yad etmek

    *

    Yâd etmek, geçmiş zamanı veya bir olayı veyahut da bir kişiyi anmak, hatırlamak manasına gelmektedir.

    Yâd etmek, insana 'haz' veren bir şeydir. Çünkü, yâd ettiğimiz şeyleri hayırla ve hasretle yâd ederiz; onları seviyor ve özlüyoruzdur. Yâd etmek, bir vefa ifadesidir. Aynı zamanda bir dua olarak da görülebilir; hoşnut olduğumuz bir zamana geri dönmek, bir olayı tekrar yaşamak, bir kişiyi yeniden görmek ne güzeldir... Yâd ederek bunların bir daha gerçekleşmesini temenni etmiş oluruz, bu bakımdan dua sayılabilir.

    İnşaallah, hayatımızda hep yâd edecek bir şeylerimiz olur ve onları yâd etmeyi de unutmayız...
    (17.01.2009 10:07)

3 ocak 2009 israil kara harekatı

    * Mazlumun ahı, zalimden er geç çıkar. Bundan önce de çıkmıştır, bundan sonra da çıkacaktır; bunu görmeye bazılarımızın ömrü yeter, bazılarımızınki yetmez...

    Ayrıca, (bkz: #96162)
    (04.01.2009 17:10)

karda yürümek

    Karlı* bir zeminde asla eller cepteyken yürünmemelidir; muhtemel* * bir kayma/düşme durumuna karşı en önemli tedbir budur. Yürürken kayıp denge kaybedildiğinde, eller cepteyseler düşme neredeyse kaçınılmaz olur ve kırık ihitmali artar. Eller cepte değillerse, kayınca gayr-ı ihtiyari bir şekilde sağa-sola açılırlar ve iki ayak üstünde kalabilmeyi sağlarlar.

    Diğer bir tedbir ise, hafifçe öne meyilli olarak büyük olmayan adımlarla yürümek olabilir. Muhtemel bir kayma durumunda sırt üstü düşmeyi engelleyecek olan bu yürüyüş şekli yukarıdaki diğer önlemle birleşirse düşme ihtimali çok çok azalmış olur.

    *
    (04.01.2009 17:05)

gece yolculuğu

    (bkz: isra)*
    (23.12.2008 20:47)

zalim

    Güzel ve hakikatli bir sözde ifade edildiğine göre, "Zalim, Allah'ın kılıcıdır*. Onunla* intikam* * alır; sonra (zamanı gelince) döner ondan da* intikam alır." *

    Bir ayet-i kerimede de şöyle denmektedir: "İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.’ (En’am, 129)
    (21.12.2008 11:49)

merak ilmin hocasıdır

    Merak, iyi yönde kullanılırsa 'öğrenme süreci'nde insanın yol göstericisi* ve hocası* olur, gibi bir manaya gelen veciz sözdür...

    Merak, insan olarak fıtratımızda mündemiç ve mahiyetimizden* tamamen sökülüp atılması imkansız olan bir özellik olup hem yararlı hem de zararlı olabilen bir histir. İnsanın hayat tecrübesi açısından olduğu kadar ilmi açıdan da bir şeyler öğrenebilmesi için merak çok önemli bir vazife görmektedir. Kişi, araştırma yapmak ve yeni şeyler bilmek adına merak duyarsa ne ala; tersine, üstüne vazife olmayan şeylerle ilgili merak duyar ve bunların peşine düşerse, hatta bu yolda tecessüse girerse * büyük hatalar zincirinin ilk halkasına başlamış demektir.

    Diğer birçok his* gibi, merak da insan için bir imtihan vesilesidir. İyiye* yönelik* kullanılırsa güzelleşir ve sahibini * güzelleştirir; aksi olursa, çirkinleşir ve aynı şekilde sahibini çirkinleştirir. İyiye yönelik kullanılırsa, talib-i ilmin* önündeki yolları kolaylaştıran ve -ümit edilir ki- onu* ilim aşkı ve hakikat aşkına ulaştıran * bir 'şey' haline dönüşür. İşte o zaman, bu sözün* hakikati meydana çıkmış olur.

    Hülasa-i kelam: İlmin hocası olan merak hissi olmasaydı, insanlık* gelişemezdi... (Kötü örneklerin olması * bu fikirle bir çelişki oluşturmaz*.)
    (13.12.2008 16:43)

merak

    * Hem zararlı hem de yararlı olabilmektedir. Yararlı yönünü ifade sadedinde şöyle bir söz vardır: merak, ilmin hocasıdır *. Lütfen, ( bkz: #223999)
    (13.12.2008 16:19)

çömçe

    Kepçe kelimesinin bazı yörelerde kullanılan halidir. *
    (11.12.2008 16:21)

kepçe

    Ülkemizin bazı yörelerinde çömçe diye de söylenmektedir*.

    Ayrıca, Nahçıvan'da da 'çömçe' şeklinde kullanılıyor. *
    (11.12.2008 16:19)

aklını çelmek

    Güzel bir sözde ifadesini bulan şöyle bir yönü vardır: "Aklını çeldirmeye kapı aralayınca bozgunculuk yapanın çok olur."
    (11.12.2008 16:09)

delalet

avrupa nın kudüsü

    Avrupa'nın Kudüsü, Saraybosna için kullanılan bir ifade imiş. *
    (05.12.2008 23:35)

saraybosna

andezit

    Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde çok* * çıkar.
    (05.12.2008 23:27)

dalalet

    delaletle karıştırılmamalıdır. Delalet, 'delil olma' manasına gelmektedir ve dalalet kelimesiyle hiç alakası yoktur.

    Delalet ve dalalet kelimelerinin hatalı olarak birbirinin yerine kullanılması gibi, benzer başka bir hata da vehamet ve vahamet kelimelerinin birbirinin yerine kullanılmasıdır. Söylenişleri çok benzediği için karıştırılmaları * garip karşılanmayabilir fakat bu şekildeki kullanımların yanlışlığı bilinmeli ve kelimelri doğru kullanmaya gayret etmelidir*.

    Hasılı, delalet ile dalaleti, vehamet ile vahameti birbirinin yerine kullanmak aslında çok vahim bir hatadır. Hatırlatmak isterim ki, hata yapanların en hayırlısı, hatasında ısrar etmeyendir...
    (05.12.2008 23:22)

sayfa: 1-2-3-4-5-6...-27

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.