texas instruments

    kısaca ti denilen, bir hesap makinesinin yaptıklarının yanı sıra, grafik çizme, otuzüçüncü kuvvetini alma* gibi hayat kurtarabilen bir çok fonksiyona sahip küçük bilgisayar*
    ib okuyanlar için zorunlu olduğunu belirtirim.
    ayrıca içerisinde bulundurduğu oyunlar ve internet sitesinden indirilebilecek özellikler sağolsun, bir ti addict olayını var etmiştir*
    öğretmenlerin çocukları işlem yaparken değil de, casinodayken veya age of empires oynerken görmesi ise artık günlük bir mevzu haline gelmiştir.**
    ayrıca içerisinde periodic table ve noteflio gibi iki tane çok önemli program bulundurarak öğrencilerin yardımcısı olmuştur, periodic table da bütün elementlerin özellikleri vardır**, noteflio ise içerisine istendiği gibi kopya yazılmasıyla ünlü bir programdır.
    bu tür teknolojik olaylardan anlayan bünyeler daha çok tidan alınan verimi en üst noktaya taşımak için program yazarken, pisiperi veya allius gibi bünyeler ise zamanlarını oyun oynamak ile geçirmektedirler.
    (28.05.2006 12:01)

46

    yunus günçe adlı şahsın sunduğu yeni program.
    (27.05.2006 22:53)

unutmak

    bilinçsizce yapıldığı düşünülen, olayları bir önemli-önemsiz sıralamasına sokup, önemsiz olanları bilinçli olarak hafızanın derinliklerine atma işlemine denir.
    elif şafak bu konuda "göz temizliği"(mahrem, 222) der.
    (27.05.2006 19:44)

yaşam

    elif şafakın mahrem adlı mükemmel kitabında
    "yaşamı görmek için ayna tutarız ağzımıza. yaşamı göremesek bile, yaşadığımızı biliriz ayna buharlanınca"(mahrem, 225)
    şeklinde bir benzetme yaptığı ve bu yüzden hem yaşama, hem aynama hem de elif şafakıma sıkı sıkı sarılmama neden olmuş sözcüktür.
    (27.05.2006 19:41)

ekşi

    tatlı da acı da olmayan, bu tada sahip besinler yediğinizda yüzünüzün buruşmasına sebep olacak, tat belirten bir sıfattır.
    (27.05.2006 19:34)

aşure

    elif şafakın hakkında:
    "komşu kadın, hiç kapanmayan bir gözdür. pencere önlerinden, dantel tüllerin ardından, balkon kenarlarından, duvar diplerinden, gözetleme deliklerinden ve bir de, pişirip dağıttığı aşurelerin içinden bakar."(mahrem, 158)
    şeklinde bir yorumu bulan, düşününce de hak verilen tatlı türüdür.
    (27.05.2006 19:28)

collateral

    micheal mann yönetmenliğinde 2004 tarihinde gösterime giren, başrollerini tom cruise ile jamie foxx un paylaştığı çok etkileyici bir film. jamie foxx un bu film ile oscar'a aday olduğu belirtmekte de fayda var.
    (spoiler: filmde halinden bıkmış bir taksi şoförü vardır. hayatının kadını taksiye biner ve inerken ona kartını verir. bu kadından sonraki müşterisi ise, tanık koruma programında bulunan 5 kişiyi öldürme yükümlü bir katildir. taksi şöforü max
    bir anda kendini olaylar zincirinin içerisinde bulur. ölüm korkusuyla vincent'in her istediğini yapar, ta ki en son öldürülecek olan kişinin hayatının kadını olduğunu öğrenene kadar. ve olaylar gelişir. )
    bununla birlikte filmde birbirinden hoş diyaloglar geçer:
    (spoiler: vincent: adamın biri metroya binmiş ve orada ölmüş. sence insanların bunu anlaması kaç saat sürer?
    ve final sahnesinde metroya binip ölen adamın vincent olduğunun gözükmesi..

    vincent: artık bir karar ver. sen limuzin işletmecisi olamayacaksın vs vs
    max: ne fark eder ki? saol bana yeni bir bakış açısı kazandırdığın için.(deli gibi araba sürmeye başlar, vincent'in telkinlerini dinlemez) bu hiçliğin orta yerinde kim gerçekten yokluğumuzun farkına varacak ki?)

    ayrıca tam kilit sahnelerin birinde audioslaveden shadow on the sun çalması da ayrı bir güzelliktir, chris cornell "i can tell you why, people die alone, i can tell you why, the shadow on the sun" derken insan kendi kendi kendine sorar."insanlar neden yalnız ölür?" diye.
    evet bu film kesinlikle izlenmelidir.
    (27.05.2006 18:33)

enişte

    kız kardeşin, halanın veya teyzenin kocasına verilen bir sıfat, bir hitap şekli.
    (27.05.2006 17:09)

yenge

    yakın bir arkadaşın, amcanın, dayının eşine söylenebilecek söz, bir hitap şekli.
    ayrı zamanda uyuzluğuna söylenebilecek bir söz öbeğidir, kız kısmını uyuz eder. anlamıda "sen bizim bacımızsın, namusunu korumak bizim görevimiz"dir.
    erkek formu için itinayla bakınız(bkz: enişte)
    (27.05.2006 17:06)

myra ellen amos

omuz omuza

    sex and the citynin türkiye formudur.
    ancak ve ancak kültürel farklar başta olmak üzere, sex and the city tadı yakalanamamış, tutmamış dizidir.
    (27.05.2006 16:59)

tori amos

    asıl adı myra ellen amos olan, 21 yaşında tecavüze uğramış, günümüzde ise piyano kraliçesi olarak bilinen, cover ustası, arızalı, mükemmel bir ses rengine sahip, turuncu saçlı kadın.
    (27.05.2006 16:45)

boys don t cry

    three imaginary boys adlı 1979 yılında çıkmış the cure adlı grubun albümünde bulunan, milli marş haline gelmiş olan bir şarkıdır.
    melodisi yüzünden şıkıdımşıkıdım bir şarkı gibi düşünülse de aslında sözleri hüzün barındırır.
    kültürümüzde yer edinmiş en önemli görüşlerden birinin şarkısıdır ayrıca, genel olarak bakıldığında: " erkek dediğin ağlamaz"*
    (27.05.2006 16:32)

the cure

    rock n coke a teşrif etmiş, biz hayranlarını sevindirmiş; ancak end of the world adlı albüm/single larıyla bizleri üzen, "nerede eski cure" dedirtmiş olan tapılası grup. bir çok grubun idolü olmuş ve yeni grupların önünü açmışlardır.
    lullaby adlı şarkının klipleriyle mtv en iyi klip ödülünü de kazandıklarını söylemekte yarar vardır. ben olsam ömür boyu başarı ödülü verirdim o ayrı***
    (27.05.2006 16:26)

the noose

    tüyleri diken diken eden, çıkılamayan bir girdap içerisine sokan a perfect circle ın ikinci albümündeki üçüncü parçadır.
    hatta ve hatta orestes seven bünyelere daha iyisini yapabileceklerini gösteren a perfect circle üyelerine hayranlık uyandırır, taptırır.*

    sözleri:

    so glad to see you well
    overcome and completely silent now
    with heaven's help
    you cast your demons out

    and not to pull your halo down
    around your neck and tug you off your cloud

    but i'm more than just a little curious
    how you're plannin' to go about makin' your amends
    to the dead
    to the dead

    recall the deeds as if they're all
    someone else's
    atrocious stories
    now you stand reborn
    before us all
    so glad to see you well

    and not to pull your halo down
    around your neck and tug you to the ground
    but i'm more than just a little curious
    how you're plannin' to go about makin' your amends
    to the dead
    to the dead

    with your halo slippin' down
    your halo slippin'
    your halo slippin' down
    your halo slippin' down

    your halo slippin' down
    i'm more than just a little curious
    how you're plannin' to go about makin' your amends

    your halo slippin' down
    your halo slippin' down to choke you now
    (27.05.2006 16:16)

sayfa: 1-2-3-4-5...-17

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.