tezyini sanat

    türklerin resim anlayışını ifade ettikleri sanattır. güzel objeleri süslemek için kullanmışlardır. ebru, minyatür, tezhip ve hüsn-i hat* denen çeşitleri vardır. her biri birbirinden saltanatlıdır, incedir, karmaşıktır. değme eller yapamaz, değme kabiliyetler anlayamaz.
    (02.08.2006 02:43)

gamzedeyim deva bulmam

    sazların çaldığı aranağmesinin bir kısmını "mi fami mii - re mire ree - bi komalık si bemol dosi sila laa" diye söyleyerek, arkadaşlarla aramızda "bir komalık si bemol"ün ses karakterini anlamada son derece kolaylık bulduğumuz eserdir.
    (02.08.2006 02:40)

neyzen tevfik

    bir elinde neyi, bir elinde keşkülü; boynunda, osmanlı türkçesiyle "hiç" yazılı levhası; ayaklarında, burunları tabanından ayrılmış, ayak parmaklarını gösteren ayakkabısıyla bir kenara oturmuş mahzun mahzun bakarken resmi olan kişilik. bektâşiolduğu söylenir, mevleviolduğu da. en belirgini, rind meşrep olduğudur..
    (02.08.2006 02:33)

ilk öpücük

    bazen de hiçbir duygu öğesi barındırmayan bir öpücük çeşididir.
    (02.08.2006 02:30)

kızlık zarı

    toplumların namus kavramını nasıl algıladıklarını *ortaya koymuş, belki de bunun için var olmuş vücut parçasıdır. kadınlığın sadece cinsel ilişki yaşamışlıkla ölçülmesi *, ahlaklı olan kişi anlayışının, bağlılığın bununla ifade edilmesi, toplumsal ahlaki seviyeyi ortaya koyar.

    bağlılık kızlık zarının varlığı ile ölçülmemesi gereken birşeydir. eğer böyle düşünülecek ise erkeklerin de hayatlarında cinselliği hiçyaşamamış olmaları gerekir. nasıl ki bir kadının ilk tecrübesi evlendiği gece olabilmektedir, yani bir kadın ilk cinsel ilişkiyi evliliğin ilk gecesinde yaşayabilir, bir sakınca yoktur, o zaman erkeğin de ilk gecede ilk tecrübeyi yaşamasında hiçbir sakınca yoktur.*

    önemli olan cinsel ilişki yaşamak değil, cinsel ihtiyacı abartmadan, hayatın merkezi noktasına koymadan karşılayabilmektir. bunun getirdiği insânî değerleri rencide etmemek, kırılgan hâle gelmemek ve birşeylerin rahatlığıyla karşısındakine ezici kırıcı davranmamaktır. kadın için de erkek için de geçerlidir bu.

    kızlık zarı da bunun için vardır. beşer denen irâdesi bol sağduyusu kıt varlığın kendisini bağlayacak bir bağ oluşturmuş olması * için verilmiştir ve bunu kadınlar taşır.
    (02.08.2006 02:26)

sevmeyi sevmek

    teorik olarak herhangi bir şeyi, canlıyı veya kavramı değil de sevmek fiilini sevmek gibi dursa da, aslında herşeyi sevmekle aynıdır. tek fark, karşılık beklemeyebilmek, onu olduğu gibi kabullenmeyi bilmektir. sevgiyi seven insan, sevginin gerektirdiği herşeyi seven insan da demektir çünkü.

    bir de aşka âşık olmak vardır ki, hele zamanımızda asla olmaması gereken, ama allah vermiş de olmuşsa, bunu hiçhesap etmeden, düşünmeden kabul etmek ve yük değilmişcesine taşımak gereken fiildir, duygudur, fikriyattır. çok zor iştir. öte dünyadan olmayı benimsemek, toplum dışı ve toplum aykırısı olmaya soyunmaktır.
    (02.08.2006 02:14)

gelevera deresi

    sevduğum senun aşkın ciğerlerumi dağlar
    hiçmi düşunmedun sen sevdiğin boyle ağlar..

    bu da türkünün nakarat kısmının sözleridir. kazım koyuncu'yu * tanıtan birkaçtürküden biridir.
    (02.08.2006 02:07)

kelebek

    keleböcük diye de dillendirilen hayvan ismi. her türü sevilmeyebilir. özellikle de ışığa meftun olup ışık kaynağında yaşayan canlı türü olan insanlara rahatsızlık veriyorsa.
    (01.08.2006 18:14)

çay

    karadeniz bölgemizde yetişirken yemyeşil olan bitkimizin tarlalarından derlenip birçok işlemden geçirildikten sonra siyahlaşmış, kupkuru, baharat gibi bir hale gelmiş, kaynatılıp içmeye uygun olan vaziyeti. bu türdeki şeye ne denir bilemediğim içün "şey" demek uygun geldi.

    yanında sigara olsun olmasın, alışkanlık yaratan birşeydir. her gün bir bardak dahiiçilse onun içilmediği gün baş ağrısı oluyorsa, müptelâlık kesbedildiği anlaşılmalıdır. önemli olan güzelce demlenmesidir, tazeyken içilmesidir.

    kansızlığa sebebiyet verdiği kadar, nikotin sevdalılarına da vücuttaki nikotinin bir kısmını tolere ederek (belki de düşmanlık oluyor sevdalılara göre) arkadaşlık eder. sigara, simit, peynir, ekmek, çatal ve çay şekeri ile güzel arkadaşlıklar kurmuştur, sıkıdır, fıkıdır.
    (01.08.2006 18:10)

benden öte benden ziyade

    barış manço'nın şarkısı. çok güzel bir hâli anlatır.

    "orda öyle bir isim var ki
    kuldan öte kuldan ziyâde
    o'nu düşün, o'na sığın
    o senden öte benden ziyâde"
    (01.08.2006 17:15)

ziyade

emir

    bir erkek adı. aynı zamanda emreden anlamını taşır. * *
    (01.08.2006 17:09)

şeb-i arus

    düğün gecesi demektir. hz. mevlânâ'nın, dünya planından çekilmeyi anlatmak için kullandığı tâbirdir. ki aslında o'na göre dünya planından çekilmek * aslında ruh bülbülünün beden kafesinden* kurtulup vatanına dönmesi demektir. (bkz: bülbülüm altın kafeste)
    (01.08.2006 16:46)

şemsipaşa camii

    gecenin onbir buçuğunda ta fâtih'ten kalkıp üsküdar'a oradan salacak'a gitmek çılgınlığında bulunup, yeni tanışılan arkadaşlarla edilmiş doyumsuz sohbet ve safânın netîcesinde ezan okunduktan sonra girip iki rekât sabah namazını seve bayıla edâ eylediğim câmidir. küçücük bir câmi olmasına rağmen içine girip namaz kılınmaya başlandığı anda kişinin allah vergisi olan rûhunun ne kadar da büyük olduğunu, küllî rûhun karşısında ise ne kadar ufacık kaldığını anladığı câmidir. cicidir. büyüktür. küçücük bir büyüktür. *
    (01.08.2006 16:42)

terbiye

    iyisi ve kötüsü, yani başarılı olunmuşu ve başarısız olunmuşu * olan eğitim şeklidir *. çeşitli teknikler uygulansa da en etkilisi yaşayan örnek olabilmektir. bu şu demektir; sigara içmemesi istenen evladın *yanında ve öğrenebileceği bir yerde sigara içmemek. *
    (01.08.2006 16:33)

sayfa: 1...-169-170-171-172-173

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.