gilgalad

    hşşt... bana ordan içine keyif katılmış orta şekerli bir fincan huzur. uygun mudur azizim? uygundur uygun... yanında size çıkarsızca verecek hep bir parça huzur bulunur. acı vardır; hüzün vardır; sevgi, paylaşım, huzur vardır... öyle ki toplayın tüm duyguları bir buket çiçek yapın, sonra ona bakın ve görün ki pek denkler birbirine. bugün zat-ı muhterem şahsına bu söylemler ilişmiş, yarın daha başkası, sonra daha başkası, pek değişken ve de pek sabit ve işte yaşamdan istifa etmeye niyetli olmayan insandır kendileri şimdilik.
    (23.06.2006 22:53)

kürk mantolu madonna

    sabahattin ali nin ortaya koyduğu, birçoklarımızın başucu eseri olmaya aday, etrafta maria puder ler görmeye can atan yaratıklar türetmiş, raif beyin baş ucunda ağlanası bir hissi içinize salan, biraz dostoyevski esintilerini içinde barındıran, sabahattin ali nin gözlem gücüne insanı hayran bırakan nadide bir edebi eser.

    eseri size bir parça koklatmak için; okumadıysanız sizi en yakın kitapçı ya da kütüphaneye çağırmak için, okuduysanız anıları tazelemek için, ve ola ki yarım bıraktıysanız sizi pişman etmek için: buyrun efendim, kitaptan birkaçparça:

    "muhakkak ki bütün insanların birer ruhu vardı, ancak birçoğu bunun farkında değildi ve gene farkında olmadan geldikleri yere gidecekti. bir ruh ancak bir benzerini bulduğu zaman ve bize, bizim aklımıza, hesaplarımıza danışmaya lüzum bile görmeden, meydana çıkıyordu... biz ancak o zaman sahiden yaşamaya -ruhumuzla yaşamaya- başlıyorduk. o zaman bütün tereddütler, hicaplar bir tarafa bırakılıyor, ruhlar birbirleriyle kucaklaşmak için her şeyi çiğneyerek, birbirine koşuyordu."

    "içimde hep o boşluk var... daha da büyümüş olarak... ne yapalım? kabahat sende değil... sana aşık değilim. halbuki dünyada sana aşık olmam icap ettiğini, sana da aşık olmadıktan sonra hiçkimseyi sevemeyeceğimi, bütün ümitlerimi terk etmek lazım geleceğini gayet iyi biliyorum... fakat elimde değil... demek ki, ben böyleyim... bunu olduğu gibi kabullenmekten başka çare yok..."

    "insanlar birbirlerini tanımanın ne kadar güçolduğunu bildikleri için bu zahmetli işe teşebbüs etmektense, körler gibi rastgele dolaşmayı ve ancak çarpıştıkça birbirlerinin mevcudiyetinden haberdar olmayı seçiyorlardı."

    "zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."

    "hayatta yalnız kalmanın esas olduğunu hala kabul edemiyor musunuz? bütün yakınlaşmalar, bütün birleşmeler yalancıdır. insanlar ancak muayyen bir hadde kadar birbirlerine sokulabilirler, üst tarafını uydururlar ve günün birinde hatalarını anlayınca, yeislerinden her şeyi bırakıp giderler."
    (23.06.2006 22:43)

ain t no sunshine

    aşkın doruklarına tırmanırken karanlık bir odada dinlendiğinde, seçici geçirgenliğini yok ettiği hücrelerinize duygu keşmekeşini göndermesi muhtemel , otis redding in de seslendirerek çok iyi ettiği eşsiz şarkı.
    (15.06.2006 23:38)

fyodor mihailovic dostoyevski

    1821 yılında anne rahminden dünya denilen garipsenesi mefhuma geçiş yapmış, annesini kaybetmesi ve bir iki yıl sonra babasının öldürülmesi ardından gençyaşta sara hastalığına yakalanan ve bu hastalıklı bedeninin etkilerini ruhunda ve de dolayısıyla ileride de yapıtlarında da yaşatmış olan, edebiyata balzac ın bir eserini rusçaya çevirerek adım atan, 1845 yılında insancıklar ı yazmaya başlayarak yazarlığa da merhaba diyen, kalıcılığı şüphe götürmez suçve ceza, yeraltından notlar, budala , karamazov kardeşler gibi edebiyat dünyasına damgasını vurmuş eserler kaleme almış ve bu yapıtları sayesinde birçok yazarın kendisinden etkilenmesini sağlamış, belki de edebiyat için bir dönüm noktası teşkil edebilecek, okurların çoğu kez favori yazar şanını elinde bulunduran saygı duyulası buhranların en hakiki yazarı belki de tutunamayan hastalıklı yazarların başı olan nadide yazar.
    (15.06.2006 23:21)

sayfa: 1-2-3

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.