duyarsızlık

    estetik'ten, estetik his ve duruştan uzak olma durumu. bu durumda güzel'e duyarsızlık, kayıtsızlıktır. tıpta da kullanılır: anestezi...
    (12.02.2008 09:25)

armut


    zamanla olgunlaşan ve bu yönüyle insana benzemeyebilen bir çeşit meyve.
    (18.01.2008 09:24)

alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste


    "ah" bilindiği üzere, aşığın veya canı yanan herhangi birisinin gönlünden çıkan, semaya "yavaş yavaş" yükselen kara renkli bir dumandır. manevi planda elbet. eğer, ah, semada kabule mazhar olur ise, ah edilen kişinin de hayatı kararır, o kişi sürünür veya direk ölür. fakat "çıkar aheste aheste" tabirine dikkat gerekir, bunu "hem ah edilenin ettiği şey kendisinden bir şekilde çıkar" hem de o ah "göre yavaş yavaş yükselir" olarak algılamalıdır. "hazer et ahımdan..." şeklindeki kullanımlara divan şiirinde de sıkça rastlarız. "İntizar" kelimesi de buna yakındır. kelime "nazar"dan, yani "bakış"tan gelir ki, belki ah'tan daha kuvvetli, daha feci'dir zira intizar eden kişi, ah eden gibi kelimeye de gerek duymaz, semaya kaldırır garip başını "yüce rab, sana cezayı öğretecek değilim, sen bilir ve bulursun bunun layığını" der gibi bakar yalnızca. faruk nafiz'in o güzel şiirinin başlığı böylece daha bir anlam kazanır. ne hal ise, yüce mevla heman cümlemizi, ah alanlardan ve edenlerden, intizara duçar olanlara vikaye eyleye. amin, ya muin!
    (28.12.2007 10:43)

hatem

    yerine göre, son, en son, yüzük, mühür, hatta hatta cömert, eli açık gibi anlamlara gelir. cömert arap şairi hatem-i tai buna misaldir. bir de yüzükle mühür arasında gidip gelebilen hatem kelimesi için belki şu söylenebilir: eskiler, yüzüklerinde şahıslarına ait mühürleri (bugünkü imza) bulundururlardı. bu ikili kullanımın sebebi bu mu acaba? belki...
    (28.12.2007 10:31)

kapıları açmak

    mustafa kutlu'nun yeni çıkan hikâye kitabı...
    (19.09.2007 10:25)

eski sevgili

    leylâ erbil'in tuhaf eserlerinden birisidir.
    (06.09.2007 11:33)

safiye erol

    yıllarca görmezden gelinen veya parlaklığı, şaşaası, muhteşemliği sayesinde veya yüzünden görülemeyen son yıllarda başta kubbealtı akademisi, aziz halil açıkgöz, selim İleri, mehmet nuri yardım ve hatta hatta! murat belge tarafından yüceltilen, önemi tartışmaya açılan büyük yazar. hatta vaktiyle yazarın yeniden keşfi "sehiv secdesi" olarak tabir edilmişti. ciğerdelen gibi bir muhalledeyle beraber diğer eserleri, Çölde biten rahmet ağacı, kadıköyü'nün romanı, Ülker fırtınası ve dineyri papazı cidden bir yazarın türk edebiyatında tanpınar'ı geçip geçemeyeceğini düşündürtmüştür bana. mecazî aşkla hakikî aşkın temas ve kavuşma noktalarını, geçiş evrelerini bu kadar ustalıkla işleyebilen çok az yazar vardır. Üzerinde yorum yapmayı, hüküm vermeyi had-nâşinaslık saydığım büyük yazar meselâ dineyri papaz'ında aşkın üç hâli, safhası bulunduğunu belirtir ki bunlar "cünûn-fünûn-sükûn" devirleridir. bir de eserin sonuna selimiye hakkında bazı inciler dizilmiştir. benim buna yorum yapacak kudretim yoktur.
    (06.09.2007 11:27)

bulanık

    varoluşçu birisi için insanın, eşyanın, âlemin, her şeyin asıl özelliği...
    (29.08.2007 16:58)

fatih andı

    bir gün kendisi adına bir paket göndermek için kargo şirketine gittiğimde, görevlinin "fatih andı siz misiniz?" şeklindeki sorusuna "maalesef değilim" dediğim, hakkında yazılacak çok şey olduğuna inandığım, derya-dil, melek-haslet, komik, ciddi, Çukurovalı hoca...
    (28.08.2007 13:25)

uykunun bir türlü gelmemesi


    "uyku kadın gibidir, beklemeyeceksin ki gelsin." (Üç İstanbul)
    (17.08.2007 09:25)

büyüyorum

    bazı yörelerde , "üşüyorum, donuyorum" demek olur.
    (24.07.2007 15:04)

candy


    arapça "şeker" anlamına gelen "kand" kelimesinden türediğini zannettiğim kelime. nitekim mezkur "candy" de "şeker"miş. ve yine nitekim kandi isimli, mesleği şekercilik olan bir divan şairimiz gelip-geçmiştir bu fani alemden.
    (11.07.2007 14:08)

yalandan kim ölmüş

    kimin değil, "ne" ve "neler"in öldüğübe bakmalı. bir değerin, bir inancın, bir kelimenin ve nihayet onun ifade ettiklerinin ölmesi, milyonlarca kişinin ölmesinden eşeddir, kötüdür. yalandan kimin öldüğünü bilemem ama bildiğim ahlâk ve edebin öldüğüdür, ölmekte olduğudur, öleceğidir. zati bunları kendi içinde öldürene de pek ber-hayat denmez, caiz olmaz.
    (06.07.2007 10:19)

kendini anlayamamak

    faciadır... kendini anlayamayan, ölçemeyen, tartamayan, tanıyamayan, âlemde ne olabileceğini kestiremeyen, kendine rastlama, büyük yazarın deyimiyle "kudretleriyle ihtirasları arasındaki nispeti ölçme fırsatı yakalayamayan" insanın huzuru, saadeti olmaz, yoktur. nefsini bilmeyenin neyi bilemeyeceği malumdur. başkalarının kusurlarını araştırmaktan kendine bakmasını, kendini sorgulamasını unutan insanın elem verici durumudur "kendini anlayamamak". anlayamamak fiili, insanda behemahal bir anlamın, daha sıcak ve munis tabirle "mânânın" varlığına delalet eder. her insan anlamlıdır, kamu âlem kamu Âdem bir kutsî anlam üzere halk edilmiştir ve insan olma veya insan olmanın idraki, belki de taşınan bu anlamın, bu esmanın fark edilişiyle mümkündür.
    (05.07.2007 10:13)

mahur beste

    tanpınar'ın eserlerinin isimlerini yanlış söyleme hususunda yarışa girmiş can dostlarımdan bir tanesinin - ki bu diyarın kıymetli vampirlerinden birisidir - mahur Şarkı deyip damarımı çatlattığı, yazarın ilk ve yarım kalmış kitabıdır. bazı küçük aksaklıkları vardır, birtakım kahraman ve pasajların eserden ihracı, kitapta eksikliğe yol açmaz ki bu durum eseri çok hafif kıymetten düşürür. bir romanda hiçbir şey fazla ve çıkarılabilir olmamalıdır. yine de okunmalıdır. tanpınar'ındır...
    (05.07.2007 09:59)

sayfa: 1-2-3...-7

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.