1947 yılında portland, maine'de doğdu. asıl adı "stephen edwin king"dir. anne ve babası o çok küçükken ayrılmış, kendisi annesinin yanında kalmıştır. 1970 yılında maine üniversitesinden mezun olmuş, 1971 yılında da tabitha spruce ile evlenmiştir. ilk romanı carrie, türkçe adıyla goz 1974 yılında yayınlanmıştır. 3 çocuğu vardır, naomi rachel, joe hill ve owen phillip.
insanları iliklerine kadar korkutan birçok korku romanına imzasını atmıştır.bunlara;
(bkz: hayvan mezarligi)
(bkz: o)
(bkz: mahser)
(bkz: medyum)
örnek gösterilebilir.
stephen king 2 yaşındayken, babası bira almak için evden çıkıp bir daha geri dönmemiştir. annesi ruth, o ve üvey kardeşini büyük maddi zorluklar arasında yetiştirdi. bu dönemde ailesiyle birkaç defa taşınmak zorunda kaldı. yazım kariyerine ufak yaşta başladı ve gördügü filmlerden esinlendiği hikayeler yazdı. bu hikayeleri sınıf arkadaşlarına sattığı ortaya çıkınca öğretmeleri tarafından kazandığı paraları iade etmek zorunda bırakıldı. 13 yaşında babasının eski kitaplarını içeren bir kutuyu teyzesinin evinde buldu ve genel olarak bilimkurgu ve korku öğeleri taşıyan bu kitaplar yazım stilinin başlamasında büyük rol oynadı.
maine üniversitesinde ingilizce eğitimi aldı. okul yıllarında ilerde eşi olacak "tabitha spurce" ile tanıştı. stephen king'in bu dönemde okul gazatesinde bir köşeside bulunuyordu. üniversite sonrasında ingilizce öğretmeni olarak çalışmaya başladı. o ve ailesi büyük maddi zorluklar içerisinde bir karavanda yaşıyorlardı. stephen bu dönemde kısa hikayeler yazıp ailesinin geçimine katkıda bulunmaya çalışıyordu. "carrie" adlı kitabının önsözünde anlattıgına göre, bu dönemde maddi zorlukları o kadar yüksek seviyedeydi ki, çocuklarından biri hastalanırsa eşi "hadi stephen, bir canavar düşün" tarzında şakalar yapardı. ayrıca bu dönemde alkol alışkanlıgı başladı.
yoksulluk dönemlerinde birkaç kitap hikayesi üzerinde çalışmaya başladı. ilk fikirlerindne biri psişik güçleri olan genç bir kız hakkındaydı. ama yazmaya başladıktan sonra beğenmemiş olacak ki hikayeyi çöpe attı. ama daha sonra, karısının ısrarları ve desteğiyle bu kitabı bitirdi. ilerde bu kitap için $400.000 alacaktı.
yıllar sonra stephen king bu dönemde sürekli sarhoş olduğunu kabul edip, "the shining" adlı kitabında ki alkolik babayıda kendisinden esinlendiğini söylemiştir. "the tommyknockers" adlı kitabı yayınlandıktan sonra ailesi ve arkadaşları müdahale edip stephen king'in alkol ve uyuşturucu problemini bitirmesi yönünde ona destek oldular ve bunun sonucunda 1980li yılların sonunda stephen king bağımlılıklarından kurtuldu.
hayatında önemli bir dönüm noktası 1999 yılında gerçekleşti. 19 haziranda akşam üzeri yol kenarında yürürken, arabasının arka koltuğundaki köpekten dolayı dikkati dağılmış bir sürücü king'e çarptı. yaraları onu 3 hafta hastanede tutacaktı. 10 günde 5 ameliyat ve uzun fizik tedaviler sonucunda geri döndüğünü açıkladı. lakin, süren rahatsızlıklarından dolayı sadece kısa süreli oturabiliyor ve fiziksel güçlükler yaşıyordu. avukatları stephen king'e çarpan aracı $1.500 dolara satın alıp ebay'de ortaya çıkmasını engellediler.
yine 1999'da mascular degeneration hastalığı olduğunu açıkladı. bu hastalık bir gün kör olmasına sebep olacaktır ve tedavisi yoktur. renki yorumları ve kendi hakkındaki esprili yaklaşımıyla tanınır. guinness'e göre yaşan yazarlar arasında kitapları en çok filme aktarılmış yazardır. bu sayı 100 civarındadır. ayrıca 2003 yılında hayatboyu başarı ödülüne layık görülmüştür. günümüzde portland, maine'de oturmaktadır ve 3 çocuğu vardır. yıllık geliri 40 milyon dolar civarında olduğu tahmin edililiyor. karısıyla beraber bir vakıf işletmekte ve hayır işleri yapmaktadır.
ayrıca official sitesi: "http://www.stephenking.com"
kara kule serisinin yaraticisi, edebiyatcilarin ve elestirmenlerin yeterince edebi bulmadigi, populer oldugu icin asagiladigi, kanimca gelmis gecmis en buyuk yazarlardan biri. ozellikle kara kule serisi gibi destansi bir oykuyu yaratan bir yazari acimasizca elestirmek, gormezden gelmek haksizliktan baska bir sey degildir. king siki bir tolkien hayranidir. kitaplarinin cogu filme cevrilmis ve buyuk gise yapmistir.
romanlarında kullandığı doğaüstü öğelerle ve bunların gerçek hayatla ilişkilendirilmesindeki başarısıyla, karakterlerine gösterdiği özenle, yayımladığı 60'tan fazla roman ve 150'den fazla kısa öykü ile korku edebiyatının günümüzdeki ve tüm zamanlardaki en önemli ve büyük temsilcilerinden birisidir.
stephen king tamamen kendi kurduğu ve kurallarını koyduğu dünyada soluksuz bir yolculuğa çıkartır. bütün sürprizleri kendisi hazırlamıştır ve kim okursa okusun aynı şeyleri hisseder. mesela lovecraft belli ipuçları verir korkutacağı yerlerde ve siz o "şey"i hayal ederek korkarsınız dolayısıyla herkeste bıraktığı etki,yansıma farklı olur. ama stephen king romanlarında sizin hayal gücünüze hiçbir şey bırakmaz, herşeyi kendi hayalinde olduğu gibi yansıtır. bu yüzden çok seveni de vardır tarzını beğenmeyip nefret edeni de. ama hiç şüphesiz son dönem korku edebiyatının en önemli yazarıdır.
romanlarının sinemaya geçmesiyle, gerilim ve korku dalında bizi iyice keyiflendiren, filme uyarlanan bazı eserlerinde, çeşit rollerde kendini göstermiş olan yazar. *
karakterimin bir kısmını şekillendiren usta edebiyatçı. okumayanın dediği gibi "ne anlıyorsun hep korku hep korku?!" yazarı değil yani. kendisi psikopat bakışlı bir amcamız fakat.*
ve cell ile yeniden eski günlerine dönmüştür. ancak bu sefer daha olgun bir anlatımla.
son kitabı cep ile vitrinlerde yerini almış yazardır. cep telefonlarına karşı olan öfkesi sonucu yazdığı bu kitapta, cep telefonlarından yayılan bir virüsün insanları saldırganlaştırması konu edilmektedir. ayrıca yazar, hayatı boyunca cep telefonlarına öfke duymuş ve insanların özgürlüğünü kısıtladığı gerekçesiyle kendisine bir adet edinmeyi de reddetmiştir.
gelmiş geçmiş en iyi korku ve fiction yazarı. non fiction alanındaki eserleri ile de oldukça beğeni toplayan ve kitaplarının beyazperdeye aktarılması ile aynı zamanda oscar garantisi de veren yazar. bu alanda rita hayworth and the shawshank redemption ( tim robbins), misery ( kathy bates) green mile ( tom hanks) the body -stand by me, hearts in atlantis gibi eserlerinin hakkını yememek lazım. hele ozellikle green mile'ın ve shawshank redemption'ın hakkını. dile ve insan doğasına hakimiyetini her zaman takdir edeceğim başucu yazarım umarım daha pek çok eserle bizleri kelimelerin o sihirli dünyasına götürür.
2002 yilinda cekilmis "rose red" adli filmin senaryosu stephen king'e ait. film vasat olmaktan öteye gidemese de, stephen king'in hayaletli konagimiza pizzaci olarak geldigi sahne ilginc. (belki de degil) ayrica film 4 saat kadar suruyor.
birkaç yüzyıl sonra geriye dönüp yaşadığımız devre baktıklarında o da büyük çok büyük bir yazar olarak anılacaktır. çağımızda çocukları ve çocuk ruhunun derinliklerindeki büyümeye karşı direnci herşey ve herkesten güzel anlatır. (bkz: hearts in atlantis), (bkz: it), (bkz: the dark tower)
boris adinda bir akrebi olan, hayal gücü genis, korkuturken güldürecek kadar güclü bir mizah anlayisina sahip, kitaplarinda bol bol saat, icecek, araba markalarinin reklamini yapan ve main'i kis mevsiminde görmek istememe sebep olan yazar.
inanılmaz bir hayalgücü olan yazar. yazmanın felsefesi adlı kitabındaki tavsiyeler çok samimi ve komiktir. hatta stephen abi yazdığınız hikayeyi bana yollayın vaktim olursa okur size yorumumu bildiririm diyecek kadarda sempatik bir insandır.
sıtefın diye değil sıtivın diye okunur. evet komik. steven var zaten. stephen ile neden aynı okunuyor? neyse adının nasıl okunduğunu boşverin de yazılarının nasıl okunduğuna bakın.
cevap veriyorum; su gibi...
su gibisin
şu gibisin
bu gibisin
gibi gibisin gibi gibisin
ne gibi olursan ol
sen benimsin sen benimsin.
orijinal dilinden okuyarak, sayesinde amerikan argosu ve günlük hayatta kullanılan dili öğrendiğim yazardır. eser verdiği türün en iyi örneklerini yazmış olduğunu söylemek abartma olmaz sanırım.
her kitabında insanı saran, büyüleyen hatta korkutan tanıdığım en iyi yazardır. hasta yatağında bile kitap yazmayı bırakamıyacak kadar yazma aşığıdır. eşi de kendisi gibi yazardır. en beğendiğim kitabı sadist. okumanızı tavsiye ederim kitabı elinizden bırakamadığınız gibi okurken soluğunuz kesilecek.
şimdiden iyi okumalar:)
kitaplarının yüzde doksana yakın bir oranı filme çevrilmiş ve bunlardan azımsanmayacak derecede büyük bir oranı da çeşitli dallarda oscar almış yada aday olmuştur. sadece bu bile ne kadar başarılı işler çıkardığını söylemek için yeterlidir bence.
Sadece bir-iki kitabını okumuş olanlar(u:belki de doğru dürüst onları da okumamışlardır,bilemem ) bütün kitaplarının birbirine benzediğini,o tüzden bağımlılık yaptığını söyleyebilirler ki bence alakası bile yoktur.Kimi kitabı sadece psikoloji ile ilgiliyken kimisi fantastiktir ama hepsi de bu konuda üstün yetenek ve zeka ürünüdür.
Kitapların başları yapılan betimlemeler yüzünden sıkıcı ve okunması zor gelebilir ama bırakmayıp devam ederseniz beklediğinizi alırsınız bence.(u:=) )
yıllar yıllar sonra sıkıntıdan -daha şimdiden pazartesi sendromu- daha önce okuduğum bir kitabını elime aldığımda adamın asıl öneminin korkunç yazmak değil normal bildik günlük olayları korkunçlaştırmak olduğunu hatırladığım yazar. bir ev, basit küçük sümüklü bir çocuk falan adamın elinde katile dönüşüyor. neyse ki kitap yazarak dışavurumlarını gerçekleştiriyor bu tip insanlar yoksa dünyanın geleceği açısından pek hoş gelişmeler olmayabilirdi.
the green mile filminin setini ziyaret edip elektrikli sandalyeye bağlanmak isteyen, sonra nasıl hissettiği sorulunca bir an önce çözülmeyi isteyen; garip ve olağan-dışı bir zihne sahip yaratıcı yazar. başyapıtı şu an için the dark tower serisidir kanımca.
hakkındaki genel geçer iki yanılgı olan usta yazardır.
1. adı "stefan" diye okumaz, "steven" ile eş seslidir.
2. "korku" romanları yazarı değildir. gerçek anlamda korku denilebilecek eserleri 3 - 4'ü geçmemektedir. ki en büyük örnekleri o ve hayvan mezarlığıdır. kalan kitapları çoğunlukla fantastik veya doğa üstü olayları konu alsa da "korku" demek çok da doğru olmayacaktır.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
