aşk

    hakkında o kadar konuşulmuş, şiirler şarkılar yazılmış olduğu halde kimsenin hiçbirzaman bilmediği hadisedir. tarifi mümkün değildir zannımca, anlayabilmek için yaşanmalıdır...
    (30.09.2006 21:36)

üniversite

    değeri bitirildiği zaman anlaşılan eğitim kurumudur. ders çalışmak sıkar, sınavlar bıktırır, hocalar takar, okulu uzatırsınız belki, "bir kurtulayım şurdan arkama dönüp bakarsam namerdim" dersiniz. ama kazın ayağı bildiğiniz şeklinde değildir bu sefer. sonradan kepli fotograflarınıza bakıp bakıp ağlarken her gördüğünüz öğrenciye üniversiteye mutlaka girip o ruhu yaşamasını tembihlersiniz.
    (30.09.2006 21:31)

sen bilirsin

    sen karar ver ya da sana bıraktım, nasıl istersen öyle olsun manasına gelir. fakat karşıdaki insanı sıkmak dışında hiçbir işe yaramaz. çok sık kullanıldığında "aman be birşeye de sen karar ver! yeter artık, sen bilirsin sen bilirsin nereye kadar!!!" gibi bir tepkiyi beraberinde getirmesi muhtemeldir.
    (30.09.2006 21:11)

nev

    "mühürlü kaderim" adlı şarkısıyla insanı hüzünlere gark eden, akabinde "aşk " adlı şarkısıyla insanı aşık eden şarkıcıdır. bu yüzden bende yeri çok ayrıdır...
    (30.09.2006 18:53)

zibidi

    anne - babanın beğenmedikleri şeylere getirdiği yorumdur. misal, annneee şu pantolona bak ben bunu alıcam dersiniz, "ay o ne öyle yırtık pırtık sen de hep böyle zibidi şeyler beğeniyorsun" der. bazıları da sevilen, haylaz, şirin bulduğu insana söyler. "bak bak bak zibidiye bak" veya "ne yapıyorsun sen orda bakıyım zibidi şeyyy" gibi...
    (30.09.2006 18:43)

piyasa yapmak

    eğer üniversitede okuyorsanız her boş derste veya öğle arasında duyacağınız tabirdir. şöyle ki:

    - amaan hoca da gelmedi burda oturacağımıza kantine gidelim piyasa yapalım biraz.
    -( kantinde takılan arkadaşlarla karşılaşıldığında) oooo piyasaya vermişsiniz kendinizi

    ya da:
    - ders başlıcak abi hadi kalk gidelim
    - gelmiom lan derse falan, piyasa yapcam azcık
    (30.09.2006 18:36)

elbet bir gün buluşacağız

    bestesini mustafa seyran'ın yaptığı, muhayyer kürdi makamındaki her daim dinlenilesi, unutulmaz bir türk sanat müziği eseridir. birbirinden ayrı kalmak mecburiyetindeki sevgililer bu eseri her duyduğunda gözlerden illaki bir iki damla yaş akıtır. eğer sevgiliniz msnde görüntülü konuşma yaparken bu eseri size canlı canlı çalıp söylüyorsa, o size soğuk camın ardından bakarken gözyaşlarınız sel olur akar... durdurmak imkansızdır, eser o derece dokunaklıdır.
    (30.09.2006 18:10)

sen benim kim olduğumu biliyor musun

    söylenmesi zevkli bir cümledir esasında fakat karşıdakinin tepkisiyle de ziyadesiyle ilintilidir. örn: öğretmen olan babanıza birşey götürmeniz gerekmiş ve kapıdaki nöbetçi öğrenci kisvesine bürünmüş velet ısrarla kapıyı açmamışsa camı yumruklayarak "sen benim kim olduğumu biliyor musun?" demeniz birşeyi değiştirmez. otomatiğe bağlamış velet ısrarla "velilerin girmesi yasak" diyorsa, babaya telefon etmekten başka çare kalmaz. boş yere kontör gider, asabiyet artar, içeri girilirken velede pis pis bakılır ve belki de çaktırmadan enseye bir şaplak atılılr. tecrübeyle sabittir yani.
    (30.09.2006 17:53)

alkım kitabevi

    bana huzuru hatırlatan kitap evidir.içeriden herzaman klasik müzik ya da jazz ezgileri duyabilirsiniz, bazı rafların önünde bulunan masalar sayesinde kitapları oturarak inceleme olanağı da vardır.ama en güzel yanı miss gibi kitap kokusunu içinize çekebilmenizdir.her defasında abim kolumdan çekerek zorla dışarı çıkarır beni, yoksa orda kalırım, hiç çıkmam.
    (21.09.2006 11:12)

özür dilemek

    esasında söylenmesi çok basit iki kelimedir fakat bünyesinde ziyadesiyle gurur barındıran insanlar öyle kolay söyleyemez, iki tarafın da acı çekme süresini uzatırlar.
    (20.09.2006 21:43)

yağmur atacan

    reklamlar ve lise dizilerinin sempatik oyuncusu olarak anılırken pınar altuğ tuzağına düşüp gözümde karizmasına derin yarıklar açan kişidir.
    (20.09.2006 20:52)

iş gücü arzı

    iş gücü talebinden daha fazla olduğu durumlarda işsizliğin meydana geleceği olgudur, gelişmemiş ülkelerde sıklıkla görülür.
    (20.09.2006 20:19)

ayrılık vakti

    gelmesi hiç istenmeyen andır. elleriniz ellerine sıkıca yapışır, zaman dursun istedikçe saniyeler adeta birbiriyle yarışır. tren, otobüs vb...ne alıp götürecekse sizden sevdiğinizi bir an önce hareket etmek için sabırsızlanır. çaresizlik içinde susarken, belki de gözlerinizden yaşlar boşanır ama nafile...son kez sıkı sıkı sarılırsınız , kokusunu içinize çekersiniz.ve beklenen son; ellerinizi zorlukla ayırıp yolunuza bir başınıza devam edersiniz...
    (20.09.2006 19:57)

intihar mektubu

    Ä°ntihar edilmeden önce geride kalanların kafasını karıştırmak için yazılmış küçük notlardır.genellikle gizemin artması için kısa olurlar hatta aynaya duvara vb garip yerlere yazılanları da vardır.ne yalan söyleyeyim ben de hep yazmak istemişimdir yıllarca, ama can tatlıdır gerçeğinden hareketle birtürlü hayata geçirememişimdir.yine de beynimin bir köşesinde hazır dururlar.
    (20.09.2006 19:44)

starbucks

    türk insanının özentiliğine güzel bir örnektir kendisi. kültürümüzde asla yeri olmadığı halde son zamanlarda çok sık rastladığım, karton ve ağzı kapalı bir bardaktaki kahveye en az 4-5 lira verilen karşılığında da "aaa bakın ben ne kadar coolum, farklıyım, özelim, zenginim vb.." tarzı mesajlar edinildiği sanılan mekandır.elinde starbucks bardağıyla dolaşan kişi karizmayı bir bardak demli çay + sıcak poğaçaya tercih eder. fakat karizma karın doyurmamaktadır, bunu geç de olsa anlayacaktır.
    (20.09.2006 19:31)

sayfa: 1...-6-7-8-9-10

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.