kumarbaz argümanı

arka bahçe

    müstakil evlerin arkalarında bulunan, asla ön bahçe*** kadar prim yapmamakla birlikte evin gençsakinlerinin kaçamakları başta olmak üzere gizli işler mekanı olmaya adanmış bahçedir.
    (10.07.2006 10:28)

papatya

    ezginin günlüğünün aşk yüzünden adlı albümünün en kısa ve en güzel parçasıdır. sözleri şöyledir;

    boynu bükük bir papatya olduğuma bakıp da
    senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma
    yedi kat yerin altından örgütlenip
    takılıverdim saçının arasına
    yedi kat yerin altından örgütlenip
    takıldım saçının arasına
    boynu bükük bir papatya olduğuma bakıp da
    senden vazgeçtim sanıp sakın aldanma...

    son zamanlarda iyice çığrından çıkan grubun bozulmadan önceki son güzel parçalarından biri olan papatya, bireysel ve toplumsal göndermelerini minimalist bir derinlikte tutmuştur.
    (09.07.2006 23:04)

afrasyab

    ihsan oktay anarın çok keyifli bir kitabına* adını vermiş kişidir.
    (09.07.2006 22:26)

keep talking

    pink floydun division bell albümündeki muhteşem bir parçadır. konuşmayan kişinin iççelişkilerini söze ve kurguya o kadar başarıyla dökmüş, bunun yanında o kadar iyi bir müzikalite yakalamıştır ki, insana bu tartışma alanının bu parçayla kapandığı hissi gelmektedir. sözleri şöyledir:

    for millions of years mankind lived just like animals
    then something happened which unleashed the power of our imagination
    we learned to talk

    there' s a silence surrounding me
    i can' t seem to think straight
    i' ll sit in the corner
    no one can bother me
    i think i should speak now (why won' t you talk to me)
    i can' t seem to speak now (you never talk to me)
    my words won' t come out right (what are you thinking)
    i feel like i' m drowning (what are you feeling)
    i' m feeling weak now (why won' t you talk to me)
    but i can' t show my weakness (you never talk to me)
    i sometimes wonder (what are you thinking)
    where do we go from here (what are you feeling)

    it doesn' t have to be like this
    all we need to do is make sure we keep talking

    why won' t you talk to me (i feel like i' m drowning)
    you never talk to me (you know i can' t breathe now)
    what are you thinking (we' re going nowhere)
    what are you feeling (we' re going nowhere)
    why won' t you talk to me
    you never talk to me
    what are you thinking
    where do we go from here

    it doesn' t have to be like this
    all we need to do is make sure we keep talking

    soru cevap şeklindeki kısımlarda ana sözleri david gilmourun, parantez içlerini kadın vokallerin söylemesi ise başka bir problem alanına işaret etmektedir.
    (09.07.2006 15:51)

mecidiyeköy

    istanbulun aynı anda hem iş hem ulaşım merkezi, hem de yerleşim yerlerinden biri olmayı becermiş, velhasıl bu keşmekeşin ortasında hava ve gürültü kirliliği içinde barınmaya çalışan mecidiyeköy sakinlerinin isyanlarından da anlaşılabileceği üzere pek de hoş bir senteze sahip olmayan, ulaşım için kullananların, üzerinden bir an önce çekip gitmeye can attıkları, kalabalıklar içinde kaybolmaya yüz tutmuş, acınası bir semttir. mecidiyeköyü insanlara hatırlatan en önemli simge ise, maçzamanlarında semte dayak yemiş gibi bir görüntünün yerleşmesine sebep olan ali sami yen stadıdır.
    (08.07.2006 18:02)

bahçelievler

    her şehirde mutlaka en az bir tane bulunan, nezih ve huzurlu bir mekanı çağrıştırdığı için tercih ediliyor olması muhtemel mahalle, semt ya da ilçe adıdır.
    (08.07.2006 17:45)

akin eldes

    yıllarca bulutsuzluk özleminin gitaristi olarak bilindikten sonra ilk albümü kafi ile caz piyasasında farklı bir soluk olarak hemen parlamış, gitarını konuşturmasını bilen, besteleri samimiyet kokan, çok akıllı bir erkek evlada sahip mülayim gitarist.
    (08.07.2006 16:11)

saplantı

    bir nesneye ya da olguya gereğinden fazla bağlanıp onu kişisel merkeze sağlıksız bir yakınlıkta tutmaktır. kişiye her an ya da her nesne veya olgu için zarar vermemekle birlikte saplantı sahibinin kendi kendisine yarattığı bir özgürlük kısıtlaması olması bile önüne geçilmesi gerektiğinin bir göstergesidir.
    (06.07.2006 20:37)

antre

    geçosmanlı ve yeni cumhuriyet zamanları türkiyesindeki fransız kültürü ve fransızca hayranlığından kalan, evin kapı önü bölgesini tarif eden, giriş anlamındaki kelimedir.
    (06.07.2006 19:43)

kırmızı oje

    2 - 7 yaş arası kız çocukların parmaklarında sıklıkla rastlanan ojedir; bu küçük bünyelerin hassas tırnak etlerinin hava almasını engelliyor olmakla birlikte, mini mini ellerinde de kırmızı kırmızı pek bir sevimli durur.
    (06.07.2006 19:40)

prehistorik

    90ların başlarında gayet popüler olmuş olan bir bilgisayar oyunudur. son derece sevimli karakterleri ve eğlenceli kurgusuyla 80 küsur kuşaklarının çocukluk anılarında yerini almıştır.
    (04.07.2006 23:06)

yaratmak

    somut ya da düşünsel olarak varolmayan bir nesneyi varetmektir. yalnızca tanrıya mahsus olduğu gibi tek tanrılı din kökenli bir görüş bulunmakla birlikte, çeşitli bağlamlarda herkese ve her şeye nasip olabilir.
    (30.06.2006 11:57)

benzemek

    bir varlık ya da olgunun diğer bir varlık ya da olguyla insan algısının yan yana getirebileceği kadar çok ortak noktasının bulunmasıdır.
    (30.06.2006 11:46)

çevirmek

    döndürmek anlamına geldiği gibi telefon numarasını tuşlamayı anlatmak için de kullanılır. üzerindeki numaralı deliklere parmak sokulup döndürülen eski telefonlardan miras kalmıştır.
    (29.06.2006 18:52)

sayfa: 1-2-3-4-5...-18

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.