yaran kişisel iletiler

    ohh şitttt...annem evde yok sanıyordum lan...evdeymişşşşşşş....

    ileti bu, gerisi muamma
    (28.11.2009 22:30)

dağları da aşarız yalçınkayaları da

    "unutmamak gerek ki, çakıllı yollardan sonra yalçınkayalar, dağlar başlar" diyerekten, ayara karşı 10 milyon volt gucunde, geri püskürtme lafına, geçiş cümlesidir..

    ben anladım, sen anlamasan da olur..
    (06.08.2008 13:55)

şeriat mı gelsin ordu mu

    - ekrem abi?
    +efendim canım?
    -şeriat mı darbe mi abi?
    +ölümüne mukoko...
    -...
    +hehehe tırsma len, şaka yapıyorum..
    -abi ciddi bişi soruyorum yahu!
    +tamam len, ne darbe ne şeriat...
    -nasıl?
    +akşam konsere gidices
    -tamam abi..ben hazırlanıyorum..
    +darbe yok yok şeriat..
    -biletler nerde abi..
    +...şeriat
    -...
    (06.08.2008 13:51)

dağları da aşarız yalçınkayaları da

    AK PArti kapatma davası sonucu belli olduktan sonra, parti binası önünde, ironiyi buram buram etrafa saçan aday adayı slogan.

    (bkz: ironi)
    (31.07.2008 13:49)

darbeye karşı 70 milyon adım yürüyüşü

    tünelden yukarı doğru yürürken sağda solda başıboş eylem dışıların bolca görüneceği manalı yürüyüş.

    (bkz: ne olursan gene gel)
    (18.06.2008 01:03)

yakari

    80 lerde çocuk olmanın şu aralar oldukça fazla "ey gidi günler" geyiği içinde dönen ve zamanında saatlerce beklediğimiz çizgi film. şimdilerde özür dilenen bir ırkın anlatıldığı o naif tarafının olması ise daha çekicidir..

    (18.06.2008 00:28)

chp nin milli maçı iptal davası

    ihsan dağı'nın hafifletici yazısındaki, mail ile gelen şaka şeysi

    chp, anayasa Mahkemesi'ne giderek maçın iptalini talep etmeye karar verdi. CHP, maçın normal şartlarda kaybedilmesi gerektiğini, ancak muhtemelen doğa üstü güçlerin devreye sokularak maçın kazanıldığı intibasının edinildiğini iddia ediyor. CHP'nin başvurusunda Ertuğrul Sağlam'ın eşinden sonra Emre Aşık ve Servet Çetin'in annelerinin de başörtülü olması ve dahası bundan çekinmeden bir reklam filminde oynamaları etkili oldu. Bazı futbolcuların sahaya girerken dudaklarının oynamasından dua etmiş olabileceklerini de dikkate alan CHP yetkilileri, parmakları ve gözleri ile gökyüzünü işaret eden bazı futbolcuların da varlığını iddianameye koymak için bazı gazetelerden resimler toplamaya başladı. CHP, bu galibiyetin aslında yok hükmünde sayılmasını çünkü sanal olduğunu, tıpkı % 47 oyu kimin verdiğinin belli olmaması gibi, bu maçın da nasıl kazanıldığının tek gerçeklik olan pozitivist bilim çerçevesinde açıklanamadığını iddialarına ekleyecek. CHP'nin düşünceokumabilimci yetkilileri, bütün bunların AKP'nin ülkenin şeriat devletine dönüştürülmesi konusundaki düşünceleri ve çabalarının gerçekleşmesinin bir aşaması olarak kullanılabileceğine, bunun da açıkça Anayasa'mızın 2. maddesinde sayılan laiklik ilkesine aykırı olduğuna dikkat çektiler. CHP, konunun doğrudan laiklik ile ilişkilendirilemeyeceği konusundaki iddiaları ise Anayasa Mahkemesi kararlarını örnek göstererek reddetti. Ülkede başıboş bir sevinç fırtınasının ve özgüven artışının laikliğin altının oyulması planlarına zemin hazırlayacağı konusunda endişeleri olan CHP, devlet kontrolü dışındaki gelişmelerin de kontrol altına alınması gerekliliğini, bu bağlamda uluslararası spor organizasyonlarına katılımın da yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. CHP'nin UEFA için de kapatma davası açılıp açılamayacağı konusunu incelediği, hem iptal davası hem de UEFA için kapatma davası açılması konusunda Parti Genel Sekreteri Önder Sav'a tam yetki ve sadece "no" yazılı bir cep telefonu verildiği de açıklamada yer aldı".

    korkma yahu şaka şaka..
    (17.06.2008 12:33)

darbeye karşı 70 milyon adım yürüyüşü

    afişini yaptığım ve katılacağım beyaz yürüyüş.
    (17.06.2008 11:44)

laikliği dinsizlik gibi göstermek

    kafanız mı karıştı? artık içinden çıkamıyor musunuz? üzülmeyin, size harika bir haberimiz var tadında bir reklam rekliği geyiği ile giriş yaparak güzel bir değerlendirmede bulunayım. teokrasi, bizantinizm ve laiklik..ali bulaçın bu harika yazısını okumanızı tavsiye ediyorum..



    --- alıntı ---

    Batı'nın yaşadığı din-devlet ilişkisi İnciller'de yer alan bir cümlenin tarihteki açılımından ibarettir. Cümle şu: 'Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin.'

    --- alıntı ---

    yazının tümü için tıklayın (gazete siteleri gibi olduk, istemeyerekte olsa reklam yapacağız ama olsun)

    http://zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1025

    (18.04.2008 02:14)

ctrl d

jet imam

    bu sahneyi iyi izlemek ve irdelemek lazımdır. zira bu tiplerin ve bunun gibi, quick ci din adamı sıfatlıların, dinin ve uygulamarının imajı üzerine çok buyuk zararları vardır. şu düşünür biri? eğer zorlama yapacaksan ve sallama işe ile ibadetini yerine getireceksen kıldığın yada kıldırdığının namazın ne hayrı var. eğer hayatını bir komediye dönüştürüp onun bunun ağzına sakız olup tv ekranlarında "zaten dünden" magazin arayan haberlere konu olmaktan utanmıyor musun?
    akıllara zarar.

    ee tabi, bir iki tip yuzunden inanlarının bu sahneye maruz kalması kalp yıkıcı bir olay, genelleme yapmadan değerlendirmek gerekir. ne muslumanlık bunları jetliği ile olçülür, ne de iman bu maydanozun ibadet önderliği ile.

    ee tabi bizde ayrımlar hep şekillere göre yapıldığı içinde, sayıp sövenlere bir yerde hak veriyorum. haklısın abi, bu maymuklukların ardında kalanlar olduğu sürece "sadece bu görüntüler" için haklısın..
    (16.04.2008 22:22)

the counterfeiters

    Stefan Ruzowitzky ismini sinemaseverler bir yerlerden hatırlarmı bilmem..avrupa sinemasına bir iki eser vermiş olan yonetmen bu filmin senaryo kısmında da yer alıyor. filmin adı "kalpazanlar" hayata pragmatist bir tavırla bakıyorsanız, bu filmi sevebilirsiniz. gerçi bir ucundan hepimiz pragmatistmiyiz bilmiyorum. neyse. tabi artk gına gelen yahudilere yapılan hitler zulmünün filmlerde konu olarak yıllardır işlenmesine hiç girmeyelim. bu konuda artık onyargılı olsamda filmi merak etmiştim.

    filmin bence çok orjinal bir konusu var. gerekçe ise, işlendiği dönem ile birlikte, şansın aslında mesleki bir hebaya dönüşmeyeceğini ve yeteneğin nasıl bir kavram olduğunu anlatan bir konusu var. baş karakter Salomon Sorowitsch isimli bir yahudi kalpazan. filme alman askerlerinin onu soyismi ile çağırmalarındaki asalet, adamın tipinde mevcut değil ama olsun. adamımız süper bir kalpazan. kendi yaptığı paralarda zevki sefasına doyan, gezip tozan ama sonunda bir hatunun derin nefesi sayesinde bir gün daha berlinde kalınca, yakayı elevermesi, hayatının en iyi kararı mı yoksa en zor kararı mı bilemiyoruz. alman polisimiz daha sonra karşısına toplama kampında nazi komutanı olarak çıkıkacak vs. filmi hepsini buraya yazıp izlemeyenler için bir diken durumu yaratmak istemem. matbaadan anlayan, baskıcı, kalıpçı, filmci, grafiker, çizer, ressamları dolduruyor bir toplama kampına hitler amca. ama bizim elemanımız en huu içindeki işkencelere maruz kalacağını düşünürken, toplama kampının, bırakın dunyayı kampın kendi içerisinde bile kapalı bir bolumde kendini şefi olarak buluyor. Hitler sahte para basmaktadır, bunu yahudilere yaptırmaktadır. o kısımda bunu neden yaptığı ile ilgili bir karışıklık var ortada. "kitabını okuyanların aklında kalır mı bilmem ama" karısını aldatmayan, içki içmeyen ve almanlarn savaş gazisi savaş kahramanı olan hitlerin bu pis işleri yahudilere yıkmasının altında ciddi bir planlama olmalı. neyse bilemiyoruz.

    filme her zaman bir alman faşist gösterileri mevcut. vurulan işkece goren, esirlerin kafasına işenen bu ve bunun gibi klişe hitlervari eziyetleri bir kenara bırakalım. piyanistte içimiz yeterince "cızz" etmişti. (acımak mı acımamak mı bütün mesele bu)

    filmin en guzel yanlarından biri, solomonun gelişinden sonra değişien atmosfer. işin ustası diğer yahudilerden birinin neden bunu hitler için yapıyorus diyip, parada kaliteyi sabota etmeleri ve sonucun solomonun kıçına patlaması. bir değil bir kaç nehir arasında kalan tipsiz şekilsiz kalpazanın oykusu bence izlenmeye değer. duyurulur.
    (16.04.2008 19:51)

awake

    bir joby harold filmi. gerilimden uzak, aslında saçma sapan sayılabilecek bir konuya hitap ediyor. narkoz içerisinde bilinci açık kalan bir adamın, hakkında oynanan şeytanın aklına bile gelmeyecek bir oyunu izlemesini konu alan bir retro hikaye. konunun başlangıcı aslında gelişi kadar sıkıcı. merak uyandırmayan, seyirciyi düşündürmeyen "otur ve izle ama düşünme" filmlerinden. jessica albanın o kedimsi mimikleri ile boğulan bir film. zaten bir oyuncu olarak görmediğim için, filme oldukça sırıtmış durumda. fantastik dörtlüdeki performans sayılamayacak oyunculuğun bir filmi kült yapabilecek bir potansiyel olmadığını gösteriyor..

    e tabi filme bu kadar çamur attıktan sonra nasıl bir tavsiye verilir bilmiyorum ama erkek oyuncunun yansıma bence iyi idi..ameliyat sahnelerindeki detaydan uzak direkt verilmiş gerilim ve iç gıcıklayan görüntüler çok amator geldi bana..

    (16.04.2008 01:18)

bülent arınç

    yobaz mıdır değil midir? o gömleği çıkarmış mıdır çıkarmamış mıdır? şeriatçı mıdır değil midir? vs. bilmiyorum ama, adam konuşurken kıl oluyorum. bir insan konuşurken bir kere olsun "ıı" lamaz mı yahu! çok akıcı teklemeden hitap sanatı güçlü ak parti milletvekili. bir dönem meclis başkanlığı yapmıştır kendileri. bunun dışında birşey bilmiyorum abi.
    (16.04.2008 01:05)

dindarla yaşarım kemalistle yaşayamam

    ama neden demeden, üzerine bir bardak soğuk su içilen söz..

    ama neden böyle dedi? ee tabi bizler meseleleri hep bir tv ekranı şevki ile izler olaylara dış kapıdan sokağa bakar gibi bakıyoruz. mevzu kafa yapısında bitiyor. bir tartışmada "sizin kafa" dediğim için biri bana "cahil" sıfatı ile çemkirmişti. cahil. bu o kadar derin bir olay ki. artık cahillik sabiti, bakış açısı ile ilintili. neyse.

    ayrım yapmak gerekiyor. nefret edilesi bir durum olsada böyle. kendine atatürkçüyüm diyip eline bayrak alıp meydanlara gidenler ile, bunlar ne diyor acaba sorusu gibi ile garip garip onlara bakan bir kitle var ortada. şune söylüyor meydandakiler: laiklik elden gidiyor, şeriat gelecek, atatürk devrimleri yıkılacak, rejim tehlikede, ampüle püff de, ata öyle binilmez böyle binilir, tehlikenin farkıda mısınız? felan filan...
    sonra bir sahne kuruluyor, birileri çıkıp türkü marş okuyorlar. bir kanal sahibi bir o yana bir buyana gezip duruyor. yaşını başını almış niniler çıkarıyorlar sahneye. kahrolsun şeriat, yaşasın laiklik sloganalrı atıyorlar...kalın güneş gözlüklü, yakalarında atatürk rozeti genç bayanlar ve anne babaları. cübbeli hocalar, avukatlar, hakimler felan. bilmem ne örgütü düzenliyor bunları. mesele bu değil. ben kemalist olarak adlandırılan kitlenin aslında ne olduğunu merak ediyorum.

    gözümde 1 yıldır bu portre var. aynı havada çevremdeki insanların söylemlerine bakıyorum. akp ye atıp tutanlar, bunlar parsel parsel ülkeyi satıyorlar, tayyip aslında şu, şeriat felan filan. ortada adı konmamış bir humma var. 70 milyondan fazla insanın yaşadığı bu ülkede, bilmem kaç kişiyiz kemalist varmış. atatürke sahip çıkıyoruz diyorlar neden? bir başkası ile uzlaşmanın ona ihanet olacağını söylüyorlar neden? başörtülü kızlara atatürk resmi gösteriyorlar neden? ilahi dinleyene nufus cüzdanı çıkırıp defol ulkemden diyorlar neden? ab ye karşılar neden? özgürlüğe karşılar neden? üniversite rektörleri bunların en ön saflarında neden? aynı zihniyet çizler ona buna kuyruk çizip aşağılıyor neden? tv lerde siyasi simgedir paranoyasını sayıklıyorlar neden? ergenekon olayında yargılanma olaylarına karşı çıkıyorlar neden? okullardaki kavgada kıl kıpırdatmayan, pkk bayrağı taşıyanlar için anlayışlı olmak lazım diyor neden?

    sorunun çok basit bir cevabı kendilerinde var. ama yıllardır aynı. rejim tehlikede. öyle bir paranoya ki altında başka bir şey var. onlar laikliği bir din haline getiren kitle. atatürkü ilah yapan kitle -gözleri yaşlı yaşlı- bir problem ortada. bu kitle dışındaki insanlar uyuşmuş yatıyor yada beyinlerine bir çip yerleştirilmiş rejimlerinin tehlikde olduğunun farkında değil, bu bilmem kaç kişilik kitle farkında. kemalistler bizi tehlikden kurtarıyor. farkında olmamızı sağlıyorlar. herkese iş-aş verecekler istedikleri parti iktidara gelince. özgürlük savaşı verecekler. mesela herkes istediği gibi okula gidebilecek. kılık kıyafet serbest olacak. 367 aranmayacak mecliste. kemalistler bizim gelecek garantimiz. herkese bir rozet dağıtacaklar. atatürkçü düşünce derneğinde kimsesiz çocuklara oyuncak, fakirlere komur yardımı yapılacak. işsizliği sıfıra indirecekler ve enflasyon diye birşey kalmayacak. dergileri kapatmayacaklar. hiç bir parti hakkında kapatma davası açılmayacak. ab avcunu yalacayak ve abd ankaraya ayak bile basamayacaklar. işçi komyonları yolda devrilmeyecek. sigorta hakları korunacak, işçiye memura buyuk zamanlar yapacaklar. ferah mutlu bir ulke olacağız. üniversitelerimiz ilimle bilimle aşka başarıdan başarıya koşacaklar...

    perihan abla hat etmiş. kemalistler çok cici. ben seviyorum onları.
    (13.04.2008 04:46)

sayfa: 1-2-3...-7

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.