son beğenilen tanımları son kötülenen tanımları
genel istatistikler
ilm bir kîl-ü kal imiş ancak
göksel baktagir doğu'nun gizemini parmaklarında saklıyor size sunmak için... kendinize bir iyilik yapın ve bu etkinliği kaçırmayın... İçinde bir kaç vampir arkadaşımızın da olduğu kalabalık bir grupla birlikte gönül telimizi titreteceğimiz akşamı heyecanla bekliyorum...
1996 yılında hrant dink, patrik kazancıyan ve bir kaç arkadaş tarafından yayınlanmaya başlayan ermenice-türkçe haftalık gazetedir. gazeteye ismini hrant dink'in arkadaşı benbaşıyan vermiştir.
*** gazeteciliğe meraklı değildi ve hatta biraz da mecburiyetten gazeteci oldu. bu konuda formasyonu da yoktu fakat iyi bir okur-yazardı. 90'lı yılların başlarında ermeni toplumunun kendini ifade etmesi değişik nedenlerle hayli zorlaşmıştı. dönemin patriği kazancıyan'n da katılımıyla bir kaç arkadaş biraraya gelerek agos gazetesi'ni çıkarmaya başladılar. gençliğinden beri sol gelenekten geldiği için sosyal, toplumsal olaylara ilgi gösterdi. yaşı ilerledikçe "insan için en önemli meziyet demokrat olabilmesidir" diye düşündü ve bunu temel felsefesi haline getirdi. *** türkiye'de hep uzlaşmadan, kardeşlikten yana oldu, bu sebeple ne ermenistan tarafından sevildi ne de avrupa ermenileri tarafından. hatta patrikle de arasının hoş olmadığı bilinir. tanıyanlardan dinlediğime göre; hrant tam bir halk adamı, cesur ve söylediğinin arkasında duran, samimi ve haklının yanında bir insan olmuştur. hrant dink cinayeti tabi ki 90 doğumlu bir çocuğun silahından çıkan üç kurşunla açıklığa kavuşturulacak bir olan değildir. asıl yapılması gereken bu büyük tezgahın arkasında kimlerin olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. huzur içinde yatsın.... O röportajda "En büyük lüksüm, Adalar'da teknemle balık tutmaktır" demiştir.
ahmet hamdi tanpınar'ın o mükemmel eseri "saatleri ayarlama enstitüsü"nün bir devamı niteliğinde de okunabilecek muhteşem eser. bu eserlere yeni bir roman daha eklenebilir, "Şair Öldü" sibel k. türker (doğan kitap)
Ãœsküdar toygartepesi'nde 19 rebiülevvel 1300'de (29 ocak 1883) doğmuştur. mehmet akif ersoy'un safahat'ta hakkında uzunca yazdığı, kapı komşuları "sait paşa Ä°mamı" rıza efendi, hiç yapmadığı birşey yaparak necmeddin bey'lere gelerek (necmeddin okyay henüz doğmamıştır.) kapıyı çalmıştır ve necmeddin bey'in babasına "bir oğlunuz olacak, ona necmeddin (dinin yıldızı) ismini ver" demiştir. o gece babası da rüyasında, yatak odasının penceresinde bir kuyruklu yıldız görünce çocuğuna bu ismi vermiştir. necmeddin okyay, mahalle mektebine (ilkokul) giderken kur'an-ı kerim hıfzına başlamış, "ravza-i terakki" rüşdiyesi'nde (ortaokul) hafız olmuştur. ravza-i terakki'de yazısı güzel olan necmeddin bey, hocaları talat bey'in teşvikleri sonucu rık'a, dîvanî, ve celî dîvanî'den icazet almıştır. talat bey, necmeddin bey'i arkadaşı abdülkadir ile birlikte nuruosmaniye medresesi vakıf odasında sülüs ve nesih yazılarını öğreten filibeli hacı arif bey'e götürmüştür. Ãœsküdar Ä°dâdîsi'ne (lise) devam eden necmeddin bey yazı derslerinin salı gününe denk gelmesi ve bu derse gitmesine müsade edilmemesi üzerine liseyi bırakmıştır. o yıllarda Ãœsküdar Özbekler degahı şeyhi hezarfen edhem efendi'ye ebrî (ebrû) ve âhar (yazı yazılacak kâğıtları yumurta akı veya nişasta gibi maddelerle cilâlanıp terbiye edilmesi) devama başlamıştır. Ãœstad, bu sanatı öylesine benimsemiştir ki "yazılı ebrî"den başka hercai menekşe, sümbül, lâle, papatya, karanfil, fulya, gelincik gibi çiçekleri ebrî'de canlandırmaya muvaffak olmuştur. bunlar ilk defa kendi buluşu olduğu için sanat tarihimizde "necmeddin ebrîsi" olarak geçmektedir... hamiş: Ãœstad'ın hayatını aktarmaya devam edeceğim...
-biraz da ebrûdan bahsedelim mi? - evladım, aslında "ebrî " (bulutumsu) olan kelime, halk arasında "ebrû"ya dönüşmüştür. buhara'dan gelen eski bir türk sanatıdır. kitre zamkı mahlûlü üstüne suyla karışmaz toprak boyalar, öd suyu ile ayarlanıp, fırça ile serpilir, muhtelif hoş şekiller yayılır. Ãœzerine kapatılan kâğıt bunları aynen emer, kurutulduktan sonra, yazıların etrafını, ciltleri vs. süslemede kullanılır... (yazan: m. uğur derman hayat mecmuası sayı: 51 / 1968)
odunpazarı konutları genelde iki tip olarak yapılanmış. Ä°lk tip konutların girişleri sokaktan, bahçeleri arkada, ikinci tip konutlar ise bahçeler önde, konutlar bahçe içinde olacak şekilde; 1, 2, veya 3 katlı olarak yapılmış. konutlar genelde bir sofa ve etrafındaki odalardan oluşmakta. çok katlı konutlarda zemin kat, mutfak, depo gibi servis hizmetlerine ayrılmış, oturma odaları, yatak odaları üst katlarda bulunmakta. odalarda, genelde pencerelerin önünde oturma sedirleri var. en az bir duvar, ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini veren dolaplardan oluşmakta. ayrıca oda kapıları ile dolaplar uyum içinde ve birbirine tamamlar nitelikte dizayn edilmiş. odanın kapısı açıldığında, kapı duvardaki rafların kapısıymış gibi görünüyor ve rafları kapatıyor. kapı kapandığı zaman ise raflar ortaya çıkıyor. ayrıca, duvarlarda günlük kullanım eşyaları için raf ve nişler var. katlar arasındaki hareketliliği sağlayan sofa, aynı zamanda konutların en büyük mekanı. geniş saçakları, kapıları, pencereleri, konsolları, tavanları, dolapları ve diğer ahşap işlerinde büyük bir ustalık ve zevk örneği gösteren konutlarda, kalem işçiliği ve oyma sanatının en güzel örnekleri görülebilir. konutlarda yapı malzemeleri olarak ahşap, kerpiç ve moloz taş kullanılmış. çatı örtüsü genelde oluklu kiremit. beyler sokak odunpazarı evleri yaşatma projesi'nin en önemli ayağını beyler sokak oluşturuyor. restorasyon çalışmasının başlatıldığı beyler sokak'ta bulunan 27 evin dış cephe ve çatı yenilenmesi gerçekleştirilmiş. beyler sokak'ta bulunan birbirinden güzel 27 tarihi evlerden bazıları, ünlü konuklar da ağırlamış. tiryaki paşa caddesi üzerinde bir yönü beyler sokak'ına bir yönü hasan tiryaki paşa caddesi'ne bakan iki katlı binada kurtuluş savaşı yıllarında yunan komutanının karargahı olarak kullanılmış ve cepheler bu binaya yerleştirilmiş. arif nihat asya 'bayrak' şiirini yine bu evde yazmış. geçmişte ünlü kişileri ağırlayan bu evlerde şimdilerde mütevazı insanlar konaklıyor. yeşil efendi konağı 'osmanlı evi' 'yeşil efendi konağı' ya da restorasyonu yapıldıktan sonraki ismiyle osmanlı evi. yeşil efendi konağı, 19. yüzyıl sivil mimarisinin güzel bir örneğini teşkil ediyor. konak, atatürk döneminde milletvekilliği yapan yeşil efendi tarafın kullanılmış ve ismini buradan almış. atatürk, eskişehir'e geldiği zaman bu konakta kalırmış. yeşil efendi konağı'nın tavanlarındaki süsleme dünyanın hiçbir yerinde yoktur desek mübalağa olmaz. her bir odanın tavan süslemesi farklı. ahşap oymacılık sanatının en güzel örneklerini yeşil efendi konağı'nda bulmanız ve görmeniz mümkün. odunpazarı dede mahallesi'nde bulunan konak restorasyon sonrasında giriş katı müzeye dönüştürülmüş. konağın girişinde sizi 200'ü aşkın 19. yüzyılda ev yaşantısını yansıtan kıyafetler karşılıyor. sergide kadın giysileri, takılar, kemeler ve bir çok eşya yer almakta. osmanlı evi, ziyaretçilerin hem sergilenen eşyaları inceleyebilecekleri hem de müze içersinde geçmiş dönemin havasını soluyarak yöresel tatları deneyebilecekleri bir müze-restoran havası içersinde hizmet veriyor. kurşunlu külliyesi projesini odunpazarı belediyesi'nin çizdiği kurşunlu külliyesi restorasyonunu vakıflar genel müdürlüğü tarafından yapılıyor. külliye, kanuni sultan süleyman zamanında sadrazam mustafa paşa tarafından 1525 yılında yaptırılmış. külliye içersinde yer alan; kütüphane, kervansaray, aşevi, mevlevihane, abdest alma yerleri, bahçe ve çevre düzenlemesi projeleri bitmiş ve restorasyon çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. külliye üzerindeki eskiyen tüm kurşun levhalar tek tek değiştiriliyor. kervansaraylar arasında yapıldığı günden itibaren restorasyona tabii tutulmayan tek kervansaray odunpazarı kurşunlu külliyesi'nde bulunuyor. atlı han tarihi tam olarak bilmemekle birlikte çok eskilere dayanan bir çarşı atlı han. odunpazarı'na gelen tüccarların kaldığı bir nevi kervansaray türü bir yer. ancak uzun yıllar kullanılmayınca harabeye dönmüş. bakımsızlıktan dolayı tamamıyla yıkılan han, orijinal yapısından esinlenerek restore edilip ticaret hayatına kazandırılmış. zemin ve birinci kattan oluşan atlı han, içersinde, sanat atölyeleri ile lüle taşı oymacılığı ve gümüş işlemeciliği, yöresel el sanatlarının üretildiği, teşhir ve satışının yapıldığı bölümlerin yanı sıra, restoran ve kafeteryaları ile sosyal hayata kazandırılacak ticari bir merkez olarak hizmet verecek. - alıntı - mehmet kuş - alıntı - sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |