mrs puff

    adını kötü bişey olunca puff diye şişmesinden alıyor. spogengebob'ın milyonlarca kere ehliyet almak için kurs aldığı sürücü kursunun hocası. her ne kadar spongebob'ın ehliyet alması için her şeyi yapsa da sevimli süngerimiz bi yolunu bulur ve bayan puff'ın girişimlerini sonuçsuz bırakır.
    (24.10.2007 20:03)

patrick star

    spınge bob izlememin yegane nedeni. tembelliği bezgin ile hafızasının kısalığı balıklarla yarışan saflık timsali denizyıldızımız.
    (24.10.2007 20:00)

squidward

    tam adı: squidward tentacles İşi: krusty krab'de kasiyerlik medeni hali: bekar hatta aseksüel

    spongebob ve patrick tarafından en iyi arkadaş olarak tanımlanan ama onlarla beraber görünmekten hafif rahatsız olan garip komşu kadrosunda..
    (24.10.2007 19:58)

rottweiler

    her ne kadar sakin, uyumlu diye entryler düzülse de bu cins köpeklerin sakin ve uyumlu köpekler olduğuna inanmıyorum. zira, bu köpekler ya dövüş için kullanılıyor ya da polis vb. timlerde görevlendiriliyor. neresi uyumlu ve şirin ki bu hayvanın daha yeni 19 aylık bir bebeği parçalamışken?
    (24.10.2007 17:22)

milli güvenlik kurulu

    1982 sayılı anayasa'nın 118. maddesi ile kurulmuştur. kısa adı mgk'dır.

    madde 118

    (değişik: 3.10.2001-4709/32 md.) milli güvenlik kurulu; cumhurbaşkanının başkanlığında, başbakan, genelkurmay başkanı, başbakan yardımcıları, adalet, milli savunma, İçişleri, dışişleri bakanları, kara, deniz ve hava kuvvetleri komutanları ve jandarma genel komutanından kurulur.

    gündemin özelliğine göre kurul toplantılarına ilgili bakan ve kişiler çağırılıp görüşleri alınabilir.

    (değişik: 3.10.2001-4709/32 md.) milli güvenlik kurulu; devletin milli güvenlik siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanması ile ilgili alınan tavsiye kararları ve gerekli koordinasyonunun sağlanması konusundaki görüşlerini bakanlar kuruluna bildirir. kurulun, devletin varlığı ve bağımsızlığı, ülkenin bütünlüğü ve bölünmezliği, toplumun huzur ve güvenliğinin korunması hususunda alınmasını zorunlu gördüğü tedbirlere ait kararlar bakanlar kurulunca değerlendirilir.

    milli güvenlik kurulu'nun gündemi; başbakan ve genelkurmay başkanının önerileri dikkate alınarak cumhurbaşkanınca düzenlenir.

    cumhurbaşkanı katılamadığı zamanlar milli güvenlik kurulu başbakanın başkanlığında toplanır.

    milli güvenlik kurulu genel sekreterliği'nin teşkilatı ve görevleri kanunla düzenlenir.
    (24.10.2007 17:11)

twin peaks fire walk with me

    1992 yapımı bir david lynch filmi. başroller, sheryll lee, lara flynn boyle, chris isaak, moira kelly, kyle mac lachlan.

    film esas olarak kült tv dizisi twin peaks'in öncesini ele alıyor. malum, dizi laura palmer öldükten sonra başlıyor ama film bu olayın öncesini ele alıyor. filmde laura palmer kimdir, nedir, ne değildir bunu öğreniyoruz. film tipik bir david lynch filmi. gerçeküstü görüntüler, hayal ve gerçeğin birbirine karıştığı sahneler, bolca halüsinasyon ve tabii muhteşem bir müzik filmin bel kemiğini oluşturuyor.




    (19.10.2007 11:28)

twin peaks

    emmy ödüllü bir david lynch dizisi. Hikaye twin peaks isimli hayali bir kasabada Kyle McLachlan'ın canlandırdığı Dale Cooper isimli dedektifin genç lise öğrencisi Laura Palmer'ın cinayetini araştırmasını konu alır.
    (19.10.2007 11:08)

nightingale

    twin peaks, fire walk with me adlı filmin mükemmel soundtrack'inin mükemmel ötesi şarkısı. sözlerini david lynch yazmış, angelo badalamenti bestelemiş ve cennetten inen julee cruise tarafından seslendirilmiştir. İnanılmaz güzellikte bu şarkının sözleri de şöyle:

    the nightingale
    it said to me
    there is a love
    meant for me
    the nightingale
    it flew to me
    and told me
    that it found my love.

    he said one day
    i'll meet you
    our hearts will fly
    with the nightingale.

    the nightingale
    he told me
    one day
    you will be with me.

    the nightingale
    said he knew
    that your love
    would find my love one day

    my heart flies
    with the nightingale
    through the night
    all across the world.

    i long to see you
    to touch you
    to love you
    forever more.

    (19.10.2007 11:06)

gardrop

    İngilizcesi wardrobe olan giysilerinizi felan içine tıkıştırdığınız çekmeceli, askılı, dikine kutu. türkçe'de bu kelime ile ilgili epey bi kavram karmaşası vardır. hani yabancı dilden gelen kelime ya, kimse bu hede'ye ne diyeceğini bilemedi yıllarca...kardolap, gardolap, kardırop vs. vs. uzar gider.
    (19.10.2007 11:02)

loft

    bi zamanlar bu isimde bir jean markası vardı, epey bi de meşhur olmuştu da sonradan silindi gitti tabii.
    (19.10.2007 10:50)

gamze

    gamzelerin en güzelleri sanırım lost'un kate'indedir. *
    (19.10.2007 10:49)

urban dictionary

    tema olarak kendine argo'yu almış, argo kültürünüze inanılmaz bir derinlik kazandıran, çok eğlenceli bir sözlük. http://www.urbandictionary.com
    (19.10.2007 10:44)

nookie

    İngiliz argosunda seks ve cinsel ilişkiyi tanımlamak için kullanılan kelime
    (19.10.2007 10:39)

aras cargo

    gelmiş geçmiş en berbat kargo şirketi. olay şöyle gerçekleşir. rsvyl, eskişehir'den aldığı önemli bir evrakın ertesi sabak ankara'da olmasını istemektedir. en yakın kargo onu görür ve gider sorar.

    rsvyl: kargo göndermek istiyorum ama sabah saatlerinde teslimat yapma seçenekli bir ekspres hizmetiniz var mı?

    eleman: var efendim adına da günaydın bilmemne hizmeti diyoruz. sabah dokuzda eline geçer karşı tarafın

    rsvyl: kesinlikle geçer değil mi? kargoya vereceğim evrak çok önemli. ankarada'da bir avukat siz teslim edene kada bu evrakı bekleyecek.

    eleman: tabii geçer efendim.siz şu formu doldurun bi de 18 küsür yetele verin.

    rsvyl: yeterki gitsin de fiyatı sorun diil.

    İşte böyle bir diyalogla evrak zarfa konur, kargo şirketinin telefonu alınır ve huzur içinde İstanbul'a dönülür. ertesi gün saat onda avukat aranır, hayır kargo gelmemiştir. Çok sinirlenilir çünkü saat dokuzda gitsin diye 3 kat para verilmiştir. kargo şirketi aranır ve bam ! sizin kargonuz unutulmuştur. evrakınız kuzu kuzu hala eskişehir'de beklemektedir ve o evrakın o gün ankara'da bir dosya içine girmesi gerekmektedir. kargo birbirine katılır ve onlar da söz verir hemen yetiştireceklerdir ankara'ya evrakı ( bu arada ankara-eskişehir arası 1.30 saat) tamam denir ve beklenmeye başlanır. 3 saat oldu yok, 4 saat oldu yok. sonra ortalığı genel müdürlük ve bölge müdürlüğüne kadar kaşıyınca süperrr cargo ! şirketinin evrakınızı şehirlerarası otobüse vererek gönderdiği öğrenilir. kargo şirketinin elemanları da terminalde beklemektedir sağolsunlar. büyük fedakarlık! * neyse, netice olarak aras cargo' nun günümü mahvetmek için tüm yeteneğini ortaya koyduğu bir günden sonra avukat evrakı ancak saat akşam 5'te alabildi amma verlakin o saatte tümmm adliyeler nedense kapanmış idi. aklıma gelen ve gelmeyen tüm niteleme ve tanımları aras cargo'nun tüm çalışanlarına hediye ettiğimi ve tabelalarını her gördüğümde etmeye devam edeceğimi belirteyim.bu arada bunca basiretsiz insan varken bu şirketin batmaması hala mucize. uzak durun diyim, ne diyim?
    (19.10.2007 10:21)

the hunting party

    2007 yılı yapımı bir richard shepard filmi. başroller: richard gere, terence howard ve jesse eisenberg. film oldukça keyifli ve ilerisi için umut vaad eden bir başlangıçla açılıyor. mermilerin yağmur gibi yağdığı ortamda iki kafadar haberci- muhabir gere ve kameraman terence- ölüme meydan okuyarak ama bir o kadar da severek işlerini yapıyolar. bu ortaklık mutlu mesut sürüyor taa ki bosna savaşı sırasında acar muhabirimiz gere, canlı yayın sırasında sinir krizi geçirene kadar. canlı yayını birbirine katan gere'in kariyeri bu olaydan sonra inişe geçerken kameraman terence'in kariyeri büyük bir patlama yapar. İkili olaydan sonra bir daha karşılaşmazlar. ancak bir gün gere terence'ı bulur ve çok önemli bir olayın peşinde olduğunu söyleyerek terence' ın aklını çeler.

    seyretmeyenleri de düşünerek spoiler vermezsek eğer, film vaat ettiği heyecanı, kara komediyi filmin ilk yarısında vermeyi başarıyor. akıcı bir senaryo, ustaca kotarılmış sahneler ve replikler. ancak bunu filmin ikinci yarısı için söylemek mümkün değil. İkinci yarıda sanki birisi filmin bobinleri değiştirmiş gibi hissediyorsunuz. bolca klişelere gömülmüş, mutlu sonla bitmek zorunda olduğunu düşünen bir film ve bu amaç uğruna son derece zorlama hadiselerin arka arkaya gerçekleştiği bir senaryo. oysa, senaryo bu kadar zorlanmayarak hayatın olağan akışına birazcık uyulsaydı tadından yenmeyecek bir şey olurdu kesinlikle.. ama biliyoruz ki iyi başlayan herşey iyi bitmiyor ve malesef bu filmde bunun bir örneği. ha, verdiğiniz paraya değiyor mu değiyor. İzlenir mi izlenir ama o kadar.
    (18.10.2007 20:30)

sayfa: 1-2-3-4-5...-51

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.