salih bozok

    *Salih Bozok, (1881 Selanik - 25 Nisan 1941 İstanbul) Türk asker, Atatürk'ün yaveri ve milletvekili.

    1881'de Selanik'de doğdu. Mustafa Kemal'in mahalle ve okuldan arkadaşı, yaşça da akranıydı. Harp Okulunu aynı yıl bitirdiler. Salih Efendi jandarma sınıfına seçildi, Mustafa Kemal ise Akademiye devam ederek kurmay oldu. Mustafa Kemal Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçmeden önce ve Suriye Cephesi'nde bulunduğu sırada Salih Efendi'yi başyaver olarak yanına getirtti. Sürekli beraberlik böyle başladı. Mustafa Kemal Meclis Başkanı iken Meclis Başkanlığı Yaverliği, Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı seçildikten sonra Cumhurbaşkanlığı Yaverliği yaptı. Atatürk'ün ölümü üzerine, "Başkomutan yaversiz gidemez!" diyerek uzun süredir planladığı gibi kalbine kurşun sıkarak intihar teşebbüsünde bulunmuştur. Kurşunun kalbini sıyırması nedeniyle hayatta kalmayı başarmıştır. Atatürksüz geçen kısa yaşamında milletvekilliği yapmış, 25 Nisan 1941'de vefat etmiştir.

    Salih Bey yarbaylıktan emekliye ayrıldıktan ve TBMM 2. Dönem'de (o dönemdeki adı Bozok olan Yozgat'tan) milletvekili seçildikten sonra da Mustafa Kemal'in yakınında kaldı. 1939 yılına kadar Yozgat ve en son olarak Bilecik milletvekili seçildi.

    wikipedi'dan alıntıdır.
    (14.09.2010 04:26)

sen şoförsün

    eski zamanlarda* ortaya çıktığını düşündüğüm söz. garanti iş yok, garanti para yok. vermezler tabi kızı şoför parçasına.
    (14.09.2010 02:49)

vampircik sözlük için ne dediler

nihat doğan

    şeref koltuğuna oturduğunu duyunca derdin düşüncelere dalmama sebep olan insan evladı. ama düşününce de, **milletçe alakasız insanları şeref koltuğuna oturtmaya alıştığımız için pek koymayan bir durum.
    (14.09.2010 02:34)

vampircik sözlük nasıl

    yavaş.
    (14.09.2010 01:14)

erol atar

    çeşme'de çalıştığım otele gelmiş ve birkaç gün kalmış kişi. ilk izlenim olarak; yanında gezdirdiği iki tane bebek yüzlü elemanı anlamış değilim. zaten hali hareketleri bi garip. kime sorduysam bi gaylik durumu sözkonusu olduğunu söyledi. onlara hak vermeden geçemeyeceğim ne yalan söyleyeyim. ama her şeye rağmen muhabbeti hoş insan. izmir'de yolum düşerse evinde misafir edebileceğini söyledi kendisi. çok mutlu oldum* *

    fotoğrafçılığı da tamamen bırakmış kendileri. sıkıntı istemiyormuş artıkın..*
    (22.08.2010 23:22)

bu dünya bir pencere

    antalya kaleiçi'nde bir sokak grubundan dinledim bu türküyü. * ilk dinleyişimde hayran kaldığım birkaç türküden birisi oldu. yazın antalya'ya gittiğimde videolarını çekmeyi planlıyorum. umarım hala bıraktığım gibi müzik yapıyor olurlar.*
    (30.04.2010 14:39)

whyyyyy

    sen ve ben, yine..

    sonunun sonunun nereye varacağını bir türlü kestiremediğimiz, biz..

    dönüp dolaşıp birbirimizi bulmamız garip mi, güzel mi, korkutucu mu karar veremedim hiç.. bu sefer de öyle oldu. kararsızım. ama emin olduğum teş key var, iyi ki sen varsın.. şunu biliyorum ki, seni tanıdığım ilk andan beri, hayatımda olmadığın her saniye bir şeyler eksik bende. o yüzden hiçkimse ve hiçbir şey dolduramadı senin gidişinle dolan boşluğu. hiçkimse acıtamadı canımı, senin hayatımdan gittiğinde oluşan acı kadar..

    kafamdan geçenleri kelimelere dökmeye korktum uzunca bir süre. yüzleşemedim boş sayfalarla. kalemi elime alıp sana birşeyler yazmaktan korktum. çünkü bazen öyle zamanlar oldu ki içimden geçenler senin canını acıtacaktı. senin canını acıtan cümleler benim yaralarımı deşecekti. canımın onca zaman acımasına rağmen, canını yakmaktan korktum, yine..

    ama yine buradasın. yüzünü her istediğimde göremiyor olsam da, kokunu alamıyor olsam da yanıbaşımda, çok uzakta olsan da benden, buradasın..

    sana ulaşabilmek için, tekrardan her şeyiyle biz olabilmek için, tek bir şansımın kaldığının farkındayım. aslında senden bunu isteyecek olmam, dışarıdan bakıldığında büyük bir bencillik.. bir kişiye, hayatının geri kalanını etkileyecek bi karar verirken karışamam. ama söz konusu sen olunca, şansımı sonuna kadar denemem gerektiğini söylemekte içimdeki ses.. ve ben uzunca bir zamandır o sesi dinliyorum.

    bu yaz her şeyin bitebileceği ya da her şeyin yeniden başlayabileceği bir zaman dilimi olacak. ve ben heyecanla bekliyorum bu yazı.. halbuki yazdan nefret ederim, bilirsin..

    17.02.2010 02.58
    (18.03.2010 21:11)

gülgün

    (bkz: gülo)
    (19.02.2010 18:13)

allah diye bağıran ordu

düş düşkünü

whyyyyy

diyardakilerin blogları

facebook okey

    hayatımda gördüğüm en dangalak, en manasız, en gerzek, en en enenene...* mekan*

    adamlar msn'i bırakıp okey uygulamasına geçmişler sohbet için. be hey dürzü! sohbet edeceksen git messenger kullan vs. kullan.

    oyuna giriyorsunuz efendim, bir masa seçiyorsunuz falan derken sağdan bir yazı görünüyor baloncuk içinde "dolu"..

    valla mı?

    bana pek bi boş gibi geldi halbuki.

    alacaksın abi ıstakayı, kafasında kıracaksın bu denyoların.

    ***
    (20.09.2009 04:14)

profesyonel istanbul çocuğu

    profesyonel izmir çocuğu versiyonunu da duymuştum bunun. kastırma bi tanımlama olup, asıl amacı; piç kelimesini kendilerine yakıştıran vatandaşların, direkt olarak* kullanmayıp, baş harfleriyle belirtmeye çalışmalarıdır. örneğin:

    +piç lan bu çocuk. vallahi bak. acayip zeki, zehir gibi aklı var.. vs vs.

    (bkz: piç)
    (12.09.2009 03:52)

sayfa: 1-2-3-4...-12

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.