yerden yere vurmak

    yerin dibine batırmak olarak da söylenen bir deyimdir. yapılan bir işi, ortaya çıkarılan bir eseri sadece olumsuz eleştiri bombardımanına tutmak olarak açıklanabilir. kimi zaman, bu deyimi kullananın beklentileriyle ilgili hayal kırıklığını ifade eder, kimi zaman da bir çekememezlik duygusu içinde olup olmadığını düşündürür. bazen de gerçek fikirlerin, şu baş belası kibarlık zorunluluğu hissedilmeksizin sayılıp dökülmesidir.
    (21.12.2008 18:25)

alive

    pearl jam'in bu şarkısı, bir çocuğun babası bildiği adamın üvey çıkması ve gerçek babasının öldüğünü öğrenmesi hakkındadır. eddie vedder sonraları bu şarkının kendi hayatıyla ilgili olduğunu ve i'm still alive derken, üvey babasıyla yaşadığı sorunlu ilişkiye karşılık gerçek babasının ölmüş olması nedeniyle sahip olduğunu düşündüğü lanetten bahsettiğini anlatır. hatta dinleyicilerin konserlerde şarkıyı olumlu anlamıyla düşünüp, sanki yaşadığını belli etmek istercesine canlı bir şekilde eşlik etmelerinin üzerindeki bu laneti kaldırdığını söyler.

    son, she said, have I got a little story for you
    what you thought was your daddy was nothin' but a...
    while you were sittin' home alone at age thirteen
    your real daddy was dyin', sorry you didn't see him, but I'm glad we talked...

    oh i, oh, I'm still alive
    hey, i, i, oh, I'm still alive
    hey i, oh, i'm still alive
    hey...oh...

    oh, she walks slowly, across a young mans room
    she said i'm ready...for you
    i can't remember anything to this very day
    except the look, the look...
    oh, you know where, now i can't see, i just stare...

    i, i'm still alive
    hey i, but, i'm still alive
    hey i, boy, i'm still alive
    hey i, i, i, i'm still alive, yeah
    oh yeah...yeah yeah yeah...oh...oh...

    is something wrong, she said
    well of course there is
    you're still alive, she said
    oh, and do I deserve to be
    is that the question
    and if so...if so...who answers...who answers...

    i, oh, i'm still alive
    hey i, oh, i'm still alive
    hey i, but, i'm still alive
    yeah i, ooh, i'm still alive

    (21.12.2008 16:22)

le ballon rouge

    ülkemizde kırmızı balon olarak bilinen, 1956'da çekilmiş siyah beyaz bir kısa filmdir. fransız yönetmen albert lamorisse'in yazdığı aynı adlı kitaptan senaryolaştırdığı bu film, küçük bir çocukla güzel kırmızı bir balonun arkadaşlığını konu eder. duygusal, tatlı, küçücük içi dolu turşucuk bir filmdir.





    (21.12.2008 02:07)

kırmızı balon

balon

kitsch

    estetik ile bezemeyi birbirine karıştıran zihniyetin, rüküşlüğü şiar edinmiş ticari ürünleridir. görüldüğü yerde insanlık namına imha edilmelidir.
    (21.12.2008 01:40)

ağlayan çocuk

    kitsch'e verilebilecek güzel örneklerden biridir. hatta kitsch'in doruklarındadır desem yeridir.
    (21.12.2008 01:31)

alo

    sözünü dinletmeye çalışan asabinin feryadıdır: alooo kime diyorum ben?
    (21.12.2008 00:55)

pentur

    daha çok ekspresyonist anlayışta resim yapanların kullandığı, boyanın katmanlar halinde sürülmesiyle farklı etkilerde doku elde edilmesine yarayan teknik.
    (21.12.2008 00:41)

spatula

    tuvalde kalın boya katmanları oluşturarak pentür elde etmek için kullanıan resim malzemesidir. çok büyük alanlarda çalışıldığında bu aletler yeterli olmaz. bu gibi durumlarda mala daha kullanışlı olabilir.


    (21.12.2008 00:31)

siyah beyaz

    ankara şili meydanı'nda; üst katı sanat galerisi, altı bar olan ve genellikle blues icra edilen eski ve sıcak bir mekandır. sanat galerisi biraz seçkinci olsa da *, barı insanı evinde hissettirecek kadar sıcaktır.
    (21.12.2008 00:15)

havadan nem kapmak

    alınganlığın had safhasıdır. kimi zaman kendini dünyanın merkezinde zannetmenin bir tezahürü olabilir.
    (21.12.2008 00:06)

nem

vişne reçeli

    sabah sabah kızarmış ekmek üzerine lor, onun üzerine de bu güzelliği süreceksin. yanında mis gibi çay. *
    (16.12.2008 18:49)

kırk hammett

    nedense gitar çalışına herkeslerin birşey bulup bolca eleştirdiği, aslında içinden geldiği gibi çalmaktan ve cidden iyi çalmaktan başka bir suçu olmayan sessiz sakin metallica elemanıdır. rock müzikte ne kadar girift, o kadar iyi anlayışı ve beklentisi olduğundan, onun yalın, insanı hemen yakalayan solo ve rifflerine burun kıvırırlar. halbuki yalınlık kolay ulaşılabilen bir seviye değildir. alçak gönüllülüğü de cabasıdır. dünyayı sallayan black album'ün turnesi bittikten sonra konservatuarda gitar dersleri almışlığı vardır. sadece müziği değil, bu kişilik özelliklerinden dolayı da ezelden beri büyük sempati duyduğum bir gitaristtir.
    (16.12.2008 15:31)

sayfa: 1-2-3-4...-54

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.