özer kanburoğlu

    kocaeli üniversitesi güzel sanatlar fakültesi, grafik ve fotoğraf anasanat dalı başkanı. fotoğraf derslerine de girmektedir kendisi. doçenttir yanılmıyorsam. eğlenceli bir kişiliktir, alanında bilgi ve bol tecrübe sahibi olduğunu da belirteyim.
    (20.09.2008 23:08)

laptop

    bazı şanssız kimseler için * hiç de akılda yokken, tercih edilmiyorken, ders araç gereci oluveren pahalı elektronik alet. taşıması ayrı dert, ( hele bir de minik bir insancık isek) aman bişey olucak, eyvah çarptı, allah çok ısınmış kafayı yedi korkuları eşliğinde proje bitirmeye çalışmak ayrı derttir.

    keşke dertsiz tasasız sırf istenildiği için sahip olunabilse...
    (15.09.2008 20:43)

republic

    ingilizcede cumhuriyet kelimesinin karşılığıdır.
    (13.09.2008 04:50)

public

kenya

    30 yaşında ilk kez kar yağdığını görüp, şaşırıp belki, tepki olarak da karların üzerinde piknik yapıveren insanların ülkesi. çok sevimli geliyor kulağa; ama hiç de iyiye delalet olmadığını bildiğimizden bu hadisenin üzülüyoruz akabinde. gazetedeki fotoğraflarında ilk kez ayaklarında çorap, üzerlerinde kazak görünce bir tuhaf oldum ben...
    (05.09.2008 01:58)

harf inkılabının götürdükleri

    kültürümüze sahip çıkamamamıza neden olması gibi br durum var- imiş.
    bir bakıma doğru olabilir ama bunun sebebi yapılan dil devrimi değildir. kültürümüz de yazıp çizdiklerimizden ibaret değildir. bir dolaşın türkiye' yi, biraz belgesel izleyin bakalım en yakın örneklerinden zeugma, hasankeyf gibi antik kentler osmanlı zamanında da kaplıca olarak kullanılıyordu misal. kültürümüzün parçaları yani buralar. ne oluyor şimdi onlara? baraj projeleri kapsamında sular altında kalıyorlar. noldu? kültürümüz yok oldu işte! neden? latin harfleri ile konuşup yazdığımız için mi? yoksa bilinçsiz olduğumuz için mi? herşey insanın elindedir, düşünmek, istemek konuştuğun dille alakalı değildir. dolmabahçe sarayı' nı batı özentiliği diyerek es geçmek de kültürüne sahip çıkmamaktır mesela.

    neymiş demekki? kültürümüzü alıp götüren değişen dilimiz değil, istediğimiz dili konuşabilecek, öğrenebilcek kapasitede olan biz insanlarmışız...
    (28.08.2008 17:05)

harf inkılabının götürdükleri

    anlamadığım nokta; dil iletişim aracımızdır en temelde. inkilaptan sonra ne oldu? iletişemedik mi? okuyamadık mı? yazamadık mı? konuşmakta, öğrenmekte zorluk mu çektik? eski dile nazaran okuması yazması öğrenmesi daha kolay idi latin alfabesinin. buna kim itiraz edebilir?

    hadi onu geçtim, tarihten bi haber olmakla alakası yok. öğrenmek isteyen bu dili yine öğrenebilir. camilerdeki, saraylardaki tuğraları, özlü sözleri ya da ne bileyim kuranın arapçasını...vs okumak isteyen gider öğrenir. bunun anlaması zor olan tarafı nedir? şikayet edilen nedir? gidilir istanilen dil öğrenilir yahu beyin var dimi çok şükür?
    (28.08.2008 16:47)

latin alfabesi ile yazarken günaha girmek

    niyet diye bir şey yoktur o zaman diye düşündüğüm olgu. mesela dua ediyorum diyelim ki; başlıyorum besmele ile, ama mesela dua kitaplarında, din kitaplarında hristiyan harfleri ile yazılı ya o dualar, ama yine de aynı okunuyorlar, buna rağmen; yani aslında arapça dua ediyor olmama rağmen üstelik, duam kabul olmaz belki...neden? çünkü zihnimde arapça canlanmadı o dua, hristiyan harfi bu!!!

    umarım tanımlayabilmişimdir. ancak bu kadar oluyo çünkü; merak ediyorum ama bu önermeye sebep olan cümleleri sarf eden insanda birazcık akıl mantık yok mudur? Allah kendisine arap harfleri ve arapça ile seslenenden başkasını duymuyo yani öyle mi? duysa da günah yazıyo...benim anlama kapasitem, empati yeteneğim şu anda arzalandı, ulaşılamıyor...yok yani!
    (28.08.2008 16:35)

aldatıldık

    rengin adlı sanatçının, klibi yanılmıyorsam karlı dağlarda kayak yapmalı filan olan, zamanında sevilen şarkısı. sözleri şöyledir:

    bize neler neler öğrettiler sevdalar üstüne
    aldatıldık aldatıldık sevda böyle değil
    ne masallar ninniler söylediler dünya üstüne
    aldatıldık aldatıldık dünya böyle değil

    ufalana ufalana kaç kuşak
    eridik bu yollarda
    kimimiz yerle yeksan
    kimimiz zor ayakta

    kolu kanadı kırık kuşlar gibiyiz
    ayrı diyarlarda
    bize saadet nasip şimdi
    uçuk rüyalarda

    edit: klip boş beyaz bir duvarı rengin kızımızın rengarenk boyamasından oluşuyormuş. yanında da boxer cinsi bir köpek varmış. şarkı sözleri de sezen aksu' ya ait imiş.
    * *
    (25.08.2008 14:59)

beni güldürmeyi

    yerine göre duygusal da olabilecek cümledir.
    misal; çok üzgün bir anında, gülmek aklından bile geçmiyorken depresyon kişisinin, sevimligillerden bir kişi başarıverir güldürmeyi. o vakit de şöyle der depresyon kişisi : hiç güleceğim yoktu, beni güldürmeyi başardın... mutlu olur sevimligil de...
    (25.08.2008 14:55)

le petit prince

    okuduktan sonra unutamadığınız, hatta bir parçanızı en azından, küçük prense dönüştüren kitap. yaş 23 hala kitaplığın baş köşesinde...
    (24.08.2008 01:59)

öğretmenlerin unutulmaz sözleri

    lisede tarih öğretmenimiz, danimarkalı bilim adamlarının orhun kitabelerini yanlış çözümlemiş olmalarından ötürü:

    -tabii, siz verirseniz allahın orhun kitabelerini danimarkalı yamyamlara!! olacağı bu!!
    (22.08.2008 23:07)

abdullah gül ün necmettin erbakan ı affetmesi

    yine yeni yeniden bir adaletsizlik örneği. işleyen/ işletilen hukuk sistemimizin bir dahiyaneliği daha.

    evet bu ülkede pek çok örneği mevcut yanlış kararların, yolsuzlukların. ama işte, bu örnekleri çoğaltma çabası niye? doğru olan "zaten bundan çok var, bir tane daha olsa nolucak ki? " diye sormak mıdır acaba? caanım ülkemin caanım geleceği vay halimize diyorum o zaman...
    (20.08.2008 00:51)

yaz gribi

    boyuna posuna bakmadan, dede gibi böhü böhü öksürtür insanı. çıkardığın sese insanları bırak kendin bile şaşırırsın. ateşten, aldığın ilaçlardan yorgun düşen bünyen tam uykunun tatlı kollarına kendini braktığı anda; göğüs hırıltısı hatta böğürtüsü ile uyanırsın. millet tatilde, dışarda gezer, sen evde yatarsın...çok kötüdür çok...* *
    (19.08.2008 23:53)

from dusk till dawn

    quentin tarantino' nun senaryosunu yazdığı, gün batımından şafağa şeklinde tercüme edilmiş film. izlemeye başlıyorsunuz, karakterler inanılmaz eğlenceli, derken film hiç tahmin edemeyeceğinz bir yönde gelişiyor. şu sıralar kanal 1 de sık sık gösteriliyor, rastlamanız mümkün. salma hayek' in bir dans sahnesi var ki, beni sadece çalan müzik mest etmişti; ama dans da izlenesi yani...
    (18.08.2008 19:22)

sayfa: 1-2-3...-14

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.