- yaşam kalitesi ve gelir düzeyi yüksek, orantılı olarak da yüksek standartlarda hayatlarını idame ettiren, bir bakıma lüks hayat süren topluluktur **. güzel memleketimde ise geliri ve yaşak kalitesi yüksek olmasa da herkes sosyete maşallah *
- mankenlerimizin bir parçası olmak için ellerinden geleni ardlarına koymadıklarını, gayretlerini gizlemedikleri ama yine de tam anlamı ile giremedikleri camia.
- türkiye'nin kaymak tabakası.. kendilerine özgü dergileri falan vardır ama bu insanların yaşamı memleketimin acı gerçeklerine nazaran milleti neden bu kadar ilgilendiriyor bilen var mıdır..sosyolojik vakadır. kafanızı çevirseniz onlara çarparsınız. medya tarafından bunlarlar ilgili bir bombardıman vardır. kirlenmemek zordur.
-
fransızca kökenli kelime. ingilizcesi society. aslında toplum, topluluk, cemiyet anlamlarına gelir.
ama elbette ki bu yıllardan beri nasıl anladığımıza mani olmak zorunda değildir. fakat siz yine de (bkz: toplum)
- her zengin sosyeteye mensup değildir. her görgüsüz de sosyetenin içinde dahî doğmuş olsa yine sosyete değildir. asâlet, görgü, kibarlık, zarâfet, nezâket ve bilhassa da alçakgönüllülük isteyen bir seviyeye sosyete denir. sosyetenin zengin olması şart da değildir.
şimdikilerin çok çok azı sosyete denebilecek durumdadır ve zaten onların sesleri çıkmaz.
çünkü, asil azmaz, bal kokmaz. kokarsa yağ kokar, çünkü aslı ayrandır efendim.
- toplumdaki variyat piramidinin en sivri noktasındaki camiaya verilen addır...
- güzel bir şiirle anlayalım bu sosyeteyi istedim, çok eğlenceli bir şiir.
kurulmuş masalar sosyete işi,
her gelen oturdu bin bir poz ile,
olsaydı ortada anamın aşı,
doyardı şu karnım belki haz ile.
bir sohbet başladı şubattan, marttan,
konçerto dinledik bach'dan, mozart'tan,
hiç haberim yoktu böyle bir şarttan,
yenirmiş yemekler meğer caz ile.
bıçaklar sağ ele, çatallar sola,
İcat edenlerin gözü kör ola,
her lokmadan sonra bir saat mola,
kimsenin işi yok burda hız ile.
çatalın ucuyla aldı tabaktan,
silmedi boyayı pembe dudaktan,
değmeden geçirdi dilden, damaktan,
hap yutuyor sanki hanım doz ile.
boğazım yandı da dilim küçüldü,
sinirler gerildi, damar açıldı,
gözlerimden sanki ateş saçıldı,
yutunca viskiyi birden buz ile.
keser iken kucak kucak odunu,
kesemedim burda tavuk budunu,
dalga geçti erkek ile kadını,
dürtüp birbirine şöyle diz ile.
rasim der ki, beni kimler getirdi,
ben yemedim, yemek beni bitirdi,
bütün kazancımı aldı götürdü,
ödenmezmiş hesap burda az ile.
rasim köroğlu
- fransızlar haute société,ingilizler high society,türkler şıngır mıngır sosyete der.
*
- biyoloji terimi olarak; gerçek hayvan topluluğu da denilen, belirli bir alanda yaşayan ve aralarında iş bölümü ve iş birliği bulunan aynı tür hayvan gruplarına denir. sosyetelerde bir lider bulunur, kurtlarda olduğu gibi. sosyetelerde rekabetin olmadığı kabul edilir genel anlamda, ama liderlik mücadelesi ve eş seçimi için mücadele hep vardır.
sosyetelerde hiyerarşi de vardır, yani eşitlik yoktur. güçlünün güçsüzü ezebileceği gibi, karar vermek için hayvanlar liderden sonra sınıf sınıf söz söyleme haklarına sahiptirler. sonra aralarında haberleşme vardır, mesela çölde yaşayan bir memeli hayvan cinsi var adını bilmiyorum, böyle atmaca falan görününce viyik viyik seslerle uyarıyorlar birbirlerini. veya karınca zehirleri hiç işe yaramaz genelde çünkü aralarından birinin öldüğünü gören karıncalar birbirlerini uyarırlar.
bir de arı, karınca, termit gibi sosyetelerde görevlere göre farklılaşmalar görülür, kraliçe arı, erkek arı, işçi arı arasındaki farklar gibi. tüm bunlar hiyerarşiyi korumak ve görevlerin düzenli şekilde yürümesini kontrol etmek içindir.
Vampircik - 2005 - 2015
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.
sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.
