim'' dedi. bi yudum kaşığa koydum, ''onu sen iç, şişeyi ver'' dedi. aynen bu şekil ha. aldı eline şişeyi, dikti kafaya. 1 şişe şurubu içti. içince bi de ''ohh'' dedi. sanki iskender kebap yedi. o anı görünce göz bebeklerim büyümüş benim. ''dede'' dedim, ''bir anda çok fazla oldu sanki, ağır gelmesin'', ''yok'' dedi, ''ağır gelmez, zaten benim burnum ağrıyor.''
    (14.03.2011 22:02)

kokoreç

    herhalde bağırsağın alabileceği en güzel tat olsa gerek. hele de ustası sizin önünüzde kokoreçi ince ince doğar, bolca acısını baharatını katarsa, yanında hazırlamasını beklerken ağzınızın suyuna hakim bile olamayabilirsiniz. bence lezzet performansının en iyi yakalandığı çeyrek ekmek halidir. daha büyük olunca hep bir eksiklik oluyor, çeyreğin tadını bir türlü vermiyor.

    bir de babama vakti zamanında sormuştum, kokoreçciler neden akşamları çıkıyorlar*, gündüz neden bulunmuyo diye, cevabıysa ayrı güzeldi;
    - e oğlum gündüz satılsa içindekileri görünce yiyemezsin de ondan. akşam ne yediğini görmeden yemesi en güzeli.
    (21.08.2010 12:02)

evde top oynamak

    çoraptan top yapıp evde kardeşimle top oynamak küçüklüğümün en güzel spordur. kocaman adamlar olduk arada sırada halen o brezilya ben arjantin olup zevkli maçlar yaptığımız olur.

    öncelikle evde top oynarken illa çoraptan yapılmış topunuz olması gerekir. böylelikle topumuz sağa sola çarpsa bile ses çıkarmaz, anne-baba seslerden rahatsız olup size müdahale etmez. ''çocuğum şımarma'' demez. lastik topla ya da futbol topuyla illa ki bi yerleri kırma riskiniz vardır. hazır konusu gelmişken kısaca çoraptan top nasıl yapılır onu da anlatayım; bir çift çorap alınır. biri diğerinin içine geçirilir. içinde çorap bulunan çorabımız güzel bir şekilde dürülür. topumuz bu şekilde oynamaya hazır hale geldiği halde istersek çorabın dışını sıkı bir şekilde bantlayarak daha sağlam, gerçek top tadında bir top elde edebiliriz.

    süper ötesi zevkli bir spordur evde top oynamak. hele bir de kardeşiniz gibi ciddi bir rakibiniz varsa tadından yenmez. youtube'da yayınlanması gereken süper maçlar yaparsınız kardeşinizle, heyecanın nerdeyse somut bir hal aldığı maçlar olur bunlar. kardeşinizle yaptığınız maçlardan sonra daha bi kardeş olursunuz. girdiğiniz ikili mücadeleler sayesinde daha bi candan seversiniz birbirinizi. bugüne kadar halı salonumuzda süper rövaşataları, hakan şükürvari kafa gollerini doksana göndermişimdir hep. bizim eve gözlemci yollamayan futbol kulüpleri benim gibi bir futbol yıldızını kaybetmişlerdir. kardeşimse vasatın üstüne çıkamamamıştır maçlarda, bugün bile çıkamaz. bir diğer seçenek de çorap topunuzla nba maçı tadında basketbol karşılaşmaları yapmaktır. ancak sektirmeye el vermediğinden o güzelim top, maçlarınız sadece şut-blok şeklinde geçer. alan savunması deneme şansınız pek olmaz. ben yinede kareem abdul jabbar tadında hook shotlar yollamışımdır bizim kütüphanenin raflarına.

    velhasıl anneler-babalar, ben gibi profesyonel sporcu evlatlar isterseniz evde top oynayan çocuklarınıza kesinlikle karışmayın. sokaklara salıp aklınız onlarda kalacağına evde kendilerini geliştirmelerine izin verin. lefterleri, dasaevleri, jordanları telef etmeyin.
    (21.08.2010 11:59)

yemekteyiz

    çelişkili işler yapmayı seven yarışmacılara sahiptir bu güzide program. patlıcanın ortasında ufak bir siyahlık var diye tartsan en az yarım kilo gelecek olan patlıcanları çöpe atan ardından da ev hanımlarına israfı engellemek için kendince ufak tiyolar veren yarışmacı gördüm ben bu programda. canım ablacım, senin yaptığın israf değil mi? yazık değil mi o güzelim patlıcanlara? kilosu kaç para haberin var mı onun? bıçakla kesiversen madem öyle o siyahlığın olduğu yeri de atmasan onu çöpe daha iyi değil mi? yazıktır be abla.

    puanlarken de ilginçleşiyorlar bu yarışmacılar. yemeklere ''berbattı, rezaletti, hiç yiyemedim'' diyenler 4 puan veriyor; ''beğendim'' diyen 6 puan veriyor. lisedeki notu kısık cimri öğretmenlerden beter buranın yarışmacıları.

    son sözüm ise `faforim` hasan abi için; unutmadık, unutmayacağız seni hasan abi. her nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsan.
    (21.08.2010 11:57)

bizimkiler

    seksenlerin sonunun ve doksanların pazar akşamlarının klasiği olan dizisi. ailemizin dizisiydi. bizimkilerden sonra topluca oturup dizi izlediğimizi hatırlamış değilim ben ailemle. aile de geniş tabii, o kadar adamı bir araya getirmesi kolay değil. neyse efendim konu benim ailem ve dağınıklığı değil, bizimkiler. pazar günlerinin vazgeçilmeziydi bu. ufaktım tabi o zamanlar. artık bir klasik olan pazar banyomuzu yapar, aklanır paklanır, televizyonun karşısına pijamalarımızla geçerdik. böyle bizimkileri izlemenin bir ritüeli gibiydi pazar banyosunu yapmak. sadece ufak bebebelikler olarak biz değil büyükler de bu bizimkiler ayinine pazar banyosuyla eşlik ederdi. gizli bir gücün kontrolümüzü ele geçirmesi gibi.

    dizideki favori karakterim apartman yöneticisi sabri beyin kayın pederi olan rüknettin amcanın evin duvarına çerçevelenip asılmış resmiydi. osmanlı zabitlerine benzerdi rüknettin amca. dizideki en önemli yan karakterdi belki de. hem karısından hemde kızı ayla hanımdan yılıp erkenden terk-i diyar eylemiş gibi bir görüntüsü vardı. hoş resimde bile 100 yaşındayken ve öleli yıllar olduğunu da düşününce erken sayılmaz ama bana erken gelirdi. tanımak isterdim rüknettin amcayı. kendisi hakkında uzun uzun entryler girmek isterdim. keşke yayınlansada tekrardan arşivini yapsam, bu vesileyle de rüknettin amcamın nuryüzlü simasını bir daha görsem.
    (11.08.2010 22:24)

ben tekim siz hepinizsiniz

    bildiğim en iyi meydan okuma cümlesi.

    - ben tekim siz hepinizsiniz. oynayalım mı?
    (09.08.2010 21:52)

korkusuz korkak

    bu filmin en yardırıcı yerlerinden biri de mülayim'in* büyük ikramiye kazandığında parasıyla ne yapacağına karar vermesi anıdır.

    -ben bu parayı ne yapacağımı biliyorum, ülkeye en faydalı tesisi kuracam.

    bu laftan sonra büyük bir kalabalık halen ekranda gözükmemiş olan tesisin açılışı için toplanmış, kurdelenin kesilmesini beklemektedir. mülayim açılış konuşmasını yapar kalabalığa:

    -arkadaşlar, vatandaşlar... özel teşebbüş olaraktan bu çok yararlı tesisi hizmetinize sunmakla şeref duyuyorum. çok rahata kavuşacağınıza eminim. hayırlı uğurlu olsun.

    ve mülayim kurdeleyi keser. ancak öyle bir hava verilmiştir ki; ülkenin en faydalı tesisini kuracam derken, akabinde tesisin açılışına gelen kalabalığın ciddiyetle kurdelenin kesilmesini beklerken, kurdele kesilince tesisin açılışı çoşkuyla alkışlanırken zannedersiniz ki hastane, okul gibi bir yer açılıyor. ancak kalabalık içeri girince görürüz ki en faydalı tesis umumi tuvalettir***. zaten bu kadar absürd bir komediden de ancak böyle bir şey beklenir.

    benim için filmin en komik sahnesi ise vergi tahsil etmeye gelen maliyeci beylere* sorun çıkartan mülayim'e patronunun kızdığı andır.

    -mülayim, allah belanı versin mülayim, babanın parası mı inek, getirsene çabuk iki yüz elli bini, altıma yapıcam ulan...

    ancak bu lafları öyle güzel bir tonlamada, öyle şahane bir yüz ifadesiyle söyler ki siz gülmekten altınıza yapabilirsiniz tv başında...

    şahane filmdir vesselam.
    (09.08.2010 17:44)

kames

    mahalle maçlarının efsanevi topu. bugün halen var mıdır yok mudur ama unutulmazdır yine de. çocuklar arasında hakkında ilginç inanışlar vardı. ''olum, altı katmış bu kames'', ''yok lan ne altısı, sekiz katmış'', ''ne sekizi lan on iki,on iki'' şeklinde diyaloglara sebebiyet verirdi. hakkında en son duyduğum iddia ise hayal meyal hatırladığım ''çivi saplanınca bile patlamıyomuş olum lan bu''ydu. ayrıca kames topu olanlar özel ilgi görürdü, mahallenin kızları onlara kesilirdi. benimse hiç kamesim olmadı.
    (09.08.2010 17:40)

tutmasaydım düşüyordun

    yüksekçe bir yerde dikilirsiniz. manzaranın güzelliğinden veyahut hava alma isteğinden yada boş boş bakmak için önünüzdeki balkon demirine yaslanırsınız. yada pencere pervazına. işte arkanızda o arkadaş bitivermiştir bi anda. firat'a mahallede çektiren çocukların tayfasındandır bu arkadaş. siz farkında bile olmadan dalıp gitmişsinizdir. bu arkadaş gelir, o en savunmasız halinizde arkadan böbreklerinizin bulunduğu bölgeyi sarılma-sıkma karışımı bir hareketle ketenpereye alır. o anda balkondan yada camdan atsa sizi daha iyidir. keyfinizin içine etmesini geçin, kalbinizin adem elmanız civarında atmasına neden olurlar. bir gün tutacaksın bu gıcık herifleri, dalacaksın kafa göz size neler yaşattıklarını o zaman anlayacaklar. bak bakalım bir daha yapabilecekler mi? sırf bu herifler yüzünden yükseklik korkusu hasıl oldu bu genç yaşta. ikinci katı geçen apartman dairelerinde balkondan,camdan bakamaz oldum. lunaparkta dönme dolaba uzaktan bakar oldum. çocukluğumu yediniz be. keşke tutmasaydınız da düşseydim.
    (09.08.2010 17:39)

zaytung.com

    bir zamanlar ekşi sözlüğün ekşi isimli dergisinin yapmak istediğini internet gibi bu konuda daha güvenli ve daha garanti bir yerde yaparak haliyle muazzam bir iş yapmaktadır. gerçekten iyi iş çıkarmaktadır. herkesin yazabilmesi ve yazıların da değerlendirmeden geçirilip yayına çıkarılması her zaman kalitesinin korunacağını göstermektedir.

    gülmek için birebir, doğruya doğru.
    (12.04.2010 22:20)

hayrettin yapma daha kadroları bile saymadım

    bir ilker yasin yakarışı. efsane kalecimiz hayrettin'în bir milli maçın henüz başında yumurtlamasından sonra bu kelimeler dökülüvermiştir ilker abinin ağzından. hatırladıkça gözlerim dolar, yüzüme de istemsiz bir tebessüm yerleşir.
    (12.04.2010 22:13)

elektrikli battaniye

    kışın, soğuk havaların en güzel tarafı. yazın elektrikli battaniyeye sarılıp sarmalanıp yatsan millet deli der, zaten kışta aldığın tadı da alamazsın. ama işte kışın bir başka bu meret. hep kış olsun, elektrikli battaniyem de hep yanımda olsun, seve seve yaşarım.
    (12.04.2010 22:08)

vampircik sözlük

    ilk göz ağrısıdır. ne olursa olsun arada bir dahi olsa uğrayıp ihmal edemediğim yerdir. yeri şahsımda özeldir, hep var olmasını istediğimdir.
    (12.04.2010 22:04)

salih kalyon

    ezel dizisinde tuncel kurtiz'le birlikte döktürmektedir. hele o ''babacığın'' deyişi yok mu, yavşak bir karakter bu kadar güzel canlandırılır.
    (12.04.2010 21:55)

ramiz dayı

sayfa: 1-2-3...-37

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.