menekşe ile halil

    kanal d'nin 2007-2008 yayın dönemine ait yeni dizilerinden biridir. başrollerde kıvanç tatlıtuğ ve sedef avcı yer almaktadır. dizide, bosnalı halil ile almanya berlin'de yaşayan tutucu bir ailenin kızı olan menekşe'nin aşkları anlatılmaktadır. menekşe ve halil aynı pastanede çalışmaktadırlar. menekşe'nin babası ağabeyleriyle de birlik olarak menekşe'yi hiç tanımadığı biriyle evlendirir. düğünün ertesi günü menekşe halil'e tüm gerçekleri anlatır ve istanbul'a kaçar. küçük ağabeyi ve zorla evlendirildiği kocası da onu öldürmek için menekşe'nin peşinden istanbul'a gelmişlerdir. halil de istanbul'a gelir ve olaylar gelişir. bu sezon binbir gece ile reyting yarıştıracak bir dizi olacağa benziyor. karakterler özenle seçilmiş hikaye sürükleyici, çekimler göze hitap ediyor.
    (15.09.2007 15:37)

aiyegbeni yakubu

    premier lig kariyerine 2003 yılında maccabi hayfa takımından portsmouth'a transfer olarak başlayan nijeryalı bir futbolcudur. yakubu, 2005 yılından beri ingiltere premier ligi takımlarından middlesbrough'da futbol kariyerine devam etmektedir. middlesbrough formasıyla 73 maça çıkarak 25 gol atmıştır. nijerya milli takımı'nın da formasını giyen yakubu 2007-2008 sezonunun başından itibaren kariyerine everton forması altında devam etmektedir. aiyegbeni yakubu, barcelonaya transfer olan thierry henrynin ardından, premier ligin son 4 sezon boyunca en çok gol atan ikinci futbolcusu durumundadır.





    (15.09.2007 15:04)

gegen die wand

    berlin'de kazanmış olduğu altın ayı ödülünü sonuna kadar hakettiğini düşündüğüm fatih akın filmi. sibel kekilli ve birol ünel'in oyunculukarı ise göz dolduruyor. hollywood filmlerindeki pembe fonlu aşk filmlerine inat, aşkın ve hayatın acı yönlerini uç bir biçimde de olsa gözümüzün içine sokan, kendini sonuna kadar heyecanla seyrettiren bir film. ailesinin baskılarından bunalan sibel, bu baskılardan kurtulabilmek için psikolojik destek merkezinde tanıştığı cahit ile anlaşmalı bir evlilik yapar. aradan geçen zaman içerisinde birbirlerine tutkuyla aşık olduklarını farkederler. ağır roman filminin müziklerinden biri olan ve filmin gerçekten en vurucu sahnesinde kullanılmış ağla sevdam hafızalara kazanıyor. gerek çekimleri gerekse olay ve karakter örgüleriyle takdire şayan bir yapıt olmuş duvara karşı.
    (22.12.2006 15:32)

fundamentalizm

    birinci dünya savaşı sırasında abd'de gelişen protestan kökenli tanrıbilimsel akımın adıdır. fundamentalizm sözcüğü ilk olarak bu akımın öngördüğü Ä°ncil'in tek doğru ele alınması ve dünyayı büyük yıkıma sürükleyen hıristiyan batı uygarlığına getirdiği eleştiri nedeniyle ortaya çıkmıştır. hıristiyanlığı çıkarlarına alet eden kiliseye karşı luther ve calvin yaratılışın kökenine getirdikleri çok anlamlı yaklaşımlarla yeni bir dünya düzeni tasarımı ile avrupa'nın karanlıktan çok daha hızlı bir şekilde aydınlığa çıkışında ve bugünkü dünyaya egemen hıristiyan uygarlığın yükselmesinde çok önemli roller oynamışlardır. onların geleneksel kilise yapısına karşı protestoları dinde daha çağdaş ve akılcı yaklaşımı getirmiştir.
    (22.12.2006 15:15)

eeyore

    winnie the pooh'un üşengeç ve alıngan arkadaşı mor eşek. kelebek kılığına girip uçamayınca üzülür, moralini düzeltmek için elma toplayan winnie ağacı biraz fazla sarsıp ağaçtaki tüm elmaları eeyore'un kafasına düşürür. her yanında dikiş izleri vardır, ayrıca bilge bir eşektir bu yüzden az konuşur.
    (22.12.2006 15:10)

josef mengele

    dünya tarihinin görüp görebileceği en vahşi doktor ünvanını elinde bulunduran psikopat şahıs. auschwitz kampı'na gelen esirleri ilk karşılayan ve ne şekilde kullanılacakları konusunda elemeye tabi tutan da kendisidir. son derece kibar ve gülümseyen bir ifadeyle mahkumları sınıflara ayırdıktan sonra-ki ölüm ve yaşam kendisi için bir şey ifade ediyor muydu bilemiyorum- denekleri üzerinde korkunçişkenceler yapmıştır. anestezi kullanmadan beyin, mide, kalp ameliyatları yapmasından tutun da siyam ikizleri yaratmak için ikizleri birbirine dikmeye çalışması, orada yaşanan vahşetin boyutunu az da olsa gözler önüne seriyor. aklıma geldikçe küfür ettiğim bir insan kendisi. hadi insanları öldürmeleri, gaz vermeleri, kurşuna dizmeleri en azından daha az acı verici. ama bu adamın yaptıkları korku filminden farksız, cidden utançduyuyorum olanlardan.
    (17.07.2006 16:11)

yoda

    yıldız savaşları filmindeki en yaşlı jedi ve jedi yetiştiricisidir. 900 yaşında ve 66 santim uzunluğunda olan yoda 8 yüzyıl boyunca jedilar yetiştirdi ve güç'ün en kudretlisi olarak kabul edildi.en son döneminde yetiştirdiği iki önemli jedi, obi-wan kenobi ve luke skywalker olmuştur. klon savaşlarından sonra galaktik imparatorluk yönetime el koyunca dagobah adlı bir gezegende yıllarca saklanmıştır. daha sonra luke skywalker'ı eğitmiş ve yine aynı gezegende güçle bir olmuştur. ancak ölümünden önce qui-gohn jinn'i üstad kabul ederek onun eğitimine girmiş, bu sayede güçle bir olmayı öğrenmiştir. ömrünün son günlerini dagobah'ta bir bataklıkta geçirmiştir.
    (14.07.2006 12:15)

golden retriever

    dünyanın en akıllı ve itaatkar köpek ırklarından birisidir. ingiltere menşelidir. bekçi köpeği olarak tercih edilmez. daha çok itaat ve iz sürme alanlarında başarılıdır. sahibine sonsuz bir sevgi ve bağlılıkla yaklaşır. sevdiklerinden uzak kaldığı takdirde yaramazlık yapabilir. egzersiz için geniş alanlara ihtiyaçduyar ancak yeterli ilgi gösterilirse apartman dairesinde de beslenebilir. uzun tüylerini sıklıkla fırçalamak gereklidir. suyu ve yüzmeyi sever, çocuklarla çok ilgili, arkadaş canlısı bir köpektir.
    (14.07.2006 12:07)

ulan bator

    moğolistan'ın başkentidir. ulan bator'un kelime anlamı "kızıl kahraman"dır. şehir bu ismi çin'den bağımsız bir ülke olmasının ardından aldı. 700 bin kişinin yaşadığı başkentin nüfusunun üçte ikisini çocuklar ve 25 yaşın altındaki gençler oluşturmaktadır. eski zamanların manastır kenti ulan bator'da bugün apartman bloklarıyla geleneksel çadırlar omuz omuza durmaktadır. başkentte günümüze kadar ayakta kalabilmiş az sayıda manastır mevcut. kent ayrıca, dünyanın en soğuk başkenti ünvanına sahip.


    (14.07.2006 11:59)

vanessa mae

    27 ekim 1978 singapur doğumlu mae yarı çin yarı tayland'lıdır. 3 yaşında piyano çalan sanatçı, iki sene sonra da keman çalmaya başladı. ilk başarısını 7 yaşında "yılın en başarılı gençsanatçısı" seçilerek yaşadı. 10 yaşındayken londra flarmoni orkestrası'nda çalmaya başlayan mae, london mozart players adlı grupla uluslararası turnelerde çalma fırsatı buldu. ilk solo turnesine 12 yaşında çıktı ve tüm ingiltere'yi dolaşarak tchaikovsky'nin eserlerini yorumladı. 13 yaşında kaydettiği tchaikovsky ve beethoven keman konçertoları ile bu eserleri yorumlayabilen en gençmüzisyen ünvanını da elde etti.

    albümleri:

    violin (1990)

    kids' classics (1991)

    tchaikovsky & beethoven violin concertos (1991)

    the violin player (1993-94)

    the alternative record from vanessa mae (1996)

    the classical album 1 (1996)

    the classical album 2 - china girl (1997)

    storm (1997)


    (14.07.2006 11:55)

egon schiele

    egon schiele 1890 yılında viyana'da doğmuş desen çalışmalarıyla ünlü avusturyalı ekspresyonist ressamdır. grafit, kurşun kalem ve suluboyayı kağıt üzerine kullandığı çalışmalarında, genelde portreler üzerine çalışır. figürler kırılgan, çoğu zaman hastalıklı, çoğu zaman fakir ve hüzünlüdürler. buna rağmen çizgilerinde varolan güçlü enerji, yer yer erotizme dönüşerek, yer yer yaşama sevgisi olarak karşımıza çıkar. figürlerini gerek teknik sebeplerle, gerek sembolik olarak fondan, beyaz, suluboya bir çizgiyle ayırır. gustav klimt'ten yoğun olarak etkilenmiş,figür tekniğini onun ötesine götürebilmiştir. hayatı ve kişiliği tartışmalı olsa da yeteneği ve desen tekniğine getirdiği enerji tartışılmazdır. birçok eleştirmene göre kendi özgün stilini tam olarak geliştiremeden, 1918 yılında, henüz 28 yaşındayken ölmüştür.



    (14.07.2006 11:10)

the sheltering sky

    1990 yapımı bernardo bertolucci filmi olan çölde çay, evliliklerinde belirli bir dönemi geride bırakmış bir çiftin yanlarına bir arkadaşlarını da alarak tunus'tan başlayarak afrika'nın içlerine ve kendi içsel dünyalarına uzanan yolculuklarını anlatır. yaşamlarını sorgulamak ve yeni bir yön vermek amacıyla geziye başlayan çiftin hikayesi sonunda drama dönüşecektir. oryantalist anlatımıyla insanın içsel yanlızlığına göndermeler yapan film, müthiş doğa manzaralarıyla da izlenmeye değerdir. içsel yanlızlığın simgesel yansıması olarak da sahra çölü kullanılmıştır.
    (14.07.2006 10:01)

delirium tremens

    kullanmakta olduğu alkol miktarını aniden sıfıra indiren bünyelerde meydana gelen fiziksel ve ruhsal yoksunluk belirtileri . çoğu kişide hafif olmakla birlikte ellerde titreme, nabız, kan basıncı ve vücut sıcaklığında artış, uyku bozuklukları, bulantı, ishal ve diğer sindirim sorunları olur. bununla birlikte bazı alkolikler için delirium tremens korkutucu ve tehlikeli bir durumdur. çoğu insanda kötü rüyalar, huzursuzluk ve panik ataklar yoksunluğun en kötü belirtileridir. delirium tremensde zihin bulanıklığı, halüsinasyonlar, şiddetli titremeler, paranoid düşünceler ve hatta katılma nöbetleri görülebilir. hafif ya da ciddi tüm bu problemlerin ortaya çıkma sebebi alkol yoksunluğudur.
    (12.07.2006 14:05)

emir kusturica

    emir kusturica 24 kasım 1954 yılında saraybosna kentinde doğdu. çekoslovakya'da prag sinema okulunda sinema eğitimini tamamladı. 1973 yılından başlayarak Saraybosna TV'sine televizyon filmleri ve kısa filmler çekti. ilk filmi olan 1981 yapımı 'Dolly Bell'i Hatırlıyor musun?' ile büyük başarı elde etti.Venedik Film Festivali'nde En iyi ilk Film Altın Aslan'ını alan bu filmden sonra Kusturica'nın neredeyse her filmi bir ödül aldı. ikinci filmi olan Babam iş Gezisinde (1985) Cannes şenliği'nde bir Altın Palmiye ile ödüllendirildi. üçüncü filmi, 1989 yılında çevirdiği çingeneler Zamanı ise ona Cannes şenliği en iyi yönetmen ödülünü kazandırdı.

    Diğer filmleri ise;

    Underground (Yeraltı 1995)
    Black Cat White Cat (Kara Kedi Ak Kedi, 1998)
    Super 8 Stories (Süper 8 öyküleri, 2001)
    Life is a Miracle (Hayat bir Mucizedir, 2004)



    (08.06.2006 14:09)

arizona dream

    bir kusturica başyapıtı. avrupa'daki başarılı kariyeri ardından amerika topraklarında, amerikanın usta oyuncularıyla çektiği arizona dream, kusturica'ya 1993 berlin'inde hem altın ayı hem de jüri özel ödülü'nü kazandırdı. david atkins'le birlikte yazdıkları öykünün merkezindeki axel karakteriyle johnny depp'in bir kez daha yıldızlaşmıştır. axel blackman, ailesi ölünce new york'a yerleşip büyük bir balıkçılık şirketinde tuhaf bir işe girmiştir. işi balıkları saymaktır! arizona'da araba satıcısı olan leo amca birden ortaya çıkar ve onu memleketine çağırır. çünkü evlenecektir ve axel'in nikahta sağdıcı olmasını, sonrasında da işini devralmasını istemektir. axel, new york'un antitezi olan arizona'ya vardığında onu bambaşka renkler beklemektedir.

    (08.06.2006 14:04)

sayfa: 1-2-3...-5

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.