ezel

    bayan ismi olarak da kullanılmaktadır...
    (20.02.2007 14:49)

aziza mustafa zadeh

    bir aksilik olmazsa 23 Şubat akşamı doyasıya dinleyeceğim ve bu arada bol bol fotoğrafını çekmeyi planladığım sanat dünyamızın zarif kişisidir. eserleri arasında interlude, aspiration ve özellikle natura boy dinlemeye doyulamayacak türdendir. ayrıca ay dilber isimli parçasındaki türkçesi insana çok hoş geliyor...
    (20.02.2007 14:49)

fuzuli

    aşk imiş her ne var âlemde
    ilm bir kîl-ü kal imiş ancak
    (20.02.2007 04:09)

etek sarı

    çocukluğumda, arçelik marka teybimizde dönüp duran bir malatyalı hasan durak kasetinden dinleyerek ezberlediğim ve daha sonra hasan durak'ın kaynak kişisi olduğunu öğrendiği dinlenesi türküdür.
    (13.02.2007 17:58)

kuyu

    Şair, yazar hilmi yavuz'un 1994 yılında yayınlanan ve anlatılardan oluşan kitabının ismidir. daha sonra (1995) bu anlatı kitabı can yayınları tarafından "Üç anlatı" adı altında yayınlanmıştır. kitapdaki diğer iki anlatının başlığı ise taormina, fehmi k.'nın acayip serüvenleri'dir.
    (12.02.2007 13:28)

hayal gibi konseri

    bir kaç yıl önce, akdeniz caddesi'nden vatan caddesi'ne inerken vurulduğum bir sesin peşinden gitmekle düştüm bu "hayal"e... bir "nostalji" yangınında "meltem"le serinlettim gönlümü sonra adını koyamadığım birşeylere "Özlem" büyüttüm...

    göksel baktagir doğu'nun gizemini parmaklarında saklıyor size sunmak için... kendinize bir iyilik yapın ve bu etkinliği kaçırmayın...

    İçinde bir kaç vampir arkadaşımızın da olduğu kalabalık bir grupla birlikte gönül telimizi titreteceğimiz akşamı heyecanla bekliyorum...
    (01.02.2007 09:42)

agos gazetesi

    hrant dink'in anlatımıyla; hem türkçe ve ermenice'de olan kırsal bir kelimedir. sabanın toprakta açmış olduğu ark (çizgiler) içinden suyun geçtiği, tohumun yeşerdiği yol anlamındadır agos.

    1996 yılında hrant dink, patrik kazancıyan ve bir kaç arkadaş tarafından yayınlanmaya başlayan ermenice-türkçe haftalık gazetedir. gazeteye ismini hrant dink'in arkadaşı benbaşıyan vermiştir.
    (20.01.2007 18:14)

hrant dink

    1954 malatya doğumlu, 7 yaşında ailesiyle birlikte İstanbul'a geldi, ilk ve orta öğrenimini ermeni okullarında tamamladı. liseyi bitirince evlendi. aynı zamanda bir kınalıadalı olan hrant dink, gençliğinde kınalıada kampı'nda belletmen olarak çalıştı. sonra aynı yerde müdürlük yaptı. kınalıada futbol takımı'nda oynadı. İstanbul Üniversitesi fen fakültesi zooloji lisans bölümünü bitirdikten sonra bir İ.Ü. fen edebiyat fak. felsefe bölümünde bir süre eğitim gördü. Üç çocuk babası, bir torun sahibi. 1996 yılından beri yayınladığı agos gazetesi'nin genel yayın yönetmenliğini yaptığı agos gazetesi'ni türkiye'nin muhaif ve demokrat bir seslerinden biri haline getirmeye çalışırken hain bir saldırı sonucu hayatını kaybetmiştir. kendisiyle en son 25 gün önce bir röportaj yapılmıştır ve bu son röportajı 1-15 ocak 2007 tarihli ada gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    ***

    gazeteciliğe meraklı değildi ve hatta biraz da mecburiyetten gazeteci oldu. bu konuda formasyonu da yoktu fakat iyi bir okur-yazardı. 90'lı yılların başlarında ermeni toplumunun kendini ifade etmesi değişik nedenlerle hayli zorlaşmıştı. dönemin patriği kazancıyan'n da katılımıyla bir kaç arkadaş biraraya gelerek agos gazetesi'ni çıkarmaya başladılar.

    gençliğinden beri sol gelenekten geldiği için sosyal, toplumsal olaylara ilgi gösterdi. yaşı ilerledikçe "insan için en önemli meziyet demokrat olabilmesidir" diye düşündü ve bunu temel felsefesi haline getirdi.

    ***

    türkiye'de hep uzlaşmadan, kardeşlikten yana oldu, bu sebeple ne ermenistan tarafından sevildi ne de avrupa ermenileri tarafından. hatta patrikle de arasının hoş olmadığı bilinir. tanıyanlardan dinlediğime göre; hrant tam bir halk adamı, cesur ve söylediğinin arkasında duran, samimi ve haklının yanında bir insan olmuştur.

    hrant dink cinayeti tabi ki 90 doğumlu bir çocuğun silahından çıkan üç kurşunla açıklığa kavuşturulacak bir olan değildir. asıl yapılması gereken bu büyük tezgahın arkasında kimlerin olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. huzur içinde yatsın....


    O röportajda "En büyük lüksüm, Adalar'da teknemle balık tutmaktır" demiştir.
    (20.01.2007 18:09)

tanım

    diyarı diyar yapan değerlerin başında gelmesine rağmen sanırım diyar yöneticilerinin istemedikleri başlıklara girilemeyen (bkz: kucuk ruzgar) değerli kelimeler bütünüdür.
    (10.01.2007 15:24)

tutunamayanlar

    hayatla derdi olanların başucu kitabı. silkeler, duvara toslatır, sızlatır bir yanınızı inceden inceye...
    ahmet hamdi tanpınar'ın o mükemmel eseri "saatleri ayarlama enstitüsü"nün bir devamı niteliğinde de okunabilecek muhteşem eser. bu eserlere yeni bir roman daha eklenebilir, "Şair Öldü" sibel k. türker (doğan kitap)
    (02.01.2007 17:07)

catlakzombie

    bugün itibariyle doğum günümü güzel bir mesaj ile kutlama inceliği göstermiş sevimli ve sempatik vampirimiz.
    (19.12.2006 16:27)

necmeddin okyay

    asrımızın son hezarfenidir.

    Ãœsküdar toygartepesi'nde 19 rebiülevvel 1300'de (29 ocak 1883) doğmuştur. mehmet akif ersoy'un safahat'ta hakkında uzunca yazdığı, kapı komşuları "sait paşa Ä°mamı" rıza efendi, hiç yapmadığı birşey yaparak necmeddin bey'lere gelerek (necmeddin okyay henüz doğmamıştır.) kapıyı çalmıştır ve necmeddin bey'in babasına "bir oğlunuz olacak, ona necmeddin (dinin yıldızı) ismini ver" demiştir. o gece babası da rüyasında, yatak odasının penceresinde bir kuyruklu yıldız görünce çocuğuna bu ismi vermiştir.

    necmeddin okyay, mahalle mektebine (ilkokul) giderken kur'an-ı kerim hıfzına başlamış, "ravza-i terakki" rüşdiyesi'nde (ortaokul) hafız olmuştur.
    ravza-i terakki'de yazısı güzel olan necmeddin bey, hocaları talat bey'in teşvikleri sonucu rık'a, dîvanî, ve celî dîvanî'den icazet almıştır.

    talat bey, necmeddin bey'i arkadaşı abdülkadir ile birlikte nuruosmaniye medresesi vakıf odasında sülüs ve nesih yazılarını öğreten filibeli hacı arif bey'e götürmüştür. Ãœsküdar Ä°dâdîsi'ne (lise) devam eden necmeddin bey yazı derslerinin salı gününe denk gelmesi ve bu derse gitmesine müsade edilmemesi üzerine liseyi bırakmıştır.

    o yıllarda Ãœsküdar Özbekler degahı şeyhi hezarfen edhem efendi'ye ebrî (ebrû) ve âhar (yazı yazılacak kâğıtları yumurta akı veya nişasta gibi maddelerle cilâlanıp terbiye edilmesi) devama başlamıştır.

    Ãœstad, bu sanatı öylesine benimsemiştir ki "yazılı ebrî"den başka hercai menekşe, sümbül, lâle, papatya, karanfil, fulya, gelincik gibi çiçekleri ebrî'de canlandırmaya muvaffak olmuştur. bunlar ilk defa kendi buluşu olduğu için sanat tarihimizde "necmeddin ebrîsi" olarak geçmektedir...

    hamiş: Ãœstad'ın hayatını aktarmaya devam edeceğim...
    (10.12.2006 02:50)

necmettin okyay

ebru sanatı

    ebru sanatının ne olduğunu asrımızın son hezarfen'i necmeddin okyay efendi'den öğrenelim;

    -biraz da ebrûdan bahsedelim mi?

    - evladım, aslında "ebrî " (bulutumsu) olan kelime, halk arasında "ebrû"ya dönüşmüştür. buhara'dan gelen eski bir türk sanatıdır. kitre zamkı mahlûlü üstüne suyla karışmaz toprak boyalar, öd suyu ile ayarlanıp, fırça ile serpilir, muhtelif hoş şekiller yayılır. Ãœzerine kapatılan kâğıt bunları aynen emer, kurutulduktan sonra, yazıların etrafını, ciltleri vs. süslemede kullanılır...

    (yazan: m. uğur derman hayat mecmuası sayı: 51 / 1968)
    (10.12.2006 02:25)

odunpazarı evleri

    tarihi odunpazarı evleri

    odunpazarı konutları genelde iki tip olarak yapılanmış. Ä°lk tip konutların girişleri sokaktan, bahçeleri arkada, ikinci tip konutlar ise bahçeler önde, konutlar bahçe içinde olacak şekilde; 1, 2, veya 3 katlı olarak yapılmış. konutlar genelde bir sofa ve etrafındaki odalardan oluşmakta. çok katlı konutlarda zemin kat, mutfak, depo gibi servis hizmetlerine ayrılmış, oturma odaları, yatak odaları üst katlarda bulunmakta.
    odalarda, genelde pencerelerin önünde oturma sedirleri var. en az bir duvar, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini veren dolaplardan oluşmakta. ayrıca oda kapıları ile dolaplar uyum içinde ve birbirine tamamlar nitelikte dizayn edilmiş. odanın kapısı açıldığında, kapı duvardaki rafların kapısıymış gibi görünüyor ve rafları kapatıyor. kapı kapandığı zaman ise raflar ortaya çıkıyor. ayrıca, duvarlarda günlük kullanım eşyaları için raf ve nişler var. katlar arasındaki hareketliliği sağlayan sofa, aynı zamanda konutların en büyük mekanı.
    geniş saçakları, kapıları, pencereleri, konsolları, tavanları, dolapları ve diğer ahşap işlerinde büyük bir ustalık ve zevk örneği gösteren konutlarda, kalem işçiliği ve oyma sanatının en güzel örnekleri görülebilir. konutlarda yapı malzemeleri olarak ahşap, kerpiç ve moloz taş kullanılmış. çatı örtüsü genelde oluklu kiremit.

    beyler sokak
    odunpazarı evleri yaşatma projesi'nin en önemli ayağını beyler sokak oluşturuyor. restorasyon çalışmasının başlatıldığı beyler sokak'ta bulunan 27 evin dış cephe ve çatı yenilenmesi gerçekleştirilmiş. beyler sokak'ta bulunan birbirinden güzel 27 tarihi evlerden bazıları, ünlü konuklar da ağırlamış. tiryaki paşa caddesi üzerinde bir yönü beyler sokak'ına bir yönü hasan tiryaki paşa caddesi'ne bakan iki katlı binada kurtuluş savaşı yıllarında yunan komutanının karargahı olarak kullanılmış ve cepheler bu binaya yerleştirilmiş. arif nihat asya 'bayrak' şiirini yine bu evde yazmış. geçmişte ünlü kişileri ağırlayan bu evlerde şimdilerde mütevazı insanlar konaklıyor.

    yeşil efendi konağı 'osmanlı evi'
    'yeşil efendi konağı' ya da restorasyonu yapıldıktan sonraki ismiyle osmanlı evi. yeşil efendi konağı, 19. yüzyıl sivil mimarisinin güzel bir örneğini teşkil ediyor. konak, atatürk döneminde milletvekilliği yapan yeşil efendi tarafın kullanılmış ve ismini buradan almış.
    atatürk, eskişehir'e geldiği zaman bu konakta kalırmış. yeşil efendi konağı'nın tavanlarındaki süsleme dünyanın hiçbir yerinde yoktur desek mübalağa olmaz. her bir odanın tavan süslemesi farklı. ahşap oymacılık sanatının en güzel örneklerini yeşil efendi konağı'nda bulmanız ve görmeniz mümkün. odunpazarı dede mahallesi'nde bulunan konak restorasyon sonrasında giriş katı müzeye dönüştürülmüş. konağın girişinde sizi 200'ü aşkın 19. yüzyılda ev yaşantısını yansıtan kıyafetler karşılıyor. sergide kadın giysileri, takılar, kemeler ve bir çok eşya yer almakta. osmanlı evi, ziyaretçilerin hem sergilenen eşyaları inceleyebilecekleri hem de müze içersinde geçmiş dönemin havasını soluyarak yöresel tatları deneyebilecekleri bir müze-restoran havası içersinde hizmet veriyor.

    kurşunlu külliyesi
    projesini odunpazarı belediyesi'nin çizdiği kurşunlu külliyesi restorasyonunu vakıflar genel müdürlüğü tarafından yapılıyor. külliye, kanuni sultan süleyman zamanında sadrazam mustafa paşa tarafından 1525 yılında yaptırılmış. külliye içersinde yer alan; kütüphane, kervansaray, aşevi, mevlevihane, abdest alma yerleri, bahçe ve çevre düzenlemesi projeleri bitmiş ve restorasyon çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. külliye üzerindeki eskiyen tüm kurşun levhalar tek tek değiştiriliyor. kervansaraylar arasında yapıldığı günden itibaren restorasyona tabii tutulmayan tek kervansaray odunpazarı kurşunlu külliyesi'nde bulunuyor.

    atlı han

    tarihi tam olarak bilmemekle birlikte çok eskilere dayanan bir çarşı atlı han. odunpazarı'na gelen tüccarların kaldığı bir nevi kervansaray türü bir yer. ancak uzun yıllar kullanılmayınca harabeye dönmüş. bakımsızlıktan dolayı tamamıyla yıkılan han, orijinal yapısından esinlenerek restore edilip ticaret hayatına kazandırılmış. zemin ve birinci kattan oluşan atlı han, içersinde, sanat atölyeleri ile lüle taşı oymacılığı ve gümüş işlemeciliği, yöresel el sanatlarının üretildiği, teşhir ve satışının yapıldığı bölümlerin yanı sıra, restoran ve kafeteryaları ile sosyal hayata kazandırılacak ticari bir merkez olarak hizmet verecek. - alıntı -

    mehmet kuş

    - alıntı -




    (08.12.2006 14:52)

sayfa: 1-2-3-4...-14

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.