genel istatistikler
toplam13
bugün0
dün0
bu ay0
geçen ay0
toplam +4
toplam -0

çocukluğun bittiği an

    Bir erkek için; daha önce farklı yıllara yayılabilecek biçimde, defalarca annesinin elinden tutarak gittiği ve görmezden gelinerek içeriye alındığı kadınlar hamamının kapısında,kadın görevlinin anneye fırlattığı manidar sözler aracılığıyla,bir dahaki sefere kesin veto edileceğinin sinyallerini aldığı andır.
    (12.08.2011 10:49)

birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz bu

    "Ülkenin/ülkemizin zorlu bir dönemeçten geçtiği şu günlerde..."nin muadili, ardılı ya da canından çok sevdiği kardeşi gibi duran ve bende, sanki yalnızca, kazanılmış ya da kazanılması umut edilen bir milli maça binaen yapılıyormuş izlenimi uyandıran girizgah.
    (03.07.2009 03:44)

yavaş gel güzelim

    Başrollerini Ayhan Işık ve Fatma Girik'in paylaştığı, 1963 yapımı bir Memduh Ün filmi. Senaryosu, 1985 yapımı "Sosyete Şaban"la benzerlikler göstermektedir. Ayhan Işık'ın, hikayenin büyük bölümünde sümsük bir karakteri canlandırdığı ve gayet başarılı olduğu söylenebilir.
    Film, geçtiğimiz haftasonu sabah sabah TRT'de yayınlanmış ve eğlencesiyle uyku açmıştır.
    (25.08.2008 18:19)

ısırgan otu

    Şifası bir yana, lezzetiyle Mehmet Yaşin'vari yorumlar yaptırabilen yaman bitki.
    (20.08.2008 17:07)

levent ülgen

    Şu sıralar, Kanal D'de yayınlanmakta olan "Akasya Durağı" adlı dizide Sinan adındaki uyanık bir taksi şoförünü canlandıran başarılı oyuncu. Ayrıca Murat Düzgünoğlu'nun yönetmenliğini üstlendiği, henüz vizyona girmemiş olan "Hayatın Tuzu" adlı filmde Şehsuvar adındaki cami imamı rolünü de üstlenmiştir.
    (20.08.2008 05:00)

oya bora

    Çocukluk yıllarımda, Oya'nın sesiyle dalgalanan "Ayrılık Zamanı"yla -nedense- bende Komedi Dans Üçlüsü korkusunun benzerini yaratan, piyasa dayatmasından mıdır nedir, çıkış şarkıları olsun olmasın inatla klip çektikleri birkaç "kötü" şarkısı çoğunluktaki iyileri de duymazdan gelip kendilerini derhal unutma gayretime vesile olmuş ama çağrışım ve istisnalar bir yana, gerçekten kaliteli işler yapmış ve yapmakta olan ikili. Ayrıca,o birkaç "kötü" şarkı, bugünün Türk Pop Müzik piyasasında öpüp başa konulası çıkış şarkılarından olmalıdır, o da ayrı bir mesele.
    Unutma gayretimi boşa çıkarmış tek etkense..:

    AH YABANIM BENİM
    ah yabanım benim, yaban bakışlım
    dağınık saçlım, isyankarım
    akşamdan kalma sarhoşluğum
    kara sevdaya tutulduğum
    ah yabanım benim
    şarkım, segahım
    İstanbul yüzlüm, günahkarım
    boz mavi günler paylaştığım
    hayat kadar çok alıştığım
    kar yarası gibi yüzüm acır, bak
    günahım varsa tövnekarım
    karmaşıklığına bulaştığım
    ölüm kadar çok alıştığım
    ah yabanım benim

    (17.08.2008 09:26)

amasra

    Adıyla estiren ıstırabımı hatırasıyla susturan, gayri bana yasak cennet.
    (17.08.2008 07:15)

edward norton

    Nazarımda hiçbir oyuncu yoktur ki Edward Norton gibi ekranda-perdede duruşuna, görünüşüne, hal ve hareketlerine, senaryo dahilinde olsun olmasın, "düpedüz" ters bir hareket çeksin ve kendisiyle henüz tanışmış bir izleyici bile bu hareketi gıkı çıkmadan alsın kabul etsin. Yemişim senaryosunu, akışını dedirten bu "serin" adam muhalif seyirlerimizden hiç eksilmesin.
    (17.08.2008 07:02)

tuvalette bir şeyler okumak

    Okunan şey mizah dergileri olduğunda, tuvalette vakit geçirmeyi öncelikli hobilerinizden biri haline getirebilecek ve boşaltım sistemiyle birlikte kafayı da rahatlatmanızı sağlayan değerli eylem.
    (17.08.2008 06:34)

umut

    Başrollerini Yılmaz Güney, Tuncel Kurtiz, Gülsen Alnıaçık ve Osman Alyanak'ın paylaştığı, 1970 yapımı bir Yılmaz Güney filmi.
    Filmde, geçimini faytonculuk yaparak sağlamaya çalışan evli ve beş çocuklu yoksul Cabbar'ın (Yılmaz Güney),gittikçe büyüyen sıkıntılar karşısında sadece "umut"la beslenen mücadelesi anlatılır.
    Türk sinema tarihinin dönüm noktalarından biri olarak da kabul edilen "Umut" senaryosuyla, oyunculuğuyla, anlatım biçimiyle, seyirciyi daha ilk kareden, zorlamaksızın yarattığı gerçekliğin ortasına bırakıverir.
    Anlatım biçimi açısından İtalyan Yeni Gerçekçiliği'nden izler taşıyan film, Yılmaz Güney'in sinemayı toplumsal-politik konuları irdelemede bir araç olarak kullanma fikrinin ilk ciddi meyvesi olarak da değerlendirilebilir.
    Zaman zaman tek bir sahnesi ya da karesi toplumsal-gerçekçi yaklaşımla çekilmiş pek çok filmin yaratmak istediği etkiye karşılık gelen bu siyah-beyaz film, Türk sineması adına gerçek bir "ilk"tir ve sırf Yılmaz Güney'in oyunculuğu için bile izlenmeden geçilmemelidir.
    Filmin, başta Adana Altın Koza Film Festivali'nde 5 dalda olmak üzere, farklı film festivallerinde ödüller aldığını da belirtelim.
    (07.08.2008 13:46)

genco nun yalan dünyası

    Ülkemizde yaşayan orta ve alt-orta sınıf -erkek- bireyin toplumsal yaşam içinde biçimlenen içselleştirilmiş arızalarını, yalnızlığını, acziyetini, nihayet "yalan dünyası"nı trajikomik biçimde yüzüne vuran kel kafalı top sakallı seri. Bitmesine hem sevindim hem üzüldüm. Sevindim çünkü Arzu'yu tamamen kaybettikten sonraki hayatının resmedilmesi belki artık anlamsızdı. Eminim, yeni bir anti- kahramanla taze maceralar da en az Genco'nunki kadar ilgi çekici olacaktır.
    Üzüldüm, Genco'ya alışmıştık...
    (05.08.2008 03:00)

hayatımın kadınısın

    Uğur Yücel'in, yurtdışında bir festival kapsamında gösterimi sonrası, "yalnızca içinden geldiği için ve şehriyle, insanıyla vb. anlatılan döneme bir nevi saygı duruşunda bulunmak amacıyla çektiğini" ifade ettiği; genelde Yeşilçam melodramlarına, özelde ise bir dönemin Orhan Gencebay'lı arabesk filmlerine fazlaca göndermelerde bulunan, günümüzde unutulmuş ve özlemi duyulan bir "delikanlılık", "aşk" ya da "delikanlı aşk" kavram/kavramlarını geri çağıran ve bu tür bir bakış açısına sahip çıkacak Türkan Şoray / Uğur Yücel / Orhan Gencebay severler için tadından yenmeyecek film. Nitekim, filmin girişinde buluşan Türkan Şoray görüntüsüyle Orhan Gencebay şarkısı bu kapsama giren izleyicinin tüylerini diken diken edecek kadar etkileyicidir.
    (05.08.2008 02:32)

ben seni unutmak için sevmedim

    Müzeyyen Senar ve Zeki Müren'in sesinde, sevdası kursağında bırakılmış bünyenin umutsuz yutkunuşuna dönüşen, hakkı yalnızca gidenin kalanda bıraktığı için için bir sevda hakikatiyle ödenebilecek ağır şarkı.
    Bu hakikatin en güzel resmini rahmetli Sadri Alışık Ağabeyimiz'in verdiğini düşünürüm hep.
    (05.08.2008 01:27)

sayfa:

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.