son beğenilen tanımları genel istatistikler
ileti bu, gerisi muamma
ben anladım, sen anlamasan da olur..
+efendim canım? -şeriat mı darbe mi abi? +ölümüne mukoko... -... +hehehe tırsma len, şaka yapıyorum.. -abi ciddi bişi soruyorum yahu! +tamam len, ne darbe ne şeriat... -nasıl? +akşam konsere gidices -tamam abi..ben hazırlanıyorum.. +darbe yok yok şeriat.. -biletler nerde abi.. +...şeriat -...
(bkz: ironi)
(bkz: ne olursan gene gel)
chp, anayasa Mahkemesi'ne giderek maçın iptalini talep etmeye karar verdi. CHP, maçın normal şartlarda kaybedilmesi gerektiğini, ancak muhtemelen doğa üstü güçlerin devreye sokularak maçın kazanıldığı intibasının edinildiğini iddia ediyor. CHP'nin başvurusunda Ertuğrul Sağlam'ın eşinden sonra Emre Aşık ve Servet Çetin'in annelerinin de başörtülü olması ve dahası bundan çekinmeden bir reklam filminde oynamaları etkili oldu. Bazı futbolcuların sahaya girerken dudaklarının oynamasından dua etmiş olabileceklerini de dikkate alan CHP yetkilileri, parmakları ve gözleri ile gökyüzünü işaret eden bazı futbolcuların da varlığını iddianameye koymak için bazı gazetelerden resimler toplamaya başladı. CHP, bu galibiyetin aslında yok hükmünde sayılmasını çünkü sanal olduğunu, tıpkı % 47 oyu kimin verdiğinin belli olmaması gibi, bu maçın da nasıl kazanıldığının tek gerçeklik olan pozitivist bilim çerçevesinde açıklanamadığını iddialarına ekleyecek. CHP'nin düşünceokumabilimci yetkilileri, bütün bunların AKP'nin ülkenin şeriat devletine dönüştürülmesi konusundaki düşünceleri ve çabalarının gerçekleşmesinin bir aşaması olarak kullanılabileceğine, bunun da açıkça Anayasa'mızın 2. maddesinde sayılan laiklik ilkesine aykırı olduğuna dikkat çektiler. CHP, konunun doğrudan laiklik ile ilişkilendirilemeyeceği konusundaki iddiaları ise Anayasa Mahkemesi kararlarını örnek göstererek reddetti. Ülkede başıboş bir sevinç fırtınasının ve özgüven artışının laikliğin altının oyulması planlarına zemin hazırlayacağı konusunda endişeleri olan CHP, devlet kontrolü dışındaki gelişmelerin de kontrol altına alınması gerekliliğini, bu bağlamda uluslararası spor organizasyonlarına katılımın da yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı. CHP'nin UEFA için de kapatma davası açılıp açılamayacağı konusunu incelediği, hem iptal davası hem de UEFA için kapatma davası açılması konusunda Parti Genel Sekreteri Önder Sav'a tam yetki ve sadece "no" yazılı bir cep telefonu verildiği de açıklamada yer aldı". korkma yahu şaka şaka..
--- alıntı --- Batı'nın yaşadığı din-devlet ilişkisi İnciller'de yer alan bir cümlenin tarihteki açılımından ibarettir. Cümle şu: 'Sezar'ın hakkını Sezar'a, Tanrı'nın hakkını Tanrı'ya verin.' --- alıntı --- yazının tümü için tıklayın (gazete siteleri gibi olduk, istemeyerekte olsa reklam yapacağız ama olsun) http://zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1025
(bkz: fazla mal can çıkarmaz)
akıllara zarar. ee tabi, bir iki tip yuzunden inanlarının bu sahneye maruz kalması kalp yıkıcı bir olay, genelleme yapmadan değerlendirmek gerekir. ne muslumanlık bunları jetliği ile olçülür, ne de iman bu maydanozun ibadet önderliği ile. ee tabi bizde ayrımlar hep şekillere göre yapıldığı içinde, sayıp sövenlere bir yerde hak veriyorum. haklısın abi, bu maymuklukların ardında kalanlar olduğu sürece "sadece bu görüntüler" için haklısın..
filmin bence çok orjinal bir konusu var. gerekçe ise, işlendiği dönem ile birlikte, şansın aslında mesleki bir hebaya dönüşmeyeceğini ve yeteneğin nasıl bir kavram olduğunu anlatan bir konusu var. baş karakter Salomon Sorowitsch isimli bir yahudi kalpazan. filme alman askerlerinin onu soyismi ile çağırmalarındaki asalet, adamın tipinde mevcut değil ama olsun. adamımız süper bir kalpazan. kendi yaptığı paralarda zevki sefasına doyan, gezip tozan ama sonunda bir hatunun derin nefesi sayesinde bir gün daha berlinde kalınca, yakayı elevermesi, hayatının en iyi kararı mı yoksa en zor kararı mı bilemiyoruz. alman polisimiz daha sonra karşısına toplama kampında nazi komutanı olarak çıkıkacak vs. filmi hepsini buraya yazıp izlemeyenler için bir diken durumu yaratmak istemem. matbaadan anlayan, baskıcı, kalıpçı, filmci, grafiker, çizer, ressamları dolduruyor bir toplama kampına hitler amca. ama bizim elemanımız en huu içindeki işkencelere maruz kalacağını düşünürken, toplama kampının, bırakın dunyayı kampın kendi içerisinde bile kapalı bir bolumde kendini şefi olarak buluyor. Hitler sahte para basmaktadır, bunu yahudilere yaptırmaktadır. o kısımda bunu neden yaptığı ile ilgili bir karışıklık var ortada. "kitabını okuyanların aklında kalır mı bilmem ama" karısını aldatmayan, içki içmeyen ve almanlarn savaş gazisi savaş kahramanı olan hitlerin bu pis işleri yahudilere yıkmasının altında ciddi bir planlama olmalı. neyse bilemiyoruz. filme her zaman bir alman faşist gösterileri mevcut. vurulan işkece goren, esirlerin kafasına işenen bu ve bunun gibi klişe hitlervari eziyetleri bir kenara bırakalım. piyanistte içimiz yeterince "cızz" etmişti. (acımak mı acımamak mı bütün mesele bu) filmin en guzel yanlarından biri, solomonun gelişinden sonra değişien atmosfer. işin ustası diğer yahudilerden birinin neden bunu hitler için yapıyorus diyip, parada kaliteyi sabota etmeleri ve sonucun solomonun kıçına patlaması. bir değil bir kaç nehir arasında kalan tipsiz şekilsiz kalpazanın oykusu bence izlenmeye değer. duyurulur.
e tabi filme bu kadar çamur attıktan sonra nasıl bir tavsiye verilir bilmiyorum ama erkek oyuncunun yansıma bence iyi idi..ameliyat sahnelerindeki detaydan uzak direkt verilmiş gerilim ve iç gıcıklayan görüntüler çok amator geldi bana..
ama neden böyle dedi? ee tabi bizler meseleleri hep bir tv ekranı şevki ile izler olaylara dış kapıdan sokağa bakar gibi bakıyoruz. mevzu kafa yapısında bitiyor. bir tartışmada "sizin kafa" dediğim için biri bana "cahil" sıfatı ile çemkirmişti. cahil. bu o kadar derin bir olay ki. artık cahillik sabiti, bakış açısı ile ilintili. neyse. ayrım yapmak gerekiyor. nefret edilesi bir durum olsada böyle. kendine atatürkçüyüm diyip eline bayrak alıp meydanlara gidenler ile, bunlar ne diyor acaba sorusu gibi ile garip garip onlara bakan bir kitle var ortada. şune söylüyor meydandakiler: laiklik elden gidiyor, şeriat gelecek, atatürk devrimleri yıkılacak, rejim tehlikede, ampüle püff de, ata öyle binilmez böyle binilir, tehlikenin farkıda mısınız? felan filan... sonra bir sahne kuruluyor, birileri çıkıp türkü marş okuyorlar. bir kanal sahibi bir o yana bir buyana gezip duruyor. yaşını başını almış niniler çıkarıyorlar sahneye. kahrolsun şeriat, yaşasın laiklik sloganalrı atıyorlar...kalın güneş gözlüklü, yakalarında atatürk rozeti genç bayanlar ve anne babaları. cübbeli hocalar, avukatlar, hakimler felan. bilmem ne örgütü düzenliyor bunları. mesele bu değil. ben kemalist olarak adlandırılan kitlenin aslında ne olduğunu merak ediyorum. gözümde 1 yıldır bu portre var. aynı havada çevremdeki insanların söylemlerine bakıyorum. akp ye atıp tutanlar, bunlar parsel parsel ülkeyi satıyorlar, tayyip aslında şu, şeriat felan filan. ortada adı konmamış bir humma var. 70 milyondan fazla insanın yaşadığı bu ülkede, bilmem kaç kişiyiz kemalist varmış. atatürke sahip çıkıyoruz diyorlar neden? bir başkası ile uzlaşmanın ona ihanet olacağını söylüyorlar neden? başörtülü kızlara atatürk resmi gösteriyorlar neden? ilahi dinleyene nufus cüzdanı çıkırıp defol ulkemden diyorlar neden? ab ye karşılar neden? özgürlüğe karşılar neden? üniversite rektörleri bunların en ön saflarında neden? aynı zihniyet çizler ona buna kuyruk çizip aşağılıyor neden? tv lerde siyasi simgedir paranoyasını sayıklıyorlar neden? ergenekon olayında yargılanma olaylarına karşı çıkıyorlar neden? okullardaki kavgada kıl kıpırdatmayan, pkk bayrağı taşıyanlar için anlayışlı olmak lazım diyor neden? sorunun çok basit bir cevabı kendilerinde var. ama yıllardır aynı. rejim tehlikede. öyle bir paranoya ki altında başka bir şey var. onlar laikliği bir din haline getiren kitle. atatürkü ilah yapan kitle -gözleri yaşlı yaşlı- bir problem ortada. bu kitle dışındaki insanlar uyuşmuş yatıyor yada beyinlerine bir çip yerleştirilmiş rejimlerinin tehlikde olduğunun farkında değil, bu bilmem kaç kişilik kitle farkında. kemalistler bizi tehlikden kurtarıyor. farkında olmamızı sağlıyorlar. herkese iş-aş verecekler istedikleri parti iktidara gelince. özgürlük savaşı verecekler. mesela herkes istediği gibi okula gidebilecek. kılık kıyafet serbest olacak. 367 aranmayacak mecliste. kemalistler bizim gelecek garantimiz. herkese bir rozet dağıtacaklar. atatürkçü düşünce derneğinde kimsesiz çocuklara oyuncak, fakirlere komur yardımı yapılacak. işsizliği sıfıra indirecekler ve enflasyon diye birşey kalmayacak. dergileri kapatmayacaklar. hiç bir parti hakkında kapatma davası açılmayacak. ab avcunu yalacayak ve abd ankaraya ayak bile basamayacaklar. işçi komyonları yolda devrilmeyecek. sigorta hakları korunacak, işçiye memura buyuk zamanlar yapacaklar. ferah mutlu bir ulke olacağız. üniversitelerimiz ilimle bilimle aşka başarıdan başarıya koşacaklar... perihan abla hat etmiş. kemalistler çok cici. ben seviyorum onları. sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |