american beauty'nin oscar odullu senaristi alan ball'in yarattigi tv tarihinin gordugu en basarili dizilerden biri.
cenaze evi sahibi fisher ailesi'nin sorunlu fertlerinin hayatlarini anlatir. her bolumun basinda biri olur ve o bolum boyunca olumun cevresinde donen yasamlar ekrana getirilir.
olumden ve hayattan bahsetmek zordur cunku kliseler elinizi kolunuz baglar, soylenen onca seyden farkli olarak neyiniz olabilir? tekrara dusmemek icin evire cevire, evrile cevrile, sacmalamaktan kurtulamayabilirsiniz.
burada alan ball'in dehasi devreye girer, o herkesten baska, soylenmeyeni soylemek gibi bir derde dusmez, o aslolanla ilglenir, herkes olur, bununla basa cikmayi ogrenin, olum oyle mistik, kutsal, kotu, korkunc degildir, olum bir cenaze evinde yasayanlar icin, hayatlarini kazandiklari, yasamlarini dayandirdiklari seydir, bu kadar basittir.
olum herkesin bir gun tanisacagi, hayatin diger yuzudur.
hayatsa bir tercihler butundur, fingirdek bir afro amerikan'dir, olumun efendisi ve metresidir, hayat sizin ona kattiginiz anlam kadardir. farkli olmak icin, fark yaratmak icin cabalarken, elinizden kayip gidendir.
amerika'da son sezonu yayimlandi ve dizi sona erdi, turkiye'de ise 2. sezonu gecen pazar yayimlanan bolumle sona erdi. 3.sezon bu pazar 23.00'da basliyor.
sıradan hayatlar altında yatan nevroz. bilinenin sadece görünürden ibaret olduğu, bizden uzak görünen lakin bizden olanı derinlemesine inceleyerek yansıtan cnbc-e cesareti ve rtük sansürü ile izlediğimiz şahane dizi. var mıdır böyle diyaloglar yazabilen; böyle dizi yapabilen, yapabilecek cesareti olan...
eşcinsel temaları da abartmasalar da daha bi zevkle izlesek dediğimiz, cnbce tarafından gecenin geçsaatlerinde yayınlanan dizi. ilk bölümünden belliydi iyi dizi olduğu. yeni yayın döneminde de yayınlarlar umarım, ben seyredemesem de seyreden bulunur herhalde.
my family just couldn't wait, i should have seen it coming
what a nice conspiracy, what a nice suprise
but now it's all too late
i am six feet under, it's so very hard to breath
my family, they put me here in a coffin made of glass
so i can see them in thier glory or they can see me in my misery
they're standing all around my grave
six feet under, i'm in a coffin made of glass
six feet under, it's so very hard to breath
six feet under, i'm in a coffin made of glass
six feet under, it's so very hard to breath
my hands are turning blue
while my nails are turning to red
looking up into faces of greed
i'm sweating cold and white with fear
sinister smiles upon thier lips
one of them is waving me goodbye
i am six feet under, it's so very hard to breath
my lovely sister is laughing at me, i cannot hear but i can see
now she is kicking soil into my face
i swear i will return to haunt her
six feet under, i'm in a coffin made of glass
six feet under, it's so very hard to breath
my hands are turning blue
while my nails are turning to red
hbo kanalı tarafından hazırlanan ve şu an 5nci sezonu oynayan inanılmaz kalitedeki dizi. en önemli özelliklerinde biri her bölümünün ayrı bir yönetmen tarafından çekilmesidir. konusu kısaca; bir cenaze evi işleten 4 kişilik bir aileden yola çıkarak, dünya, ahiret ve insan ilişkisini anlatır. ayrıca izlerken "vay be" leri tekrar ettiren kaliteli bir yapımdır. her karakteri özenle ve birbirinden farklı olarak yaratılmış, geçsaatte bizi uykusuz bırakan entertainment.
earth is a graveyard der lisa 4. sezonun acilisi bolumunde, insanlik tarihinin ozetini gecer yani, dunya, uzerinde yasadigimiz toprak, su mezarliktir aslinda, milyonlarca yildir oluleri alir icine. bu tip replikleri barindirir bu dizi.
nate: what happened? why are you here?
brenda: i think that i just can't change..
nate: ..?
brenda: i think that i can't live this pretty little normal life.
nate: me too..
her bölümünün başında; cenaze töreni yapılacak olan kişinin nasıl öldüğüne dair yaklaşık 3 dakikalık bir hikaye ve bu 3 dakika sonunda kişinin ismi, doğum-ölüm tarihi gibi bilgileri bulunan, söz konusu ölümlerin bir hayli farklı ve ilginç olmalarından ötürü başını kaçırdığımda kendimi eksik hissettiren hbo dizisi.
tekrar ediyorum; en kaliteli cnbce dizisi.
dizinin çok yaratıcı bir bina reklamı vardır, diyar ile paylaşmak isterim;
ayrıca; satışta olan ve gördüğümde ağzımdan sular akıtan, tüm sezonlarını içeren bir dvdsi vardır; öğrenciye zarardır, ilk maaşla alınasıdır! *
olanca titizliğe rağmen bu tanım minimum dozda spoiler barındırabilir.
bilmem ki nereden başlasam bu diziyi anlatmaya..finale yaklaşırken yaşadığım iç burukluğu oldukça ağır basıyor. ne de olsa 3 yıl boyunca neredeyse her pazar fisher ailesine konuk oldum. Öncelikle söylemeliyim ki bu kadar güçlü bir drama dizisi çekilmedi ve bence çekilmeyecek de. "en iyi film daha çekilmemiş olan filmdir" felsefesine sahip olmam da bu fikrimi değiştirmiyor. bir kere kurgu o kadar gerçek ki, dizi size hayatınızda gerçekleşen ummadığınız olayları ve bunların tekrar başınıza gelme ihtimalini sık sık yüzünüze bir tokat gibi vuruyor. alttan alta "gül, eğlen ama günün birinde öleceksin" mesajı kafanın bir yerlerine ilişiveriyor. karakterlerin hepsi özünde bu bilgiyle baş etmeye çabalıyor. bu karamsarlık dozu o kadar iyi ayarlanmış ki zaman zaman sıradan, gündelik, hatta neşeli mevzular daha dikkat çekici oluyor. diziyi güçlü kılan da zaten bu. hayat ne sadece karamsarlıktan ne de gülüp eğlenmekten ibaret. ne olursa olsun dizinin dönüp dolaşıp geldiği yer ölüm teması. 5. sezonun sondan dördüncü bölümü "ecotone"(vahşi hayatla modern uygarlığın çakıştığı alan anlamına gelir.) buna en iyi kanıt. Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir? dizide sık sık karşılaştığımız halüsinasyonvari sahneler ve rüyalar karakterlerin çoğunlukla geçmiş yaşantılarıyla ve bazen de bugün ile olan çıkmazlarından dem vuruyor. ailedeki baba figürü her şekilde varlığını hissettiriyor. bir hayalet gibi her karakterin zihninde dolanıyor. bir sorunla mücadele ederken, her karakter bu hayalete danışıyor ve çıkış yolunu ondan bekliyor. anlıyoruz ki dizinin en güçlü, ayağı en yere basan karakteri baba ve ironiye bakın ki o da ölü..
İllaki bir başrol olacaksa bu da sanırım nate jr. sürekli dingin ve huzur bir yaşam arayışı içerisinde. fakat hayat yollarını öyle bir şekilde tıkamış ki bunun için mücadele edecek gücü kendinde bulamıyor. garip bir cinayete kurban giden, kızının annesi ve eski karısı olan lisa'nın eniştesiyle olan ilişkisini öğreniyor ve sonunda katilin enişte olduğu ortaya çıkıyor. enişte, bunun anlaşılması üzerine kendini vuruyor. yaşadığı bu travmatik olayların sonunda geleneksel kadını simgeleyen maggie ve sorunları hiç bitmeyen brenda arasında bir seçim yapıyor. belki de en talihsiz karakter.
dizinin teknik yönü üzerine söylenebilecek fazla bir şey yok aslında. sıradan bir sinema filminden bile nitelikli ve doğal ışık kullanımları, içeriği güçlendiren fotoğraf karesi titizliğinde kadrajlar, şaheser niteliğinde bir jenerik ve karakterlerin nefes aldıklarını hissettiren oyunculuklar..."six feet under" her yönden televizyon tarihinin en iyilerinden. Dizinin resmi sitesi: http://www.hbo.com/sixfeetunder/
not: güçlü olmayan ve ölümüyle yüzleşememiş bünyelere önerilmez.
not2: aslında bu dizi bunu başarmak için atılabilecek ufak bir adım da sayılabilir.
bu geceki yani, finalden 2 önceki bölümünde; nate jr. fisher'ın toprağa verilişi esnasında okunması için seçtiği mevlana'nın kasidelerinden biri ve seçtiği gömülme şekli ile 5 sezondur diziye hakim olan hristiyan geleneklerini bir çırpıda sildirip 5 üzerinden 5 olan notunu 5 üzerinden 6'ya 7'ye hatta 10'a çıkarmış sanat eseridir. *
abisinin ölümüyle yıkılan claire cenaze töreni için herkes gibi dışını siyahlara bürüyememiştir.
david: you could have dressed!
claire: i couldn't..
david: the rest of us managed.
claire: then the rest of you win...
Amerika'lı death metal grubudur. Grubun elemanları; vocal (chris barnes), bass (terry butler), gitar (steve swanson), davul (greg gall) oluşmaktadır. grup ilk basamağını 1995 yılında (haunted) albümü ile atmıştır. Daha sonrası 1996'da
(ep) alive and dead, 1997 warpath, 1999 maximum violence, 2000 graveyard classics, 2001 true carnage, 2002 double dead (2cd live), 2003 bringer of blood, 2004 graveyard classics 2, 2005 (13) ve son albümü olan commandment (2007) albümlerini çıkarmıştır. Albüm kapaklarının çoğunda kurukafa resimleri vardır. Uzun süre dinlerseniz sizde o albüm kapaklarındaki kurukafalara dönüşebilirsiniz:))
dizinin everybody's waiting isimli final bölümünün son 6 dakikasında, sia'nın breathe me şarkısına çektikleri klip tadında görüntülerle "bir final bölümü nasıl bitirilir" gösterdiler.
ne heroes, ne how i met your mother, ne scrubs, ne karşılaştığım herkesin izlediği lost, ne de diğerleri... olmuyor, ne kadar istesem de hiçbirini zevkle, şevkle izleyemiyorum artık. six feet under öyle bir dizi ki; dizi kavramını tamamen eline aldı ve bırakmıyor. karakterleri öyle güçlü ki diğer dizi karakterlerini görüğümde gözümün önüne ruth geliyor, nate geliyor, claire geliyor, brenda geliyor...
dizi ve karakterler hakkında girdiğim birbirinden alakasız tanımları görünce aklıma belki çok klişe olacak ama aklıam tek şey geliyor; "anlatılmaz yaşanır".
bu nedenle izleyin arkadaşlar!, günde 20 bölüm izleyerek tüketilen lost ya da zap yaparken karşılaştığınız herhangi bir dizi gibi değil; üzerinde saatlerce düşünebileceğiniz , hayatınızı yönlendirebileceği ihtimali bulunan bir dizi gibi yani değer vererek izleyiniz...
nate'in finalde söylediği gibi;
you can't take a picture of this, it's already gone.
Hem iç karartıcı, hem çoşkunluk verici,
war machine coveri şahanedir, kiss'den çok daha güzel söylemişlerdir,
brutal vokaller güçlüdür death metal denince onlar başka anımsanır.
Buda benim en sevdiğim parçaları ;
And the end begins
Slaughter
Time of humans end
Terminated
Enter bowels of hell
Curl up and die
Cowarding-controlled
You are nothing
You will fear thee
Plague of zombies
Curse of the living
Lost a world of pleasure
Now here comes the torture
Murderers and killers
Once your friends
And neighbors
Rising from the grave
Writhing in pain
I want to eat your brain
We're rising from the grave
Burnig fires
Homes and cities
Torn to shit from
War and poverty
Overcrowding led to killing
Decaying bodies left unburied
Crimson famine kept on spreading
Breeding ignorance
Declining populace
The day the dead walked
Apocalypse
The day the dead walked
The armageddon
The day the dead walked
Apocalypse
The day the dead walked
Rising from the grave
Writhing in pain
I want to eat your brain
We're rising from the grave
cnbc e de çıkardı da hiç izlemezdim. hakkında yazılanları görünce merak ettim, izlenebilitesi var sanırım. ama o da ne; bizim dexter, michael c. hall da bu dizinin kadrosunda. hem de bir gay:( videosunu buldum da, çok şaşırmakla birlikte paylaşamam burada:) hiç yakıştıramadım sana dextercığım, gay barda rol icabı da olsa sen ne öpüşürsün erkeklerle, top musun olm sen?
Bugüne kadar izlediğiniz bütün dizileri düşünün. İyi olduklarını düşündüklerinizi ayırın. Sonra, iyi olduklarını düşündüklerinize verdiğiniz puanları toplayın. Heh, bulduğunuz bu puan, Six Feet Under'ı nitelemek için yetmeyecektir.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.