son kötülenen tanımları
genel istatistikler
Dükkan taşıyorsanız hele ki bu dükkan bir eczaneyse vay halinizi denebilir. Taşınmada ilk evre; önce kırılıcaklar gazete kağıdı ile muhafaza altına alınır özenli bir biçimde kutulanır ve diğer eşyalar toparlanır, sonrası ise bunları tekrardan yerleştirmektir ki bu taşınmaktan daha da yorucudur. İşin aslı taşınma faaliyete geçmeden bile kelimesi bile yorucudur.
1 entry bile çok şey fark ettiriyor efenim ,yazalım yazdıralım
kemale ermiş, yaşını başını almış bir adam da âşık oldu ona ve tez vakitte kemalini yitirdi, tecrübeli aklı deliliğe yaklaştı, yüzünün aşkıyla beli iki kat olup gönlü bela zinciriyle bir girdapta kaldı. sonunda dayanamadı, kendini ona vakfetti, her işi onun için, her şeyi onun adına yapmaya başladı. ücretle iş yapsa kazancını ona sunar, eline altın geçse gider o gümüş bedenliye verirdi. bir gün genç kız kendisine dedi ki: yanışın her an biraz daha artmada, ama aşkta masraf ziyade gerek, sendeki sermaye yalnızca aşk olursa mutfak boş kalır, daha fazlaya gücün yetmezse geç bu sevdadan, davul dengi dengine demişler… -sevgili, dedi âşık, bedeninde bir avuç ilikten, bir parça deriden başka bir şey kalmadı yolunda harcayacak. bari beni sat da elde ettiğinle bir müddet daha hoş ol. genç kız âşığını derhal mısır’a götürdü, orada bir kürsü kurmuşlar, âdet etmişler, satıcı kürsüye oturur, kölesi ayakta durup müşteri beklerdi. bir müddet beklediler. adam hiç üzüntü göstermiyor, hiç boynunu bükmüyor, hatta müşteri çıktığı vakit baş gösterecek ayrılığı da aklına getirmiyordu. bir adam gelip genç kıza sordu: - şu ayakta bekleyen ihtiyar senin kulun mu? - evet , benim kulumdur!.. o sırada ihtiyar düşüp bayıldı. adam pazarlık ile onu satın aldı ve kendine geldiğinde şehrin dışında bir mezarlığa götürdü. meğer o adamın babası ölmüş, o da babasının ruhu için bir köle azat etmeyi ahdetmiş, ihtiyarı satın alması bundanmış. mezarın başında zavallı ihtiyarı azat edip cebini de altınla doldurduktan sonra gönlünü şad etmek için dedi ki: -diliyorsan ey ihtiyar, mısır’da kal, malın eksilmez, seni gözetirim. -dilersen de var git, çünkü artık hürsün, kendi kendinin sultanısın. ihtiyar teşekkür ederek genç kızın ardınca koşup yetişti ve altınları avucuna sayıp gönlünü alana yine gönlünü teslim etti. dünyayı onun yüzünde apaydın görüyordu ve dedi ki, -a sevgili! şu gönül, senin için satılmaktan aldığı lezzeti bugüne dek hiçbir şeyden almadı. hele’ benim kulumdur!’ dediğin andaki saadetim,sanmam ki başka bir kimsede olsun!.. haydi yine beni pazara götürüp mezada ko!.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |