susmak

    bazen imkansızdır. öylesine doluşur ki içe duygular susmak imkansızlaşır, dolanlar dudaklardan boşalır.

    bazen en güzel sığınaktır. bir kapanınca dudaklar kimse giremez içeriye ve göremezde kopan fırtınayı, bilemez kişinin ardına sakladıklarını.

    bazen en okkalı cevaptır. söyleyen söylediğiyle kalmış karşısındaki umursamadığını belli etme gereği bile duymamıştır.

    bazen en güzel cevaptır. sunulan teklife tatlı bir sessizlik içinde gözler cevap vermiş. belkide o anki susuş milyonlarca kelimeye vazgeçilmezleştirilmiştir.

    bazen en büyük cezadır. susuştan gelen o sessizlik mahkum için en ağır işkenceden daha da katlanılmazdır.

    aslında hiçbir şey yapmadan çok şey yapmış olmaktır.
    (30.04.2008 00:18)

jiguli

    (bkz: ciguli) *
    (29.04.2008 18:13)

keçeli kalem

    gece masum masum uyuyan arkadaşa yüzüne bıyık, benek ya da başka türlü komik bir ifade yerleştirmek suretiyle eşek şakası yapmak için kullanılabilicek en ideal kalemdir. sabah uyanıpta yüzündeki şahaserden haberi bile olmadan diğer insanların neden böylesine sırıtmakta olduğunu düşünerek lavobanın yolunu tutan arkadaşın, aynada yüzünü görüp şaşırıp kaldıktan sonra bir de bu işin keçeli kalemle yapıldığını anladığında sinir kirzilerine girmesi muhtemeldir. ***
    (29.04.2008 17:58)

hala aşk var mı

    müziğin yanında insanın içine bir şeyler aşılamayı, düşündürebilmeyi başarmış şarkılardandır.

    ayrıca insanın kendine sık sık sorduğu* sorulardan birisidir...

    "hala aşk var mı?"

    cevabı "yok" olandır...
    (27.04.2008 15:43)

can sıkıntısı

    yapılması gereken bir sürü iş yapılarak doldurabilinicek ama bünyenin tembelliğinden dolayı boş olan anların oluşturduğu durumdur. işleri, oluşumları, düşünülmesi gereken durumları sürekli erteleme sebebidir.
    rastgele butonunu aşındırmaya da neden olabilir.
    (27.04.2008 15:08)

şirinlikten geberiyor

    "her şeyin fazlası zarar" sözünden yola çıkılarak oluşturulduğunu düşündüğüm cümle.nasıl? şöyle; nasıl ki bir çok derde deva olan bitkilerin fazla tüketimi, iyileşmek için bazen tek çare olan antibiyotiklerin fazla dozda alımı peşinde başka türlü rahatsızlıklar getirebiliyor ise şirinlik özelliğide bünyede fazlaca bulundurulduğunda zararlı olabilir.**

    aslında nazardan esinlenilerekte oluşturulmuş olabilir.hani kişi o kadar şirindir ki nazar deydirmişlerlerdir.

    a teyze: " falancanın kızı fişman vardıya..."
    b teyze: " eee..."*
    a teyze: "çok hasta olmuş bu sefer. hastaneye kaldırmışlar.kurtuluşu yok diyolarmış."
    b teyze: " vah vah... yazık yavrucağa. çok tatlı, çok şirin bir kızdı. kesin nazar deydirmişlerdir."

    **
    (27.04.2008 13:30)

bu sabahların bir anlamı olmalı

    her sabah bir umut eşliğinde daha bir alevlenen aşkı anlatan şarkı. anlamlı olmalı sabahlar çünkü hissedilenler boşa gitmiş olmamalı.umudun yokluğunu anlatan şarkı.sevgilinin yokluğunu anlatan şarkı. hüzünlendiren şarkı.

    youtube daki vidyosunda anthony' in ölümünü konu edinip beni daha da hüzünlendiren şarkı.**
    işte o vidyo*



    (26.04.2008 20:18)

şeker kız candy

    her çocuğun* kıyısından, köşesinden izlemiş olduğu pembe dizi tadında* çizgi dizi. bu çizgi diziyi izlemeyen bile başlangıç müziğini duyunca takılmadan yapamaz.

    **





    (26.04.2008 19:24)

koala

    "koala" dharuk dilindeki gula kelimesinden gelmektedir. avustralya' da yaşayan otçul, memeli,keseli*, sempatik ve şirin bir hayvan çeşididir. küçükken sorulan "en sevdiğin hayvan nedir?" ya da
    "hangi hayvanı beslemek isterdin?" sorularına tek ve vazgeçilmez cevabımdı. **
    (26.04.2008 18:09)

fragile dreams

    anathema klasiklerinden bir süper şarkı. "bu adamalar müzik yapmasını gerçekten biliyor!" dedirtiyor bana her seferinde. öncelikle bir müzik ziyafeti çektiryor bu şarkı. müziğe doyuyorsunuz; her notayı beyninizde yüreğinizde, bütün benliğinizde hissederken. * sakin bir tınıda başlıyor müzik.acelesi yok. yavaş yavaş yükselirken tınısı artık sizi kendine hapsetmiş oluyor. iliklerinizde hissediyorsunuz gitarın telindeki titreşimi. sonra o büyülü sözler doluşuyor kulaklarınıza...

    sözleride en az müziği kadar derin ve anlamlıdır;

    Countless times I trusted you,
    Sayısız kere sana güvendim,

    I let you back in,
    Geri gelmene izin verdim,

    Knowing... Yearning... you know
    Bilerek... Özlemle... bilirsin

    I should have run... but I stayed
    Koşmalıydım... ama kaldım

    Maybe I always knew,
    Belki her zaman biliyordum

    My fragile dreams would be broken for you.
    Benim kırılgan hayallerim senin için parçalanmış olacaktı.


    Today I introduced myself,
    Bugün kendimi tanıştırdım

    To my own feelings,
    Kendi hislerimle

    In silent agony, after all these years,
    Sessiz ıstırap içinde , bütün bu yıllardan sonra

    They spoke to me... after all these years
    onlar benimle konuştular.. bütün bu yıllardan sonra

    Maybe I always knew...
    belki her zaman biliyordum...
    *

    (26.04.2008 15:33)

madımak

    keçimemesi, kuşekmeği, süğüt otu olarakta bilinen bu ot bahar yağmurlarının ardından gösterir mütevazi yüzünü. çok ilgi çekici bir görünüme sahip olmamakla birlikte çokça faydalı işler yapmaktadır. dedim ya mütevazi bitki*. şeker hastalığı, böbrek taşı rahatsızlığına iyi geldiği söylenir. ayrıca; bu bitkinin kurutulmuş yumrusundan hazırlanan çay, mide ve bağırsak hastalalıklarına, dizanteriye karşı antiseptik olarak kullanıldığı gibi karın ağrısı, ishal gibi problemler içinde yardımcı olur bizlere. *
    bu otu direk yemek biraz zor olduğundan* genelde yemeği yapılır.

    işte bu yardımsever ve mütevazi olduğu kadar lezzetlide olan ot*;






    (26.04.2008 14:42)

terk eden

    genellikle giden kişi olarak algılanandır. her şeye baktığımız gibi bakarız terk etmeye de... sonuçtan başlarız incelemeye; sebepleri bilmeden.

    halbuki;

    her gidişin bir sebebi vardır, terkedişin de... *

    "kimdi giden kimdi kalan? *
    aslında giden değil
    kalandır terk eden
    " *

    (26.04.2008 01:17)

bacak bacak üstüne atmak

    *

    ilk tanımımı yapmak üzere rastgele butonunu tıkladığımda karşıma çıkan başlığı oluşturan söz öbeği.

    genellikle hanımlar tarafından tercih edilen ama beyfendiler tarafından da kullanılabilen oturma şeklidir aslında.
    bir bacak* normal bir şekilde koltuktan, sandalyeden* aşağı uzatıldıktan sonra diğer bacağı* onun üzerine doğru koyma eylemidir.
    küçükler, gençler bu eylemi büyüklerinin yanlarında yaptıklarında yerine göre kaş göz işaretleriyle, yerine göre sessiz bir azarlama repliği eşliğinde uyarılırlar. bazen kimsenin umrunda olmadığı da olur ama. bir süre sonra üstte kalan bacak uyuşacağından bacaklar yer değiştirebilir.

    bir de mini etek giyinenler çokça tercih ederler bu oturma biçimini.artık niçin ben bilmiyorum. *

    *
    (26.04.2008 00:46)

sayfa: 1...-11-12-13

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.