son beğenilen tanımları genel istatistikler
http://gercekadnanmenderes.blogspot.com.tr/2013/09/oglu-her-seyi-kabul-ve-itiraf-etti.html
http://gercekadnanmenderes.blogspot.com.tr/2013/09/oglu-her-seyi-kabul-ve-itiraf-etti.html
(bkz: bafralı ahmed hamdi efendi)
(bkz: medresetü'l-kuzat )
(bkz: medresetü'l-kuzat)
(bkz: kadı ) (bkz: kuzat)
annesi: (bkz: tenzile erdoğan)
kabri soner yalçın'ın anlatımıyla nereye nasıl yapıldı: http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-calinti-mezarligi-571615/
Soner Yalçın hakkında şu bilgileri yazmış: --- alıntı --- 1888'de (bugün Bulgaristan'da bulunan) Silistre'nin Hezargrad kasabasının Ferhatlar köyünde doğdu. İlk tahsilini Rüştiye mektebinde yaptıktan sonra babası tarafından İstanbul'a gönderildi. Fatih Camii dersiamlarından Bafralı Ahmed Hamdi Efendi‘nin yanında bulundu. Tefsir, hadis, fıkıh ve bu ilimlerin usullerini tahsil ederek "diplomasını" aldı. Akademik öğrenim de yaptı; Süleymaniye Medresesi'ne bağlı Medresetü'l-Mütehassisin; ve bugün hukuk fakültesi karşılığında olan Medresetü'l-Kuzat'ı bitirdi. 1920'de Daru'l-Hilafeti'l-Aliyye medresesinde müderrisliğe başladı. Bu hayatı uzun sürmedi; 3 Mart 1924'teki Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği medreseler kapatılınca müderrisliği bırakmak zorunda kaldı. İstanbul vaizliğine atandı. Bu arada evlerde öğrencilerine dini dersler verdi. İlk dersi… Gedikpaşa Azakzade Apartmanı'nın bodrumunda, avukat Osman Bey, Hacı Refik, Mehmet Efendi, biletçi Hüseyin Efendi, esnaf Çırpanlı Mustafa Efendi, Beypazarlı terzi Ali, kalaycı Mehmet'e verdi. Sadece evlerde değil… Çatalca'da kiraladığı Halit Paşa'nın Kabakça Çiftliği ya da Lüleburgaz'daki pancar çiftliğinde topladığı talebelere ders verdi. Öğrencileri işçi olarak gösteriyordu! Konya Ereğli kırsalı ya da yolu olmayan Toros Dağları'nın tepelerinde "mandıracılık yapıyor" gibi gözükerek öğrenci yetiştirdi. Nakşibendiliğin bir kolu olan "Süleymancılığın" temeli böyle atıldı. Süleyman Hilmi Tunahan bu faaliyetleri sürecinde sorunlar da yaşamadı değil: 1939'da üç günlük gözaltı yaşadı. 1943'te Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından vaizlik yetkisi elinden alındı. 1944'te sekiz günlük gözaltı yaşadı. 1949'da CHP hükümetinin resmi Kur'an kurslarının açılmasına izin vermesiyle, 1951'de Konya Lezzet Lokantası sahibi Mustafa Doğanbey‘in Çamlıca'daki köşkünün birinci katında ilk Kur'an kursu'nu açtı. Bugün Süleymancılar'ın Türkiye'nin dört bir yanında kursları ve yurtları var. Eğitim-öğrenim yoluyla "örgütlenmeyi" ilk başlatan Süleymancılar, Fethullah Gülen‘e rol model oldu. Polis cenazeyi durdurdu 1957'de Bursa'da yaşanan bir dinci ayaklanma, Süleyman Hilmi Tunahan için sonun başlangıcı oldu. Bursa Ulu Camii'ye gelen ve "mehdilik" iddiasında bulunan bir takım dinciler gözaltına alındı. İfadelerinde kendilerini Süleyman Hilmi Efendi'nin gönderdiğini iddia ettiler. Bunun üzerine Süleyman Hilmi Tunahan, 59 gün Kütahya hapishanesinde tutuldu. Ve… Tarih: 16 Eylül 1959 Süleyman Hilmi Tunahan öldü. Süleymancılar, Fatih Sultan Mehmet'in mezarının da bulunduğu Fatih Camii haziresine defnedilmesi için Demokrat Parti‘ye başvurdu. DP Hükümeti'nin izin verdiği söylentisi yayıldı ve cenaze Fatih'e götürülmek üzere yola çıkarıldı. Fakat kalabalığın önü polisler tarafından kesildi. Fatih Camii haziresine gömülme izni verilmemişti. Polis olay çıkmaması için Karacaahmet Mezarlığı'nda mezar yerini bile hazırlamıştı ve cenaze oraya defnedilecekti! Kalabalık Altunizade'den Karaca Ahmet istikametine döndürüldü. Süleyman Hilmi Efendi Karaca Ahmet Mezarlığına defnedildi. İddiaya göre 1938'de bir sohbet meclisinde Süleyman Hilmi Efendi şunu söylemişti: "Öyle devlet adamları, öyle hükümetler gelecek ki, bizim için kazdırılan mezarımıza bile bizi koymayacaklar!" Tenzile Erdoğan'ın mezarı onun yanında. http://sozcu.com.tr/2014/yazarlar/soner-yalcin/erdoganin-calinti-mezarligi-571615/ --- alıntı ---
hiç mi acıtmıyor yapanların vicdanlarını? masumların mazlumluğunun tescillenmesi illa şart mı zalimler için? anne karnındaki bir bebeğin kurşunlanmış bedenini görünceye kadar ben de pek farkında değilmiydim neyse twetter'da o fotoyu görünce yok ya bu kadarı da fazla dedi yüreğim. daha doğmamış bebeğin ne suçu vardı? dünyanın neresinde yapılıyorsa bu şekildeki uygulama hepsi için ne olur yapmayın etmeyin öldürmeyin diye feryat edesim var.
--- alıntı --- İmam Busuri, 1212 Kahire doğumlu. Siyer ve hadis bilgini, Kuranı Kerim mektebi kurucusu ve eğitimcisi, katip, hattat. Aile hayatı, geçim telaşı ve geçirdiği felç hastalığı yüzünden, nice dertlerle bükülmüş bedenini, kanından damıtarak kaleme aldığı şiirleriyle avutan bir kimse... Bir gün rüyasında Sevgili Peygamberimizi (s) görüyor, Efendimiz yazdığı şiiri okumasını istiyor, 160 beyitlik kasidesini dinlerken sağa sola hafif şekilde sallanarak eşlik ediyor bu harikulade şiire... Kaside bittiğindeyse sırtındaki hırkasını (bürde) Busuri'nin sütüne atarak felçli bedenini sıvazlıyor. Şair uyandığındaysa garip bir hafiflikle gözlerini açıyor, felçten eser kalmamıştır... Şazeli tarikatına mensup olan Busuri'nin yaşadığı bu hal ve terennnüm ettiği kaside böylece meşhur oluyor, dilden dile ezberlenerek günümüze kadar geliyor... Bir tür siyer seyahati gibi de mısraları arasında dolaşabileceğimiz bu eser Prof. Mahmut Kaya tarafından dilimize çevrildi. Kaside-i Bürde hafızlığı bir Osmanlı geleneği, mübarek gün ve gecelerde okunması kadar felçli hastalara şifa olması temennisiyle dua ve niyaz olarak da okunması adetten... --- alıntı --- sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz. sözlük sistemi ile geliştirilmiştir. |