colin maclaurin

    iskoçyalı matematikçi (1698 - 1746)



    (13.02.2010 21:33)

şehir fotoğrafları

    fotoğrraf sanatının şehirlerde uygulanarak sergiye dökülmüş hali...
    (13.02.2010 21:28)

transfer ruhlar

    bonservisi elinde olan ruhlardır...
    (13.02.2010 21:26)

asteriks bankacılara karşı

    galyalıların yüksek faizli kresi veren roma bankalarıa karşı verdikleri amansız mücadele...
    (13.02.2010 21:25)

koster

    kıyı boyunca seyreden yük ticaret gemisi...
    (13.02.2010 21:22)

where did your heart go

    1986 çıkışlı bir wham şarkısı...


    i spend my nights down on the wharf
    in unlit alleyways
    by the church downtown
    where sally prays
    come down sometime
    we'll share a rusty can of corn...
    and listen to the radio
    i love you, i love you, it says...

    where did your heart go
    did you put it on a train
    did you leave it in the rain
    or down in mexico

    you cry, but i don't know
    i've heard it all before
    there it goes again, the slamming of the door
    sometimes the river calls me
    and at night it calls my name
    says "put your troubles down beside me"
    things have always been the same...

    and rock 'n' roll won't teach me
    what the river said that night
    i jumped into this beauty
    and drifted out of sight...

    where did your heart go
    did you put it on a train
    did you leave it in the rain
    or down in mexico?
    (13.02.2010 21:18)

6 mayıs 2007 blind guardian istanbul konseri

real a lie

    auf der maur şarkısı...


    so free and so far, so aroused
    so alone I try to find the lie,
    that lies beneath you, I try
    like a wave, I'm self-acclaimed

    real a lie, you're truly mine
    i am that kind, living blind
    real a lie, I am that kind
    living blind, for a lie

    behind closed doors your folded blind,
    you're truly mine, from behind
    closed doors you meet me,
    like a wave, I'm self-acclaimed

    real a lie, you're truly mine
    i am that kind, living blind
    real a lie, I am that kind
    living blind, for a lie

    deep and so far, low down
    growing green, far above the waves
    got a lie, you and I
    wave, wave, wave

    doo doo doo doo
    (13.02.2010 21:10)

enverziyon

    alçak kesimlerde hava sıcaklığı yüksek iken yüksek yerlerde hava sıcaklığının düşük olması gerektiği halde yüksek olması durumu.

    yani:

    eğer bir gün şehrin sıcak havası beyin damarlarınızı esnetip size dağ tepe havası alma hissiyatı doğurursa, dağa çıkıp piknik eylerken havanın şeghirden daha sıcak oluu ile daha da yükseklere çıkma isteğinizin artmasıdır. netekim daha yüksekte kurtlar çakallar vardır, bir halt edemezsiniz...
    (30.01.2010 01:56)

dikmen

    (bkz: #159714)

    bu tanımdan iki buçuk yıl sonra...

    "vay!... trans! baba n'ber?.. bizim bu bordro işi vardı..."

    onca zamanda geldiğim yerin özeti bu cümle değil tabiki. ama bu sıralar bu cümleyi sık sık duyuyorum. üstelik çalıştığım kurumun para işeriyle zaerre alakam olmadığı halde.

    o zaman şöyle anlatmalı: iki buçuk sene önce sadece bir sırt çantası ile bu şans çukuruna adım atan saftirik bir çocuk vardı ya, şimdi onu tanımayan, bilmeyen yok. yol gözlerken yolugözlenen olmanın dayanılmaz hazzının yaşarken bir yandan, poposu gökyüzüne yükselmeye endekslenen bir insanın kan ağrıları var içimde.

    her gün değişik bir hikaye ile karşılaşıyorum burada. kadim dostum yatılı okul öğretmenleri ve çevre halkının anlattıkları ile bir acayip dünyanın içinde sürüklenmeye devam ediyorum. bir buçuk yılı aşkın bir zaman dilimi içinde kaldığım bu ilçede gördüklerim anlatacaklarıımn teminatıdır.

    değişmeyen tek şey bu ilçede nüfusun giderek azalmasıdır. artık karıdaki tabelada nüfus 1000 yazmakta ve ilçelikten düşürmemek için buraları dönemin belediye başkanı çevre köyleri ilçe sınırına katmak niyetinde referanduma kadr götüdü işi. eskiden sessizlikten yakınan bu yerlerde şimdilerde hidroelektrik santralinin inşaat sesleri yankılanıyor. bir senedir sürekli elektrikler gidiyor. iş makinelarını taşıyan kamyonlar zaten yeterince berbat olan yolları iyice telef ediyor. ulaşım giderek imkansızlaşıyor. hidroelektrik santrlinin akamayan bir çay üzerine iki ayak olarak inşaa edildiğini ve gelecekte sinop'a kurulacak nükleer santrale elektrik enerjisi sağlama amacı olduğunu hesaba katarsak eğer hiç bir şey güzele yanaşmıyor bile diyebiliriz.

    bir buçuk sene içerisinde iki kış gördüm ben kapısında kar kürediğim. iki yıl içinde soğuğun iliklere işlemesi durumuna bire bir maruz kaldım. insanlarının ne kadr soğuk ve belaya meyilli olduklarını gördüm. cinayetler, ensist ilişkiler, saçma sapan siyasi gerginlikler, kraldan çok kralcılar, yalakalar, direnemeyenler, topilciler, sağcılar, bir elin parmağını geçmeyecek kadar solcu, sözünden dönenler, seçim oyunları, rüşvet teklifleri... işin özü... iki buçuk sene içinde çok büyüdüm ben. kendince devlet erkanın tutum ve davranışlarını en iyi, genele vurunca ise kötü sergileyen bu ilçenin insanları o topraklara şans eseri düşen ben gibilere sadece hayatı en cahil yönlerinden ders çıkararak öğretiyorlar. ayrıntıya girmeye gerek yok ama ankara'nın dikmen'i için söylenen lafın asıl sahibi burası bence.

    kayışı koparmaya ramak kalmıştı ki, elimdeki son alternatifi değerlendirerek kurtarılmış bölge olan gerze ilçesine yerleştim. ben bir sahil kasabası insanıyım artık. içimin dünyaya darıldığı zamanlarda iskelede pinekler rüzgara karşı şiir söylerim. tek sorun ise mesai saatleri içinde dikmen'e geri dönüyor olmam.

    sosyal faaliyet alanları inşaa ediliyor dikmen'e. geçen yıl bir halı saha yapıldı. bir sene içinde dikmen nüfusunu bir defada içine alacak büyüklükte bir kapalı spor salonu yapılacak. bir kez daha anladım. devletin gücünü ardına alanın ölü yatırım yapma damarı mutlaka kabarıyor. iş imkanı olmayan ve inatla göç veren bir ilçeye yapılan bu çalışmaların nafile olduğunu neden kimse kabullenmiyor ben anlamadım. bence bu çalışmalar içinde en akıllıcası bayan kuaförü ve internet kafe gibi bağlayıcı olanlar. neden her seferinde en büyüğünü düşünmek zorundayız bilemedim bir türlü.

    bu sene sonunda iki köy okulu ve eğer gereği kadar öğrenci taşınmazsa bir adet yatılı okulu kapatıyoruz. telaşlanacak bir şey yok. yatılı okulun yatılı kısmı kapanıyor sadece. o koca yatakhaneli bine bir daha açılmamak üzere kilitlenecek. üzülmemek mümkün değil...

    bu satırları ise ben nihayet hasta olmayı başarmış bir bünyeye sahip olarak soğuk ve aşırı karlı bir kış gününde yazıyorum. başımı kaldırıp denize yağan karı izliyorum bazen.* iki buçuk sende dikmen ilçesinde olup bitenin kabaca ve transkripsion'ca özetidir bu yazanlar. daha fazlasını öğrenmek için lütfen şahsen şahsıma başvurun!..

    transkripsion sinop, gerze'den bildirdi.
    (27.01.2010 17:10)

takdir belgesi

    sadece öğrenci iken değil, kamu kuruluşunda çalışan bir devlet memuru iken de alınması muhtemel başarı belgesidir...

    söz konusu belgeye laik görülen memur için bağlı olduğu kurum bir üst makama belge alabilmesi için teklif götürür. üst makam tarafından yapıllan değerlendirme sonucu ilgili belge hak edeninne tebliğ tebellüğ edilir...

    örnekleyeyim:

    ben deniz taşra teşkilatında çalışan mazbut bir memurum. varsayalım devyasa müthiş sonuçlara yol açmış bir çalışma yaptım, göz alıcı ve nitelikli bir etkinlik sergiledim, kurum amirlerim tarafından resmen tebliğ edilen bir görevi azim ve kararlılıkla yerine getirdim, belgeyi bana layık görecek üst makamın amirinin tayin öncesi kıyağına denk geldim veya siyasal görüşler doğrultusunda bütün bir yıl götü devirip yatsam bile göz önünde sevilen biri oldum... bunlardan sadece biri ile bağlı olduğum müdürlüğün ikinci sicil amiri olan ilçe milli eğitim müdürü beni bu belgeyealyık gördü diyelim. müdürüm konu ile ilgili isteklerini resmi bir yazı ile bağlı olduğu kaymakamlığa gönderir. kaymakam ise uygun gördüğünde belge adıma düzenlenerek tarafıma verilir...

    tabi sadece kaymakakmlık makamları bu belgeyi vermeye yetkili değilllerdir. kaymakamlık takdir belgesi veren en alt kurumlardır. kaymakamlıklara denk ve üst tüm kurumlar bünyelerinde çalışan memurlarına bu gelgeden verebilmektedirler....

    takdir belgeleri devlet memurlarının kademe ielrlemelerinde ve görevde yükselmelerinde işlerini kolaylaştırırlar...

    edit: örnekleme kısmen gerçektir. gerçek kurum ve kuruluşlarla alakası yoktur*
    (23.09.2009 22:15)

metro turizm

    hadi meraklısı da değilim de, kadın erkek yan yana oturtmamak için ellerinden gelen çabayı sarfeden muavin, host vb. mürettebatı barıdıran firma. ayda en az 2 defa seyahat ederim ben bu firma ile. çünkü gittiğim yere başka bir firmanın otobüsü gitmemektedir. bu seyahatler sırasında ağzına kadar dolumuş ve hatta yolun bir kısmını ayakta gitmek zorunda kalan insanların bulunduğu gergin bir yolculuk öncesi bana bi karşı cins ile yan yana koltuk vermişler. bu sığ beyinli arkadaş türevleri bir bana bakıyor, bir kıza, bir koltuğa. siz beraber gidemezsiniz diyorlar. neden diyorum. ben erkekmişim cevabıını alıyorum. hani şimdi gururlansan mı yoksa sinirlensem mi anlamadım. yol boyunca o kalabalıkta nasıl bir fantazi ve cşnsel anlayışım var ise, kızceyizin ırzına el atacakmışım muamelesi görüyorum. üstüne bir de onca kalabalıktan yer yok diye neredeyse otobüse de alınmayacağım... üzerine kızın da bir sorun yok benim için demesine rağmen önce kıza bir dünden razı bakışı atılıyor ve ardından yine olmaz yanıtı alıyoruz. biz işin geyiğine vurup gülmeye başlıyoruz kim olduğunu görsem dahi hatırlamayacağım kız ile. son bir çözüm olarak, arkalardan bir çift razı edilerek ben erkek olanın(!) yanına oturtular ve böylece otobüsün namusu kurtarılmış oldu!...
    (01.09.2009 19:46)

sıradan veya sıradışı

    elimizin altından bir anda çıkıvermiş ortak hikaye denemesi bu. kimin ne olacağını bilmedi, yazarların bir fikir birliğine veya bir kurgu bütünlüğüne göre davranmadıkları deneysel bir çalışma. daha önceleri bir kaç defa deneyip çok zevk aldığım bu tür yazumsallar ne yalan söyleyeyim beni heyecanlandırıyor hep....

    bu hikeyede ana kahraman olarak orataya çıkan 6 figüranın tesadüfler ağına gömülmüş hikayeleri anlatılıyor. elimizde bir adet bahtsız ferit, tembel yeşim, bonuzlanmış özlem, ne idüğü belirsiz samet, çapkın karakter emre ve emre'nin can dostu güzel insan mıdır bilinmez bir adet dilşa var. eğer siz bir diğer insanlar benim de bir karakterin olsun onu herkes bilsin sevsin diyorsanız bloğa veya iruneah'e, olamadı bana bekleriz..

    tamamen amatör ve hatta kimisinin yazma dahi deneyimi olmayan bir ekip tarafından kaleme alınmış sonu belirsiz hikayemizi gazete bayilerinden ve seçkin satıcılardan istemeyi unutmayın...
    (26.08.2009 21:51)

24 ağustos 2009 diyarbakırspor fenerbahçe maçı

    ben bir müneccimim...

    ilk avrupa ligi maçımızda (hani o macar takım vardı) oturduğum yerden ve naçın tam 10. dakikasında "bu maçın hakkı 5 - 1" dediğimi duyan şahitlerinm var...

    dün akşam manzarası denizli bir mekanda izliyoruz maçı. bunları anlatmadan önce söyleyeyim; ben ne zaman bir fenerbahça maçını sonradan seyretmeye başlarsam, dakikası fark etmez, fenerbahçe o maçı lehine çevirir. (belgem yok ama şahidim çok. sırf bu yüzden sürekli maç izlediğim lokalden kovulma durumuna geldiğimi bilirim.) neyseki dün maçı balangıcından itibaren seyrettim. oldu 1 - 0. herkes bi isyan moduna girdi. dedim rahat olun ikinci yarı 60 olmadan 2 - 1 olacak. nihayetinde oldu. ardından artık bana malum mu oluyor bu ne, dakika 63 idi "70 olmadan 3. yü atarız" dedim 69. dakikada gol oldu. herkes kesin 4 olacak derken ben "kalkın gidelim abi bu maçta daha gol olmaz" dedim. olmadı...

    artık bilimum anlık idda sitelerinden maksimum para kırmak dileklerimle diyorum...

    benden ayrılmayın...
    (25.08.2009 13:55)

2009 oss yerlestirme sonuclari

    sinop'u nyazmak gafletinde bulunupta kazanan vampirler var mıdır diye meraklardan çatladığım sınavdır...
    (12.08.2009 16:15)

sayfa: 1-2-3-4-5...-44

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.