sibirya kurdu

    yapılan bir araştırmaya göre* köpek ırkının en aptal üyesiymiş. korkutucu görüntüsünün aksine* tam bir insan ve oyun canlısı olduğunu söyleyebilirim. eğer bahçeniz için bekçi niyetine vs istiyorsanız kesinlikle yanlış bir tercih yapmışınız demektir, hemen yanında bulunan arabaya giren hırsıza havlamaya tenezzül etmeyecek kadar da insan canlısıdır bu hayvan. *

    kişisel not: 2 sene boyunca bahçemde baktığım için ilk başta beni kınayan arkadaşlarım, bu güzel canlıyı sibirya'dan ben getirmedim. sadece tıkıldığı depoda bulunmasına katlanamayıp bahçeme koydum.* gönül isterdi ki sibirya'ya gönderelim, ama rahatı için elimden geleni yaptım. biliyorum siz de çok fazla bağlandınız. * beni görmeye geliyormuş gibi yapıp dakikalarca bu güzel hayvanı seveniniz de oldu. ama bu kırılan 2. araba camı. aile baskısına dayanmak kolay olmuyor. hem merak etmeyin gittiği yerde mutlu*

    not 2: türkiye'de yaşayıp bu köpeği beslemek istiyorsanız vazgeçin. bu kadar basit. sizin aldığınız her hayvan başka bir hayvanın buraya gelmesine neden oluyor. gerçekten caaaanım köpek telef oluyor sıcağın altında. kar yağdığında * serbest bırakıp karların üzerinde yatmasını, koşmasını izlemek bile insanı hüzünlendirmeye yetiyor gerçekten. bilgisayar alacağım paradan fedakarlık yapıp içinde dolaşabileceği, 12 metrekarelik üzerinde çatısı bulunan * yaptırdığım bahçeli kulubesinde bile sıcaktan bunalıp dili sürekli dışarda perişan halde yatıyordu. gidin kangal filan alın onlar da yavruyken tatlı oluyor.
    (11.01.2008 10:57)

sarımsak soğan yeme yasağı

    soğan ve sarımsağın hatta parfümün üzerinde "soğan sağlığa zararlıdır", "sarımsak kan dolaşımını azaltır ve cinsel istikrarsızlığa sebep olur", "parfüm kansere yol açar ve etrafınızdakilere zarar verir" tarzında yazılar olmasına gerek olmadığı takdirde* saçma sapan bir öneridir.
    ama söz veriyorum sarımsak yememin başkalarının sağlığına bir zarar verdiğini öğrenirsem, sarımsak yemeyi derhal bırakacağım. *
    (06.01.2008 17:56)

fenerbahçe galatasaray derbisi

    dünyanın 1 numaralı derbisidir diyenlere "bi git çay koy" denmesi gereken derbidir. türkiye haricinde hiç bir yerde yayınlanmayan, en fazla yurtdışındaki gazetelerde ufak bir sütunda bahsedilen, ama her şeyi abartan milletimiz sayesinde no1 e koyulan ve her birinden önce "asrın derbisi" tanımlamasına mahsar olan türkiye'nin en büyük derbisidir.

    boca juniors - river plate, inter milan - ac milan, atletico madrid - real madrid, manchester city- manchester united, celtic - glasgow rangers, roma - lazio derbileri varken bu derbimize pek laf düşmez. ama yine de zevklidir, severiz.
    (06.01.2008 17:25)

aceto balsamico

    http://acetobalsamico.blogspot.com adresinde yer alan, mükemmel üslubu ve kaliteli alın teriyle hazırlanmış haberleriyle her futbol aşığının takip etmesi gereken süper bir blog. bir süre takip edildikten sonra fanatik fotomaç gibi gazeteleri görünce kusma hissi uyandırıyor.
    (29.12.2007 12:03)

mynameis

    mynameis mrty diyip geyiğin dibine vurmak istediğim vampir.
    (20.12.2007 15:22)

toplum gönüllüleri vakfı

    yönetim kadrosuna, genel olarak yapılanlara baktığımda bir etnik kökenin izlerini çok sık gördüğüm, bir sıralar içinde bulunup sonra olanlara uyandığım ve tamamen uzaklaştığım oluşum.

    edit not: yukarıda bahsettiğim durum tamamen kişisel gözlemime dayanmaktadır. kimsenin üzerinde bir bağlayacılığının olmamasını dilerim.
    (20.12.2007 01:32)

sirma sacli pastirma

    uzun uzun yazamadığımı da biliyor bu adam, onu çok sevdiğimi de..
    (17.12.2007 22:51)

mrty

    seneler önce bir gün sonra * kapı açıldı, bir hemşire adama doğru gülümseyerek yaklaştı; "geçmiş olsun bir oğlunuz oldu, buyrun sizi götüreyim" dedi. mutluluktan gözleri nemlenen adam biraz tedirgin, biraz evvelki halinden daha sakin ama bambaşka bir heyecan yaşayarak yaklaştı; karşısında onu her gördüğünde binlerce kez hamd edeceği oğlu duruyordu. biraz kekeleyerek yavaşça hemşireye sordu;

    "hemşire hanım bu çocuğun kafası çok büyük, oğlum büyüdükçe kafası küçülür değil mi?" *

    *
    (17.12.2007 22:50)

mrty

    kesinlikle iyi yazamayan, bu konuda yeteneği olmayan vampir. yüzyüze konuşup aklınca tavsiye verdiği, fikirlerini söylediği arkadaşlarına bile msnde 2 kelimeyi yanyana getirip birşey anlatamayan o yüzden telefon faturası her ay bir yerlerine kol gibi kaçan ahlaksız ve asabi, okumayı seven ama yazmayı beceremeyen, karşıdakinin haklı olduğunu düşündüğü anda özür dilemesini de bilen, ön yargılarından arınmaya azami gayret gösteren kişi.

    şimdi bunları niye yazdım? argus gibi, mantyyser gibi, mistaneek gibi, tulkas gibi, queen gibi, hazeyame abla gibi yazamadığım, hatta bırakın onları sırma saçlı pastırma ve assassin kadar bile yazamadığım için * uzun zamandan beri yazmamayı tercih etmemin, buna rağmen sözlüğü iyi bir şekilde takip edip yazılanları sadece okumamın sebebini açıklamak istedim. *

    buraya yazdığım şeyler genelde futbolcu, takım tanımlarıyla haksızlığın en büyüğünün yapıldığını, ön yargının en büyüğünün gösterildiği, yazarların egoistliklerini tavana vurdurdukları konular olarak gördüğüm, cumhurbaşkanı seçimi, türban, seçimler vs vs gibi başlıklardı. * sonra dedim ki, bu konular böyle ortamlarda böyle şekillerde çözülmüyor, tam tersi işin içinden çıkılmaz bir hal alıyor olay. kutuplaşmalar tavana vuruyor, zirvelerde sarıldığın, msnde saatlerce konuştuğun can ciğer kuzu sarmalarınla tartışıyosun, hatta kavga ediyorsun. ben şahsen arada sırada küfürleştim de. *. bu olaylar diyara, kendime * ve savunduğum fikirlere zarar verince de bu konularla ilgili yazmamaya karar verdim, sonra da normal olarak yazabileceğim birşey kalmadı.* tabii ki kimseye "kardeşim böyle şeyler yazmayın, bize ne sizin türbanınızdan bilmemneynizden" deme hakkımı kendimde görmüyorum, o yüzden bir ara tebessümle izlediğimiz "banane" olayıyla uzaktan yakından bir ilgim alakam da yok.

    türbanist, amasya kız meslek lisesi, türban demokrasisi gibi birkaç başlığı görünce güldüm ve aklıma bu nedenler geldi. zaman birlik beraberlik zamanı bırakın bu olayları, millet çıkıyor uzaya biz hala yaya gibi geyiklere de girmeyeceğim. yazın abicim, yazın okuyalım fikirlerinizi görüp onlar üzerinde * düşünelim. ama birazcık empati *. çok mu?

    aylardır yazmadığım, çok az sayıda karma kullandığım halde mesaj kutumdan mesajlarını eksik etmeyenlere de sevgilerimi saygılarımı sunuyorum.

    hepinizi takip ediciiim anacııım.

    kaydetmeden önceki edit: bu yazıyı bile yazamayarak kendimi tebrik ediyor, sizlerin selameti için sözlükten hızlı adımlarla kaçıyorum *
    (10.12.2007 21:56)

alfa romeo

    eğer arabanıza kız gibi bakıyorsanız, tam anlamıyla bir otomobil tutkunuysanız, ufak tefek sorunlar sizi arabadan soğutmayacaksa ve siz kendi sağlığınızdan daha çok arabanızın sağlığıyla ilgilenebilecekseniz, dikkat çekmeyi seviyorsanız, farklı olmayı seviyorsanız ve arabadan anlıyorsanız, bir de biraz fazla benzin yakmayı cebiniz yiyorsa kesinlikle tercih etmenizi tavsiye ettiğim otomobil markasıdır.
    (21.11.2007 23:43)

alfa romeo 159

    çok iyi bir konfor ve performans sunan, acayip yırtıcı görünüşüyle etrafındakilere bir dönüp baktıran spor aile otomobili. içi gayet geniş, deri koltuklarından inmek istemiyorsunuz. motoru çalıştırdığınız anda klasik alfa romeo sesi ruhunuzu okşamaya başlıyor, bir de yola çıktığınız zaman biraz devirli kullanırsanız araba kullanmanın tamamen keyfine varıyorsunuz. yalnız diğer alfa modelleri gibi bu da çok hassas bir araba, çukurlu ara yollarda çok dikkat etmek gerekiyor. biraz hor kullanırsanız sağından solundan sesler gelmeye baya erken zamanda başlıyor ne yazık ki. sınıfındakilerden daha fazla benzin yaksalar da, istanbul'a göre biraz hassas olsalar da, hatta biraz sorunlu olsalar da her gün kullandığım 147 ve arasıra kullanma şansına eriştiğim 159 için diyebilirim ki, alfa kullanmak araba kullanmaktan gerçekten çok farklı.
    (21.11.2007 23:28)

21 kasım 2007 türkiye bosna hersek maçı

    değişik duygularda izleyeceğim, türkiye'nin euro 2008 kader maçı. tabii ki türkiye'nin euro 2008'e kalmasını istiyorum fakat alınacak bir galibiyetle, bu kadar aktarılacak yer varken futbolculara 400küsür bin euro prim verilecek olması, euro 2008'e ayak bastı parası olarak alınacak 7milyon euronun büyük kısmının böylece heba edileceği gerçeği ve egosundan artık balon gibi uçan şakacı fatih terim'in en az 1 sene daha milli takımımızın başında duracak olması beni farklı düşüncelere de sürüklemiyor değil. yunanistan, moldova, malta maçlarında oynanan saçma sapan oyundan,sahaya sürülen alakasız kadrodan sonra bir galibiyetle her şeyi unutup, bizi bu noktaya getiren oyunculara bu kadar primin verilecek olmasını da işten anlamayan yöneticilere ve milletçe balık hafızalı olmamıza bağlıyorum.

    ps: -tamamen kendi görüşüm- bosna maçının oynanacağı stad norveç maçından önce belirlenmişti. tabii çoğunluğun norveçte alınacak bir galibiyetten umutlu olmadığı için maçın fatih terim ve futbolculara en az tepkinin verileceği ali samiyen stadında oynanması uygun görülmüş olabilir. inönü ve şükrü saraçoğlu stadlarında bu kadar baskı yaratan bir atmosfer varken maçın ali samiyen de oynanması da tam anlamıyla saçmalıktır.
    (21.11.2007 12:38)

kapalı hava

    evde oturup cips kola çikolata triosuyla film seyretmeye en uygun hava.
    (21.11.2007 12:31)

şahin sancar

    18 yaşındaki bir gencin aşırı hız yüzünden yaptığı kazada ne yazık ki 33 yaşında hayatını kaybeden marmara boğazları ve belediyeler birliği koordinatörü, istanbul il ve beykoz ilçe yönetim kurulu üyesi. hergün büyük bir kayıtsızlıkla okuduğum ölümlü gazete haberlerinden çok farklı duygularla bir haber okumama sebep oldu bu kez. yakın zaman önce evlendiği eşine ve ailesine sabır, kendisine allah'tan rahmet.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7522645.asp?gid=180&sz=49646
    (20.10.2007 12:16)

abdullah gül ü beğenmeyen vatandaşlıktan çıksın

    recep tayyip erdoğan'ın tasvip etmediğim bir üslupla söylemiş olduğu söz. fakat bu konuda atıp tutanların ne yazık ki türbanlıları arabistana irana malezyaya gönderenlere karşı sessiz kalması hatta alkış tutması da ironinin önde gidenidir herhalde. *
    (25.09.2007 12:29)

sayfa: 1...-3-4-5-6-7...-34

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.