kategorize etmek

    bir çok farklı durumda karşımıza çıkan bir düşünsel faaliyet türüdür. insan beyni, genellemeler üzerinden işler; tekil kavramlar (elma, armut ya da masa, sandalye) genişletilerek beyinde paketlenir, kategori adını alır (meyve ya da eşya) ve düşünce sistemleri (bilim, felsefe, sanat, politika alanlarında gani gani kullanılan) bu paketleme işlemleri üzerinden gelişir. beyin, önceden bilgi sahibi olmadığı bir nesneyle karşılaştığında önce halihazırdaki kategorilere şöyle bir göz atar ve bu yeni veriyi bu kategorilerden birinin içine sokar. bu kategorize etme işlemi sosyal ilişkilerde sık sık kendini gösterir. bir kişiyle tanışıldığında insan beyni mevcut kategorileri gözden geçirir ve kişiyi bu kategorilerden biriyle etiketlemeye çalışır (entellektüel, kaba, romantik, sağcı, solcu, vesaire...). Özellikle polemiklerde bu kategorize etme işlemi en yüksek düzeye çıkar, kişinin mevcut vizyonlardan hangisine dahil olduğu algılanmaya çalışılır ve kişi belirli bir başlığın altına yerleştirildikten sonra polemik; bu başlığın üzerinden yürütülür. kimi zaman da "yani sen x'sin?" tarzında bir tür mahkum etme yolu olarak da kullanılabilir kategorize etmek. yani bachmaninov sınıflandırmak sözcüğü yerine kategorize etmek kalıbını kullanarak türkçeye zarar verenler kategorisinde bulunduğunu göstermektedir? bachmaninov'un filoloji alanında daha kırk fırın ekmek yemesi gerekmektedir, örneğinde görüldüğü gibi.
    (25.04.2007 00:00)

bekaret

    erkek egemen kültürün temel direklerindendir bu bekaret meselesi. aslen mülkiyet duygusundan kaynaklanan bir kavramdır. kadının sosyal, fikirsel ve de elbette ki cinsel hayatı erkeğin mülkiyetindedir mantığının uzantısı olarak önemsenir. dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da tavşana kaç tazıya tut deme huyu, tartışma konusu bekaret olduğunda erkek bireylerde tüm berraklığıyla gözlemlenebilir. baba oğluna cinsellik hususunda nasihat çekecek ise, mümkün mertebe fişekleyici üslup kullanırken; aynı meseleyi kızıyla masaya yatırdığında, yatırılan masanın vücut bütünlüğü dahi tehlikeye düşer, bıyık altındaki gülümseme yerini kükremeye bırakır. şu koşullarda eğer ortada bir çelişki yoksa oğula nasihat edilen durum eşcinsel ilişkiye girmektir.
    (25.04.2007 21:30)

michael haneke

    23 mart 1942 almanya doğumlu yönetmen. filmlerinde en dikkat çeken öğe, sahnelerinde durumun bizzat kendisinden kaynaklananlar (örneğin ortamdaki bir kasetçalardan gelen müzik) dışında kesinlikle fon müziği kullanmayışıdır. filmlerinde güttüğü mantıksa "neyin olmamasını isterseniz o olur" biçiminde özetlenebilir. funny games (tehlikeli oyunlar), pianist (öhöm... piyanist) ve the seventh continent (7. kıta) ülkemizde en çok tanınan yapıtlarıdır. sahnelerin zaman zaman gereğinden fazla uzun oluşu (örneğin 7-8 dakika boyunca başlarına gelenlerin şoku içinde oturma odasında hiç bir harekette, yorumda bulunmayan bir aileyi sabit bir kamera açısından izlemek) ve fon müziğinin kullanılmaması standart izleyiciye kimi zaman sıkıldığını hissettirse de, filmlerinin sonunda garip bir biçimde sıkıcı ama muhteşem bir film izlediğiniz hissine kapılabilirsiniz.
    (25.04.2007 00:00)

sovyet

    bir yerinden yönetim organı olarak faaliyet gösteren işçi örgütlenmesidir. sovyette alt ve üst meclisler, profesyonel bürokrasi bulunmaz; seçilen temsilciler her an yine seçmenler tarafından görevden alınabilir. bu temsilciler, bir bütün olarak işçi sınıfının ve onun tek tek gruplarının tüm sosyal ifadelerinin üzerinde doğrudan önderlik uygular, eylemlerini düzenler.ilk örnekleri 1905 yılında rusya'da gözlemlenmiştir. bu tip bir yerinden yönetim organı günümüzde pek "tercih" edilmemektedir.
    (25.04.2007 20:38)

ertuğrul özkök

    mehmet ali erbil ile beraber bünyenin sinir sistemini iflas ettirme meselesinin duayenidir.
    (24.04.2007 13:15)

franz liszt

    1811-1886 yılları arasında aramızda dolaşmış piyano virtüözü. romantik dönem bestecilerindendir. piyano'nun malmsteen'idir. eserleri oldukça yüksek bir parmak becerisi gerektirir ve gerek melodik, gerek armonik açıdan son derece zengindir. hungarian rhapsody no.2 eseri doğum tarihinin onlar basamağında 8 rakamı bulunan her türkiye gencine bugs bunny ve tom & jerry tarafından icra ederken kan ter içinde kalınan piyano konseri bölümlerinde tanıtılmıştır. chopin ile tanıştıklarında bir müddet kanka sıfatıyla anılmalarına ramen rekabet yollarını ayırmıştır.
    liszt'in bir diğer özelliği üstün müzisyenliğinin yanında gösterişli ve kusursuz performanslarıdır. hayatını turnelerle kazanmış, kıta avrupası dinleyicilerinin (özellikle kadınların) en çok görmek istediği figür haline gelmiştir. performanslarında çığlık çığlığa kadınları, liszt'in fırlattığı eldivenini kapabilmek için birbirlerini yerken görebilirsiniz. bir diğer özelliği de ilk kez piyanoyu sahneye sanatçının yüzünün görülebileceği tarzda koyan icracı oluşudur. büyük adamdır liszt, toprağı bol olsun.
    (24.04.2007 00:00)

sergei vassilievich rachmaninoff

    besteciliğinin yanı sıra orkestra şefliği ve yorumculuk alanlarında da kendini kanıtlamış ender yeteneklerden biridir. romantizm ekolünün son temsilcisi olarak bilinir. çan sesine olan hayranlığı eserlerinde (c#min. prelude'de en belirgin haldedir) kendini sık sık gösterir. müziği soğuk ve karanlıktır. bestecilerden en çok tchaikovsky kendisini etkilemiştir. piyano tekniği olarak sapına kadar rus ekolünden gelmekle beraber, parmak becerisi anlamında neredeyse franz liszt'i bile sollamıştır. kendi kayıtlarının bir kısmının günümüze kadar ulaşabilmiş olması müzikseverler için eşsiz bir nimettir.
    (24.04.2007 12:56)

he man maskeleri

    tamamlayıcı aksesuarları leblebi tozu, pişmaniye, finger bisküvi arası lokumdur.
    (24.04.2007 12:42)

demokrasi

    nesnel gerçeklikte karşılığını çoğunluğun iktidarı olarak bulan rejim türü. zira demokrasi halkın iktidarı ise halkın her kesimi, demokrasi rejiminde alınan tüm kararlardan memnun olmalıdır, ki ütopik bir durumdur. bundan ötürü pratikte demokrasi, siyasi literatürdeki poliarşiyi(çoğunluğun iktidarı) ancak karşılar.
    (14.04.2007 11:24)

aşkın gözü kördür

    körden çok şaşı olduğu iddia edilebilir. gözlerle algılanan nesnenin bilinçte pek garabet bir imgesi yaratılır. şaşı algıdaki bozukluk neticesinde bu imgenin olumlu tüm yanları çift görülürken olumsuz kısımları hayli bulanıktır, seçilemez.
    (14.04.2007 11:14)

muhammad ali

    aşağılanan, hor görülen, ezilen bir kesimin sesi durumuna gelişi, en büyük motivasyon kaynağı olmuştur. 1974 yılında, george foreman ile yapacağı unvan maçından hemen önce:
    "i'm going to fight for the prestige, not for me, but to uplift my little brothers who are a sleeping on concrete floors today in america, black people who are living on welfare, black people who can't eat, black people who don't know no knowledge of themselves, black people who don't have no future. i want to win my title and walk down the alleys, settle in the garbage can with the wineheads. i want to walk down the street with the dope addicts, talk to the prostitutes so i can help a lot of the people."
    ("prestij için dövüşeceğim, kendim için değil ancak bugün amerika'nın beton zeminlerinde yatan küçük kardeşlerim ve sadakayla yaşayan, yiyecek bir şey bulamayan, kendini hiç tanımamış, geleceği olmayan siyahiler için. İstediğim şey unvanımı kazanıp arka sokakları adımlamak, çöplüğe yerleşip şarapçılarla uyumak. İstediğim şey esrarkeşlerin caddelerini onlarla beraber dolaşmak, fahişelerle dertleşmek, böylece bir çok kişiye yardım edebilmek.") demiştir.
    (12.04.2007 23:16)

sayfa: 1...-4-5-6

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.