avatar the last airbender

    Avatar The Last Airbender isimli çizgi dizi; ortaçağ havasında olan, ayrıca çeşitli gereçleriyle *** yakın geçmişimizi anımsatan, her kıtada bir ulusun yaşadığı bir dünyada geçmektedir.

    Ateş, toprak, hava ve su elementlerine hakim olan bu dört ulus söz konusu dört elemente de hakim olan * Avatar eşliğinde barış içerisinde yaşamaktadırlar.

    Avatar; reankarne olarak her yeni hayatında sırayla bir ulusun bireyleri arasından seçilmektedir.Bu bireyler kendi kişiliklerini korurken aynı zamanda sahip oldukları Avatar ruhunun yeteneklerinden zor zamanlarda Avatar haline dönüşerek faydalanırlar.

    Her ulusun bireyleri temsil ettikleri elemente hükmetmeyi bilmektedir. Bu bilgi zamanla ve eğitimle geliştirilebilmekte, mükemmelleştirilebilmektedir. Bu sebeple her ulusta yaşlı bilge kişiler mevcuttur.

    Çizgi dizimiz; su ulusundan olan çocuk yaşlarda ki Katara ve Sokka'nın bir buzul içerisinde kahramanımız 12 yaşındaki Aang ve uçabilen bizonu Appa'yı bulmaları ile başlar. Kısa sürede Aang'in sıradan bir çocuk değil Avatar olduğu anlaşılır. Buzul içerisinden yeni çıkmış Aang içinde bulunduğu durumu insanları dinleyerek anlamıştır.Olay şudur;

    Son avatar ateş ulusundan seçilmiştir, dünya barış içerisindedir. Fakat ateş ulusunun kralı bütün dünyaya hükmetmeye karar vermiş, ordularını diğer ulusların üstüne göndermiştir. savaşa engel olmaya çalışan Avatar Roku büyük bir mücadele esnasında eceli dolduğu için vefat etmiştir. Avatar ruhu sıra gereği hava ulusundan bir bireye reankarne olacaktır. Bu birey 12 yaşında ki Aang'tir. Büyük bir savaş başlamıştır, 12 yaşındaki bir çocuğun henüz yeterince eğitimi olmadan bu mücadeleye girişmesi, dünya'nın umudu olması, oyun çağında ciddi sorunlarla yüzleşmesi kahramanımıza ağır gelir, bu baskılar sonucunda bulunduğu hava tapınağını uçan bizonu Appa'nın üzerinde terkeder. Ateş ulusu gemilerinin müdahalesiyle zor durumda kalan Aang, düştüğü denizde ölmek üzere olduğundan istemdışı olarak Avatar haline geçer, Appa ile birlikte kendini bir hava küresinin içine alarak donar.

    Bu olayın üzerinden yüz sene geçmiştir. Dünya avatarsız kalmışken ateş ulusu fırsat bu fırsat diyerek iyice güçlenmiş ve yayılmıştır.

    Aang'in yapması gerekenler bu saatte belli olmuştur. Kısa sürede diğer elementlere de hakim olarak ateş ulusunun başlattığı bu savaşı sona erdirmelidir.Bu yolculuğunda Aang'e Katara ve Sokka da eşlik edecektir.


    Çizgi dizimizin geçtiği dört uluslu dünya


    12 yaşındaki hava bükücü kahramanımız Aang


    Aang'in zor bir durumda kalıp dönüştüğü Avatar Hali. Aynı zamanda Aang avatar haline kendi kontrolüyle istediği zaman geçebilmeyi de öğrenmelidir.


    Su ulusundan esas kızımız Katara. Güzeldir,zekidir, evcimendir. Tam evlenilecek kızdır.


    Katara'nın abisidir. Esprileriyle sempati kazanmaktadır.Su bükme yeteneği yoktur. Fakat bumerangı ve ileride kullanmayı öğreneceyi kılıcı ayrıca savaş taktikleri ile çoğu bölümde faydalarını da görebiliriz.


    ateş ulusundan Prens Zuko. Babası ile sorunları vardır. Yüzündeki yara izi babasının eseridir. Topraklarından sürülmüş, onurunu kurtarmasının tek yolu Avatar'ı ele geçirip topraklarına dönmektir. Yolculukları esnasında gördüklerinin etkisiyle savaşın kötü, babasının haksız olduğunu farkederek son bölümlerde Aang'in ateş bükmeyi öğrenmesine yardımcı olur.


    Azula,Zuko'nun kız kardeşidir. Kötü hatta en kötüdür. Bu sebeple babasının gözdesi, emanetçisidir.


    Toprak ulusundan Toph. Gözleri görmez fakat topraktan gelen titreşimleri çok iyi hisseder. Aang'in toprak bükme hocasıdır.

    Kahramanlarımızın her ulusa yaptığı yolculuklar kitap ismini alarak bir sezon şeklinde yayınlanmaktadır.
    1. Kitap: Toprak
    2. Kitap: Su
    3. Kitap: Ateş

    her kitap sonunda Aang daha bir gelişmiş daha bir güçlenmiştir. 3. Kitabın sonu ile birlikte Aang artık zirveye ulaşmış savaşı sona erdirmek için Ateş Kralı Ozai ile karşılaşmaya hazırdır. Bu karşılaşmanın sonucu dünyanın kaderini belirleyecektir.

    Çocukluk evresini uzun zaman önce geride bırakan bizleri yeniden çocuk olduğumuz günlere götüren, hayaller kurduran ve hatta tenha yerlerde yalnız kalınca hava bükmeye çalışmamıza sebep** olan son derece eğlenceli, keyifli, keşke hiç bitmese dedirten bu güzel çizgi dizi zaman kaybetmeden izlenmeli, izlemeyenlere izlettirilmeli, onlar da bitince diyarda tanım girilerek yüceltilmelidir kanaatimce. Görselliği, konusu, kalitesi ile fazlasıyla bu ilgiyi hakettiğini düşünüyorum.


    (28.05.2009 23:31)

keloğlan mağarası

    saadettin teksoy'un yöre ahalisinin de eşlik ettiği garip bir tekerleme ile bir programında tanıttığı mağaradır.

    tekerleme hatırladığım kadarıyla şöyledir;

    saçım benim, saçım benim,
    dökülüyor saçım benim,
    geldim keloğlan mağarasına,
    gür çıkar saçım benim.

    yöre halkı ile yapılan bu tekerleme düeti; biz izleyenler açısından ilginç bir tecrübedir, yayıncılık açısından ise bir fenomendir zannımca.
    (28.05.2009 22:14)

inferno

anne terliği

    yemedim diyen yalan söyler, o kadar yaygındır. ama ben hakkatten yemedim.*
    (28.05.2009 12:05)

whiskey in the jar

    thin lizzy' den dinlenilesi hoş şarkıdır. en yakın tekel'den viski alıp, hırsızlık yapıp, molly'e laf saydırası gelir insanın.

    şarkının sözleri;

    As I was going over the far famed Kerry mountains
    I met with captain Farrell and his money he was counting.
    I first produced my pistol, and then produced my rapier.
    Said stand and deliver, for I am a bold deceiver,

    musha ring dumma do damma da
    whack for the daddy 'ol
    whack for the daddy 'ol
    there's whiskey in the jar

    I counted out his money, and it made a pretty penny.
    I put it in my pocket and I took it home to Molly.
    She said and she swore, that she never would deceive me,
    but the devil take the women, for they never can be easy

    I went into my chamber, all for to take a slumber,
    I dreamt of gold and jewels and for sure it was no wonder.
    But Jenny took my charges and she filled them up with water,
    Then sent for captain Farrel to be ready for the slaughter.

    It was early in the morning, as I rose up for travel,
    The guards were all around me and likewise captain Farrel.
    I first produced my pistol, for she stole away my rapier,
    But I couldn't shoot the water so a prisoner I was taken.

    If anyone can aid me, it's my brother in the army,
    If I can find his station down in Cork or in Killarney.
    And if he'll come and save me, we'll go roving near Kilkenny,
    And I swear he'll treat me better than me darling sportling Jenny

    Now some men take delight in the drinking and the roving,
    But others take delight in the gambling and the smoking.
    But I take delight in the juice of the barley,
    And courting pretty fair maids in the morning bright and early

    Whack for my daddy-o
    Whack for my daddy-o
    There's whiskey in the jar-o
    Whiskey in the jar-o
    Musha rain dum-a-doo dum-a-da
    Musha rain dum-a-doo dum-a-da, hey
    Musha rain dum-a-doo dum-a-da
    Musha rain dum-a-doo dum-a-da, ya
    (28.05.2009 12:02)

viski

finaller

çakırkeyf

    güzel adamdır, güzel kadındır çakırkeyf kişi. bilinci yerindedir, fakat bedenine hakim olamamaktadır. yüzünde gereksiz bir gülümseme, kelimelerinde telafuz bozukluğu ve yürüyüşünde çarpıklık, sendeleme ve hatta sağa sola omuz, dirsek çarpma eşliğinde kendini gösterir. Eğer ortamda hoş bir muhabbet varsa, dünyanın en keyifli kişisidir kendileri.
    (28.05.2009 11:51)

hatasız kul olmaz

    teoride insanlar * 2'ye ayrılır.

    1-hatasız kullar
    2-hatalı kullar

    yine aynı teoriye göre hatasız kul olmaz. yani hatasız kullar kümesi boş kümedir. buna göre;

    hatasız kullar+hatalı kullar=bütün kullar= bütün insanlar bağıntısından

    hatalı kullar = bütün insanlar denilebilir.

    buyrun size bütün insanların hata yapabileceklerinin ispatı.
    (28.05.2009 11:48)

dünya bir gündür o da bugündür

    aynı zamanda bugünün işini yarına bırakmamanın icap ettiğini belirtir. ideal insan olsak yapardık ama ne yazık ki değiliz. burdan başka bir söze pas atayım; hatasız kul olmaz.
    (28.05.2009 11:45)

çatı katı

    evin en bela yeridir filmlerde. bu ünvanını bodrumla paylaşır. Katillerden, canilerden, canavarlardan kaçmak icab ettiğinde akla gelen ilk yerlerdendir. Hele 30 Gün Gece filminde ki çatı katında, umutsuz bir halde günlerce süren bekleyiş izlenilesi, görülesidir.
    (28.05.2009 11:41)

batmak

    bir mecazi anlamı da başarısız olmak, becerememek, yapamamak anlamlarında kullanılır.

    -Uleeen! Yine batırdın bir işi daha.*
    -Ben battım abi. Ödeyemiyicem bu borcu.*
    -Gene batırdın beni Nebahat. Ne bu kredi kartı ekstresi!!! Cevap ver huleyn!!!*
    -Batarsak beraber batarız. Devam be, devam.*
    (28.05.2009 11:37)

aşık olunan film karakterleri

sayfa: 1...-85-86-87

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.