ömer seyfettin

    çocukluk devresinden ziyade gençlik devresinde okunmasının daha mantıklı olduğunu düşündüğüm yazar.
    defalarca okunsa da insanı sıkmayan çok güzel bir üslubu vardır.
    günümüz hikayelerindeki "bir delinin hezayanları" * şeklindeki akımdan sıkılan, adam gibi bir konusu olan hikayeler okumak isteyenler için bire birdir.
    genç yaşta * vefat eden ömer seyfettin'in ilginç cocukluk anılarından biri şöyle:

    ömer seyfettin minyon fakat çok güçlü bi çocukmuş. yatılı kaldığı okulun pencere demirlerini eğip okuldan kaçarmış. bir gün okulun en iri yarı kabadayı çocuklarından biriyle kavga etmişler, çocuğun kafası kan içinde ikisini de müdürün odasıma götürmüşler. müdür: "oğlum söyle arkadaşının kafasına ne ile vurdun?" diye sormuş. ömer cevap vermiş: "yumruğumla öğretmenim. müdür inanmak istememiş ve sorusunu birkaç kez daha tekrarlamış. sonunda ömer seyfettin şöyle demiş: "isterseniz sınayın, tekrar vurayım. patlatamazsam cezama razıyım."
    (09.11.2007 18:18)

etamin

    annemin "al bunu işle, işte bu da örneğin!" diyerek önüme koyduğu kumaş türü.
    iki senedir bitememiştir bi seccade*
    (08.11.2007 20:14)

amber

    diyara yeni girmiş ürkek vampir. *
    es kaza vampir olmuştur kendisi. * *)
    diyara dair hiçbirşey bilmediğinden yeni doğmuş çocuklar gibi herşeyi dikkatli dikkatli incelemektedir şimdilik kendisi.
    belki biraz da bundandır tanım girmedeki tembelliği.
    ama diyarı sevmiştir.
    ve herkese selamlar gönderir...
    (08.11.2007 19:53)

cedric

    hayranı olduğum çizgi film karakteri.

    afacan olduğu kadar akıllı ve kurnaz bir bücür.

    bu şimdi böyleyse ilerde kim bilir ne olur, sorusunu akla getirir.

    fakat asıl merak edilen bu karakteri çizen zekanın küçükken ne gibi yaramazlıklara imza attığıdır.
    (08.11.2007 14:04)

van

    ömrümün en güzel demlerinin, çocukluğumun ve ilk gençliğimin şehri.

    en güzel arkadaşlıklarımı bünyesinde kurduğum, tam on senemi kucağında geçirdiğim şehir.

    taşındığımız zamandan beri hasreti içimde büyüyen, uğruna göz yaşları döktüğüm sehir.

    bir insanın denize * * nasıl aşık olabileceğini öğreten, deniz görmek uğruna saçma sapan bir istanbul masalı'nı izlememe neden olan * şehir.

    iklimine hayran olduğum, o pırıl pırıl güneşini başka hiçbir yerde bulamadığım şehir.

    oralıymışçasına kendimi bir parçası gibi hissettiğim şehir.

    efsane gibi oldu ama gerçek. van'ı görmemiş olan dağ bayır bir yer zanneder ama değildir. van gölü'nün kıyısında düz bir ovadır. evet pek yeşil olduğu söylenemez, biraz çoraktır. ama insanın en güzel hatıraları o şehre aitse, şehir gözünde bir başka güzeldir. aaahhh.... * * *
    (07.11.2007 21:11)

mühendislik öğrencisi

    o dersten bu lab'a koşmaktan bitap düşen, her karşılaşmanızda bitirmesi gereken projelerden bahsederek size mühendislik okumadığınız için şükür üstüne şükür ettiren üniversite öğrencisidir. sürekli yetişmesi gereken biryerler vardır ve devamlı bir telaş içerisindedir özellikle proje teslim dönemlerinde kendisi için en uygun şarkı zannımca "uykusuz her gece"dir. * *
    (17.10.2007 21:44)

gelin hamami

    "gelinin vücudunda bir kusuru var mı, bacağı eğri mi, kafası kel mi, omuzları düşük mü" gibi bilimum soruya cevap arandığı yer. ondandır karşı taraf gelin hamamı isteyince kız tarafının sigortalarının atması... * *
    (17.10.2007 21:31)

mutluluk

    elindekiyle yetinmesini bilmektir mutluluk...şükürdür...
    kırk türlü hastalıkla cebelleşip, "çok şükür, hiçbir şikayetim yok" diyebilmektir.
    kanaatkar olmaktır.
    başkalarının elindekine göz dikmemek, "onun var, benim niye yok" diye dertlenmemektir.
    diyojen gibi "gölge etme, başka ihsan istemem" diyebilmektir mutluluk.
    gerçek mutluluk aslında dünyaya dair herşeyden vazgeçebilmektir.
    hiçbir şeyin bağımlısı olmamak, gerektiğinde ibrahim ethem gibi kuru başını alıp gidebilmektir.
    "elalem ne der" kaygılarından uzak yaşamaktır. ona buna değil, sadece kendi vicdanına veremeyeceği hesabının olmamasıdır.
    hasıl-ı kelam, mutluluk bir şükrün, bir kanaatin, bir ahlakın içinde gizlidir.
    (17.10.2007 21:24)

güzel poşet çekmecesi

    çöp torbası olrak kullanılamayacak kadar güzel ve sağlam poşetlerin yerleştirildiği çekmece. içi boşaldığında lüks bir mağazadan bolca alışveriş yapma isteği uyandıracak kadar gerekli bir bölümdür. bunun yanı sıra bir de alelade poşetlerin güzelce konulduğu çekmece vardır. bu bölümdeki poşetlerin kaderi (genelde) çöp torbası olmaktır. buna rağmen anne ısrarla o poşetleri düzeltir, dürer ve çekmeceye öyle yerleştirir. hatta hatta işin abartılıp poşetlerin muska böreği gibi üçgen biçiminde sarıldığına da şahit olmuşluğum vardır.
    (17.10.2007 10:00)

21

    21 yaş...:
    artık on'lu yaşların geride kaldığının bilincine varılan an...

    21 koca yılı devirmiş olmak...
    "fatih'in istanbul'u fethettiği yaşta" olduğu halde, değil istanbul'u fethetmek, fethedilecek bir istanbul idealine bile sahip olmamanın acısını yüreğinin en derin kıvrımlarında hissetmek...
    "
    biz küçükken.."le başlayan cümleler kurmak...

    büyümenin nasıl birşey olduğunu anlamak...

    hasılı... bir hüzün... boşa geçen yılların acısı...
    (09.10.2007 23:53)

nef i

    dördüncü murat'ın huzurunda siham-ı kaza (kaza okları) adlı eserini okurken saraya bir yıldırım düşmesi sonucu uğursuzluğuna hükmedilen 1572-1635 yılları arasında yaşamış meşhur heccav.

    siham-ı kaza, yıldırımın azizliğine uğrayınca nef'i'nin muhalifleri şu beyti söylerler:

    "gökten nazire indi siham-ı kaza'sına,
    nef'i diliyle uğradı hakk'ın belasına."
    (09.10.2007 12:56)

sayfa: 1...-8-9-10

Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.