gece

    Kanatlanıp semalara yükselmek için büyük bir vesile... Her şeyde tek bir imza olduğunu anlayıp görmek için...
    (03.05.2010 00:14)

günün tek cümlelik özeti

    * Günün tek cümlelik özeti olmaz...
    (02.05.2010 20:37)

bela çiçeği

    Başlığın amacı başka ama insana farklı bir tedai de ettirmiyor değil. Şöyle ki, belanın kendisi de bir çiçek sayılmaz mı ki bir manada?!

    Yani, demem o ki muhterem dostum; Fuzuli diyor ki:


    Ya Rab, bela-yı aşk ile kıl aşina beni,
    Bir dem bela-yı aşktan etme cüda beni.

    Az eyleme inayetini ehl-i derdden*
    Yani ki çok belalara kıl mübtela beni...



    Haşiye: Derdini sevenler, "Bana derdin bittiği günden bahsetme!" diyorlar...
    (02.05.2010 20:18)

yumurta topuk

    "Hayatı filim*, kopuk kopuk!" olanların giyeceğidir, denemez mi acaba?*
    (02.05.2010 20:13)

yeni yıla sözlükte girmek

    Benim de bu yıl * yaptığım iştir.. Gayet de güzel oluyormuş; herkese tavsiye ederim. *
    (01.01.2010 00:02)

bünyamin sürmeli

    Soyadından dolayı oyuncu/sanatçı* Ali Sürmeli'yi hatırlatabilir...
    (07.12.2009 21:35)

bekarlık

    Şakayla karışık şöyle bir söz vardır: Bekarlık sultanlıktır, er geç demokrasiye geçilir* *...
    (14.10.2009 16:36)

evvela

    Arapça kökenli* bir kelime olup ilk önce, birinci olarak, her şeyden önce vb. manalara gelmektedir.

    Ayrıca, (bkz: evvel), (bkz: evvelemir), (bkz: evvelallah)..

    İngilizler first of all da diyorlar*...
    (13.10.2009 22:57)

fart-ı muhabbetten maraz doğar

    'Fart-ı muhabbetten maraz doğar', bütün atasözleri gibi çok vecizdir. Muhabbetin aşırısı/ifrat hali başlı başına bir sıkıntı kaynağıdır ve insanın başına kısa, orta veya uzun vadede birçok dert getirir, şeklinde açıklanabilir.

    Sevgide/muhabbette/aşkta ifrata girmenin insanın başına bela getirmesini, hem bu sevginin/muhabbetin/aşkın muhatabı açısından hem de kader açısından düşünebiliriz. Biraz daha açacak olursak, çok sevilen* kişinin seven kişiye aynı ölçüde karşılık vermesi her zaman* mümkün olmaz; dolayısıyla seven kişiye kendiyle aynı ölçüde bir karşılık bulamamak çok ağır gelebilir. Bunu kendine dert edinebilir ve içten içe kendini yiyip durabilir; içten içe üzülür ve derdi arttıkça artar.

    Diğer taraftan kişi, birini bu kadar çok zaman sevdiği zaman o* kişinin veya onu sevmede ifrata girmesinin kendisi için bu dünyada er-geç bir imtihan vesilesi olacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur. Zira, biz biliyoruz ki bu fani dünyada peşine çok fazla düşülen* şeyler hayatta insanın karşısına imtihan olarak çıkmaktadır. Takdir edersiniz ki bu imtihanlar öyle kolay olmamakta ve çok çetin geçmektedir. Böyle çetin imtihanların da kişide oluşturacağı sıkıntının büyüklüğü izahtan varestedir...

    Burada akla şöyle bir şey de gelebilir: "Ne yani, sıkıntılarla/dertlerle karşılaşacağız diye sevdiğimizi çok sevmeyelim mi diyorsun?" Asla ve asla böyle demiyorum; her seven, sevdiğini muhakkak çok sevmelidir. Ne kadar çok sevdiğini düşünürse düşünsün, bunu yetersiz görmelidir; mahbubunu hep daha çok sevmesi gerektiğine inanmalıdır. Bununla beraber, böyle olmasının başına belalar açacağına, çok üzülmesine, sıkıntılar içinde yüzmesine, bazı zamanlar hayatın adeta kendisine zindan olmasına vs. hazırlıklı olmalıdır. Çok seviyorsa bunun bir bedeli olacaktır ve bu bedeli ödemeye baştan razı olarak yoluna devam etmelidir. Gün olup da hazırlıklı olarak beklediği sıkıntıları yaşamaya başlayınca da ah etmemelidir. Şu beyti bilmeli ve uygulamalıdır:

    Aşığım der isen, belâ-yı aşktan âh eyleme,
    Âh edip âhından ağyarı âgâh eyleme*.


    Vesselam...
    (13.10.2009 10:24)

maraz

    Arapça kökenli* bir kelime olup hastalık, dert, bela, dayanılması/tahammül edilmesi zor durum vb. manalara gelmektedir.

    Veciz bir sözde şöyle geçmektedir: (bkz: Fart-ı muhabbetten maraz doğar).*
    (13.10.2009 10:02)

mülâyemet

    Arapça kökenli* bir kelime olup en çok bilinen manası 'yumuşak huyluluk'tur.*

    Mülayemet sahibi olan kişiye mülayim denir. Mülayim olmak iyidir ama uysal koyun olmak kötüdür; iradenin hakkını vermek gereken yerde bunu yapabilmek lazımdır.*
    (13.10.2009 09:57)

şita

    'Şitâ', Arapça kökenli* bir kelime olup kış mevsimi demektir. Erzurum'un soğuk kışında yaşanan depremler vesile edilerek yapılan bir dua mahiyetindeki güzel bir şiirde şöyle geçmektedir:

    Dışarıya çıkarız şitâ şiddetli,
    İçeri gireriz evler hiddetli,
    Eceller gelmiş, vâde müddetli,
    Sabırlar buyur, Gufrana bağışla bizi.
    (13.10.2009 09:50)

şapka çıkaracaksınız şapka

    * Hakan Şükür'ün 1995 yılında İsviçre ile oynadığımız milli maçta,* havalanmış topa yaklaşık 30 metreden sol ayağıyla gelişine müthiş vurarak attığı golden sonra söylenmiştir. Bu gol, golcünün* attığı en güzel gollerden biridir*.
    (29.07.2009 11:54)

hakan kadir balta

hakan balta

sayfa: 1-2-3-4...-27

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.