stylo

    plastic beach kaynaklı gorillaz eseri olup, klibi ve bruce willis esintisiyle başka bir esere dönüşmüştür.


    http://www.youtube.com/watch?v=nhPaWIeULKk

    Love, electricity, shock wave central
    Power on the motherboard, yes
    Push up, overload, legendary heavy glow
    Sunshine, thunder roll, keep this all together

    Lantern burn, burn that easy
    And broadcast, so raw and neatly
    Thunder roll, sunshine, work it out

    Overload, overload, overload
    Coming up to the
    Overload, overload, overload
    Coming up to the

    Overload, overload, overload
    Coming up to the
    Overload, overload, overload
    Coming up to the

    Oh stylo
    Go forth, blossom in your soul
    When you know your heart is light
    Electric is the love

    When the mako flies
    Up from the bottom in your eyes
    Then I know the twilight skies
    Not so broken-hearted

    Yes, this love is electric
    It'll be flowing on the streets
    Night after night
    Just to get through the week, sometimes it's hard
    Right now

    Sing yourself out of depression, rise above
    I'll be searching if I know your heart
    Electric is the love

    There's only one way
    Overload, overload, overload
    Let it pray a little while longer
    Coming up to the overload, overload, overload

    It's got a way of passing
    Coming up to the
    Through man and woman in another world
    Overload, overload, overload

    In another world, in the universe
    Coming up to the overload

    Overload, overload, coming up to the

    Right now
    Here's what we got to do

    Yes, this love is electric
    Overload, overload, overload, coming up to the
    It'll be flowing onto the street
    Overload, overload, overload, coming up to the

    Night after night
    Overload, overload, overload, coming up to the
    Just to get through the week
    Overload, overload, overload
    Sometimes it's hard
    Coming up to the

    That's what I'm talking about

    Love, electricity, shock wave central
    Pummel on the motherboard, yes
    Push up, overload, legendary heavy glow
    Sunshine, thunder roll, keep this all together

    The lantern burn, burn that easy
    And broadcast, so raw and neatly
    Thunder roll, sunshine, work it out
    Right now
    (03.01.2011 22:54)

broken

    plastic beach kaynaklı gorillaz eseri, stylo gibi, daha iyisi.

    distant stars
    come in black or red
    i've seen their worlds
    inside my head

    they connect
    with the fall of man
    they breathe you in
    and dive as deep as they can

    there's nothing you can do for them
    they are the force between
    when the sunlight is arising

    there's nothing you can say to him
    he is in outer heart
    and the space has been broken

    it's broken
    our love
    broken
    it's broken
    our love
    broken

    is it far away in the
    glitter freeze
    or in our eyes
    every time they meet

    it's by the light
    of the plasma screens
    we keep switched on
    all through the night while we sleep

    there's nothing you can do for them
    they are the force between
    when the sunlight is arising

    there's nothing you can say to her
    i am without a heart
    and the space has been broken

    it's broken
    our love
    broken
    it's broken
    our love
    broken
    it's broken
    our love
    broken
    it's broken
    our love
    broken

    http://www.youtube.com/watch?v=fmJZRt3I9D4
    (03.01.2011 22:47)

gorillaz

raise your glass

    greatest hits so far'dan çıkan pink eğlencesi.
    klip onaylı.

    http://ak.pinkspage.com/Non-US/

    right right, turn off the lights,
    we're gonna lose our minds tonight,
    what's the deal, yo?

    i love when it's all too much,
    5am turn the radio up
    where's the rock and roll?

    party crasher,
    panty snatcher,
    call me up if you a gangsta
    don't be fancy, just get dancey
    why so serious?

    so raise your glass if you are wrong,
    in all the right ways,
    all my under dogs,
    we will never be never be anything but loud
    and nitty gritty dirty little freaks
    won't you come on and come on and raise your glass,
    just come on and come on and raise your glass

    slam slam, oh hot damn
    what part of party don't you understand,
    wish you'd just freak out (freak out already)
    can't stop, coming in hot,
    i should be locked up right on the spot
    it's so on right now (so fuckin on right now)

    party crasher,
    panty snatcher,
    call me up if you want gangsta
    don't be fancy, just get dancey
    why so serious?

    so raise your glass if you are wrong,
    in all the right ways,
    all my under dogs,
    we will never be never be anything but loud
    and nitty gritty dirty little freaks
    won't you come on and come on and raise your glass,
    just come on and come on and raise your glass
    won't you come on and come on and raise your glass,
    just come on and come on and raise your glass
    (03.01.2011 16:15)

deli

    bilesin ki atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
    (30.12.2010 23:30)

breegadoon

    " ...İntiharlara küstüğünü gördün mü hiç bir uçurumun? " diye sormuş biri, Cansever miydi, Edip?
    (30.12.2010 23:29)

satranç

    " Bir satranç oyunun üç aşaması vardır:
    Birincisi üstünlüğe sahip olduğunuzu umduğunuz andır, ikincisi üstünlüğe sahip olduğunuzu düşündüğünüz andır,
    ve üçüncüsü... kaybedeceğinizi bildiğiniz andır. " S.T
    (30.12.2010 23:27)

2011

    I don't believe in fate... I trust it.
    (30.12.2010 23:26)

tuz günleri

    Orhan Alkaya eseri.

    bize yapılanları gördüm , hepsini
    bin ejder kuvvetinde kötüydüler
    bir kuşak yok edilirse belki, çok yılın
    öcünü alacaklardı; kimbilir haklıydılar
    hepsini gördüm; dağılan beyinler
    ucuz bir klişe kadar hakikiydi
    dağılan hayatlar tevazu ile romansız
    aşklar hep yarına ertelenmiş ve gizli
    sırtlanlar ısrarlı sır taciriydi
    annem de korkuyordu onlardan
    kimdi onlar çün hazır ve nazır
    onlar içimizde ve zahiriydi

    bize yapılanları gördüm, hepsini
    kimliksiz bir ülkenin sadık bekçileri
    yarınsız memurları dünden ari günün
    ve Aryan rü'yaların yanlış Batılıları
    harita üzerinde oda ararken
    hepsini gördüm, bir el bombası
    ellerinde patlayarak yok ediyordu
    boydangay boygay bir coğrafyayı
    sadakat hep bugüne gönderilmiş ve açık
    ebemler ısrarlı yol muhaciriydi
    gönlüm de korkuyordu onlardan
    onlar ki toprakta mayın suda kolera
    havada ihanet kadar çoktu
    onlar hem Yeşil hem Hareket bir ordu

    bize yapılanları gördüm , hepsini
    an benimle geçerken zamansız
    ve hep bir ukte kadar karanlık
    günler hayli sevimsiz hatıra haliyle
    isimler ölüm hükmündeydi
    kusmuğundan tanıyorduk artık insanı
    hırçın ve hükmedici bir hal sinmişti her yere
    hata! erken büyüyor burada
    Feryat da korkuyordu onlardan
    eksik arzu, kayıp çocuk, masum örümcek
    onlar boşlukta karşılıksız bir soruydu

    bize yapılanları gördüm, hepsini
    yanlış tariflerle uzatılmış bir yol gibiydik
    bizden mütevelli heyeti ve icracı avukat
    kötü gün yabancısı ve yatakta hoyrat
    sözsüzlüğe tutsak bir aile, sınav çocukları
    bizden bir aşağılanmanın hazır özneleri
    münasip suçortakları...ve suskunluk hücresi için
    bir adım ileri! istendi. yıldırımlar yaratmak
    memleketi yarısına kadar demir ağlarla donatmak
    memleketin yarısını unutmak beklendi bizden
    bir bok vardı gibi sundukları hayatta
    vazgeçemezdik sanki güzel ve yetenekli olmaktan
    kudretle aptaldılar, hiç bırakmadılar korkuyu
    memleket bile korktu onlardan
    güzel ölüm, iyi abla, sine qua non hayat
    arsenik ve çaydılar, rü'yasız uyku

    bize yapılanları gördüm , hepsini
    açlık gözümüze sokulmak için bekletiliyor
    vicdan derin çarpışmaların gazisi
    ibne! arkadaşımın müstear ismiydi
    havlamamızı istediler, uluyabileceğimiz kestirmeden
    onlar; zihnimize kartal salanlar
    haklıydılar, postumuza göz dikerken
    bedevi yol açacak, nizamcı oturacaktı daima
    argonotun yolu vardı ve uzakta
    meşkederdi yoksul tanrılar
    Adam bile korktu onlardan
    yaratılışı yaraladılar sır fabrikalarında
    bereketsiz süt ve inançsız başaktılar

    bize yapılanları gördüm, hepsini
    benliği gölgeleyen iktidar ardımızdan ağladı
    ve hep ikizini terketti hevesle kutsanan
    hayat! merakın sağrısında çok yol alındı
    kan tarif etti göbeğinden ayrılanı
    kırılan göğün altında kamaşan gözlerimizle
    az gittik uz gittik dere tepe biz gittik
    iklimden iklime değiştik, evet
    zamanın suyu vardı, bir de bunu bildik
    ve onlardan azade korkuyu

    bize yapılanları gördüm, hepsini
    kır hayvanını okşayıp isteğe uzandık
    kırk yıl ayrı koydular kadın ile erkeği
    bize bir harf öğreteni kırk yıl hayattan kovdular
    öğüt, tütsü ve fal tutuşturdular elimize
    cinayetimizi çaldı onlar nesebi gayri sahih
    sevgiyle. oysa ne güzel yenilmiştik
    öğrenmekteydik tam acının kudretiyle
    : sabit kalemlerle silinir kan
    insan yok etmeye yazgılıdır ve varlık
    bu şiddetle sınanır. işte şöyle
    : romanımızı yakarlar, hayvanımız yaralanır
    kalbimiz kırılır soludukça çok yıllık ölümü
    ırmağımızı ateşe salar semender tıynetan-ı aşk
    gül yanlış kokarsa, tuz yakaya takılır

    bize yapılanları gördüm , hepsini
    gül yanlış kokarsa tuz yakaya takılır
    (30.12.2010 18:10)

tuz ruhu

unutmak

    " ... Hayat sadece bahçeyi hatırlamakla, unutmak arasında bir tercih sunar.
    Biri ya da öbürü;
    Hatırlamak için güç ister, unutmak için başka türlü bir güç. İkisini birden yapmak içinse bir kahraman ister. Hatırlayan insanlar acıları boyunca çılgınlığın peşinden gider, masumiyetlerinin sürekli olarak yinelenen ölümünün acısıdır bu; unutan insanlar başka türlü bir çılgınlığın peşinden gider, acıyı inkar etmek ve masumiyete kin duymak çılgınlığı; ve dünya çoğunlukla hatırlayan çılgınlarla unutanlar arasında bölünmüştür. Kahramanlar azınlıkta. "

    James Baldwin
    (30.12.2010 18:07)

mücadele

    " Lağımdan yukarı doğru tırmanmakta olduğunuzu, bir yaratığın dişlerini bacağınıza geçirdiğini, hırlayarak paçanızı yırttığını ve sizi aşağı çekmeye çalıştığını düşünün;
    bir iblis.
    Lağıma inip onunla savaşır mısınız?
    Birçok insan öyle yapılması gerektiğini zanneder ama niye öyle yapasınız ki?
    İblisleri öldürmek zordur, çünkü onlar neden değil semptomdur ve birini öldürseniz bile arkası gelir.
    Sonra ne yapacaksınız, düzen takıntınıza karşı ölüm kalım savaşı mı vereceksiniz?

    Şafak vakti çikolataya düşkünlüğünüzle düello mu yapacaksınız?

    Bu minik savaşların tek gerçek sonucu, hiçbir yere gidememek, lağımda kalmaktır.
    Öldürdüğünüz tek şey zamandır ve o sizin sahip olduğunuz yegane şeydir.
    Siz bir iblisi öldürmüş olmazsınız, hayatınızın bir parçasını kaybetmiş olursunuz, yani onlar kazanır; ileri gitmekten korkan parçanız kazanır.

    Kendinize amacınızın ne olduğunu sormalısınız.

    Amacınız lağımın içinde zihinsel bir denge kurmak mı yoksa kurtulmak mı?
    Küçük iblisleri birer birer doğramak mı yoksa onların bulunduğu diyardan çıkmak mı?
    Sanki bu soruların yanıtları çok açıkmış gibi gülmeyin, insanlar genellikle lağımdan kaçmak yerine onun içinde çözümler ararlar.

    İblislerle savaşmak, gölgelerle çarpışmanın son noktasıdır.
    Kendi boş yansımanıza yumruk sallamanızdır.

    Bizim amaçlarımız göz önünde bulundurulduğunda, iblisler size ulaşamadıkları sürece yokturlar; bu kadar
    basit.

    İblisler kazanmak ya da kaybetmek için değil, bizi oyalamak için varolmaları bakımından benzerlik taşımaktadır.

    Diyelim ki, yirmi yıl boyunca kumar alışkanlığımla savaştıktan sonra, nihayet onun üstesinden gelmeyi başardım.
    Bu zaferin belirtisi ne?
    Boşa gitmiş yirmi yıl... "

    jed mc kenna
    (30.12.2010 18:05)

karakter

    " İnsanların ezelden beri birbirlerini katlettiklerine inanıyor musunuz? " dedi Candide.
    " Ezelden beri yalancı, dolandırıcı, hain, nankör, soyguncu, ahmak, hırsız, alçak, obur, ayyaş, cimri, kıskanç, haris, aksi, iftiracı, ahlaksız, sofu, ikiyüzlü ve aptal olduklarına? "
    " Siz atmacaların ezelden beri güvercinleri avladığına inanıyor musunuz? " dedi Martin.
    " Evet, kuşkusuz, " dedi Candide.

    " Öyleyse, " dedi Martin, " atmacaların karakteri hiç değişmemişse, insanlarınkinin değişebileceğini nereden çıkarıyorsunuz ki? "

    - Candide
    (30.12.2010 18:02)

anlam

    " ... Şimdi ise Pierre dünyanın ilk yüzeyinin ötesini görebildiği için, öze ulaştığını zannedip seviniyordu.
    Oysa dünyanın elverdiğince derinlerine inen yerbilimciler, onun yüzey üzerine yüzey katmanlarından ibaret olduğunu görmüştü.
    Dünya, ekseni çevresinde birbiri üstüne dizili yüzeylerden ibaretti. Büyük acılar çekerek piramidin içine girer, korkunç zorluklara katlanarak merkezdeki odaya ulaşır, lahit gözümüze ilişince seviniriz; ama kapağı kaldırırız
    ve içinde hiçkimse yoktur.
    İnsanın ruhu kadar engin ve boştur... "

    Herman Melville
    (30.12.2010 17:59)

sinir hastasi

    "... İki kere iki dört çekilmez bir şey.
    İki kere iki dört, bana sorarsanız, bir küstahlıktır.
    İki kere iki dört ellerini böğrüne dayayarak yolumuzu kesen, sağa sola tükürük atan bir külhanbeyinin ta kendisidir.
    İki kere iki dördün yetkinliğine inanırım, ama en çok övülmeye değer bi şey varsa, o da iki kere ikinin beş etmesidir..."

    Zapiski İz Podpolya
    (30.12.2010 17:56)

sayfa: 1-2-3-4-5...-49

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.