linç kültürü

    ülkede bol bulunan, gelişmekte olan, her geçen gün biraz daha derinleşmekte sakınca görmeyen kültür.
    mor renk görünce dayanamıyorum, tarz olarak da çok hoşuma gittiyse çok fazla incelemeden heyecanla aldığım kıyafetler olabiliyor. yine böyle, t-shirt'ümsü bir şeyi deli gibi seve seve almışım, giyiyorum, fakat tanımadığım -bazı-insanlar hoşnutsuz bakıyor, aldırmıyorum. ancak birkaç ay sonra görüyorum ki kıyafetin ortasında bir haç işareti varmış fakat üzerindeki desenler öyle güzel kamufle etmiş ki ben bile, bana dışarıdan bakan bir yabancı kadar görememişim kendimi.
    benzer şekilde, hiç çıkarmadığım, çok sevdiğim, kanatları açık, başı yana eğik melek figürlü küçük bir kolyem var, yine bazı hadsiz, 'a-aa din mi değiştirdin sen, kolyendeki çarmıha gerilmiş isa mı, ne o?' diye sorup baş ağrıtan insanların farkında olmadan desteklediği kültür işte bu.
    bunlar çok basit, belki konu bile edilmeyecek örnekler. fakat bu ülkede bizim gibi yaşamayan yabancıların çektiği sıkıntılar hakkında ipucu veren örnekler. daha derinlerde kendi içimizde bile bizi birbirimize düşman eden düşünce, yaşayış tarzı ve ideolojik görüş temelli nice büyük sorunlar var linç kültürünün kıskacında kalan.

    biz, bizden farklı olanı algılayamadığımız için saldırıya geçmeyi en doğal hakkımız gibi gören insanlarız. bizim en iyi yaptığımız şey bu. ne saygımız ne sevgimiz ne de hoşgörümüz... yok.
    (11.02.2011 00:10)

esta bien

    isp.: 'tamamdır'
    bu cümleyi en iyi tanımlayan kelime kesinlikle budur. literal anlamı ise: 'bu iyi'
    (10.02.2011 23:31)

can

    ben hariç dünyanın geri kalanının 'kan' diye okuduğu ingilizce şeysi.
    ilkokul dördüncü sınıftaki ingilizce öğretmenime öpücüklerimi gönderiyorum, ağaç cidden yaşken eğiliyormuş ve bir daha düzelmiyormuş.
    (10.02.2011 23:24)

leann rimes

luz

    isp.: ışık.

    eres... la luz de mi vida.
    (10.02.2011 23:17)

barney stinson

    it's going to be legen -wait for it- dary! repliği kendisinden daha ünlü olan karakter.
    two and a half men'in charlie harper'ı varken kendisini yok sayıyorum.
    (10.02.2011 22:53)

hips don t lie

    günlerdir lanetlenmiş gibiyim. komo se yama, bonita, mi kasa su kasa... diye geziyorum.
    ne yapışkan, ne lanet ve ne saçma bir şarkıymışsın sen. shakira, popona gösterdiğin özeni şarkılarına da göstersen keşke.
    şarkının ispanyolca kısmı güzel ama o bile kurtarmıyor işte.
    (10.02.2011 22:49)

caramel macchiato

    herhalde içtiğimiz en karamelli şey olsa gerek. kahve diye geçiyor tabii ama sırf karamel içiyormuş gibi oluyor insan.
    sonrası karamel koması. formda kalmayı baltalayan bir starbucks kötülüğü. arada bir aklıma geliyor, çikolatadan bile belli bir süreyle uzaklaşabiliyorsam senden de uzaklaşırım diyorum ve geçiyorum.
    (10.02.2011 22:44)

amiga mia

    alejandro sanz şarkısı. lady gaga ne tatlı alejandro diyor bu arada, anmadan geçmeyelim. ale-ale-y-handro.

    'arkadaşım benim'

    amiga mía, lo sé, solo vives por el,
    que lo sabe también, pero el no te ve
    como yo, suplicarle a mi boca que diga
    que me ha confesado entre copas,
    que es con tu piel con quien sueña de noche
    y que enloquece con cada botón que
    te desabrochas pensando en sus manos.
    el no te ha visto temblar, esperando
    una palabra, algún gesto un abrazo.
    el no te ve como yo suspirando,
    con los ojitos abiertos de par en par,
    escucharme nombrarle.
    ¡ay amiga mía! lo se y el también.

    amiga mía, no se que decir,
    ni que hacer para verte feliz.
    ojalá pudiera mandar en el alma o en la libertad,
    que es lo que a el le hace falta;
    llenarte los bolsillos de guerras ganadas,
    de sueños e ilusiones renovadas.
    yo quiero regalarte una poesía;
    tu piensas que estoy dando las noticias.

    amiga mía, ojalá algún día escuchando mi canción,
    de pronto, entiendas que lo que nunca quise
    fue contar tu historia
    porque pudiera resultar conmovedora.
    pero, perdona, amiga mía,
    no es inteligencia, ni es sabiduría;
    esta es mi manera de decir las cosas.
    no es que sea mi trabajo, es que es mi idioma.
    (10.02.2011 22:30)

hey you

    pink floyd'un daha fazla uçamayacağı, bundan daha başarılı bir şarkı daha yapsaydı muhtemelen kaldıramayacağı, basınçtan falan patlamasına neden olabilecek bir şarkı.
    insanı ele geçiren bir şey. pink floyd'un zamanın ötesinde müzik yapması gibi, zamanın ötesinde -bilmiyorum neresinde- bir şarkı.
    tanımlayamadım bile.
    (10.02.2011 22:14)

pronto italia

    adından da belli olduğu üzere ağırlıklı olarak italyancaya yoğunlaşsa da ispanyolca dersleri de veren bir dil kursu. bağdat caddesi'nde yapı kredi binasında, jerfi'nin yanında bulunur.

    (bkz: firenze dil merkezi)
    (10.02.2011 22:04)

jerfi

    bağdat caddesi'nin en sakin yerinde, yapı kredi'nin yanında bulunan çok tatlı bir cafe-bar-restoran.
    (10.02.2011 21:58)

polka

    polonya halk dansı. hani şu alfabesinde sesli harf bulunmayan millet var ya... hani fransızcayı bile sevdiren millet.
    (10.02.2011 21:47)

persona grata

    çok sevilen, saygı duyulan, istenen adam anlamında latince ifade.
    politikada özellikle çok kullanılır, eğer latin amerika'da yaşıyorsanız.

    (bkz: persona non grata)
    (10.02.2011 21:28)

tatlı hayat

    yorgo - ihsan, menekşe - ihsan diyaloglarının uçurduğu en başarılı türk sit-com'u idi.
    aslında sadece ihsan karakteri bile diziyi uçuruyordu.
    (10.02.2011 20:51)

sayfa: 1-2-3-4...-38

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.