son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
fakat, diktatörlükten farksız yönetim anlayışıyla giderek çizgisinden uzaklaşan bu hoş oluşumdan fazlasıyla rahatsız olan, şu andan itibaren süresiz sözlükten ayrılan yazar eskisi.
1994'te hasan ersoylu, bir arkadaşını öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanır. işkenceler sonunda cinayet iddiasını kabul etmek zorunda kalır. 4 yıl sonra suçsuzluğu ispatlanınca, özür dilenerek tahliye edilir. filmin yapımcısı sinan çetin, ersoylu'ya film konusunun hakları nedeniyle 1 milyar ödemiş.
italya, grup mücadelesinde ilk maçında gana'yı 2-0 yenmiş, abd ile 1-1 berabere kalmış ve çek cumhuriyeti'ni 2-0 yenerek 2. tura çıkmıştır. 2. turda, avustralya'yı 1-0, çeyrek finalde ukrayna'yı 3-0, yarı finalde almanya'yı uzatmalarda 2-0 yenerek finale çıkma başarısını göstermiştir. finalde fransa ile karşılaşan italya, 1-0 yenik düşmesine rağmen durumu 1-1e getirmeyi başarmış, uzatmalara giden maçta zinedine zidane rakibine kafa atarak kırmızı kart görmüştür. penaltılara kalan maçta hiçbir penaltısını kaçırmayan italya, fransa'nın ikinci penaltısını kaçırmasıyla dünya kupasını kazanan taraf olmayı başarmıştır. kupanın gol kralı ise 5 golle polonya asıllı alman oyuncu miroslav klose olmuştur.
o dönem de anne rice'le tanışmamın hemen öncesine geliyor. anne rice, bana, bir insanın zerre tanımadığı, bir saniye olsun gözgöze gelmediği, tek kelime olsun konuşmadığı insanla her şeyi paylaşbildiğini kendi farkında olmasa da anlattı. kendini bu kadar kolay, hızlı ve en önemlisi çok sevdiren ilk insandır bana. melankoli yüklü, manen güçlü, düşünceli ve kırılgan...*
her ne kadar kendilerinden pek hazzetmesem de, homer kitabevi'nin sloganı olmuştur.
bu kırpık, küfesinden hiççıkmazdı, hakan abi'yle, kitapçı amcayla, manavla, tamirci tahsin usta'yla sürekli bizim ilgimizi çekmeyen boş muhabbetler yapardı. en önemlisi, susam sokağı'nın en gereksiz karakteri (ki kendisi karaktersizdir) minik kuş'a paso laf sokardı. küfesinden hiççıkmadığından dolayı arkadaşlarla aramızda kırpık'ın belden aşşağısının olmadığını, bu yüzden çıkamadığını düşünürdük. gece küfesinde uyur, sabah küfesinde uyanırdı, zavallım yerinden ayrılamadığından, küfenin önüne monte edilen tahta üzerinde şebeklik yapıp ilgi çekmeye çalışırdı. dolayısıyla, yerinden kıpırdayamayan, esnafla fuzuli muhabbetler eden, hareket ettirebildiği tek uzvu olan elleri ve kollarıyla gudiklik yapıp kendini sevdirmeye çalışan en trajik karakterdir kırpık.
amerikan bir üniversite öğrencisinin, mustafa kemal atatürk'ün yaptığı reformları araştırmak üzere türkiye'ye gelmesi ve türk bir öğretim görevlisi eşliğinde cumhuriyet sonrası çeşitli reformların nasıl, ne gibi koşullarda yapıldığını öğrenmesi konu alınmaktadır. yarı belgesel tadındaki bu film, film olarak ele alındığında çok başarılı değil ama belirtilen dönemdeki durumu göstermesi açısından son derece başarılı. hemen hemen tüm milli bayramlarda trt tarafından yayınlanmaktadır.
tam adı shirley anne manson, 26 ağustos 1966'da doğmuş ve 1.73 boyunda kendisi. sesini şarkıcı annesinden aldığı açık (ki gençliğinde başı çok belaya girdiğinden annesi üzüntüden sesini kaybetmiş) fakat biyoloji öğretmeni olan babasından ne aldığını pek bilemiyoruz. ailesinde 3 kız kardeşin en büyüğü. 16 yaşında liseyi bırakıp çeşitli gruplarda solistlik yaparken şimdiki garbage üyeleri keşfemiş. (manson'ın garbage'a katılma aşamasına dair çeşitli spekülasyonlar var) iskoçbir heykeltraşla 1996 yılında evlenip 2003'te ayrıldılar. astım olan shirley manson, kocasının yeğeni 7 yaşında kanserden ölünce sigarayı bırakmış. şu sıralar garbage, çalışmalarına ara vermişken shirley solo kayıtlarına başladı, onun üzerine çalışmakta. zamanında şöyle bir sözü söyleyip yutkunmama sebep olmuştur; "i love looking at naked bodies, male or female, whenever possible. i think nudity is always tasteful." "çıplak vücutlara bakmayı seviyorum, kadın veya erkek, ne zaman mümkün olursa olsun. bence çıplaklık her zaman çok lezzetli."
ayrıca 2004 yapımı jonathan glazer filmi. nicole kidman'ın başrolünde oynadığı dram ve gizem filmi. taglineı; be careful what you wish for. (ne dilediğinize dikkat edin.) kısaca konusundan bahsetmek gerekirse; kocasını 10 yıl önce kaybeden anna (kidman), bir başkasıyla evlilik hazırlıkları yapmaktadır. anna'nın ve sevgilisinin hayatı, anna'nın ölen kocası sean olduğunu iddia eden 10 yaşında bir çocuğun ortaya çıkmasıyla tamamen değişir. (bkz: reenkarnasyon) işin ilginci çocuk, anna ve ailesi hakkında her şeyi bilmektedir. anna, ailesi ve sevgilisi hayatlarına birden giren bu çocuğa inanıp inanmamak konusunda şüpheye düşerler. yönemenin bazı sahneleri gereğinden uzun tutması izleyiciyi sıkabiliyor fakat çok basit bir senaryoyu, karmaşık bir film haline getirmek herkesin yapabileceği türden bir şey değil. filmde yönetmenden ziyade nicole kidman'ın başarısı ön plana çıkıyor. muhteşeme yakın bir performans sergileyen kidman, operadaki yakın plan yüz çekimindeki performansıyla yeteneğini ortaya koyuyor. sonuçolarak; çok olmasa da başarılı bir dram diyebiliriz fakat senaryodaki bazı kopukluklar ve cevaplanmayan sorular bırakılması filmin eksi yönü. not: film çeşitli festivallerde toplam dokuz dalda ödüllere aday olmuş, sadece 1 ödül kazanabilmiştir.
ama diğer yandan şöyle de bir gerçek var; para olmadan aşkımızı uzun sürdüremeyiz, rahat bir evde yaşayamayız, iyi zaman geçiremeyiz, daha sağlıklı olamayız, iyi bir yaşama sahip olamayız... sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |